Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Yunan Tıbbının Tüm Detayları

Yunan doktorlar, iyileşmek için ilahi müdahaleye güvenmekten ziyade pratik, doğal çözümlere yöneldiler. Bazı teorileri, mevcut bilimsel ve tıbbi düşünceyi etkilemeye devam etmektedir.

0 6.165

Yunan uygarlığı MÖ 700 civarında ortaya çıktı ve yaklaşık MS 600’e kadar varlığını sürdürdü. Yunan doktorları tıpla uğraşırken rasyonel düşünceyi benimsediler. Bu yaklaşım bugün tıbbı etkilemeye devam etmektedir.

Yunan doktorlar, iyileşmek için ilahi müdahaleye güvenmekten ziyade pratik, doğal çözümlere yöneldiler. Bazı teorileri, mevcut bilimsel ve tıbbi düşünceyi etkilemeye devam etmektedir.

Antik Yunanlılar “sağlıklı bir bedende sağlıklı bir zihin” kavramını benimsemişlerdi ve tıp görüşleri hem fiziksel hem de zihinsel refahı birleştirdi.

Antik Yunan’daki en ünlü ve muhtemelen en önemli tıbbi figür, bugün “tıbbın babası” olarak bildiğimiz Hipokrat idi.

Tıp ve Matematik

Antik Yunan’ın ilk günlerinde tıp henüz tanımlanabilir bir konu değildi. Zamanla, diğer alanlardaki uzmanlar sağlık alanına bilgi kattılar ve tıp disiplinini kurdular.

Pisagor MÖ 6. yüzyılda yaşadı. Sayı teorisini doğa bilimlerine getiren bir matematikçiydi. Takipçileri sayıların, özellikle de 4 ve 7 sayılarının kesin anlamlara sahip olduğuna inanıyordu.

Şunları kaydettiler:

7 x 4 eşittir 28, kameri ayının uzunluğu ve adet döngüsü.

7 x 40 eşittir 280, tam süreli gebeliğin gün sayısı 280’dir.

Ayrıca sekizinci aydan ziyade yedinci ayda doğan bir bebeğin daha iyi bir sağlığa sahip olacağına inanıyorlardı.

Hastalık bulaşmasından kaçınmak için 40 günlük karantina dönemi, 40 sayısının kutsal olduğu fikrinden gelir.

Kültür ve Felsefe

Antik Yunanlılar mantık ve mantık temelli tartışmalara çok hevesliydiler ve olayların neden var olduğunu ve neden gerçekleştiğini merak ediyorlardı. Bu merak matematik ve fen bilimindeki önemli gelişmelere yol açtı.

Eski kayıtlar, MÖ 700’de Knidos’ta erken bir tıp okulu kurduğunu gösteriyor. Burada hasta olanları gözlemleme pratiğine başlamışlardı. Alkmaion MÖ 500 civarında yaşadı ve bu okulda çalıştı. Muhtemelen bir doktordan ziyade bir bilim filozofu olmasına rağmen, yaygın olarak tıp hakkında yazılar yazdı. Hastalıkların olası iç nedenlerini merak eden ilk kişi Alkmaion gibi görünüyor. Hastalıkların çevre sorunları, beslenme ve yaşam tarzından kaynaklanabileceğini öne sürdü.

Antik Yunanlılar büyük tüccarlardı ve nispeten zenginlerdi. Şiir, kamusal tartışmalar, siyaset, mimari, heykel, komedi ve drama gibi kültürel aktiviteleri desteklediler ve bunları yapmaktan keyif aldılar. Yazıları fonetikti, yani insanlar yüksek sesle okuyabiliyordu. Bu daha esnek bir yazılı iletişim biçimiydi ve insanların anlaması için hiyerogliflere nazaran daha kolaydı.

Savaş ve Olimpiyat Oyunları

Antik Yunanlıları şifa aramaya ve sağlığı geliştirmeye teşvik eden iki önemli faktör askeri faaliyet ve spordu. Savaşlarda doktorlar yaraları iyileştirmek, vücuttan yabancı cisimleri çıkarmak ve askerlerin genel sağlığıyla ilgilenmek için çalıştı. Antik Yunan’da başlayan Olimpiyat Oyunları, zindeliği arttırmak ve yaralanmaları önlemek amacıyla insanların sağlıklı kalmaları ihtiyacını artırdı. Teknikler, vücut sıcaklığını artırmak için zeytinyağı kullanma ve yaralanmaları önlemek için yarışmadan önce ısınma pratiğini içeriyordu.

Antik Yunan Tıp Aletleri

Doğaya Karşı Batıl İnanç

Yunan doktorlar, tüm hastalıkların ve rahatsızlıkların doğal bir nedeni olup olmadığını merak etmeye başladığında, hastalığa doğal tedavilerle yanıt vermeyi de düşündüler. O zamana kadar, kötü ruhları kovmaya yönelik büyüler ve girişimler tıbbın en popüler biçimiydi.

