Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Yunan Hekimi Hipokrat ve Tıp Devrimi

Peki, Hipokrat'ı ondan önce gelen hekim ve şifacılardan farklı kılan neydi? Etkisi, dünyamızda bugün hala hissediliyor mu?

0 3.360

Klasik Yunan, birçok kişi tarafından bugünkü Batı Uygarlığı’nın doğduğu yer olarak görülür. Antik Yunanlılar politika ve yönetimden dini uygulamalar ve felsefi düşünceye kadar pek çok alanda şaşırtıcı bir ilerleme kaydettiler. Bugün yaşadığımız dünyada Helen kültürünün izleri hala hissedilmektedir. Bugünün dünyasına damgasını vuran Antik Yunanistan’dan figürlerin listesini oluşturan Arşimet, Pisagor, Plato, Aristoteles, Sokrates ve Homer, günlük yaşamımızda bizi çevreleyen yenilik ve ilkelerin öncüleridir. Fakat, yaygın olarak modern veya klinik tıbbın babası olarak bilinen bir Eski Yunan hekimi, Hipokrat’ın dünya üzerindeki etkisi hala hissedilir.

Dooley Hastane Kapısındaki Hipokrat Heykeli

Tıp ve sağlık hizmetleri binlerce yıldır kullanılmaktayken, söğüt kabuğu, haşhaş ve afyon gibi maddelerin iyileştirici özellikleri fark edilmiş ve Klasik Dünya’nın ortaya çıkmasından çok önce tedavi amaçlı kullanılmıştı. Peki, Hipokrat’ı ondan önce gelen hekim ve şifacılardan farklı kılan neydi? Etkisi, dünyamızda bugün hala hissediliyor mu?

Yaşamı ve Hipokrat Efsaneleri

MÖ 460 dolaylarında bir Ege Adası olan Kos’ta dünyaya gelen Hipokrat, nispeten varlıklı bir aileden geliyordu; babası Heraklit ‘in de bir doktor, annesi Praksitela’nın ise soylu bir ailenin kızı olduğu düşünülüyordu. Ailesinin zenginliği, iyi bir eğitim aldığı anlamına gelirken, başlangıçta dokuz yıl sürecek olan bu eğitimde okuma, yazma, heceleme, şiir, şarkı söyleme, müzik ve beden eğitimini kapsayan geniş bir müfredat yer alıyordu. Bundan sonra, iki yıl ortaokulda eğitimi aldı ve daha sonra tıp okumaya devam etti. Hem babası hem de adını taşıdığı büyükbaba Hipokrat tarafından eğitildi. Birçok farklı tıbbi sorun ile karşılaşıp büyük deneyim kazandığı Anakara Avrupası, Libya ve Mısır’a yaptığı geziler de muhtemelen eğitimin bir parçasıydı. Tıp eğitimini büyük ihtimalle Antik Yunan’da hem bir hekim hem de mitolojik bir yarı-tanrı olan Asklepius’a adanmış olan bir tür tapınakta, bir Asklepeion’da gördü. Bu tapınaklarda, temel düzeyde doktorluk ve cerrahlık yapan yetenekli şifacılar görevlendiriliyordu.

Hipokrat’ın tıp eğitimi aldığı Kos Adası’ndaki Asklepieion

Bazı metinlerde, Hipokrat’ın babası ve büyükbabası gibi, Trakyalı bir hekim olan Selybralı (günümüzde İstanbul’daki Silivri İlçesi) Herod ile çalışmasından ve eğitimini Filozof Demokritos ve Gorgias ile tamamladığından bahsedilir. Öyle önemli bir figür konumuna geldi ki; ölümünden sonra birçok efsane türedi, hatta bu durum soyu baba tarafından sağlık tanrısı Asklepius’a, anne tarafından ise Herakles’e kadar dayandırılan ayrıntılı bir aile ağacı hazırlanmasına kadar vardı. 14. yüzyıldan kalma bir metin olan “Sir John Mandeville’in Seyahatnamesi”nde, ‘Kos ve Lango’nun hükümdarı’ olarak tanımlanır ve kızı hakkında fantastik bir hikâye anlatılır. Metne göre, kız sadece bir şövalyenin öpücüğü ile geri getirilebilecek, yüz metre uzunluğunda bir ejderhaya dönüşmüştü. Hipokrat’ın ölümünden yüzlerce yıl sonra bile insandan daha iyi bir şekilde algılanmasının ideal bir örneği; bir o kadar da saçma.

