Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Roma Fetih Sikkeleri: Yeni Fetihlerin Anısına

İmparatorun görkemli başarılarını duyurmanın en etkili yolu sikkelerdi. Küçük ve hafif olan Roma sikkeleri bu muazzam İmparatorluğun her köşesine kolayca ulaşabiliyor, asla şahsen göremeyecekleri hükümdarlarını halkın yakından tanımasını sağlıyordu.

0 3.247

İmparatorlar, imparatorluğun yeni topraklara genişlemesinin anısını yaşatmak ve zaferlerini kutlamak için, Roma’nın gücü ve egemenliği fikrini tüm tebaasına taşıyan madeni paralar bastırdılar.

Roma’nın topraklarını genişletmesi fetihle eş anlamlıydı. Toprak kazanımları görkemli zaferler ve görkemli anıtlarla kutlanıyor, Roma’nın, liderlerinin ve ordularının kudreti sergileniyordu. Elbette herkes başkentte ya da İmparatorluğun büyük şehirlerinde yaşamıyordu. İmparatorun görkemli başarılarını duyurmanın en etkili yolu sikkelerdi. Küçük ve hafif olan Roma sikkeleri bu muazzam İmparatorluğun her köşesine kolayca ulaşabiliyor, asla şahsen göremeyecekleri hükümdarlarını halkın yakından tanımasını sağlıyordu.

Her çeşit sikke imparatorun ve politikalarının tanıtımında rol oynamaktaydı, ancak fetihleri kutlamak için bastırılanlar en önemlileriydi. Sikkelerin ön  ve arka yüzlerinde özenle seçilmiş figür ve yazılar, halka güçlü bir mesaj veriyor, Roma’nın yaşadığımız dünya üzerindeki zaferlerini ve üstünlüğünün hikâyesini anlatıyorlardı.

1- Aegypto Capta: İlk Roma Fetih Sikkeleri

Zengin ve güçlü antik Mısır, her fatih için cazip bir hedefti. Dolayısıyla Romalıların “Nil’in armağanı” üzerinde emellerinin olması bizi şaşırtmamalıdır. Ptolemaios iktidarının zayıflaması Roma’yı Mısır’ın eşiğine kadar getirdi, kelimenin tam anlamıyla… MÖ 48 yılında, rakibi Büyük Pompey’in öldürülmesinin ardından Julius Caesar İskenderiye’ye geldi. Orada, VII. Kleopatra ve kardeşi XIII. Ptolemaios arasındaki iktidar mücadelesine karıştı. Sezar’ın lejyonları, çıkan iç savaşta Kleopatra’yı destekleyerek Mısır tahtına onun geçmesini sağladı. Ancak Sezar’ın ölümü, Roma Cumhuriyeti’nin Marcus Antonius ve Octavianus arasındaki savaşa yol açtı. MÖ 31’deki Aktium Savaşı’ndan sonra Antonius ve Kleopatra intihar ederek geride Octavianus’u Roma dünyasının tek hâkimi ve imparatoru-Augustus olarak bırakmıştı.

Ptolemaios Hanedanı’nın çöküşü Mısır’ı Romalılara neredeyse armağan etti. Diğer eyaletlerin aksine, Roma Mısır’ı imparatorun özel mülkü, Roma’nın tahıl ambarı haline geldi. Octavianus, zengin Akdeniz bölgesinin fethini ve imparatorluğa katılmasını kutlamak için MÖ 28-27 yıllarında, fethi açıkça yücelten ilk Roma sikkeleri olan bir dizi altın ve gümüş sikke bastırdı. Diğer antik paraları gibi, sikkenin ön yüzünde hükümdarın (Octavianus) portresi yer alıyordu. Ancak arka yüzde bir yenilik görüyoruz. Bir gözlemci tarafından açıkça görülebilen figürde gururla AEGVPTO CAPTA (Mısır Fethedildi). Diğer figür timsah kabartması da fethin önemini vurgulamaktaydı. Nil timsahı eski Mısır’ın bir sembolüydü. Ayrıca eski Mısırlılar bu büyük sürüngeni timsah başlı tanrı Sobek’in çocuğu olarak görüyorlardı. O da firavunların ve Ptolemaios hükümdarlarının koruyucusuydu.