MÖ 300 civarında, Büyük İskender Yunanistan’ı Orta Doğu’ya yayılmış büyük bir imparatorluğa dönüştürmüştü. Yunanlılar Mısır’da İskenderiye şehrini inşa ettiler ve burayı eğitim ve öğrenim için geniş bir merkez haline getirdiler.

Antik Yunanlılar hala tanrılarına inanıyor ve saygı duyuyorlardı ancak bilim, Yunanlılar hastalıkların ve yaşamın diğer yönlerinin nedenlerini ve çözümlerini açıklamaya çalıştıkça daha kritik hale geldi.

Dört Vücut Sıvısı

Empedokles, tüm doğal maddelerin dört elementten oluştuğu fikrini ortaya koydu: toprak, su, hava ve ateş.

Bu dört element fikri, antik Yunan doktorları dört vücut sıvı teorisini oluşturmaya itti. Bu dört vücut sıvısı kan, balgam, sarı safra ve kara safraydı. Daha sonra bu dört sıvıyı dengede tutmak iyi bir sağlık gereksinimi olarak gelişti.

Antik Yunanlılar daha sonra her bir sıvıyı aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi bir mevsime, bir organa, bir öfkeye ve bir elemente bağladılar:

Sıvı Organ Öfke Mevsim Element
Kara safra Dalak Melankoli Soğuk Kuru toprak
Sarı safra Akciğer Soğukkanlı Soğuk ve yağmurlu Su
Balgam Kafa İyimser Ilık ve yağmurlu Hava

 

Kan Safra kesesi Asabi Ilık ve kurak Ateş

Teori, tüm sıvılar düzgün bir şekilde dengelendiğinde ve karıştığında, kişinin mükemmel bir sağlığa sahip olacağını geliştirdi. Sonuç olarak, birisi sıvılardan birinin çok fazla veya çok azına sahip olduğunda hastalık ortaya çıkacaktır. Bu teori, 17. yüzyıla kadar Batı Avrupa’da popülerliğini korumuştur. Bununla birlikte, antik Yunanlılar tıbbı birçok yönden ilerletirken sıvı teorisi, tıbbi uygulamadaki ilerlemelere bir engel oluşturdu. 2000 yıl sonrasına kadar bilim adamları teorinin yanlış olduğu sonucuna vardılar.

Hipokrat

Hipokrat, MÖ 460-370 yılları arasında yaşadı. Hipokrat Tıp Okulu’nun kurucusu olarak tıbba büyük katkılarda bulundu. Okulundaki öğretim tıpta devrim yarattı ve tıbbı kendi başına bir meslek ve disiplin olarak kurdu. O zamana kadar tıp, felsefenin ve ritüellerin, büyülerin ve kötü ruhları yok etmenin bir parçasıydı.  Hipokrat ve meslektaşları, yaklaşık 60 eski antik Yunan tıbbi eserinden oluşan “Hipokrat Corpus”u yazdı. Bu eski tıp uygulayıcıları, klinik tıbbın sistematik çalışmasını teşvik ettiler. Bu, yaşayan kişiyi doğrudan inceleyerek hastalıkları inceledikleri anlamına geliyor. Günümüzde, Hipokrat yemini, doktorların ve diğer sağlık profesyonellerinin hak kazandıkları zaman ettikleri bir yemindir. Tıbbı, etik ve dürüst bir şekilde uygulamaya yemin ederler. Hipokrat, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere diğer mirasları da bıraktı.

Hipokrat Parmağı

Hipokratlar ve tıp okulundan olanlar, parmakların çomaklaşmasının ayrıntılı bir açıklaması da dâhil olmak üzere çeşitli hastalıkları ve bozuklukları tanımlayan ve uygun şekilde belgeleyen ilk insanlardı. Parmakların çomaklaşması, kronik süpüratif akciğer hastalığı, siyanotik kalp hastalığı ve akciğer kanserinin ayırt edici bir işaretidir. Bugüne kadar, bazı doktorlar çomaklı parmaklar için “Hipokrat parmaklar” terimini kullanmaktadır.

