Eski Mısırlı Denizciler Dünyanın Düz Olmadığını Fark Etmişler
Afrika'nın etrafında yelken açan ilk gemi yaklaşık olarak M.Ö. 600 lerde Mısırdan yola çıktı. Tek amaçları Cebelitarık Boğazı dışında bir yol bulmaktı. Ama üstlerindeki gökyüzünü seyrederken hiç beklemedikleri bir şey keşfettiler.
Afrika’nın etrafında yelken açan ilk gemi yaklaşık olarak M.Ö. 600 lerde Mısırdan yola çıktı. Tek amaçları Cebelitarık Boğazı dışında bir yol bulmaktı. Ama üstlerindeki gökyüzünü seyrederken hiç beklemedikleri bir şey keşfettiler. Fark ettikleri dünyanın düz olmadığının ilk ipuçlarıydı bu.
Afrika’nın güney ucuna ulaşarak batıya doğru yol almaya başlayan gemiciler vatanlarına güneşin gökyüzündeki konumunun değiştiğini bildirdiler. Artık güneş güney yerine kuzeyden yükseliyor ve batıyordu.
Bu çok da önemli olmayan bir detay gibi görünüyor olabilir. Ama yaşadıkları dünyanın düz olduğuna inanan bir medeniyet için dünyaları hakkında anladıklarını zannettikleri her şeye meydan okuyan bir durumdu. Hatta keşif o kadar köklü bir etki yaratacaktı ki, bir çok insan buna inanmayı reddetmeyi seçti.
Firavun II. Necho’nun Afrika Macerası
Son derece tehlikeli bir dönem olan M.Ö. 610 – 595 arası Mısırı yöneten II. Necho’nun Afrika etrafında düzenlenmesini emrettiği seferin sadece keşif amaçlı olması günümüzde çok anlamlı görünmemekte. Bu zaman dilimi içerisinde Doğu’da Babil kralı II. Nebukadnezar tehlikesi giderek büyümekteydi. Ve her Mısırlı gibi firavunda bu savaşların eninde sonunda kendi ülkesinin sınırları içerisine yöneleceğini biliyordu. Böyle bir durumda firavunun ülkesini savunabilme şansının olmadığı da bir gerçekti. Bu yüzden aslında böylesi umutsuz bir dönemde firavunun her hareketi halkını Babil tehlikesine karşı koruyabilecek bir yol bulma amacı gütmekteydi.
Firavun, Nebukadnezar’ı engelleyebilecek bir deniz filosunu taşıyabilmek için Nil’den Kızıldeniz’e uzanan devasa bir kanal inşa etmeyi denemişti. Ama bir rahip firavunu bu inanılmaz derecede iddialı projeden, kanalın Babillilerin saldırısını kolaylaştırabileceğine ikna ederek vazgeçirmişti.
Necho II’nin Afrika’ya yelken açan bir gemi göndermeye neden karar verdiğini tam olarak açıklayan bir kayıt yok. Ancak kanal projesinden vazgeçtikten hemen sonra adamlarını böyle bir sefere göndermesinin nedeni muhtemelen Babil kuvvetlerinin olası saldırı ya da kaçış yollarını kesebilecek bir deniz kuvvetine aktarma yolu araması olabilir.
Bu fikir askeri açıdan başarısız bir girişim oldu. Çünkü Afrika’nın etrafından dolaşmak savaşta düşman kuvvetlerinin arkasına geçerek sürpriz bir saldırı yapmak için oldukça uzun bir güzergahtı. Ama bu sefer bilimsel açıdan değerlendirildiğinde inanılmaz bir girişimdi ve kimsenin beklemediği bir keşfin yolunu açacaktı.
Afrika’nın Etrafından Dolaşan İlk İnsanlar
Gemideki mürettabat Mısırlı değildi. O dönemde dünya üzerinde en iyi denizcilere ve kaşiflere sahip olmakla haklı bir üne sahip olan Fenikelilerden oluşan bir mürettabatı vardı geminin.
