Palermo denilince aklımıza karanlık, vasat; ilgi çekici ve merak uyandırıcı olmayan bir şehir gelir. İtalya’nın güneyindeki ekonomik durumla ve mafya ile ilgili yıllardır anlatılan hikayeler umutlarımızı kırmıştı ancak yine de Sicilya gezimizi başkenti görmeden tamamlamak istemedik.
Palermo kusurları olan bir şehir ancak İtalya’daki ve dünyadaki hiçbir yer de kusursuz değildir.
Bize göre Palermo, Akdeniz ve çevresinde yaşayanların kesişim noktası olan konumu sayesinde büyük bir etkiye sahip; güzel yemekleri, dostça insanları olan, kültürel ve dini tarihi bin yıllık döneme dayanan bir şehirdir. Burası bizim için hoş bir sürprizden fazlasıydı. Siz de bizim gibi Palermo’da neler yapılabileceğini merak ettiyseniz gelin tecrübelerimize ve keşfettiğimiz güzel yerlere bir göz atalım.
PALERMO’DA NELER YAPILABİLİR?
Pazarların canlı atmosferine girin!
Pazarlar ilginç yerlerdir. Buradaki enerji bulaşıcıdır, kokular genellikle ağız sulandırır, renkler ise insana keyif verir. Ayrıca pazarlar hayatın gerçek yüzüne ayna tutar. Pazarları seviyoruz bu yüzden Bolonya’dan Otavalo’ya (Ekvador) kadar birçok yerde pazarlar, neredeyse her zaman yapılacaklar listemizin en üst sırasında yer alır. Palermo’da da aynı durum geçerli.
Üç büyük pazar Ballaro, Capo ve Vucciria pazarlarıdır, her biri şehir merkezinde birbirlerinden 15 dakika uzaklıktadır. Capo ve Ballaro pazarları aromatik ürünler, taze etler ve sokak yemekleri tezgâhlarıyla doludur.
Tezgâhlar arasında dolaşıp mevsim sebzelerini incelerken bir yandan da satıcıların adeta şarkı söyler gibi birbirlerine seslenmelerini dinledik. Vucciria’da birkaç taze ürünün yanı sıra çokça ev eşyaları ve paketlenmiş ürünler vardı. Biz hepsini sevdik ancak vaktiniz kısıtlıysa en azından Ballaro pazarına uğramak Palermo’da yapılacaklar listenizin başında gelmelidir.
Palermo Katedrali’ni Ziyaret Edin!
Palermo’da birçok görkemli kilise var ancak hiçbiri Palermo Katedrali kadar görkemli değil. 1185 yılında inşa edilen katedrale, yıllar geçtikçe zamanın mimari tarzı ve değişiklik yapan kişinin estetik anlayışı doğrultusunda eklemeler yapılmış, katedral onarılmış ve yenilenmiştir. Yüzyıllar boyu süren değişiklikler sonucunda katedral, mağribi ve Katalan gotik mimariden izler taşımaktadır.
Katedralin içinde kraliyet ailesine ait mezarlar bulunmaktadır, bunlardan birisi de İtalya Krallığı’nın kurucusu II. Roger’a ait. Ayrıca hazine odası, mücevherlerden ve dini eşyalardan oluşan bir koleksiyonu barındırır bunların en ünlüsü 13. yüzyıldan kalma mücevherlerle süslenmiş kral tacıdır. İslami mimariden, Batı ve Bizans mimarisinden izler taşıyan Palermo Katedrali; Cefalu ve Monreale’deki kiliseler, San Giovanni degli Eremiti Kilisesi, Palatine Şapeli ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir.
Kahvaltıda dondurmalı sandviç yemeye ne derseniz?
Dondurma (gelato) kesinlikle İtalya’nın en iyi lezzetlerinden biri, bu durum Palermo’da da böyle. Ancak tuhaf bir farklılık var o da Sicilyalıların dondurmayı yeme şekilleri. Tabii ki her yerde külahta ya da kapta servis edilen dondurma bulabilirsiniz ama burada dondurma genellikle brioche arasına konularak yenilir. İlk başta hiç de lezzetli bir şey olmadığını düşündük. Denediğimiz zaman ise fikrimizi değiştirdik. Dondurmacıyı seçerken dikkatli olun. Çok değişik renklerde olanları değil de daha doğal renkte olanları seçin çünkü renkler dondurmanın kaliteli olup olmadığına dair ipucu verir. Ayrıca üzerinde “gelato artigianale” (artizan dondurma) tabelası olan yerleri seçmenizi öneririz.