Octavianus’un gümüş sikkesi, ön yüzünde hükümdar portresi ve arka yüzünde Mısır’ın sembolü timsah, MÖ 28-27, British Museum’un aracılığıyla

Nil timsahı, Mısır’ın fethinin anısına basılan başka bir Roma sikkesinde de görülür. Yukarıdaki örnekten farklı olarak, ünlü Nimes dupondius’u MÖ 29’dan MS 10’a kadar birkaç on yıl boyunca basılmaya devam etmiştir. Augustus ile Marcus Agrippa’nın ön yüzde yer alan birlikte portreleri iki yakın arkadaş ve meslektaş arasındaki ittifakın önemini belirtir. Arka yüzünde kullanılan kabartma ise palmiye ağacına zincirlenmiş bir Nil timsahını gösterir. Dupondius, günlük alışverişte yaygın olarak kullanılan düşük değerli bir bakır madeni paraydı. Bu Roma sikkesi, Octavianus’un Ptolemaiosların sonuncusu olan Kleopatra’ya karşı kazandığı büyük zaferi ve Mısır’ın boyun eğmesini halka hatırlatmak için önemli bir aracı görevi görmüştür.

Nimes’te basılmış Dupondius, ön yüzde Augustus ve arkadaşı Agrippa’nın birlikte kabartmaları ve arka yüzde palmiye dalına bağlı timsah (Mısır’ın fethini simgeliyor), MÖ 9 – 3, British Museum aracılığıyla

2- Asia Recepta: Anadolu’nun Geri Alınması

Roma fetihlerinin hepsi gerçek askeri eylemler değildi. MÖ 30 yılında Octavianus, Roma dünyasının tek hâkimi oldu. Marcus Antonius’un, Octavianus’un egemenliği altına giren eski toprakları arasında, kökenleri Klasik Grek dönemine ve hatta ötesine kadar uzanan yerleşim yerleri dolu, zengin ve kentleşmiş bir bölge olan Anadolu da vardı. Burası, büyük hükümdarlar ve fatihlerden payını almış eski ve gururlu bir topraktı. Ancak daha da önemlisi, Büyük Pompey’in MÖ 63 yılında Pontus kralı VI. Mithridates’i yenmesinden bu yana bölge Roma topraklarının ayrılmaz bir parçası olmuştu.

Octavianus, yine de Küçük Asya’yı tekrar ele geçirişini küçük bir gümüş Roma sikkesi bastırarak anmaya karar verdi. Arka yüzdeki ASIA RECEPTA (Asya Geri Alındı) ifadesi, Romalı yetkililerin bölge sakinleriyle sorun yaşamak istemediğini göstermektedir. Octavianus’un rejimi şiddet içeren bir işgal değildi, terk edilmiş toprakların barışçıl bir şekilde tek bir birleşik ülke haline getirilmesiydi.

Octavianus’un gümüş sikkesi, ön yüzde hükümdarın portresi ve arka yüzde yılanlı kutsal sepet, MÖ 29-28, özel koleksiyon, numisbids.com aracılığıyla

Mesajı simgelemek için seçilen motif, iki yılan tarafından çevrelenmiş ve üst kısmında Zafer figürü bulunan cista mystica (kutsal sepet) idi. Zafer imgesi kendi kendini açıklamaktadır. Bu da bizi Küçük Asya’da yaşayan Grekler için tasarlanan önemli bir motife götürmektedir. Cista mystica, yani içinde canlı yılan bulunan kutsal sepet, Dionysos’un gizli ayinlerinde kullanılan bir ayin nesnesiydi. Aynı zamanda birçok Asya kenti tarafından gümüş sikkelerinin arka yüzünün tasarımı olarak benimsenen bir motifti. Bu nedenle, Roma sikkesi üzerindeki görünümü Helenistik kentlerin hak ve geleneklerinin korunmasını ve yeni yönetim altında müreffeh ve parlak bir geleceği garanti ediyordu.

3- Parthia Capta: Partların Ülkesi Fethedildi

Roma, uzun tarihi boyunca birçok rakibine ve düşmanına karşı sayısız savaşa girişmiştir. Ancak Roma’nın kendine hemen hemen denk gördüğü bir düşman vardı: Partlar ya da Eski Persler. Bu zengin ve güçlü imparatorluk birçok Romalı general ve yönetici için cazip bir hedefti. En büyük zafer ve şan Doğu’da elde edilebilirdi. Ancak Part topraklarını ele geçirmek öyle kolay iş değildi ve Crassus’tan İmparator Julianus’a kadar fatih olmak isteyen çoğu şahsiyet başarı yerine kendi sonlarını bulmuştu.