Şifacı Olarak Çalışması

Hipokrat’tan önce hastalıklar kötü ruhların veya tanrıların lanetlerinin bir sonucu olarak görülüyordu. Temel şifa yöntemlerinin bilinmesine rağmen, tanrılarla iletişim kurmanın veya onaylarını almanın bir yolu olduğu anlaşıldı. Bir hastalığı tanrıların gazabına atfetmektense, doğal bir nedeni olması gerektiğine inanıyor, bu ilkel düşünme şeklinin ötesini görerek ve hastalarını iyileştirmenin yollarını ararken mantık ve muhakeme yetisini kullanıyordu. Tedavilerinden son derece profesyonel davranan Hipokrat, “Hekimlik Üzerine” adlı çalışmasında doktorların hastalarına her zaman iyi bakması, onlara sakin, ciddi, anlayışlı ve dürüst olması gerektiğini öğütlüyordu. Kendisi bu standartları uygulama konusunda oldukça titizdi.

Hasta ikizleri inceleyen Posidonius ve Hipokrat’ın yıldızların insan sağlığı üzerindeki etkisi üzerine tartışması; ikizlerin ebeveynleri ön planda

Semptomların ve tedavilerin kayda geçirilmesine değer verdiği kadar hastanın gözlemlenmesine de değer veriyordu, çünkü aynı hastayı tedavi edebilecek diğer doktorlara veya aynı tür rahatsızlığı olan başka bir hastayı tedavi edecek olabilecek gelecekteki doktorlara aktarılabilmek için açık ve anlaşılır bir şekilde not almanın önemli olduğuna inanıyordu. Notlarında yer alan; hastalarının nabzını almak, ateşi olup olmadığı ve hangi ağrıları tanımladıkları gibi şeylerin çoğu bugün standarttır. O kadar titiz çalışıyordu ki, hastalarının aile öyküsü ve içinde yaşadıkları çevre hakkında da notlar alıyordu.

Hipokrat Parmakları

Hipokrat ve takipçilerinin yaptığı ayrıntılı notlar, bugün bildiğimiz vakaların çoğunu ilk onların açıkladığı anlamına geliyordu. Akciğer kanseri ve siyanotik kalp hastalığı gibi ciddi hastalıkların bir belirtisi olan parmak ‘çomak’laşmasını çok detaylı bir şekilde tanımladı. Bu nedenle, çomak parmaklar bazı yerlerde Hipokrat Parmakları olarak bilinir.

İlk olarak Hipokrat tarafından tarif edilen,
Eisenmenger sendromuna (günümüzde bu şekilde adlandırılıyor) sahip bir hastanın parmakları

Solgunluk ve görünüm hakkındaki ayrıntılı açıklamaları, ifade ve cilt tonundaki değişikliklerin ölümü engelleyen işaretler olduğunu bildiği anlamına geliyordu. Yazılarından birinde bir hastasının ölmeden önceki görüntüsünü; “burnu sivrilmiş, gözleri içe batmış, göz çukurları çökmüş, kulaklar soğuk ve kulak memeleri şekilsiz, yüzün derision sert, gergin, kuru ve rengi solgun veya koyu renkli” olarak tanımladı. Bu fenomen bugün facies Hippocratica (Hipokrat Yüz) olarak bilinir. Torasik ampiyem (kabaca göğüs bölgesinde sıvı toplanması) için yaptığı tanımlar ve tedaviler kaba olsa da günümüzde hala geçerliliğini korur ve yararlı olarak kabul edilir

Hipokrat’ın Dengesiz Mizaç Teorisi

Hipokrat, çok sayıda hastalığın ayrıntılı ve doğru tanımlarını sunsa da bunlara neyin sebep olduğu hakkındaki fikirleri, öncüllerinin sahip olduğu inançlardan daha doğru değildi. “Kutsal Hastalık” adlı çalışmasında hastalıkların doğaüstü varlıklardan kaynaklanması durumunda ilaçların onlar üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağını yazdı. Daha sonra Eski Yunan’da ve Eski Roma’da yaygın bir şekilde kabul gören; hastalıkların aslında dengesiz mizaçtan kaynaklandığı fikrini öne sürdü.

