Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Dünyanın Taşıma ve Depolama Kabı: Amfora

Fenikelilerden Romalılara kadar tüm büyük ticaret kavimleri tarafından kullanılan sağlam yapılı amfora, antik dünyaya yayılmış ve sağ kalabilmiştir. Böylece, arkeolojik kayıtlar için yerleşim yerlerinin tarihleri, ticari ilişkiler ve günlük beslenme alışkanlıkları hakkında önemli ipuçları sağlamıştır.

0 1.442

Amfora (Yunanca: amphoreus), antik çağda şarap ve zeytinyağı gibi gıda maddelerinin depolanması ve taşınması için kullanılan, iki dikey sapı olan bir küptür. Yunanlılar bu tasarımı Doğu Akdeniz’den alıp benimsemiş olsalar da, ‘Amfora’ ismi, ‘her iki taraftan da taşınan’ anlamına gelen Yunanca amfi-phoreus’tan türemiştir. Fenikelilerden Romalılara kadar tüm büyük ticaret kavimleri tarafından kullanılan sağlam yapılı amfora, antik dünyaya yayılmış ve sağ kalabilmiştir. Böylece, arkeolojik kayıtlar için yerleşim yerlerinin tarihleri, ticari ilişkiler ve günlük beslenme alışkanlıkları hakkında önemli ipuçları sağlamıştır.

Tasarım

Minosluların ve Mikenlilerin depolama amacıyla kullandıkları büyük Tunç Çağı pithoi kaplarından evrimleşen amfora, belki de en yaygın antik çömlek şekli haline geldi. Bununla birlikte, boyut ve formun birçok varyasyonu bulunuyordu. Amforalar aynı zamanda düz  – genellikle eşyaların taşınması için kullanıldığında – veya diğer kırmızı veya siyah figürlü çömlekler gibi fazlasıyla dekore edilmiş olabiliyordu. Korint ve Attika gibi çömlek üretimleriyle dikkat çeken belirli yerlerin yanı sıra, Sakız Adası, Midilli ve Samos gibi şarap üretimiyle ünlü adaların hepsi kendine özgü amfora türlerini geliştirmişti. Karadeniz bölgesindeki koloniler ve Magna Graecia da öyleydi, ancak bazı şehirler denenmiş ve test edilmiş tasarımları kopyalayacak kadar şanslıydı. Tüm amforalar, bir çark üzerinde aşamalar halinde yapılır ve her yeni bölümün eklenmesinden önce kuruma süresi bırakılırdı.

Roma Tarraco (Tarragona), İspanya’da kazılan çeşitli amforalar. MÖ 1. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar.

Giderek kabın şekli, şarap taşıyıcısı olarak asıl işlevini yansıtacak ve istifleme kolaylığı sağlayacak yönde geliştirildi.

İki temel amfora türü; omuz ve boyun kısımları keskin bir açıyla birleşen boyun amforası ve boyundan ayağa kadar kesintisiz kıvrılan göbek amforası (veya sadece amfora) idi. Geniş ağızlı kaplar kadoi veya stamnoi olarak bilinirken, taşıma için düz tipler amforoz olarak adlandırılırdı. Giderek kabın şekli, şarap taşıyıcısı olarak asıl işlevini yansıtacak ve istifleme kolaylığı sağlayacak yönde geliştirildi. Tabanı sivri uçlu hale gelirken, kabın kendisi de genel olarak daha uzun ve ince hale geldi. Buna ek olarak, Roma döneminde amforaların içeriği, söz konusu geminin şeklinden kolayca tanımlanabilir hale geldi, bu durum da yoğun limanlarda depolandığında fayda sağlayan bir özellikti. Sivri bir tabana sahip dekoratif amforalar, bronz bir ayak veya derin bir seramik halka içinde dik tutulurdu.

İşlevleri

Amforalar için ortalama kapasite 20-25 litreydi, ancak ilk versiyonlar oldukça büyüktü. Genel boyutları, bir veya iki kişinin kolayca taşıyabilmesi gerekliliğinden dolayı sınırlanmış ve Bizans dönemine kadar pratikte bir standardizasyon sağlanamamıştır. İçlerinde taşınan gıda maddeleri arasında şarap, zeytinyağı, bal, süt, zeytin, kurutulmuş balık, tahıl gibi kuru yiyecekler ve hatta sadece su bulunurdu. Gıda dışı ürünler arasında ise zift bulunur ve bazı amforalar mezarlarda ölenlerin külleri için kaplar olarak kullanılırdı. Bir başka özel amfora çeşidi, siyah figürlü tasarımlarla süslenmiş yaklaşık 36 litrelik büyük bir kap olan Panathenaic amforasıydı. Zeytinyağı ile dolu olur ve Atina’da her dört yılda bir düzenlenen Panathenaic Oyunları’nda ödül olarak verilirdi. Son olarak, parfüm depolamak için amforiskoi (tekili amforiskos) veya pelikai (pelike) olarak bilinen minyatür amforalar kullanılmıştır.