Hipokrat Yüzü

Bu terim ölümden hemen önceki yüzü tarif eder. Bir birey aşağıdaki belirtilere sahipse ve herhangi bir iyileşme göstermiyorsa, doktor ölümüne yakın olduğundan şüphelenebilir:

  • keskin bir burun
  • batık gözler ve şakaklar
  • şekli bozuk kulak memesi ile çekik ve soğuk kulaklar
  • sert, gergin ve kuru bir cilt
  • soluk ve koyu renkli bir yüz

Tıp Sözlüğü

Hipokrat ve okulundakiler aşağıdaki kelimeleri ilk kez kullanan kişilerdi:

  • akut ve kronik
  • endemik ve epidemik
  • nekahet (iyileşme dönemi)
  • kriz
  • şiddetlenme
  • paroksizm (aniden gelen şiddetli nöbet)
  • pik (en yüksek nokta)
  • nüks
  • çözüm

Diğer Tıbbi Terimler

Antik Yunancadan gelen ve modern tıbbi kullanımda devam eden diğer kelimeler şunlardır:

İlgili Yazılar
  • bios, yaşam
  • genea, doğum veya soy ile ilgili
  • gynec, kadın
  • ophthalmos, göz
  • ped- çocuk ile ilgili
  • pneuma, nefes
  • physis, varlık veya doğa anlamında

Tıbbi Uygulama ve Araştırma

İki ünlü Yunan filozofu, Aristoteles (M.Ö. 384-322) ve Plato (M.Ö. 424-348) insan vücudunun öbür dünyada hiçbir faydası olmadığı sonucuna vardı. Bu düşünce yayılarak Yunanlıları etkiledi ve Yunanlıların insan vücudunun içini sistematik bir şekilde anlamaya başlamasını sağladı.

Mısır, İskenderiye’de, bilim adamları ölü bedenleri parçalamaya ve onları incelemeye başladılar. Bazen, hala hayatta olan suçluların bedenlerini açıyorlardı. Bu tür araştırmalar aşağıdaki sonuçlara yol açtı:

  • kalp değil beyin, uzuvların hareketini kontrol eder
  • kan damarlardan geçer

Fakat kanın vücutta dolaştığını belirtmediler.

M.Ö. 460-395 yıllarında yaşayan Thukididis, duaların hastalıklara ve vebalara karşı etkisiz olduğu ve epilepsinin öfkeli tanrılar veya kötü ruhlarla hiçbir ilgisi olmayan bilimsel bir açıklaması olduğu sonucuna vardı.

Zaman geçtikçe, Yunan tıp uzmanları ve akademisyenler gitgide hastalıkların nedeni için tamamen doğal teoriler aramaya başladılar.

Bir vazoda tedavi sahnesi

Teşhis ve Tedavi

Yunan doktorlar, günümüzde kullanılanlardan çok farklı olmayan tanı yöntemleri kullandılar. Doğal ilaçlarının birçoğu mevcut ev ilaçlarına benziyordu.

Teşhis

Yunan doktorlar klinik gözlemler gerçekleştirirlerdi. Kapsamlı bir fizik muayene uygularlardı. Hipokrat kitapları, muayenenin nasıl yapılacağı ve hangi hastalıkların dikkate alınacağı veya göz ardı edileceği konusunda doktorlara rehberlik etti.

Tedavi

Büyü ve büyülü sözler doğal nedenleri araştırmaya yol açtıkça, insanlar da doğal tedaviler aramaya başladılar. Yunan doktorlar bitki uzmanları ve doğal ilaçların reçeteleri haline geldi. Batıl inançtan ziyade doğanın, en iyi şifacı olduğuna inanıyorlardı.

Hipokrat kitapları aşağıdaki tedavilerden bahsetmiştir:

Göğüs hastalıkları: Balgam çıkarmak için arpa çorbası artı sirke ve bal kullanın.

Yan ağrılar: Büyük bir yumuşak süngeri suya batırın ve hafifçe uygulayın. Ağrı köprücük kemiğine ulaşırsa, doktor kan parlak kırmızı akana kadar dirseğin yakınından kanı boşaltır.

Zatürre: Banyo ağrıyı hafifletir ve balgamı çıkarmaya yardımcı olur. Hasta banyoda tamamen hareketsiz kalmalıdır.

Doktorlar, hastaları olduğu zaman dört sıvıyı dengelemeye çalışarak bazen yanlış nedenlerle yapmış olsalar bile işleri doğru yaparlardı.

Bir hastanın normal ateşini dengelemeye çalışırken:

  • üşüttüğü zaman hastayı sıcak tuttular
  • ateşli ve terleyen hastaları kuru ve serin tuttular
  • kan dengesini sağlamak için hastalardan kan aldılar
  • safra dengesini düzeltmek için laksatif (müshil) veya diüretik (idrar söktürücü) ilaç vererek veya kusmalarını sağlayarak kişiyi arındırdılar

Yukarıdaki örneklerde, ilk ikisi modern tıpta anlamlıdır, üçüncüsü anlamlı değildir ve dördüncüsü kişinin hastalığına bağlıdır. Bir kişi toksik bir şey yutarsa, bazen kusmalarına neden olmak iyi bir fikirdir.

