Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Romalı Askerler: Orduda Yaşam ve Ötesi

Bir Roma askerini düşündüğümüzde, zırh giyen, miğfer ve kılıç taşıyan, mızrak ve kalkan tutan, düşmanla çatışmaya hazır bir kişi aklımıza gelir. Onu, Roma’nın zaferi için savaşan komutanlarının emirlerine itaat ederken hayal edebiliriz. Peki ya, daha kıdemliler, üstleri kimlerdi? Ya da, sıradan bir asker mutlu muydu?

0 813

Bir Roma askerini düşündüğümüzde, zırh giyen, miğfer ve kılıç taşıyan, mızrak ve kalkan tutan, düşmanla çatışmaya hazır bir kişi aklımıza gelir. Onu, Roma’nın zaferi için savaşan komutanlarının emirlerine itaat ederken hayal edebiliriz. Peki ya, daha kıdemliler, üstleri kimlerdi? Ya da, sıradan bir asker mutlu muydu?

Roma Ordusunun Yapısı

Roma ordusu, her biri yaklaşık 4800 piyade ve 120 süvariden oluşan lejyonlara bölünmüştü. Bir lejyon, her biri 480 erkekten oluşan 10 müfrezeye bölünmüştü ve her müfreze de, her biri 80 kişiden oluşan altı bölükten oluşurdu. Bölüklere “century” (yüzyıl) denirdi. “Yüzyıl” tanımı, tam güçteki bir lejyonun 6000 kişiden oluşabileceği, ancak gerçekte 4800 sayısının aslına daha yakın olduğu gerçeğini ifade eder. Yabancı uyruklu olarak askere gidenler, yardımcı bir birime atanırlardı. Açıkçası, lejyonerlerden çok daha fazla harcanabilir olduklarından, savaşta genellikle ön saflara yerleştirilirlerdi. Ayrıca, lejyonerlere oranla daha az koruması olan zırhlar giyerlerdi.

Roma Ordusunda Hiyerarşi

Tüm ordular gibi, Roma ordusu da çok hiyerarşikti. Metal işleri, marangozluk veya tıpta teknik uzmanlığınız varsa, muafların saflarına katılırdınız, bu da nöbet tutmak gibi bazı temel görevlerden muaf olduğunuz anlamına gelirdi. Seçkinler arasındaysanız, bölük komutanı rütbesine terfi etmeyi ümit eden “yöneticiler” olarak bilinirdiniz.

Bu sınıf arasında en ayrıcalıklı olan ise “aquilifer” veya kartal taşıyıcısıydı. Lejyonun kartal sancağını taşıyan ve lejyonu savaşa götüren oydu. Onun altında signifer (sancaktar) bulunurdu, her biri bölüklerden birinin sancağını veya sembolünü taşıyan yaklaşık 60 kişi vardı. Bu adamların hepsi son derece süslü olurdu ve rütbeleri bölük komutanlarından sonra gelirdi.

Roma Ordusunda Bölük Komutanları ve Daha Üsttekiler

Bir bölük komutanı, lejyonundaki yaklaşık 80 adamdan sorumluydu. Ordunun bel kemiğiydi. Roma ordusundaki bir asker,  askeri standartlara uymayan şekilde davranmayı göze alamazdı. Hafif bir suç işlerse, bölük komutanı onu bir değnekle döverdi. Daha ciddi bir suç işlerse, bölük komutanı ona para cezası verir, rütbesini düşürür ve hatta başka bir lejyona transfer edilirdi. Asker düşman topraklarında nöbetteyken uyuyakalırsa, diğer askerlere onu öldüresiye dövmelerini emrederdi.

Bölük komutanlarının saflarında da bölünmeler olurdu. En önemli bölük komutanı, ilk müfrezenin 1. bölüğünden sorumlu komutan olan primus pilus‘du. Bölük komutanları, praefectus castrorum, yani “kamptan sorumlu vali” olmak dışında daha yükseğe çıkamazlardı. Yani sıradan bir lejyoner olarak katılanlar için bölük komutanlığı, arzu edilebilecek en yüksek rütbeydi.

