Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Güney Amerika’yı Özgürleştiren Kurtarıcı ve Devrimci Kahraman Simon Bolivar

Simon Bolivar Latin Amerika 'da İspanyol İmparatorluğu'na karşı ihtilallere önderlik etmesiyle hatırlanan Venezuelalı bir askeri ve politik liderdir.

0 4.303

Simon Bolivar Latin Amerika ‘da İspanyol İmparatorluğu’na karşı ihtilallere önderlik etmesiyle hatırlanan Venezuelalı bir askeri ve politik liderdir. Bolivar’ın çabaları daha sonra Modern Kolombiya, Venezuela, Ekvador ve Panama olarak parçalanan Büyük Kolombiya’nın yaratılmasına ön ayak oldu. Ek olarak Peru ve Bolivya’da, Bolivar sayesinde bağımsızlıklarını kazanmıştır.

Simon Bolivar’ın İlk Yılları

24 Haziran 1783’de Venezuela Karakas’da doğan Simon Bolivar halk arasında “The Liberator” (kurtarıcı) anlamına gelen El Libertador adıyla tanınır. O, İspanyol kökenli Venezuelalı bir aristokratın oğluydu ve hem zengin hem de nüfuzlu bir aileden geliyordu. Bolivar ebeveynlerini erkem yaşta kaybetti; babası o üç yaşındayken annesi de altı yıl sonra öldü. Bunun neticesinde çocuğu eğitmek için özel öğretmenler tutan amcası tarafından büyütüldü. Bu özel öğretmenlerden biri de bir Aydınlanma (felsefesi) hayranı olan ve genç adamı bağımsızlık ve özgürlük kavramlarıyla tanıştıran Simon Rodriguez’dir.

Bolivar, 16 yaşında öğrenimini tamamlaması için İspanya’ya gönderildi. Bu dönemde bir İspanyol adilzadesinin kızı olan Maria Rodriguez ile tanıştı. İkili 1802’de evlendi ve aynı yıl Venezuela’ya döndüler. Bir yıl sonra Bolivar’ın eşi sarı hummadan öldü ve o da 1804’de Avrupa’ya döndü.

Bolivar 1802’de Maria Teresa Rodriguez del Toro ile evleniyor

Bolivar bu kez de Fransa’ya gitti ve bir süre Napolyon’un maiyetine katıldı. Bolivar, Paris’te eski öğretmeni Rodriguez ile karşılaştı.

1796’da Latin Amerika’da İspanyol kolonyal hakimiyetini devirmek amacıyla komplo kurduğu şüphesiyle Venezuela’ya kaçmaya zorlandı. Bolivar, Fransız başkentinde ek olarak Alman kâşif Alexander von Humboldt ile de tanıştı.

Von Humboldt bir Güney Amerika seyahatinden yeni dönmüştü ve Bolivar’a Latin Amerika’daki İspanyol kolonileri için bağımsızlık zamanının geldiği inancını ifade etti ancak bu kahramanlığı kimin gösterebileceğini bilmiyordu. 1805’de Roma’daki Aventine Tepesi’nde öğretmeniyle birlikteyken Latin Amerika’yı İspanyol boyunduruğundan kurtarmaya yemin etti.

Kurtarıcı Simon Bolivar Ölümüne Savaş Kararı’nı imzalıyor

Simon Bolivar Venezuela’ya Dönüyor

1807’de Bolivar Venezuela’ya döndü ve bir yıl sonra Latin Amerika’daki bağımsızlık hareketi başladı. Latin Amerika’daki İspanyol yerleşimleri, Napolyon’un İspanya’yı işgalini anavatanla bağlarını koparmak için bir fırsat olarak gördüler. 19 Nisan 1810’da İspanyol Valisi azledildi ve Venezuela’da bir cunta rejimi kuruldu. Ülke üzerindeki Fransız planlarını engellemek üzere Bolivar destek talep etmesi için Birleşik Krallık’a gönderildi. Bu görevi yerine getirmede başarısız olsa da burada daha önce bir devrime önderlik etmiş olan Francisco de Miranda ile tanıştı ve onu yeni bir bağımsızlık hareketine önderlik etmesi için dönmeye ikna etti.

Venezuela 5 Temmuz 1811’de bağımsızlığını ilan etti ancak bu kısa ömürlü oldu. İspanya isyankâr kolonisi üzerinde kontrolü yeniden sağlamak için bir ordu göndererek karşılık verdi. Venezuelalılar yenildi ve İspanyollara teslim edilen Miranda hayatının geri kalanını hapiste geçirdi.