İlgili Yazılar

Hipokrat’ın mizaç teorisine göre beden; kan, sarı safra, balgam ve kara safra olmak üzere dört ana elementten oluşuyor, bu elementlerin miktar seviyesindeki dengesizlik hastalığa neden olup ve belirtilere yol açıyordu. Örneğin sarı safranın fazlalığının ‘sıcak’ hastalıklara neden olduğu düşünülürken, balgamın aşırı olması ‘soğuk’ hastalıklara neden olduğu düşünülüyordu.

Eğer bu yapıda belirli bir aşırılık veya eksiklik yok ise, sorun mizacın bozulması nedeniyle ortaya çıkabilirdi. Bu bozulma, beslenme veya çevre gibi birçok şeyin bir sonucu olabileceğinden, Hipokrat bir hastayı tanımladığında bu tür etkenlerin listelendiğinden emin olmak için büyük çaba sarf ediyordu. Mizaçla ilgili sorunlardan kaynaklanan teşhislerde çoğunlukla tedavi olarak diyette bir değişiklik veya iyileşmenin bir yolu olarak egzersizde bir artış öneriyordu.

Hipokrat Metinlerine ait İçindekiler Listesini gösteren bir El Yazması ,14.y.y.

Hipokrat Külliyatı

Doğru ve kapsamlı notların alınması konusuna yaptığı bunca güçlü vurgu ile, Hipokrat’ın kendisinin bulgularını yazarken bu kadar üretken olması şaşırtıcı değildir. Hipokrat, tıp ve tıbbi uygulamalar üzerine bilinen en eski tıbbi metinler olan, 70 kitaplık bir külliyat bıraktı. Bu kitapların Hipokrat tarzımda yazılmış olmalarına rağmen, kaçının takipçileri tarafından yazılmış olabileceği bilinmemesi, bugün halen akademisyenler ve tarihçiler arasında çokça tartışmaya sebep olmaktadır.

Farklı görüşlerdeki farklı okuyucu kitlelerine hitap eden bu çalışmalarının bir kısmı hekimlere yönelikken, bir kısmı ise meslekten olmayanların tıbbın temellerini anlamaları için yazılmıştı. Kitaplarında mizaçlar ve hastalığın tedavisi hakkında çok şey öğretti, aynı zamanda kırık ve çıkık uzuvlar gibi fiziksel rahatsızlıkları tedavi etme yöntemlerini de anlattı. Bu fiziksel problemler mizaçla ilgili olmasa da her seferinde aynı şekilde tedavi etmenin önemli olduğunu hissetti ve takipçilerinin bu tedavileri standart bir şekilde uygulayıp uygulamadığından emin olmak istedi. Ders kitapları, konferanslar, araştırma notları ve felsefi denemeleri içeren tüm bu metinlerin içinde en ünlüsü Hipokrat Yemini’dir.

Bizans Dönemi’ne ait bir elyazmasında yer alan haç şeklindeki Hipokrat Yemini ,12.y.y

Hipokrat Yemini

Hipokrat ve takipçileri bir dizi tıbbi uygulamaya öncülük edip, birçok vakayı tanımlayan ilk kişiler olmalarına rağmen, belki de Hipokrat’ın geride bıraktığı en önemli miras, hastalıkları tanımlamak ya da tedavileri için öneriler sunmak yerine hekimler için bir dizi etik kural içeren Hipokrat Yemini’dir. Orijinalinde şifacı tanrılar üzerine ant içmeyi ve tıbbi uygulamada bulunurken belirli etik standartlara uymayı ifade eden bir yemindi.

Bu kurallar hasta-hekim arasındaki gizlilik ihtiyacını ve hekimin hastaya bilerek zarar vermeyeceğini güvence altına alan, Batı’nın tıp alanındaki en eski ahlak kurallarıdır. Yeminde ortaya konan etik öylesine özgündür ki, Hipokrat Yemini (veya bazı durumlarda modernize edilmiş bir versiyonu) her yıl binlerce tıp öğrencisi tarafından hala okunmakta ve ciddiyetle uyulmaktadır.

