Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Savaşları Neden Araştırmalıyız?

Savaşın önemli bir ideolojik işlevi vardı, toplumsal düzeni sağlamak. Seferlerden önce ve sonra düzenlenen ayinler, topluluk içindeki birlik hissini kuvvetlendiriyordu. Savaş için yola koyulan erkekler, başarılarını isteyen topluluk tarafından alkışlanırdı.

0 1.460

“Antik dünya savaş halini” bu kadar büyüleyici ve faydalı bir çalışma konusu haline getiren şey nedir?

Akdeniz arkeolojisi üzerine yaptığım doktoram için, Yunan savaş halini çalışmayı seçtim. Neden bu konu üzerine yoğunlaşmayı seçtiğim sorusuyla sıklıkla karşı karşıya geliyorum. Üzerinde dikkatlice düşünülerek cevaplandırılması gereken bir soru olduğu için, burada, daha geniş bir kitleye hitap ederek cevaplandırılmasının daha yararlı olacağı kanaatindeyim.

İlk olarak, savaşın mekaniklerine kafa yormak zihin için oldukça ilginç bir egzersiz veya antik stratejileri ve taktikleri analiz etmek ve meşhur savaşların ve generallerin hikayelerini ve anekdotlarını okumak, kahramanlar ve isyancılar. Bu saydıklarımın hepsi, antik savaş halini çalışmak için geçerli nedenler olsalar da gerçekte sadece buzdağının görünen kısmı konumundalar.

Daha da önemlisi, antik dünyadaki savaş halinin, bir mücadeleden daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Antik dünyadaki savaş hali, bizim şu anki savaş algımıza tamamen yabancı bir şekilde, gündelik hayatın yekpare bir bileşeniydi. Genellikle, antik insanların ekonomiyi veya dini ifade edebilecekleri kelimeleri yoktu, ancak savaş ve barış arasında ayrım yapabiliyorlardı.

Bununla birlikte, savaşın ve barışın birbirlerini tamamlayıcı olarak nitelendirildiğinden bahsetmekte fayda var: aynı madalyonun iki yüzü gibi. Ordunun, toplumun diğer katmanlarından ırak olarak kabul gördüğü günümüz modern dünyasının aksine, antik dünyada ordu, gündelik yaşamın birçok alanında yapı taşı görevindeydi.

Savaş Hali ve Siyaset

Savaş hali ve siyaset arasındaki sıkı bağları göz önünde bulundurun. Antik dünyadaki siyasi liderler, ayrıca askeri liderlerdi. Carl von Clausewitz ünlü eseri Von Kriege’de, savaş halinin, tamamıyla politikanın bir devamı niteliğinde olduğundan söz etmiştir.

Bu çıkarım, kendi zamanındaki Prusya için ne kadar geçerliyse, antik dünya için de bir o kadar geçerlidir, hatta antik siyasi liderler, savaş alanlarında çoğu zaman kendilerini kumandan olarak tayin etmişlerdir. Örneğin, Atinalı devlet adamı ve Amiral Themistokles, Mısırlı savaşçı-kral Ramesses ya da kral ve fatih Büyük Sargon.

Çoğu antik toplumlar monarşi veya oligarşi ile yönetiliyorlardı ve yönetici sınıfı için sosyal konumlarını aklamak önemli bir şeydi. Doğum ve mal varlığı tek başlarına pek bir şey ifade etmiyorlardı. Bunun yerine toplumdaki genel fikir birliği; toplumu yöneten kişilerin ayrıca o toplumu koruma yükümlülüğü altında olduğuydu.

Bundan dolayı, önemli mücadelelerde, Yakın Doğulu ve Mısırlı krallar, genellikle ordularına kendileri liderlik ettiler. Arkaik dönemde ve Antik Yunan’da liderler, ön saflarda savaştılar ve bazen de çatışmada öldüler, Theban gibi.

Savaş Hali ve Din

Ama antik dünyadaki savaş halinin, doğaüstüyle de yakın bir bağı vardı, yani din olarak bahsettiğimiz katmana. Bu, özellikle de kralın sadece ülkenin yöneticisi ve harika bir savaşçı olmayıp ayrıca da tanrının bir yansıması olarak görüldüğü Antik Mısır’da, çok belirgin bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Antik Yakın Doğu kralları tanrı değillerdi, ama onun yerine dünyaya, yüce emirle yöneten, tanrının temsilcilerini gönderiyorlardı. Tanrıların gözüne girebilmek için Antik Yunanlar, sphagiayı (muharebeden önceki kurban) geliştirdiler ve hem Romalılar hem de Yunanlar zafer için gerekli koşulları yerine getirip getirmediklerini öğrenmek için kahinlere başvurdular.

Anlaşmazlıklar, antik kültür mitolojilerinde tamamlayıcı bir bileşendir. Athena’yla eşit derecede savaşçı olan Ares’e ithaf edilen panteonu buna örnek olarak gösterebiliriz. Diğer Yunan tanrılarının birçoğunun gaddar tarafları vardı. Diğer kültürlerin panteonları da az kavgacı değillerdi, üstelik çatışma ve hatta düpedüz savaşın büyük roller oynadığı bir sürü mit mevcuttur.

Savaş Hali ve Ekonomi

İlgili Yazılar

“Ekonomi” kelimesi, “mesken düzeni” anlamına gelen, Yunan oikonomia kelimesinden türemiştir. Bir başka deyişle, evdeki düzenin sürdürülebilirliği ile alakalıydı.