Ardından, bölük komutanlarının üzerinde, binicilik rütbesinde beş genç yüksek rütbeli subay ve tribunus laticlavius veya “geniş çizgili tribün” olarak bilinen senatör rütbesinde bir kıdemli subay tribünü vardı. Senatörler geniş mor şeritli bir toga (eski Romada erkek vatandaşların resmi yerlerde sarındıkları dikişsiz çarşaf) giydikleri için böyle adlandırılırdı.

Yüksek rütbeli subaylar, sivil hayata dönmeden önce sadece kısa bir süre görev yaparlardı. Lejyonun başında legatus legionis, lejyoner elçisi vardı. Bu kişi, yüksek rütbeli bir senatör olurdu ve genellikle üç ila dört yıl görevde kalırdı.

Roma Ordusundaki Mutsuz Askerler

Tarihçi Tacitus’a göre, Alman lejyonları MS 15’te isyan ettiğinde, çete liderleri, gördükleri muamele hakkında şunları söylemişti:

İlgili Yazılar

Yaşlı adamlar 30 ila 40 yıldır hizmet ederler, vücutları yaralarla sakatlanırdı. Eğer biri bu tehlikeleri yaşarsa, dünyanın öbür ucuna gönderilir ve ona çiftlik dedikleri su dolu bir bataklık veya sürülmemiş bir yamaç verilirdi. Onlar için dayak ya da yaralardan kurtuluş yoktu.

Romalı bir asker kendi evine döndüğünde, çok fazla önyargıyla uğraşmak zorunda kalırdı. Romalı sivillerin, imparatorluklarını koruyan askerleri hor görmeleri garip görünebilir, ancak durumun gerçekten böyle olduğunu gösteren pek çok kanıt var. Tacitus genellikle sıradan lejyonerlerden volgus, “sürü veya mafya” olarak bahseder ki, bu çok aşağılayıcı bir terimdir.

Roma Ordusundaki Sosyal Yardımlar

Eğer, kalıcı olarak bir eyalete atanmış olursanız, bir tür ev hayatı sürdürebilirdiniz. Birçok asker, farklı yerlerde hospita veya focaria olarak adlandırılan, örf ve adetlere uygun bir eş alırdı. Hospita “hostes” anlamına gelirken, focaria “mutfak kızı” anlamına gelirdi. Ancak MS 193 yılında İmparator Septimius Severus tahta çıkana kadar; önceden evliyseniz orduya katılma hakkınız olmasına rağmen, evlenmenize izin verilmezdi.

Ancak bölük komutanı rütbesine yükselirseniz, böyle bir kısıtlama yoktu ve istediğiniz zaman evlenebilirdiniz. Askeri yürüyüşlerde eşiniz ve çocuklarınız zaman zaman size eşlik edebilirdi. Ve eğer bir eşiniz ya da sevgiliniz yoksa, yürüyüşte size eşlik edecek veya bir sonraki mola yerinizde sizi bekleyecek fahişeler bolca bulunurdu.

Hizmet verdiğiniz ilde mülk sahibi olma yasağı olmasına rağmen, bu kural katı bir şekilde uygulanmazdı. Özellikle batıda, gaziler taburcu olduktan sonra aynı ilde kalmayı seçtiler, birçoğu şüphesiz yerel bir kızla yaşamaya başladı.

Bir askerin, yılda üç kez aldığı, stipendium adı verilen maaşının çok düşük olduğu doğrudur. Ancak her yeni imparator, hem katılımı sırasında, hem de vasiyetinin şartlarına göre ona parasal bir hediye olan bir bağış (Latince donativum‘dan gelir) verirdi.

Roma Ordusunda Emeklilik

Terhis olmak ancak değişimli (birer atlayarak) yıllarda mümkündü. Ödemeler, ya arazi hibesi şeklinde ya da maddi bağış olarak yapılırdı. Yedek bir askere ise Roma vatandaşlığı verilirdi.

Terhis olduktan sonra her askere haklarını belirten bronz bir diploma verilirdi. Ancak, askeri kariyerin bir dezavantajı vardı: Sadece savaş alanında karşılaşılan zorluklar değil, aynı zamanda o günlerde insanların çok daha genç ölmesi söz konusuydu.

Her şeye rağmen, Romalı askerler, Roma İmparatorluğu’na zaferler kazandırmakta çok önemli bir rol oynamışlardır.

Çeviri: Gamze Kamacı

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More