Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Dünyanın Askeri Dehası Büyük İskender’in Ordusu

Başarının önemli bir kısmını babasının öngörüsüne borçlu olsa da genç kralın savaştaki başarıları antik Yunanistan'ın falanks düzenine kadar dayanıyor.

0 10.845

Tarihte hiçbir kumandan tek başına savaş kazanmadı. Başarılı olmak için, sonuç büyülü bir zafer ya da hayal kırıcı bir mağlubiyet olsa da asla onu bırakmayacak iyi eğitilmiş orduya ihtiyacı vardı. Tarih, Jül Sezar, Hannibal ve Napolyon gibi maharetli liderlere şahitlik etmiştir. Eşi benzeri görülmemiş maharetli ve iyi eğitilmiş bir ordu, babası Makedonya Kralı Filip’ten miras kalmıştı. Tek bir amaca kendini adayan ordu tek yumruk olarak savaşırdı. Büyük İskender bu durumu, “Her birimizin tek bir davranışı hepimizin kaderini etkiler” diyerek bu durumu tasvir etmiştir.

Başarının önemli bir kısmını babasının öngörüsüne borçlu olsa da genç kralın savaştaki başarıları antik Yunanistan’ın falanksına kadar dayanıyor. MÖ 700 civarında Korinth, Sparta ve Argos şehirleri falanks olarak bilinen, safların sık olduğu savaş oluşumunu yarattı. Bu gelişimin nedeni kısmen, değişen Yunanistan’dı. Yunanistan tarihinin karanlık bir döneminden çıkıyordu, bu dönem şair Homeros için zorluklarla doluydu. Ticaretle ve Yunan dünyası genişledikçe, siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı her bir şehir kendini savunmayı öğrenmek zorundaydı.

Savaşta Büyük İskender

Antik Yunan Savaşı

İki güçlü şehir devleti, Yunanistan’a hâkim olmak için baş kaldırdı. Atinalılar, denizcilik yönünden güçlüyken, Sparta tipik bir askeri şehir olarak gün yüzüne çıktı ve tüm erkek vatandaşları yoğun bir askeri eğitimden geçirerek sıkı bir tavır sergiledi. Böylece vatandaşları savaşçı doğmuş oldu. Tüm vatandaşların savaş durumunda şehri savunması gerekiyordu. Spartalı bir genç, okuryazar olacak kadar eğitilse de daha önemlisi, savaşta acıya katlanmayı ve fethetmeyi, özünde bir birey olarak değil bir birim olarak savaşmayı öğrendi. Şehrin kendisi zırhlı bir kamp gibiydi. Bu yoğun eğitim Yunanistan, I. Darius ve daha sonra oğlu I. Serhas kumandasındaki Farslar tarafından istila edildiğinde belirginleşmişti.

Yunan Piyadesi (Hoplite)

Yeni asker, bir piyadeydi (hoplite), bu isim zırhından (hoplon) geliyordu. Ek koruma için, gözleri için T-şeklinde açılan kısmı, burnu ve ağzı hariç yüzünün büyük bir kısmını kaplayan bir kask takıyordu, ne yazık ki bu kask çevresini görmeyi engelliyordu -bu kask, genelde Korint tarzı olurdu-. Philip, daha iyi işitme ve görüş için bu kask yerine Frig kaskı kullanmaya başlayacaktı.  Piyade, koruma amaçlı baldır zırhı, gövdesini koruyan kalıplı göğüs zırhı ve ayrıca karnını ve kasıklarını koruyan uzun, pileli tunik giyerdi. Silah olarak, beş ila sekiz fit uzunluğunda bir mızrak taşırdı. Ordu, safları sıklaştırmış şekilde ya da falanksta yürürdü, her bir piyade kendi sol tarafını ve yanındakinin sağ tarafını koruyacak şekilde bir kalkan taşırdı. Bu yeni savaş tarzı öncelikle saldırgandı ve düşmanın merkezine doğru ilerlerdi.

Disiplinli ve Düzenli Bir Ordu

II. Felipe‘ye (Philip) M.Ö 359’da Makedonya kralı olduğunda, nispeten etkisiz bir ordu miras kamıştı. Derhal askeri reformlar gerçekleştirdi. Büyük İskender ve babası, eşi benzeri görülmemiş bir ordu yaratacaktı. Pers ve Peloponez Savaşı gibi daha önce gerçekleşen savaşlar, eski yöntemlerin artık güvenilir olduğunu göstermiştir. Felipe disiplinsiz bir orduyu dişli bir orduya dönüştürdü. Çoğu tarihçi, Felipe’nin Theb‘te rehinken adı çıkmış Kutsal Birliği gözlemlerken fikirlerini geliştirdiğine inanır. İlk olarak, ordudaki asker sayısını 10.000’den 24.000’e artırdı ve süvarileri 600’den 3.500’e çıkardı, bu ordu artık vatandaş-savaşçı ordusu değildi. Ayrıca, kule ve mancınık yapmak için kuşatma silahı geliştirmeleri için bir mühendis topluluğu oluşturdu. Daha sonra, Büyük İskender bu kuşatma kulelerini Tyre şehrinde kullanacak, 6.000 kişi ölecek, 30.000 kişi köle edilecekti.