İlgili Yazılar
İmparator Trajan’ın altın sikkesi, ön yüzünde imparatorun portresi, arka yüzünde oturan iki Part ve aralarında Zafer simgesi, MS 112-117, British Museum aracılığıyla

Partlara karşı başarılı sefer düzenleyen birkaç Romalı liderden biri İmparator Trajan’dı. MS 115-117 yılları arasındaki seferinde Trajan, Part İmparatorluğu’nu ezerek Roma lejyonlarını Basra Körfezi kıyılarına kadar götürdü. Bu görkemli başarıyı anmak için Trajan özel bir altın sikke bastırmaya karar verdi. MS 116 yılında basılan Roma sikkesinde gururla PARTHIA CAPTA (Part Ülkesi Fethedildi) yazmaktadır. Bu ibareye, tropaeum – ele geçirilen silahlar ve zırhlar – arasında oturan bağlı esirlerin olağan görüntüsü eşlik eder. Ne yazık ki Trajan’ın zaferi Roma İmparatorluğu’nu aşırı zorlamıştır. Romalılar Basra Körfezi çevresindeki toprakları hiçbir zaman işgal etmemiş, bunun yerine Fırat’a çekilmişlerdir. Parthia sonunda toparlanacak ve yerini daha da tehlikeli bir Sasani İmparatorluğu’na bırakmadan önce bir yüzyıldan fazla bir süre daha Roma’nın başına bela olmaya devam edecektir.

4- Dacia Capta: Tuna’nın Karşısı

Trajan döneminde Roma İmparatorluğu en büyük toprak genişliğine ulaştı. Doğu’daki ilerleyiş aşırı genişlemeye dönüşürken, Trajan’ın Tuna üzerindeki seferi Roma’ya hem yeni topraklar hem de Daçya’nın (günümüzün Romanya’sı) altın madenlerini kazandırdı. Ayrıca, Daçya’nın fethi (MS 101-102 ve 105-106) İmparatorluk için son büyük toprak kazanımı oldu. Bu büyük başarı, ünlü Trajan Sütunu’yla Roma’da ölümsüzleştirildi. Ancak bu anıtsal sütun sadece sınırlı sayıda insan tarafından görülebiliyordu. Bu yüzden Trajan, mesajı İmparatorluğu’n en uzak noktalarına yaymak için kanıtlanmış bir yönteme; Roma sikkelerine başvurdu.

İmparator Trajan’ın gümüş sikkesi, ön yüzde imparatorun portresi, arka yüzde oturan Daçyalı esir, MS 108-109 civarı, özel koleksiyon, CoinsArchive.com aracılığıyla

Gümüş sikkenin üzerinde DACIA CAPTA (Dacia Fethedildi) yazmaktadır. İlginç bir şekilde metin kısaltılmıştır ve tüm yazıtın sadece küçük bir kısmını oluşturur. Bu ibareye eşlik eden figürün çeşitli versiyonları vardır; bunlardan bazıları imparatorun diz çökmüş bir Daçyalıyı çiğnemesi ya da Daçyalıların teslimiyetinin sembolü olarak bir kalkan alması gibi güçlü askeri çağrışımlar taşır. Ancak en güçlü motif, Dacia’dan ele geçirilmiş bir yığın silahın üzerine oturmuş ağlayanlarla kişiselleştirilmiştir. Roma tebaasına verilen mesaj açıktır: İmparator ve ordusu zafer kazanmış, düşmanı aşağılamış ve yenmiş, artık Roma’nın pek çok eyaletinden yalnızca biri olan güçlü Dacia Krallığı’nı haritadan silmiştir.

5- Germania Capta: Hayal Ürünü Bir Fetih

Tuna ve Ren nehirleri, yüzyıllar boyunca Roma İmparatorluğu’nun kuzey sınırını oluşturmuştur. Suların karşısında, imparatorluk topraklarını periyodik olarak istila eden barbar kabilelerin yaşadığı bölge olan “barbaricum” vardı. Roma, sınırını Ren üzerinden (Germania Magna olarak bilinen bölgeye) geçirmeye çalıştığında, sonuç bir felaket oldu. MS 9’da Teutoburg Ormanı Savaşı’nda üç Roma lejyonu bir daha asla bir araya gelmemek üzere yok edildi. İmparatorluk ordusu birkaç kez Germania’ya girmeye kalkışsa da, bunlar fetih savaşları değil cezalandırma seferleri olmuştu. Ancak Germania ormanlarında kazanılan küçük bir zafer bile imparatorluk propagandası için kullanılabilirdi.