Yeminin günümüze ulaşan en eski örneği MS 275 yılına tarihlenir bu, yeminin doktorlar ve hastalar için ne kadar uzun bir süredir geçerli ve önemli olduğunu göstermektedir. Hipokrat Yemini’nin yerini almaya başlayan yeminler onu reddetmez veya ilkelerinin modasının geçmiş olduğu düşünülmez.

Günümüzde tıp biliminin geldiği noktada ortaya çıkan yeni ahlaki ikilemlerden dolayı, hekimlerin daha net bir etik kural algısına sahip olabilmeleri için yemine yeni detaylar eklendi. Şifa tanrılarına çağrıda bulunma kısmı çıkarılarak seküler bir hal aldı, ancak daha sonra Hristiyan Tanrısına atıfta bulunacak şekilde yeniden düzenlendi ve bu versiyon birkaç yüz yıl boyunca popülerliğini korudu.

Bugün Hipokrat Yemini çiğnemek yasalara aykırı değildir, ancak günümüzde tıbbi uygulamalar o kadar merkezidir ki böyle bir şey yapmak neredeyse kesin bir şekilde tıbbi bir yanlış uygulama durumuna sebep olacaktır- örneğin bugün bir hastanın gizliliğini ihlal etmek Hipokrat yemini bozmakla beraber, HIPAA (Sağlık Sigortası Taşınabilirlik ve Sorumluluk Yasasına) da aykırıdır. Geçmişte ise, bu yemini bozanın, tıbbi uygulama hakkı elinden alınır veya başka cezalar verilirdi.

Hipokrat’ın Aforizma Elyazması

Hipokrat’ın Mirası

Hipokrat’ın 100 yaşın üzerinde yaşadığı söylentileri var, ancak ölümü hakkında çok az şey biliniyor. Gerçekte ise, kanıtlar öldüğünde 80’lerin sonunda veya 90’ların başında olduğunu gösteriyor. Uzun ve verimli hayatını muhtemelen (en azından bir kısmını) bir hekim olarak sahip olduğu deneyim ve beceriye borçlu olmalı. Ardında çalışmalarına dair kapsamlı bir külliyat ve sağlık ve hastalığı önceki nesillere göre çok farklı bir şekilde gören bir dünya bıraktı.

Hipokrat’ın sağlık ve hastalıklar hakkındaki fikirleri o kadar devrimseldi ki; yüzlerce hatta binlerce yıllık inanca meydan okudular ve birçok insan uygulamalarını takip ederek sağlık hizmetlerinin ne kadar iyileştiğini gördü. Çalışmaları ve fikirleri Batı tıbbını önemli ölçüde geliştirdi ve hastaları tedavi etmenin tamamen yeni bir yolunu sundu.

Ne yazık ki, ölümünden sonra tıbbi teknik ve uygulamalardaki ilerlemeler durdu; insanlar, yöntemlerinin geliştirilemeyecek kadar mükemmel olduğuna inandıklarından neredeyse 400 yıl boyunca standart uygulamalarda önemli bir değişiklik olmadı. Hipokrat’ın, Orta Çağ İslam Dünyası’nda yeniden kabul gören yöntemleri, Avrupa’da Rönesans sonrasında popüler oldu.

Mizacın hastalığa neden olduğu inancı yanlış olsa da Hipokrat’ın düşünme şekli tıbbi uygulamayı sonsuza dek değiştirdi. İnsanlar hastalıkların ve rahatsızlıkların artık doğaüstü güçlerden kaynaklanmadığını anladıklarında, sağlık sorunlarını metodik bir şekilde çözmeye başladılar. Son yıllarda orijinal Hipokrat Yemini popülerliğini kısmen kaybetmiş olsa da 21. Yüzyıldaki modern versiyonlar yerini alarak Hipokrat’ın fikirleri ve rehberliği binlerce yıldır Batı Tıp Pratiğinin kalbi olmaya devam edecektir.

Çeviri: Ayşegül Atalay

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More