Planları inanılmaz bir dayanıklılık gerektiriyordu. O dönemde bir gemi dolusu insanı Afrika’nın etrafında dolanacak kadar süre beslemeye yeterli erzağın gemi içerisinde depolanması mümkün değildi. Fenikeliler bu problemi aşmanın yolunu ekinlerin büyüme dönemlerinde demirleyerek ve kendileri için gerekli erzağı yetiştirecek kamplar kurarak karada geçirmek şeklinde bulmuştu.
Sadece gerekli besini yetiştirmek için her yılın yarısını daha önce hiç bilmedikleri bir kara parçasında kuracakları evlerde geçireceklerdi. Daha sonra mümkün olduğunca fazla ekin ve erzağı toplayarak gemilerine yükleyecek ve bir kere daha denize açılacaklardı.
Onların bu yolculuğu hakkında çok az bilgimiz var. Bu yolculuk hakkında bildiklerimiz onların yelken açtıkları zamandan 100 yıldan daha fazla bir süre sonra yaşamış olan Yunanlı yazar Heredot’un bize aktardıkları ile sınırlı. Ama bu durum tarihçilerin bu yolculuk ile ilgili bazı varsayımlarda bulunmalarına engel değil. Tarihçiler, denizcilerin ilk yıllarını bildikleri denizlerde ve Mısırlıların düzenli olarak ticaret yaptığı Kızıldeniz etrafındaki Punt Krallığı topraklarında geçirdiğine inanıyor. Ancak Punt krallığını arkalarında bıraktıktan sonra artık dünyanın keşfedilmemiş ve bilinmeyen toprakları onları beklemekteydi.
Belki de bu denizlerinde hayatlarında ilk defa balinalarla karşılaştılar. Afrika’nın balta girmemiş ormanlarının kıyılarında demir attılar ve burada ekinlerini yetiştirmeye çalıştılar. Ve eminiz ki burada güneşin gökyüzünün yanlış tarafından doğduğunu fark ettiler.
Güney Yarımkürede Gökyüzü
Bu hikaye için tek kaynağımız aktardıklarının gerçek olduğuna inanmayan bir antik yazar. Heredot diyor ki;
‘Bu adamlar, başkaları inansa bile benim inanmadığım bir iddiada bulunuyorlardı; Libya’nın güney ucundan batıya doğru seyrederken güneşin sağlarından kuzeye doğru hareket ettiğini söylüyorlardı.
Çağdaşları ile karşılaştırıldığında Heredot’un söylenenlere inanmasa bile aktararak oldukça insaflı davrandığı söylenebilir. Bir çok başka yazar böyle bir seferin yapılabilmiş olabileceğini bile reddediyorlardı. Örneğin Ptolemy gibi Romalı düşünürler Afrika’nın etrafından dolaşmanın imkansız olduğunu söylüyorlardı. Çünkü onlara göre Afrika güney kıyısı olmayan ve dünyanın sonuna kadar uzanan devasa bir kara parçasıydı.
İronik şekilde onların bu sefere olan inançsızlıkları bile belki de bu seferin gerçekten yapılmış olduğunun en önemli kanıtı. Bugün biliyoruz ki gezegenimizin şekli Güney Afrika’da güneşin kuzeyde görünmesini sağlıyor. Ve kahraman Fenikelilerin bu gerçeğin ilk tanıkları olmaları onların devasa Afrika kıtasının etrafını dolaştıkları bu seferi gerçekten yaptıklarının en önemli kanıtı.
Evlerinde onları yalancı olarak adlandıran, başardıkları ve gördüklerinin imkansız olduğu konusunda ısrar eden bir insan güruhu tarafından karşılandılar. Ama şimdi, binlerce yıl sonra, onların hikayesi sonunda haklı çıktı. Afrika’da seyahat eden ilk insanlar onlardı.
Çeviri: Özgür Yolcu