İmparator Domitianus’un bronz sikkesi, ön yüzde imparatorun portresi, arka yüzde Germania’nın kişileştirilmesi ve bir Germen tutsağının yanında bulunan zafer simgesi, MS 87, özel koleksiyon, Numista aracılığıyla

MS 83 yılında İmparator Domitianus Kara Orman bölgesine bir sefer düzenledi. Önemli bir etkisi olmayan küçük çaplı bir olay gibi görünen bu sefer hakkında çok az şey bilinmektedir. Ancak, ilave toprak alınmadığını ve Roma sınırının Ren Nehri’nin batı kıyısında kalındığını biliyoruz. Dolayısıyla Domitianus’un seferi geleneksel bir fetih değildi. Yine de imparator bu olayın anısını yaşatmaya karar verdi. Roma sikkesinin üzerinde GERMANIA CAPTA (Germania Fethedildi) ibaresi vardır. Yazı ve figür seçimi (etrafında esirlerin olduğu tropaeum) Domitianus’un babası Vespasianus ve kardeşi Titus tarafından Büyük İsyan’da (İlk Roma-Yahudi Savaşı) kazanılan çok daha önemli ve etkili bir zaferin anısına bastırılan sikkeleri hatırlatmaktadır.

6- Sarmatia Devicta: Son Gerçek Fethin Roma Sikkesi

Üçüncü yüzyıl, büyük fetihler değil, Roma’nın hayatta kalma savaşı verdiği bir dönem oldu. Üçüncü Yüzyıl Krizi olarak adlandırılan dönem, Roma imparatorlarının ve ordularının hem dış hem de iç düşmanlara karşı savaştığı çalkantılı bir dönem oldu. Toprakların bir kısmı kaybedilmiş ve ardından tekrar ve en önemlisi de nispeten kısa bir süre içinde tüm Roma İmparatorluğu’nu birleştiren İmparator Aurelian tarafından kazanılmıştı. Çatışmalar lejyonları önemli ölçüde zayıflatmış olsa da, dördüncü yüzyıl İmparatorluğu hâlâ Batı’da son bir atağa kalkabilir durumdaydı.

MS 323 yılında basılan gümüş Roma sikkesi muhtemelen İmparatorluğun Batı kesimindeki gerçek bir fethi kutlayan son sikkedir. SARMATIA DEVICTA (Sarmatya Ele Geçti) ibaresini taşıyan bronz sikke, İmparator Büyük Konstantin’in Sarmatyalılara karşı kazandığı zaferi ve Tuna’nın diğer yakasındaki toprakların ilhakını kutlamaktadır. Metne eşlik eden figür, Roma zafer ikonografisinden seçilmiş geleneksel bir motiftir ve diz çökmüş bir barbarı çiğneme şeklindeki kişiselleştirilmiş Zafer ifadesidir. Ancak Konstantin büyük bir zafer kazanmış olsa da, yeni alınan topraklar kısa bir süre sonra tekrar terk edilmiştir. Çünkü açık bozkırı atlı savaşçılara karşı savunmak çok zordur ve Roma’nın sınırlı insan gücünün, çok masraf gerektiren iç savaşlarda ve başka yerlerde kullanılması gerekiyordur.

İmparator I. Konstantin’in bronz sikkesi, ön yüzünde imparatorun portresi, arka yüzünde esirleri küçümseyen Zafer figürü, MS 323-324, özel koleksiyon, Numisbids.com aracılığıyla

İmparatorlar, Domitianus’un başlattığı yolu izleyerek, Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar büyük ölçüde hayal ürünü olan zaferlerini sikkeler üzerinde kutlamaya devam edeceklerdi. Ne de olsa Roma İmparatorluğu’nun ve imparatorunun düşmanlarını yenememesi diye bir şey düşünülemezdi.

Çeviri: Sinan Akbaytürk

Kaynak THE COLLECTOR

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More