Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Efsane ve Gerçekliğin Sınırında: Su Altındaki Şehir Herakleion

Kleopatra’nın, tacını başına geçirdiği tapınağa ev sahipliği yapan Herakleion şehri, yaklaşık 1.200 yıl önce, Mısır kıyılarında Akdeniz’de battı. Batmadan önce, Akdeniz’deki en önemli ticaret merkezlerinden biri halindeydi.

0 5.928

Kleopatra’nın, tacını başına geçirdiği tapınağa ev sahipliği yapan Herakleion şehri, yaklaşık 1.200 yıl önce, Mısır kıyılarında Akdeniz’de battı. Batmadan önce, Akdeniz’deki en önemli ticaret merkezlerinden biri halindeydi. Yüzyıllar boyunca şehrin, tıpkı Atlantis şehri gibi, bir efsane olduğuna inanıldı. Ancak 2001 yılında, Fransız savaş gemilerini arayan Fransız bir sualtı arkeoloğu, batan şehri tesadüf eseri buldu.

Kum ve çamur katmanlarını ortadan kaldırdıktan sonra, dalgıçlar, Amun-Gerb’in ana tapınağı, firavunların devasa heykelleri, tanrı ve tanrıçaların yüzlerce ufak heykelleri, sfenks, 64 antik gemi, 700 çapa, taş bloklara işlenmiş Antik Mısırca ve Yunanca kayıtlar, onlarca lahit, altınlar ve bronzdan ve taştan yapılmış ağrılıklar dahil olmak üzere, olağanüstü bir biçimde iyi muhafaza edilmiş şehri, hazinelerine el sürülmemiş bir şekilde, gün yüzüne çıkarmayı başardılar.

Amun Tapınağı’nda keşfedilen bronz kandil

Keşfin fevkalade fotoğrafları ve eserleri kurtarma süreci, bir zamanlar, bu muazzam şehirde güçlü ve yüce bir şekilde duran heykelleri gözler önüne seriyor. Bir fotoğraf, deniz yatağında ürkütücü bir şekilde duran Batlamyos kraliçesinin Greko-Mısır heykelini gösterirken, bir diğeri de büyük Firavun’un kumların arasından bize bakan suratını gösteriyor.

En inanılmaz karelerden biri ise, bir dalgıcın, M.Ö. 378- 362’de Nectanebo I tarafından yaptırılan, ayrıntılı ve açıkça okunabilir yazıtlarla dolu olup, muhteşem bir şekilde muhafaza edilen, 1.9 metre yüksekliğindeki, Herakleion stelinin yanında fotoğraflandırıldığı karedir.

İlgili Yazılar

Yunan tarihçi Herodotus, meşhur kahraman Herakles’in Mısır’a ilk olarak ayak bastığı ve daha sonra onun adını alan büyük bir tapınaktan bahsetmişti. Ayrıca Truva’lı Helen’in, sevgilisi Paris ile, Truva Savaşı’ndan önce, Herakleion’a yaptığı geziyi de raporlamıştı. Herodotus’un Mısır’a ziyaretinden 4 yüzyıl sonra, coğrafyacı Strabo, Herakles’in tapınağına ev sahipliği yapan Heracleion şehrini, Nil Nehri’nin Canopic kolunun ağzında, Canopus’un hemen doğusunda yer aldığını gözlemledi. Yine de keşfine kadar, Herakleion sadece bir efsaneydi.

Yirmi altıncı hanedanlığın firavunun bronz heykelciği

Herakleion’un keşfi, bugün sadece mitler ve efsaneler olduğuna inandığımız şeyler hakkında önemli soruları gün yüzüne çıkartıyor. Bir zamanlar mit olduğuna inanılan bir şehir, denizin derinliklerinden gün yüzüne çıkıyorsa, gelecekte, geçmişin hangi efsaneleri gün yüzüne çıkacak, kim bilebilir ki?

Çeviri: Batıkan Demirtaş

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More