Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Kral Midas’ın Altın Arzusu: Lanet mi? Hediye mi?

Midas, Frigya ülkesindeki Pessinus şehrinin kralıdır ve Yunan mitolojisinde, dokunduğu her şeyi altına çevirebilme yeteneğiyle anımsanır.

0 595

Midas, Frigya ülkesindeki Pessinus şehrinin kralıdır ve Yunan mitolojisinde, dokunduğu her şeyi altına çevirebilme yeteneğiyle anımsanır.

Midas, oldukça geniş topraklara ve güzel güllerle dolu bahçesi bulunan görkemli bir saraya sahipti. Bu bahçede, şarap tanrısı Dionysos, iyi dostu, öğretmeni ve üvey babası Silenus’u sarhoş halde buldu. Silenus, Yunan mitolojisinde ormanın, sarhoşluğun ve şarap yapımının tanrısı olarak bilinen en yaşlı satirdi.

Dionysos arkadaşını Midas’ın sarayına taşıdı ve kral Midas onu iyi şekilde karşıladı. İlk başta, Silenus’un sadece birkaç saatliğine kalması bekleniyordu, ancak o, sarayda bir hafta boyunca Midas’ı ve arkadaşlarını şarkılarla, hikayelerle eğlendirdi.

Gordion Müzesi’ndeki Kral Midas. Gordion Müzesi, Ankara

Midas’ın misafirperverliği ve yardımseverliği karşısında minnettar olan Dionysos, kralın dileğinden birini yerine getirmek istedi. Midas’ın dünyadaki en çok sevdiği şey altındı ve her dokunduğu şeyin altına dönüşmesini istiyordu. Kendisinin zaten bol miktarda altını vardı, ancak başkalarının da altına sahip olma düşüncesini kabul edemiyordu. Bu nedenle en büyük isteği gerçekleşti. Bu dilekte bulunduğu anda bunun bir hediye veya lütuf değil, bir lanet olduğunu anlamamıştı.

Bir anda, her şey altına dönüşmeye başladı. Midas çok heyecanlandı ve saraya koştu; duvarlara, perdelere, heykellere, sütunlara ve bahçedeki bitkilere, güzel güllere kadar çeşitli nesnelere dokundu.

Çok geçmeden, bütün sarayı parlıyordu ve bu parlamadan sorumlu olan şey güneşin ışıkları değil her şeyin altına dönüşmesiydi.

Şüphesiz bu olağanüstü bir güçtü. Bu güçten Midas çok etkilenmiş ve heyecanlanmıştı.  Kutlamaların zamanı gelmişti. Hizmetçilere sofrayı kurmalarını emretti, sofraya oturan kralın elleriyle dokunduğu yiyecek ve içecekler de altına dönüştü.

Nathaniel Hawthorne’un “A Wonder-Book for Girls and Boys”  (Kızlar ve Erkekler için Harikalar Kitabı) (1852) adlı eserinde anlatıldığına göre, bir gün Midas’ın kızı, bahçeden gelerek kokularını kaybetmiş ve sertleşmiş olan güller için çok üzgün olduğunu söyler.

“Baba, Baba, güllere ne oldu?”

“Çok güzel değil mi, canım?”

“Hayır! Çirkinler! Berbatlar ve çok keskinler,  artık onları koklayamıyorum. Ne oldu bunlara?”

“Kim yaptı sihri?”

“Ben yaptım.”

“O zaman geri al sihri! Bu gülleri sevmiyorum.”

Ağlamaya başladı.

“Ağlama,” dedi, başını okşayarak.

“Ağlamayı bırak, sana altından bir bebek vereceğim, altın yapraklı elbise ve minik altın ayakkabıları var.”

Kızı ona cevap veremiyordu.

İlgili Yazılar
Kral Midas ve kızı, Nathaniel Hawthorne Walter Crane’in A Wonder Book for Boys and Girls adlı eserinden – Kongre Kütüphanesi

“Gözleri sabitlendi ve dondu. Boynundaki küçük mavi damarın atışı durdu. Bir heykeldi artık. Bahçe yolunda dikilen soluk altın bir figürdü. Kızın gözyaşları, altın yanaklarındaki minik altın boncuklardı…”

Küçük kızı, çevresindeki her şey gibi altın nesneye dönüşmüştü.

Ona baktı ve dedi ki: “Bunu hiç düşmemiştim, çok talihsiz bir durum. Bu olandan dolayı çok üzgünüm. ”

Frigya’nın büyük kralının her şeyi altına dönüştürme yeteneği, ona sevinçten çok daha fazla sıkıntı ve hayal kırıklığı yaşatıyordu.

Dionysos’a dua ederek Tanrı’nın armağanı olan bu yeteneği geri alması için yalvardı.

Dionysos duasını duydu ve ona Türkiye’deki küçük bir nehir olan Paktolos’ta yıkanmasını söyledi. Nehir antik Lidya’daki Sardes şehrinden geçiyordu. Bu nehrin suyuna batıracağı her şeyin haline döneceğini söyledi.

Midas teşekkür etti ve hızla nehre gitti. Suya dokundurduğu her şey eski haline döndü.  Sihirli güç nehre geçti ve nehrin altındaki kum altına dönüştü. Söylendiğine göre, hala nehir Paktolos nehrinin çevresinde kumda altın bulunabilmektedir. (Paktolos nehri: Manisa’da bulunan Sart çayı.)

Altınla yaşadığı tüm hoş olmayan deneyimlerden bıkan Midas, kırsala taşındı ve orada, sıradan insanların arasında, çobanların tanrısı Pan’a ibadet etmeye başladı.

Bir gün, Midas, ünlü Olimpiyat müzik yarışmasının hakemlerinden biri oldu.

Midas Tümülüsü – Polatlı

Bu ilgi çekici yarışma sona erdiğinde, hakemin kararına katılmayan Frigya kralı Midas dışında tüm jüri üyeleri Apollon’u kazanan ilan etti.

Apollo’nun lirinin gelişmiş ve tatlı melodilerini tercih etmek yerine Pan’ın kavalının kaba ve ilkel tonlarını tercih etmesi belki de kötü zevki nedeniyleydi.  Midas, yarışmanın tek hakemi olarak, Apollo’nun müziğine karşı bu olağandışı tutumu nedeniyle cezalandırıldı.

Midas’ı müzik konusunda insan kulağından yoksun, aptal bir adam olarak değerlendiren Apollo, onun kulaklarını bir eşeğin kulaklarına döndürdü.

İnsanlar sürekli Midas’ın eşekkulakları hakkında konuşuyorlardı. İnsanlar her zaman dedikodu için yeni bir şey bulurlar. Efsaneye göre Apollo daha sonra Midas’ın kulaklarını normale geri döndürdü. Midas’ın daha sonra Apollo’nun lirini sevmeyi öğrendiği söylenir.

Çeviri: Bülent Pekardan

Kaynak ancient pages

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More