Bütün antik uygarlıklar tarım toplumlarıydı. Savaşların çoğu toprak, özellikle de sürülebilir araziler, için ve ayrıca stratejik açıdan önemli araziler için savaşıldı. Örnekler, Sümer şehir devletleri arasındaki ilk çatışmalardan ve antik Mısır’ın birleşmesinden, Roma İmparatorluğu’nun fetihlerine kadar gidebilir. Yunanların, Fenikelilerin ve diğer toplumların kolonileşme çabası, yerli popülasyonun katledilmesiyle veya ana vatanlarından uzaklaştırılmalarına sebebiyet vermiştir.

Savaşın bölgesel kazanç için savaşılmadığı durumlarda bile, Demir Çağı’nın ilk zamanlarında Yunanlılarda durum büyük bir ihtimalle bu şekildeydi, şeref ve prestij meseleleriyle birlikte ekonomik sebepler, savaşa yol açan nedenlerin başındaydı. Örneğin, sığırların hışırtısı ve kadınların çalınması, Homeros’un destanlarında savaş için güçlü nedenlerdendir ve küçük ölçekli ancak oldukça kompleks toplumların tipik karakteristikleri olarak kabul görürler. Ölen düşmanların cesetlerinden alınan zırhlar ve silahlar, metal yığınlarına hatırı sayılacak derecede katkı yapmış olmalılar.

Farklı kültürler arasındaki alışverişler birçok farklı şekle bürünürler, takas ve hediye alışverişi bunların arasındadır. Bu yol boyunca, ordu mühimmatındaki yenilikler, taktikler ve stratejiler farklı insanlar arasında değiş tokuş yapılabiliyordu. Bunu antik Yakın Doğu’daki küçük ölçekli toplumların ordularının nasıl geliştiğinde açıkça görebiliyoruz buna, büyük krallıkların çevresinde bulunan Ege de dahil!

Ancak büyük krallıklar kendileriyle de mücadele ettiler: MÖ 1274 yılındaki Kadeş Savaşı’nda, Mısır ve Hitit orduları mühimmat ve taktikler düzleminde eşit düzeydeydiler, detaylarda farklılıklar olsa bile. Her iki imparatorlukta da iki tekerlekli araba, çok da doğal bir gelişme olmayan, önemli bir silahtı. Askeri mühimmatların, stratejilerin ve taktiklerin gelişimini çalışmak, farklı kültürlerin arasındaki iletişime ışık tutuyor ve her birini eşsiz yapanın ne olduğunu vurguluyor.

Savaş Hali ve Toplum

Aslında, savaş halinin, siyasal, dini ve ekonomik katmanları birbirlerine entegre ederek bir birlik oluşturarak, antik toplulukları bir araya getiren tutkal olduğunu söyleyebiliriz. Bu antik toplumun kanında olan bir şeydi.

Genellikle, gruplar arasındaki sosyal ayrımlar, sosyal grupların savaş alanında hangi rolleri oynadıklarını belirlemeye çalıştıklarında daha da netleşiyordu. Çoğu durumda kadınlar fazlasıyla dışlanmışlardı. Köleler evde oldukları gibi savaş alanında da itaatkardılar. En prestijli savaşçılar ve kumandanlar toplumun üst kademe insanlarından seçilirken, sıradan insanlar rütbeli asker ya da yedek asker olarak işlevlerini yerine getiriyorlardı.

Savaşın önemli bir ideolojik işlevi vardı, toplumsal düzeni sağlamak. Seferlerden önce ve sonra düzenlenen ayinler, topluluk içindeki birlik hissini kuvvetlendiriyordu. Savaş için yola koyulan erkekler, başarılarını isteyen topluluk tarafından alkışlanırdı.

Savaş halinin sosyal ve ideolojik önemi daha sonralarda, en gözle görülür biçimde sanatta, mitlerde ve edebiyatta olmak üzere, antik toplulukların idraki tabirlerinde dile getirilmiştir. Bu genellikle sadece gerçek savaşla limitli kalmayıp, avcılık gibi, başka tehlikeli aktivitelerin tasvirlerine de tanıklık etmiştir.

Sonuç

Öyleyse, savaş halini incelemek, antik dünyanın siyaset, din, ekonomi ve toplumu kapsayan temel bir yönünü incelemektir, diğer bir deyişle, antik kültürün tamamı. Kelimenin tam anlamıyla antik savaş halinin karmaşıklığını anlamak, sadece silahlar ve taktikler hakkında değil, ayrıca siyasal düzen, sosyal hiyerarşi, mit ve ayinler, tarım ve ticaret, sanat ve ideoloji alanlarında da çok yönlü bilgi sahibi olmayı gerektirir.

Antik dünyadaki savaş halinin geniş kapsamlılığı, bu alanın akademide gördüğü rağbet ile ispatlanmıştır. Savaş oyunları, her zamankinden daha popülerler hem konsolda hem de geleneksek masaüstü bilgisayarlarda. Savaş hali ile ilgili, yeni makaleler, düzenlenmiş baskılar ve monografiler düzenli bir şekilde ortaya çıkıyorlar.

Orijinal Yazı: Josho Brouwers

Çeviri: Batıkan Demirtaş

Kaynak Ancient World Magazine

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More