Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Yunan Dünyasında Seyahat Etmenin Önemi

Antik Yunanistan en uzak yerleşim yerlerini bile birbirine bağlayan gelişmiş yol ağlarına sahipti. Karada seyahat ederken genellikle atlar, atlı arabalar ya da daha ağır yüklerle seyahat edenler için yük hayvanları kullanılırdı.

0 1.836

Antik Yunan’da seyahat olanakları büyük ölçüde kişilerin statülerine ve mesleklerine bağlı olsa da nüfusun önemli bir kısmı; mallarını satmak, dini ziyaretlerini gerçekleştirmek, spor etkinliklerini izlemek ve hatta antik dünyanın görkemli manzaralarını ve yapılarını görmek için Akdeniz’in ötesine geçerlerdi. Ancak kendi istekleri ve iradeleri dışında seyahat etmek zorunda olan sınıflar da vardı: Elçiler, köleler ve askerler, özellikle de paralı askerler…

Meraklı ve yenilikçi ruhlarıyla Yunanların oldukça fazla seyahat ettikleri düşünülüyor. Yunan mitolojisinin ilk sözlü geleneklerinden Jason ve Altın Post gibi birçok masal ve efsane seyahat etmenin faydalarından bahsederken, Charybdis efsanesi gibi başka efsaneler de bilinmeyene yolculuk etmenin olası tehlikelerinden bahsetmekteydi.  M.Ö. 8. yüzyılda Yunan edebiyatının yazılı eserlerini veren Homeros ve Hesiodos eserlerinde tüccarlardan büyük gezginler olarak bahsederler. Öte yandan Odesa gibi destanlar, yazarların kendilerinin de seyahatlere çıktığını ya da en azından seyahat edenlerle konuşup bilgi topladıklarını açık bir şekilde gösteriyor.

Yunanların geniş ölçüde seyahat ettikleri fikri arkeolojik bulgulara dayanıyor. Topluluklar arasındaki somut ve ölçülebilir ilişkiler, ticari malların ve madeni paraların dolaşımı, sanatsal ve kültürel etkileşimler, farkı coğrafyalarda görülen aynı tip hastalıklar bize Yunanların çok sık seyahat ettiklerini gösteriyor. Yunanların çok sık seyahat ettiklerinin bir diğer kanıtı da edebiyatta karşımıza çıkıyor. Özellikle bilimsel çalışmalar, tiyatro metinleri ve hikâyeler nüfusun büyük çoğunluğunun Antik Yunan topraklarının ötesine geçmiş olabileceklerini gösteriyor. Ancak yaşadığı yerlerin dışına çıkmayanlar da yok değildi. Platon Kriton adlı eserindeki şu alıntıda diğer pek çok Atinalıdan farklı olarak yetmiş sene Atina’da yaşamış olan Sokrates’i hiç seyahat etmemekle eleştiriyor:

‘’Hiçbir zaman şehirden dışarı çıkmadın. Askerlik dışında hiçbir farklı yere gitmedin. Başka insanların yaptığı gibi diğer diyarlara seyahat etmedin. Başka yerleri bilmek, yasalarını öğrenmek niyetinde olmadın. Yine de bu şehirde yaşamaktan öylesine memnunsun! ‘’

Seyahat Etmenin Yolları

Antik Yunanistan en uzak yerleşim yerlerini bile birbirine bağlayan gelişmiş yol ağlarına sahipti. Karada seyahat ederken genellikle atlar, atlı arabalar ya da daha ağır yüklerle seyahat edenler için yük hayvanları kullanılırdı. Ancak seyahat etmenin en kolay ve en konforlu yolu deniz ulaşımıydı. Özellikle önemli kent merkezlerinin kıyılara yakın yerlerde bulunması sebebiyle deniz ulaşımı oldukça önemli bir yere sahipti. Yalnızca gezginleri taşıyan özel bir gemi bulunmuyordu. Gezginler ticaret gemilerini kullanıyorlardı. Bu yük dolu gemilerde yer bulmak için ise tüccarları ve kaptanları ikna etmek zorundalardı.

Geniş alanları gösteren haritalar günlük gezginlerden çok bilim insanları tarafından kullanılıyordu. Gezginler ise yollarını genellikle dağlara, nehirlere, doğal su kaynaklarına ve yerleşim yerlerine bakarak buluyorlardı. Denizde ise kaptanlar periploi denilen seyir defterleri tutarlardı. Bu defterlerde kıyı şeridi boyunca sınır işaretleri not edilir, kara mesafeleri kayıt altına alınır ve stadiasmoi denilen uğrak limanlara giden yollar işaretlenirdi.