Kendinizi Quattro Canti’nin (Dört Köşe) büyüsüne kaptırın!
Palermo’nun sokaklarında dolaşırken kendimizi Quattro Canti meydanında bulduk. Ziyaret edeceğimiz başka bir yere doğru aceleyle yürüyorduk, o sırada çevremizdeki heykellerin ve çeşmelerin büyüsüne kapıldım, olduğum yerde durdum ve birkaç dakikalığına etrafı inceledim.
Piazza Vigliena olarak da bilinen Barok mimarisinin özelliklerini taşıyan meydanın tarihi 1600’lere kadar dayanmaktadır, meydan şehrin kalbinde iki ana caddenin kesişim noktasında bulunuyor. Quattro Canti’nin her köşesinde ön cephesi dört mevsimi simgeleyen çeşmelerle, duvardaki nişlerden dikkatle bir şekilde bakan Palermo’nun dört koruyucu azizesini ve Sicilya’nın dört İspanyol kralını simgeleyen heykellerle süslenmiştir dört bina vardır. Burada verdiğimiz mola kısa ama çok değerliydi, bir anda Rönesans dönemine adım atmışız gibi hissettik.
Palatine Şapeli’ni gezin!
Neredeyse 900 yıllık bir şapel olan Palatine Şapeli (Cappella Palatina) ihtişamından bir şey kaybetmiş değil. Norman Sarayı (Pallazzo dei Normanni) içerisinde yer alan şapel, Avrupa’da Bizans sanat ve mimarisinin özelliklerini taşıyan ve günümüze kadar ayakta kalan en başarılı yapılardan biridir.
1140 yılında inşa edilen yapı; altın varak, çeşitli süslemeler ve parlak renkli mozaiklerle süslenmiştir. İsa’yı ve Eski Ahit’te anlatılanları tasvir eden mozaiklerin yanı sıra yer ve duvarlar İslam mimarisinin özelliklerini yansıtan mermerlerle süslenmiştir. Yerden tavana kadar şapelin her bir noktası oldukça çarpıcı. Bu şapel, görülmesi gereken kesinlikle en güzel yapılardan biri.
Palermo sokak yemeklerini tadın!
Bir şehri keşfetmenin en iyi yollarından biri o şehrin yiyeceklerini denemekten geçer. Palermo’ya uğradığınızda sokak yemeklerini tatmayı unutmayın. Şehirdeki üç pazar ve çevresi, tezgâhları başındaki satıcılarla, seyyar arabalarıyla etrafta dolaşan ve lezzetli yiyecekler satan seyyar satıcılarla ile dolup taşmıştı.
Konu Palermo’nun sokak yemekleri olunca ne kadar yağlı, o kadar iyi desek yanlış olmaz. Panelle’yi (nohut unuyla yapılan bir tür kızartma), crocche olarak da bilinen patates kroketi ve arancine denilen kızartılmış pirinç toplarını denemenizi öneririz. Favorimiz sfincione denilen üstüne domates, soğan konulan ve azıcık kekik serpilen Sicilya’ya özgü kalın dilimlenmiş hamur işi oldu. Ben değişik tatlara da açığım diyorsanız Pani ca’ Meusa (Milza) diğer bir deyişle ekmek arası dalak kızartma yiyebilirsiniz.
İlgili Yazılar
San Giovanni degli Eremiti Kilisesi’nde Dolaşın!
Onu farklı kılan kırmızı kubbesiyle San Giovanni degli Eremiti (St. John of the Hermits) Kilisesi, Palermo’nun sokakları arasında hayli dikkat çekiyor. Bu küçük kilisenin tarihi 6. yüzyıla dayanıyor, burası şehirdeki diğer birçok yapı gibi hem kilise hem de cami olarak kullanılmıştır. Kilise yıllar geçtikçe farklı mimari üslupların ve kültürlerin etkisinde kalmış ve değişmiştir. Bu değişim kilisenin, UNESCO’nun listeye aldığı diğer kuzey Sicilya kiliseleri arasında yer edinmesini sağladı. Kemerlerin ve Arap yapımı bir kuyunun kalıntılarının ve bolca bitkinin bulunduğu avlu, Palermo’nun merkezinde olmasına rağmen sanki bir gizli bahçeymiş gibi duruyor.
Fontana Pretoria’ya (Utanç çeşmesi) uğrayın!
Bu muhteşem yapı, şehrin kalbinde bulunan Piazza Pretoria’da yer almaktadır. Şaşırtıcı bir şekilde bu büyük yapı aslında Floransa’da yapılmış ve 1574 yılında bu noktaya taşınmıştır. Burada Zeus, Poseidon, Apollo gibi Antik Yunan tanrılarını tasvir eden şaşalı heykeller ve onların yanında su perileri, hayvanlar ve diğer mitolojik figürler bulunmaktadır.