İlgili Yazılar

Bolivar sürgüne gitti ancak bağımsız Latin Amerika hayalinden vazgeçmedi. 1812 sonlarında büyüyen bir bağımsızlık hareketinin olduğu Yeni Granada’ya gitti. 200 adam topladı ve İspanyol garnizonuna saldırmaya başladı. Bolivar galip geldi ve bunu daha fazla çatışma izledi. Bolivar İspanyolları her defasında yenmeyi başardı prestiji ve ordusu büyüdü.

Boyaca Savaşı

1813 başlarına gelindiğinde Simon Bolivar yeterince büyük bir orduya sahipti ve Venezuela’ yı özgürleştirmeye hazırdı. Bununla birlikte, Bolivar’ın ordusu Venezuela’daki İspanyollarınkinden küçüktü. Mamafih hız ve şaşırtma kullanan Bolivar İspanyolları yenmeyi başardı ve 7 Ağustos’ da Karakas’a girdi. İkinci Cumhuriyet de kısa ömürlüydü ve Bolivar La Puerta Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra bir kez daha sürgüne gitmeye zorlandı.

Simon Bolivar Bağımsızlık İçin Savaşmaya Devam Ediyor

Yenilmiş olmasına rağmen Bolivar pes etmedi ve bağımsızlık mücadelesine devam etti. 1815’de Latin Amerika bağımsızlık mücadeleleri ve bunların geniş ölçüde yayıldığından bahseden ünlü “Jamaika Mektupları” nı yazdı. 1816’da Bolivar Venezuela’ya döndü ve İspanyollarla savaşa bir kez daha başladı. Takip eden üç yıl içinde Bolivar ve İspanyol güçleri arasındaki savaşta belirli bir kazanan yoktu.

1819’da Bolivar, Yeni Granada İmparatorluğu Genel Valilik başkenti Bogota’yı ele geçirmeyi planladı. Şehri ele geçirmek bölgedeki İspanyol kuvvet üssünü yok etmesine imkân verirdi; imkânsız bir ustalık kabul edilen Andes’i ele geçirme işini başarmak zorundaydı. Bolivar yine de başarılı oldu ve şehri gafil avladı. 7 Ağustos 1819’daki Boyaca Savaşı’nda Bolivar zafer kazandı ve Yeni Granada (günümüz Kolombiyası) bağımsız oldu.

1819 sonunda Kolombiya Cumhuriyeti (yaygın şekilde büyük Kolombiya) yaratıldı. Cumhuriyetin sınırındaki birçok bölge halen İspanyol hakimiyetindeydi. Bununla birlikte, Bolivar zafer kazanmaya çok yakındı. İspanya’da 1820’de bir devrim patlak verdi ve kralı Latin Amerika’daki İspanyol faaliyetlerinin gücünü kıran liberalizm düşüncelerini tanımaya zorladı. Bu da Bolivar’ın İspanyol Komutan ile müzakere etmesine ve altı aylığına ateşkes elde etmesine imkân verdi. Mücadele yeniden başladığında Bolivar İspanyolları kolaylıkla yenebildi. Venezuela ve Ekvador’un bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra Bolivar’ın Cumhuriyeti bir gerçek haline geldi.

Bolivar’ın Ölümü

Takip eden yıllarda Peru’nun yanı sıra İspanyolların son kalesi Üst Peru bölgesi de bağımsız oldu. İkincisi kurtarıcısının onuruna Bolivia olarak yeniden adlandırıldı. Bu arada kıtanın güney kısmı başka bir özgürlük savaşçısı Arjantinli Jose de San Martin tarafından bağımsızlığına kavuşturuldu. Hazır Latin Amerika İspanyol hakimiyetinden kurtulmuşken, Bolivar bir Latin Amerika ulusları birliği tahayyül etti ancak bu fikir beklediği desteği alamadı. Hatta kısa zamanda yeni bağımsız olmuş uluslar arasında bir çatışma çıktı. Venezuela ve Yeni Granada arasında bir iç savaş patlak verirken Ekvador, Guayaquil’in kontrolünü isteyen Perulular tarafından işgal edildi.

Bolivar, bu uluslar arasındaki çatışmaları çözemediğini ve aslında bunlara neden olduğunu fark etti. Başarısız bir suikast girişiminden sonra ve kötüleşen sağlığı nedeniyle 1830’da tüm görevlerinden feragat etti. Aynı yıl 10 Aralık’ta Simon Bolivar tüberkülozdan öldü. O bugün bile hala Latin Amerika’nın en büyük liderlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Çeviri: Zeynep Şenel Gencer

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More