Yunanlılar ayrıca zihinsel ve fiziksel hastalıkların tedavisi olarak hastalara müzik ve tiyatroyu önerdiler.

Örnekler arasında gut tedavisi için flüt ve arp sesini değiştirmek, “tutkuyu” yatıştırmak için müzik terapisi kullanmak ve trajik oyunları psikoterapi olarak izlemek sayılabilir.

Tanrılara Başvurmak

Ruhsal çözümlerden ziyade doğal yollara yönelmelerine rağmen, birçok doktor tedavileri işe yaramazsa hala tanrılara başvururdu.

Asklepios Yunan şifa tanrısı idi ve Epidaurus’ta Asklepion adında bir tapınak vardı. Sonuç olarak, bu ve benzeri tapınaklar sağlık spaları, spor salonları, hamamlar ve spor stadyumları haline geldi. Bazı doktorlar hastalarını tedavi ederler ve sonra onları uyumaları için tapınağa götürürlerdi. Asklepios’un kızları Hygeia ve Panacea’nın, iki kutsal yılanla birlikte gelerek tedavi ettikleri insanları iyileştireceklerine inanıyorlardı.

Hijyen kelimesi “Hygeia” dan türemiştir ve yılan ise günümüzde eczacıların sembolüdür.

Ameliyat

Sürekli yaşanan savaşlar doktorlara pratik ilk yardım konusunda deneyim kazandırdı ve kırık kemikleri düzeltmek, çıkık uzuvları sabitlemek ve kaymış diskleri iyileştirilmekte yetenekli uzmanlar oldular.

Askeri doktorlar ok uçlarını ve diğer silah parçalarını vücuttan çıkarırlardı. Ayrıca, kangrenin yayılmasını durdurmak için ampütasyon (organ veya uzvun kesilip çıkarılması) yaparlardı. Bir yarayı iplik kullanarak kapatırlar ve süngerle veya sirke, şarap, yağ, su, deniz suyu veya bal ile ıslatılmış ketenle veya toz haline getirilmiş bitkilerle yaraya pansuman yaparlardı.

Daha sonra hastayı, iltihap sökücü özelliklere sahip olduğuna inandıkları kereviz gibi yiyecekleri tüketmeye teşvik ettiler. Bununla birlikte, antik Yunanlıların enfeksiyon anlayışı sınırlı kalmıştır. Orta çağda devam eden irinin toksinleri vücuttan uzaklaştırmak için yararlı olduğu fikrine inanıyorlardı. Bununla birlikte, etkili anestezik ve antiseptik ilaçların olmaması, antik Yunanlıların insan vücudunun derinlerinde ameliyat yapmasını neredeyse imkânsız hale getirdi.

Kamu Sağlığı

Yunanlı yetkililer kamu sağlığının öneminin farkında değildi ve örneğin Romalıların temiz su kaynakları ile yaptığı gibi bunu teşvik etmediler. Ancak, insanlar sağlıklı kalmaya inanıyordu. Bazıları doğal ılık kaynak suyu alanlarında bulunan özel banyolar ve hamamlar vardı.

Zengin ve eğitimli Yunanlılar, sabit bir sıcaklığı korumak, dişlerini temizlemek, düzenli yıkanmak, formda kalmak ve sağlıklı beslenmek için çaba gösterdiler. Dört vücut sıvısını yıl boyunca dengede tutmayı hedeflediler. Yunan doktorlar da aşırıya kaçmadan bir şeyler yapmanın yararlı olduğuna inanıyorlardı.

Antik Yunan’da 83 seçkin erkeğe ilişkin bir araştırma, ortalama olarak yaklaşık 70 yaşına kadar yaşadıklarını keşfetti. Bununla birlikte, bu insanlar iyi yemek ve nispeten rahat yaşam koşulları ayrıcalığına sahiplerdi. Genel ortalama yaşam beklentisi, yeni doğan ölüm oranı, doğum anındaki ölüm, yoksulluk ve diğer yoksunluk nedeniyle muhtemelen çok daha düşüktü.

Hipokrat, yoksul insanların genel sağlıkları hakkında endişelenmek yerine geçimlerini sağlamaya daha çok odaklanacaklarını belirtmişti.

Sonuç

Antik Yunan düşüncesi ve felsefesi tıpta önemli ilerlemelerin yolunu açtı.

MS 129’da Galen doğdu. O ve diğer doktorlar, Yunan tıbbıyla ilgili fikirlerin Roma İmparatorluğu ve ötesine yayılmasına yardımcı olacaklardı.

Sonuç olarak, Yunanlıların tıp hakkında öğrettikleri ve öğrendiklerinin çoğu hala modern bilimsel tıbbın temeli olarak varlığını sürdürmektedir.

Çeviri: Seda Toy

Kaynak medicalnewstoday

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More