Capuchin Manastırı’nın mumyalarla dolu mahzenindeki havayı soluyun!
Palermo’da gezilecek yerler listesinin başında gelen ve aynı zamanda en ürkütücü aktivitelerden biri de Capuchin yer altı mezarlarını görmek. 400 yıldan fazla bir süredir, bu yer altı mezarları birçok keşişin, ünlülerin ve zenginlerin ebedi uykuya daldığı yerdir. Ancak diğer yer altı mezarlarından farklı olarak burada gördükleriniz kemiklerle sınırlı kalmayacak.
Palermo’daki bu yer altı mezarlarında duvarlardan sarkıtılan 8000 tane mumyalanmış ceset raflarda sergileniyor. Dünyevi yaşamdan uzaklaşıp cennetteki kurtuluşa inanan keşişlerin inancını yansıtan bu yer tuhaf ve bir o kadar da ilginç. Buranın öğleden sonraları iki saatliğine kapatıldığını ayrıca pazar günleri de ziyaret saatlerinin kısıtlı olduğunu unutmayınız.
İhtişamlı Monreale Katedrali’ni Gezin!
Bu yer, Palermo’nun biraz dışında kalıyor, şehirden yaklaşık 15 km uzakta bir tepenin üstünde bulunan Monreale, 12. Yüzyılda inşa edilen Monreale Katedrali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Katedralin içindeki büyük mozaikler Palatine Şapelindekilere benziyor ancak buradakiler daha büyük.
Arap-Norman mimarisinin özelliklerini yansıtan katedralde 130 mozaik süsleme, 200 oyma sütun ve sunak kısmında Pantokrator İsa tasvirinin bulunduğu mozaikler yer alır. Buradaki ziyaretiniz sona erdikten sonra kafe ya da büfelerden bir kahve veya taze meyve suyu alıp sokaklarda dolaşabilirsiniz. Palermo’dan buraya otobüs yolculuğu 35 dakika sürüyor.
Günübirlik gezilere katılın!
Palermo günübirlik turlara katılmak için uygun bir yerdir çünkü buradaki birçok yer bir saat içerisinde gezilebilir.
Mondello Plajı: Palermo’nun kuzeyinde sadece 15 dakika uzaklıkta olan Mondello Plajı, ılık bir günde yorgunluğunuzu Akdeniz’de atmanız ve denizin keyfini çıkarmanız için harika bir yer. Plaja otobüsle kolayca ulaşım sağlandığı için kalabalık olabilir ama yine de buna değer.
Cefalu: 50 dakikalık kolay bir tren yolculuğu sizi Cefalu adı verilen muhteşem şehre ulaştıracak. Plaja uğrayabilir, deniz kenarında öğle yemeği yiyebilir veya dolambaçlı sokaklarda gezinebilirsiniz. Günübirlik gezinizde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen Cefalu Katedrali’ni ziyaret etmenizi kesinlikle öneriyoruz. Bu katedralin dışı da içi kadar ilgi çekici neredeyse. Maceraya varım diyorsanız panoramik manzarayı görmek için tepeye çıkabilirsiniz.
Segesta: Eskiden çok önemli şehirlerden biri olan Segesta şehri Sicilya’da bulunan Barbaro Dağı’nın üstüne kurulmuştur. Palermo’dan yapacağınız bir saatlik yolculuk sonrasında burada bulunan tapınağı ve zarar görmemiş tiyatroyu görebilirsiniz.
Palermo’da nerede kalınır?
Palermo’da araba sürmek zor bu nedenle ana sahil yoluna olabildiğince yakın bir yerde kaldık. Bu durum araba sürmemizi kolaylaştırdı ve bizi park sorunundan kurtardı. Ayrıca şehir merkezine sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindeydik.
Biz Abatellis Luxury B&B’de kaldık, oldukça sakin ve rahat bir yerdi ayrıca şu ana kadar yediğim en lezzetli pastaları servis ediyorlar.
Diğer seçenekler arasında ise Pallazzo Pantaleo ve ünlü Teatro Massimo’nun karşısındaki yüksek puanlı Massimo Plaza Oteli var.
Çeviri: Eda Nur Tosun
Not: Bu güzel yazı traveladdicts bloğundan özetlenerek çeviri yapılmıştır. Kaynak linkini yazı sonunda bulabilirsiniz.
Kaynak
traveladdicts