Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Yakın Doğu’nun Eski Uygarlıkları Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar

Mısır ve Mezopotamya’daki uygarlıklar aynı dönemde gelişti, her iki uygarlık da güçlü nehirlerin kıyısında kuruldu. Aralarında benzerlik olduğu kadar birçok farklılık da vardı.

0 11.451

Mısır ve Mezopotamya’daki uygarlıklar aynı dönemde gelişti, her iki uygarlık da güçlü nehirlerin kıyısında kuruldu. Aralarında benzerlik olduğu kadar birçok farklılık da vardı. Her iki durumda da tarımsal refahı, dini oluşumu ve yönetimin yapısını etkileyen unsurlar nehir vadisi ve coğrafyaydı.

Mısır ve Mezopotamya’da Coğrafyanın Rolü

Her iki bölge, tarım devriminin yaşandığı Neolitik Çağ’ın sonlarında göçebe toplulukların istilasına uğramıştır. Mısır’da, Nil Nehri her yıl taşardı ve bu taşkınlar Mısırlıların buğday ve arpa yetiştirmesine (çoğunlukla da fazladan) olanak sağlayan doğal zengin gübre biriktiriyordu. Mısır’da Nil Nehri’nin yıllık taşkın zamanı öngörülebilirken Mezopotamya’da böyle bir durum söz konusu değildi.

Mısır piramitleri

Eski Mısır ve Eski Yakın Doğu’da Siyasi Sistem

Tarihinin büyük bir kısmı boyunca Mısır devleti, çevresinde vezir ve bürokratların yer aldığı kısmen tanrısal nitelikler taşıyan Firavun tarafından yönetilirdi. Güçlü hanedanlar refahın istikrarını sağlardı, bu durum sadece iç kargaşa ve Orta Krallık döneminin sonunda dış istilaların başlamasıyla sekteye uğradı.

Ancak Mezopotamya, kendini yöneten ve güç için rekabet eden şehir devletlerinden oluşuyordu. M.Ö. 2370 yılında, imparatorluk payesine ulaşan ilk Sami hanedanını kuran Büyük Sargon idaresinde Orta Doğu’da siyasi birlik sağlandı. Akadların yıkılmasıyla bölge Amoriler, Hititler, Kassitler ve Asurlular tarafından peş peşe ele geçirilmiştir. Büyük Kiros, Pers İmparatorluğu’nu kurduğunda bölgede uzun süreli siyasi birlik sağlandı.

Mısır dini

Mısır ve Mezopotamya Arasındaki Dini Farklılıklar

İlgili Yazılar

İlk dini inançlar doğa ve çevreyle yakından ilişkiliydi. “Nil’in armağanı” olan Mısır, genellikle refah ve uyum içinde olduğundan Mısır tanrıları öteki dünyadaki yaşama önem veren pozitif bir dini yansıtıyordu. Bu durum, sadece Yeni Krallık döneminde değişti çünkü Mısır’ın kaderi de değişmişti. En ünlü Tanrı olan Osiris, kanun koyucu ve ayrıca ölüler dünyasının koruyucusuydu.

Bunun aksine, Mezopotamya’da din kasvetli ve iç karartıcıydı. İbadetler, insanları şüpheyle izleyen ve insanlıklarını hatırlatmak için onlara felaketler gönderen tanrı ve tanrıçalarla ilişkilerin yetersizliğini göstermektedir. Bu, Gılgamış Destanı’nda da belirtilmiştir.

İbraniler bu konuda bir istisnaydı, monoteizm (tek tanrıcılık) görüşleri onları komşularından farklı kılmıştı. Tanrı intikamcı ve yıkıcı özelliklere sahipti ancak seçtiği insanlarla, adil bir krallık kuracak kurtarıcının gelişini ve kurtuluşu vadeden birtakım anlaşmalar yapmıştı. Peygamberlik, bu görüş çerçevesinde şekillenmiş; peygamberler Tanrının sevgisini de öfkesini de insanlara ulaştırmıştır.

Antik Mezopotamya kabartma taşları

Uygarlık ve Kültüre Bağlı Benzerlikler

Mısır ve Mezopotamya Uygarlıkları piktogram olarak başlayan ve esasen kayıt tutma amacıyla kullanılan yazı sistemleri geliştirdiler. Her iki uygarlıkta da erkek çocuklarının kâtip olarak yetiştirildiği okullar vardı, katipler toplumsal sınıf yapısının bütünleyici bir parçasıydı.

Her iki uygarlık da ticaret ile iç içeydi, varlıklı soyluların egemen olduğu ticari açıdan refah toplumlar inşa etmişti, tüccar ve zanaatkar sınıfını desteklemekteydi. Bu benzerliklerin hepsi, medeniyetin elzem bir ögesi olarak tanımlanan kültürel gelişimin özellikleriydi. Mısır ve Mezopotamya Uygarlıkları aynı dönemde gelişmesine rağmen çevre ve doğal güçler; siyasi sistemleri, dini ve sosyal istikrarı farklı açılardan etkilemiştir.

Çeviri: Eda Nur Tosun

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More