Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Miken Uygarlığında Ticaret ve Savaş

İlk olarak 1876'da Henrich Schliemann tarafından keşfedilen Miken şehri, arkeolojik çalışmaların odak noktası olmaya halen devam ediyor. Erozyon ve sonraki faaliyetler şehrin bazı kısımlarını aşındırmış olsa da Miken kasabalarında ticaret ve savaşın nasıl oluştuğunu gösteren özellikleri hala korunmaktadır.

0 1.708

Argive Ovası’nın kuzey kesiminden 15 km içeride yer alan Miken şehri, üç tepeye yayılmıştı. Savunma kalesi, merkez tepenin en yüksek noktasını işgal ederken, kasabanın geri kalanı alt yamaçlara yayılmıştı.

İlk olarak 1876’da Henrich Schliemann tarafından keşfedilen Miken şehri, arkeolojik çalışmaların odak noktası olmaya halen devam ediyor. Erozyon ve sonraki faaliyetler şehrin bazı kısımlarını aşındırmış olsa da Miken kasabalarında ticaret ve savaşın nasıl oluştuğunu gösteren özellikleri hala korunmaktadır.

Aslanlı Miken Giriş Kapısı

Miken Şehri ve Tunç Çağında Yunanistan

Miken, en eski Miken kale kentlerinden biriydi ve bu nedenle adını geç Tunç Çağı kültürüne verdi. Agamemnon’un efsanevi evi olan şehir, ilk olarak MÖ 1600 civarında inşa edilmiştir.

Şehir en parlak döneminde, Miken, Tiryns ve Argos da dahil olmak üzere Argolid kasabalarından oluşan bir konfederasyona liderlik etti. Miken kültürü, MÖ 13. yüzyılda Dorların yükselişine kadar Mora Yarımadası ve Ege’ye hâkim oldu. Bununla birlikte, şehrin kendisi, Miken kültürünün zayıflamasına karşın bir süre daha hayatta kalmayı başarsa da en sonunda MÖ 1125’te yıkıldı.

Aslanlı kapı ve çevresindeki kiklop duvar örgüsünün yakın çekimi

Miken’in Aslanlı Kapısı

Kaleye ana giriş için sembolik Aslanlı Kapı kullanılıyordu. Geçit, çakıl kayacından dört büyük yontma taştan inşa edilmiştir. Bunlardan biri lentoyu oluştururken, diğer ikisi her iki tarafta kapı söveleri olarak, sonuncusu da eşik olarak döşenmiştir. Sövelerde, kapıdaki çubuğu sabitlemek için kullanılan kesici uç işaretleri halen duruyorken, lento ve eşik, kapı direklerinin takıldığı kesimleri korumaktadır.

Lentonun üstünde, kapıya adını veren oyma kabartma yer alır. Ancak, Aslanlı Kapı ismi yanlış bir adlandırma olabilir. Sütunun yanında yer alan iki canavar başsızdır ve aslanları temsil ettiklerine dair hiçbir kanıt yoktur. Bunun yerine, eksik kafaların kartallara ait olması ve amblemlerin grifon (kartal başlı aslan gövdeli ejderha) olması mümkündür. Minos sanatına ait şekillerin Miken kültürü üzerinde dikkate değer bir etkisi vardı. Ayrıca, Girit’teki Minos Sarayı’nın tahtını çevreleyen grifonlar da bulunmuştur. Yani Mikenliler Miken’deki motifi yeniden işleyerek kullanmış olabilirler.

Kalenin batısında yer alan ve dört evden oluşan bina kompleksi
İlgili Yazılar

Miken’in Savunması

Savunma sırasında sadece sarayı, tapınakları ve önemli idari binaları barındıran Miken kalesi savunulmuştu. Kasabanın geri kalanı koruyucu duvarların dışında kalıyordu. Miken kalesinin duvarları Aslanlı Kapı’dan itibaren 900 m’lik bir çevreye yayılmaktadır. Bugün ayakta kalan duvarlar Geç Tunç Çağı’na tarihlenmekte olup, Dor istilaları sırasında yeniden tasarlanmış ve ciddi ölçüde güçlendirilmiştir.

Kalan en eski duvarlar kiklop duvar örgüsü kullanılarak inşa edilmişti, çünkü insanlar devasa taş blokların sadece efsanevi dev Tepegöz tarafından yerleştirilebileceğine inanıyorlardı. Bloklar, aralarındaki boşluklara yerleştirilen küçük taşlardan oluşan bir dolgu ile yerlerine sabitlenmişti. Daha sonraları duvarlarda kireçtaşı kullanılarak çok kenarlı duvarcılık yöntemiyle değişiklikler yapılmıştır.

Miken şehri canlandırma

Miken Evleri ve Ticaret

Barış zamanlarında, Miken’in sıradan vatandaşları hayatlarını sürdürür ve işlerini şehir surlarının dışında yürütürlerdi. Şehrin bu kısmının çok azı kalmıştır, ancak Atreus bayırı bölgesinde, kalenin altında ve ana yola yakın yerde birkaç ev örneği hayatta kalmıştır. Bu evler Kalkanlar Evi, Petrol Tüccarı Evi, Sfenks Evi ve Batı Evi olarak adlandırılmaktadır.

Arkeologlar, bu kalıntılardan faydalanarak Miken’in ticaret ve el sanatlarının detaylarını tanımlayabilmişlerdir. Tahmin edildiği gibi, fırıncı, çoban, marangoz ve çırpıcı gibi günlük mesleklere dair kanıtlar bulunmuştur. Ancak Miken’in uzman esnaflarının da olduğu açıktır ki bu durum bir ticaret merkezi olarak da önemini göstermektedir.

Mezar eşyaları incelendiğinde, bronz işçilerinin ve zırhçıların iş başında olduklarına dair kanıtlar bulunmuştur. Bu durum, Miken’in savaşlar için kendi silahlarını ve zırhlarını üretebildiğini gösteriyor. Şehir devletinin siyasi önemini gösteren bir diğer kanıt da diğer şehir devletleri ile diplomatik işlevleri yerine getiren habercilerin ve müjdecilerin varlığıdır.

Miken’in zenginliği, şehirde üretilen ve ticareti yapılan pahalı ve lüks mallardan açıkça anlaşılmaktadır. Mezarlar, şehirde faaliyet gösteren kuyumcular olduğunu kanıtlamıştır. Ek olarak, Petrol Tüccarı Evi’nde bulunan lineer B (çizgi yazısı B) tabletleri, kokulu yağlar için kullanılan baharatların ve ufak toprak şişelerin kaydedildiğini göstermekte olup, bu durum, Miken’de bir çeşit parfüm ticaretinin yapılmış olabileceğini düşündürmektedir.

Çeviri: Gamze Kamacı

Kaynak historyandarchaeologyonline

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More