Seyahat etmek oldukça pahalıya mal olabiliyordu. Özellikle uzun mesafelerde yük taşıyıcı gibi başka hizmetlere de gereksinim duyulabiliyor ve böylece maliyet daha da artabiliyordu. Büyük yerleşim yerlerinde ve kutsal alanlarda barınma ve beslenme ihtiyacını karşılayacak özel işletmeler bulunurdu. Pire limanı gibi yoğun limanlarda ise gezginlerden daha fazla gelir elde etmek için dükkânlar, çamaşırhaneler, berberler ve genelevler gibi yan işletmeler vardı.

Akdeniz medeniyetleri haritası

Arkaik dönemde seyahat etmenin birçok tehlikeli yanı da vardı. İzni olmadan başka bir devletin sınırlarına girmek büyük yasal sorunlar doğuruyordu. Bunun ötesinde güvensiz yolculuklar neticesinde soygunlar ve hatta kaçırılmalar da görülebiliyordu. Özellikle korsanların hüküm sürdüğü sularda seyahat ederken soyulmak ve kaçırılmak işten bile değildi. Klasik dönemle birlikte devletlerarasındaki ilişkiler daha düzenli bir hal aldı ve iletişim gelişti ancak seyahat etmek hala büyük riskler barındırıyordu. Tüm bunlara ek olarak, şehirlerin gitgide büyümesi; kaynaklara, zanaatkârlara ve kölelere olan ihtiyacı arttırıyor bu da savaşlara sebep oluyordu. Savaşlar ise insanları ve hatta tüm bir şehri zorla göç etmeye mecbur bırakıyordu.

Ticari Seyahatler

Tüccarlar, metal ustaları, mücevher oymacıları, taş ustaları, çömlekçiler, cam ustaları gibi zanaatkârlar; oyuncular, yazarlar, filozoflar, tıp pratisyenleri gibi sosyal ve teknik alanlarda uzman kişiler mallarına ve yeteneklerine müşteri bulabilmek amacıyla Akdeniz çevresinde seyahat etmişlerdir. Krotonlu Demokedes ve Koslu Apollonides gibi hekimler, Samoslu Mandrokles gibi mimarlar ve Telephanes gibi heykeltıraşlar bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu zanaatkârların ve bilim insanlarının çoğu yaptıkları seyahatlerden geri dönmeyerek atölyelerini gittikleri yörelere kurdular. Böylece bilgilerini ve sanatlarını doğup büyüdükleri topraklardan uzaklara yayma fırsatı yakaladılar.

Pire gibi yoğun limanlar ve ticaret merkezlerinde toplanan tüccarlar Akdeniz’e açılacak gemilere mallarını satmaya çalışırlardı. Koloniciler Akdeniz’de yüzlerce yeni şehirler kurdular. Ayrıca ticaret amacıyla özel olarak kurulmuş şehir merkezleri de vardı. Nil Deltası’ndaki Naucratis ve günümüz Türkiye’sinin güneyindeki Al-Mina bunlardan bazılarıdır.

İlgili Yazılar
Antik dönem pasaportları

Sonuç olarak, yaz mevsiminde ticaret gemilerinin sürekli olarak Akdeniz’de yelken açmaları gezginlerin de uzak diyarlara gidebilmelerine bir olanak sağlamıştır.

Yunanistan’ın da tıpkı diğer medeniyetlerde olduğu gibi gözü pek ve cesur gezginleri vardı. Kâşifler… Daha çok ticari emellerle hareket eden Yunan kâşifler, zaman zaman Akdeniz’in sınırlarının ötesine geçerek Avrupa’nın ve Kuzey Afrika’nın Atlantik kıyılarını keşfettiler. En ünlü kâşifler arasında, İngiltere’nin güneybatısına kadar seyahat etmiş ve hatta M.Ö. 340 civarında İzlanda’ya ve Baltık kıyılarına kadar gitmiş olan Piteas ve Halikarnaslı Herodot’u gösterebiliriz.

Dini Seyahatler

Antik Yunan’da dini seyahatler de oldukça yaygındı. Delphi ve Delos tapınakları en çok ziyaret edilen yerlerdendi. Buraya gelen ziyaretçiler tapınakların muhteşem mimarisiyle karşılaşmanın yanı sıra içindeki heykeller, kabartmalar, çeşmeler gibi sanat eserleriyle de adeta büyüleniyorlardı. Basit kil figürlerinden büyük bronz heykellere çeşitli adaklar sunarak tanrılardan günlük hayatlarına bir çeşit ilahi yardım eli istiyorlardı. Hastalıklarına çare arayanlar Epidaurus gibi şehirlere gelirler ve burada tıp ve sağlık tanrısı Asklepius’dan şifa dilerlerdi. Dini seyahatlerin birçoğu da mitlere ve efsanelere dayanıyordu. Tanrıların doğduğu söylenen mağaraları ya da tanrıların insan ilişkilerine doğrudan müdahale ettiği söylenen tapınakları görmek için seyahat edenlerin sayısı da bir hayli yüksekti.