Chaeronia Savaşı

Falanksın doğası, eğitimin sürekli devam etmesini gerektiriyordu. İkisi de katı bir itaat istiyordu, itaat etmeyenler cezalandırılırdı. Kendinden sonra gelecek Büyük İskender gibi, Felipe de Krala bağlılık yemini etti. Orduya üniforma giydirdiler, böylelikle tüm askerlerin birlik ve dayanışma içinde hissetmelerini sağladılar. Böylelikle, tüm askerler belirli bir şehire ya da kasabaya sadık olmak yerine sadece Krala bağlı olacaktı. Felipe ve Büyük İskender için savaşan, savaşırken güçlenen askerler krala ve Makedonya’nın şerefine bağlı kalmak zorundaydı. Bu sadakat ve yeniden yapılandırma, 18 yaşındaki Büyük İskender’in yardımıyla, Felipe’nin Atinalılara ve Theblilere karşı Chaeronea Savaşında zaferinde gözler önüne serildi; bu savaş Makedonya’nın gücünü ve otoritesini gün yüzüne çıkardı.

İlgili Yazılar
Hypaspist

Felipe orduyu tamamen baştan yarattı. İlk işi falanksı düzenlemekti, her bireyin komutanıyla birlik içinde olmasını sağladı, böylelikle daha iyi bir iletişim kuruldu.

Silahlar ve Taktikler

Felipe, temel silahları değiştirdi, ordu 18-20 fit arasındaki sarrisa kullanmaya başladı, böylelikle düşmanın daha kısa mızraklarına yetişebilme avantajına sahiplerdi. Sarissayı kavramak hem güç hem de kavrama açısından zordu. Büyük İskender de ataları gibi, kalkan ya da aspis taşırdı ancak sarissa boyutu nedeniyle omuzda ya da kol askısıyla taşınırdı. Askerler sarissanın yanı sıra, yakın dövüş için çift taraflı kılıç da taşırdı.

Falanksın tek dezavantajı, sadece düz alanlarda işe yaraması olsa da Büyük İskender falanksı çok başarılı bir şekilde kullandı. Büyük İskender’in ordusu neredeyse tüm durumlarda aynı kaldı ancak okçuların Porus’un fillerine karşı olduğu Hydaspes savaşında, alanının doğası nedeniyle bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Okçular ve ilave piyadeler falanksın dışında ve arkasına eklendi.

Büyük İskender’in Fetih Haritası

Süvari Sınıf

Hem sağ hem sol falanksta süvariler bulunurdu. Süvariler, ordunun temel gücüydü ve düşman hattının kırılmasının anahtarıydı. Granikos Savaşı, İssos ve Gaugamela Savaşlarında süvarilerin gücü kanıtlanmıştır. Süvariler, ortak gövde ve prodromoi olmak üzere ikiye ayrılırdı, ikinci gruptakiler daha esnek ve çok yönlü Balkan süravileriydi. Ortak gövde süvarileri daha önemliydi ve önce Fitolas ve daha sonra Kleitus ve Hefaistion tarafından kumanda edilmişti. Sekiz filoya ayrılırlardı, her filoda 200 süvari bulunurdu ve her biri dokuz fitlik mızrak taşırdı ancak küçük zırhlar giyerlerdi. Süvariler çok değerliydi, yedekte daima at bulundururlardı. – Gaugamela Savaşında 1.000 at ölmüştü – Bu filoların en önemlisi tabii ki de Büyük İskender’di.  Parmenio, sol tarafta Teselya Süvarisini kumanda ederken, Büyük İskender ve Kraliyet Orta Gövdesi daima sağda savaşırdı. Yeni ordu, güçlü silahlarlar saldırırdı. İyi eğitim almış askerler başarı için daima önemliydi, ordunun yetenekli bir liderliğe ve Büyük İskender’e ihtiyacı vardı.

Dinlemek Büyük İskender, Bronz Kafa

Büyük İskender, orduyu kraliyete ait çadırdan büyük otağa taşımıştır. Çadırda bir hol, cephanelik ve kralın kişisel dairesi vardı. Bu çadır daima korunuyordu. Komuta personelinin önerilerini her zaman dikkate alınırdı ancak son karar Büyük İskender’indi.

Çeviri: Buket Nur Ekim

Wasson, Donald L. “The Army of Alexander the Great.” Ancient History Encyclopedia. Ancient History Encyclopedia, 04 Apr 2014. Web. 12 Apr 2019.

Kaynak ancient.eu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More