Amfora üzerinde siyah figür içme sahnesi. Amforalar, başta şarap olmak üzere sıvıların depolanması ve taşınması için kullanılan özel bir saklama kabı türüdür. Genellikle seramiktirler ve neolitik döneme tarihlenebilirler. Attika, Yunanistan, yaklaşık MÖ 350-310.
İlgili Yazılar

Romalılar da amforaları Yunanlılarla hemen hemen aynı şekilde kullandılar, ancak balık sosu (garum) ve salamura meyveler gibi Roma unsuru temel gıda maddelerini de eklediler. Bu nedenle, amforalar kil veya reçine tıpalar kullanılarak kapatıldı, hatta bazıları kuru malları depolamak için kullanıldığından seramik bir kapağa sahipti. Amforalara oranla çok az kapak sağlam kalmıştır, bunların da ortak özelliği, bazen bir meyve şeklinde yapılmış, tek topuz kulplarının olmasıdır. Son olarak amforalar, orijinal tasarımlarıyla tamamen ilgisiz amaçlar için de kullanılmıştır: Bina ve duvarlar için daha sağlam temeller oluşturmak amacıyla bataklık arazilere komple gömülmüş veya katmanlar arasında ek destek sağlamak için çatı kubbelerinde kullanılmıştır.

Amforaların eski Akdeniz’de nakliye için yelkenli gemilerde nasıl paketlendiğini gösteren bir rekonstrüksiyon. (Empuries Arkeolojik Sit Müzesi, İspanya)

Damgalar

Malları taşımak için kullanılan birçok amfora (ama kesinlikle hepsi değil) fırınlanmadan önce; genellikle boyun, kasnak veya sap kısımlarına bir damga basılırdı. Bu damga, menşe yerini (çömlekçilik atölyesi) tanımlar, kabın belirli bir partinin parçası olduğunu, kontrol görevlisinin adını belirtir veya içeriğin hacmini ve kalitesini garanti ederdi. Damga üzerinde üreticinin adı veya monogramı, yılın belli bir ayı veya bölgesel bir sıfat ya da sembol görülebilirdi (örneğin, Rodos bir gül amblemi kullanırdı). Şarap söz konusu olduğunda, iyi şarabın yaşı ve ucuz şarap için içme tarihi (yıl) belirtilirdi. Damgalar aynı zamanda yetkililerin gümrük vergileri üzerinde kontrol uygulayabilecekleri bir araçtı. Tapalar da aynı amaç için damgalanabilirdi. Damgalara ek olarak, Romalılar içeriklerini kolayca tanımlanabilir hale getirmek için kapların üzerine bilgi etiketleri resmettiler.

Çanak çömlek kaplarındaki damgalar, yapımcılara veya sahiplere atıfta bulunabilir. Kapasite veya içeriği kaydeden ticari markalar da olabilirler. Akdeniz’in Rodos adasındaki amforaların kulpları, Akdeniz’e ve Hindistan’a kadar ihraç edilen lüks şarabın içeriğinin kalitesini gösteren pullar taşıyordu. Çömlekçinin damgasını, adanın sembollerini ve hatta üretim ruhsatını ve sorumlu yetkilinin adını taşıyorlardı. Helenistik dönem, MÖ 300-100. Ürdün den. (Ürdün Müzesi, Amman, Ürdün).

Tüm bu bilgiler, amfora içeren bir antik kenti tarihlemeye çalışırken, özellikle de gemi enkazlarında arkeologlar için paha biçilmez olmuştur. Son olarak, kökeni ve miktarları tanımlanabilen amforaların keşfi, antik dünyadaki ticaretin kapsamını belirlemede yardımcı olmaktadır. Roma’daki Monte Testaccio, yaklaşık 53 milyon atılmış amforadan gelen yapay bir çanak çömlek parçası höyüğü olarak,  amforanın antik çağdaki en yaygın ve kullanışlı nesnelerden biri olduğu gerçeğinin etkileyici bir kanıtıdır.

Çeviri: Gamze Kamacı

Kaynak World History

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More