Panathenaia ve Dionysia gibi festivaller ile ünlü yazarların oyun gösterilerini sergilediği şenlikler gezginlerin ilgisini çekiyordu. Gerçekten de gezginler şehirlere finansal bir hareketlilik getirmenin yanı sıra insanî ilişkilerin de güçlenmesine vesile oluyorlardı. Atinalı devlet adamı Perikles ünlü cenaze söylevinde şöyle diyordu:  ‘’Şehrimizi herkes için açık tutuyoruz; düşmanlarımızdan biri gizlenmemiş bir şeyi görür de faydalanır korkusuyla görmesini ve öğrenmesini engellemek için hiçbir yabancıyı şehrimizden kovmuş değiliz.’’

Kültürel Seyahatler

En büyük gezginler arasında şüphesiz sporseverler de yer alıyordu. Özellikle Olimpiya, Delphi, Isthmia ve Nemea’da düzenlenen olimpiyat oyunları farklı diyarlardan birçok sporseveri bir araya getiriyordu. Bu oyunların kutsal bir doğası olduğuna inanıldığından oyunlar süresince tüm Yunanistan’da ateşkes ilan edilir ve insanlar güvenle oyunları izlemeye gelirlerdi.

İnsanlar şehirlerin sosyal imkânlarından faydalanmak için kırsal kesimlerden buralara geliyorlardı. Eğitimleri için de şehirlere gelenler vardı.  Çoğu Atina’daki Platon Akademisi’ne ya da Küçük Asya’daki bilim okullarına geliyorlardı. Benzer şekilde âlimler ve sofistler de müzik, felsefe, hitabet dersleri verecek öğrenciler bulmak ve bu şekilde kazanç sağlamak maksadıyla farklı yerlere seyahat ediyorlardı.

Antik dönem kervanları

Turist olarak seyahat edenlerin; edebiyatta, tiyatroda, masallarda, savaş hikâyelerinde anlatılan yerleri görmekten başka bir amaçları yoktu. Etkileyici antik yapılarıyla Atina, Sparta ve Mısır oldukça gözde yerlerdendi. M.Ö. 5. yüzyılda bir şair Atina’yı şu komik dizelerle anlatmaktadır:

“Atina’yı hiç görmediysen, kafanın içi bataklıktan hallicedir.

Görüp de eğer etkilenmediysen, ahmağın önde gidenisindir.

Hiç için yanmadan gittiysen bu şehirden, ruhsuz herifin tekisindir.”

M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Antik Yunan edebiyatında, turistik yerlerin anlatıldığı yazılar ortaya çıkmaya başladı. Bunların en bilinenleri Heraklides Criticus’un kaleme aldığı ve yalnızca birkaç sayfası günümüze ulaşan  ‘’Yunan Şehirlerinde’’ ile M.Ö.5. yüzyılın ünlü seyyahlarından Khioslu şair Ion’un yazdığı ‘’Epidemiai’ ’dir. Bu metinlerde yazarlar genellikle ünlü sanat eserlerinden ve büyük anıtlardan bahsederler. Şehirlerin topoğrafik özelliklerine nadiren değinseler de buralara seyahat etmenin püf noktalarından hiç bahsetmezler. Ayrıca son derece seçici, öznel ve abartıya kaçan bir dil kullanırlar. Yine de bu metinler Antik Yunan insanının başka diyarları ve kültürleri tanıma isteğinin bir yansıması olarak kabul edilmektedirler.

Antik Yunan dünyasında seyahat etmek tıpkı bugün olduğu gibi farklı kültürleri tanımanın, eski ya da çağdaş medeniyetleri keşfetmenin ve ufku açmanın en önemli yolu olarak düşünülüyordu. Edebî eserlerde geçen, çocukluktan bu yana okunan ve anlatılan egzotik yerleri birebir görmek nefes kesici olmalıydı.

Çeviri: Gürkan Çimen

Cartwright, Mark. “Travel in the Ancient Greek World.” Ancient History Encyclopedia. Ancient History Encyclopedia, 23 Sep 2013.

Kaynak ancient.eu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More