Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Gizemli Nefertiti: Hayatı ve Rekonstrüksiyon

Kleopatra’nın doğumundan 1300 yıl kadar önce Antik Mısır’da güzellik ve asaletle ilişkilendirilen güçlü kraliçe Nefertiti yaşıyordu. Kleopatra’nın aksine, Nefertiti her ne kadar Antik Mısır’ın en görkemli döneminde yaşamış olsa da hayatı hala muammadır.

‘Nefertiti’, Sven Geruschkat tarafından canlandırılmış
0 4.022

Kleopatra’nın doğumundan 1300 yıl kadar önce Antik Mısır’da güzellik ve asaletle ilişkilendirilen güçlü kraliçe Nefertiti (güzelden gelen) yaşıyordu. Kleopatra’nın aksine, Nefertiti her ne kadar Antik Mısır’ın en görkemli döneminde yaşamış olsa da hayatı hala muammadır. Bu derece bir çelişkinin nedeni ise muhtemelen, eski Mısır panteonunu dağıtmaya ve silmeye çalışan bir kültle olan tartışmalı ilişkileri yüzünden Nefertiti’nin aile mirasının (ardıl Firavunlar tarafından) kasıtlı olarak yok edilmesidir. Neyse ki bu duruma rağmen, Nefertiti’nin bazı tasvirleri günümüzde ulaşmış olup bunlardan en ünlüsü de Thutmose tarafından yaklaşık MÖ 1345 yılında yapılan büsttür.

Nefertiti’nin Gizemli Kökeni

Pek çok tanınmış kişi gibi Nefertiti’nin de hayatı kesin gerçeklerden ziyade muamma ve belirsizliğe dayalıdır. Bu belirsizlik Nefertiti’nin soyuyla başlar. Kaynakların çoğu doğum yılını MÖ 1370’lere dayandırır ve Ay’ın kızı olduğunu söyler, yazıtlarda ise Ay’ın karısı Tiye’den Nefertiti’nin süt annesi olarak üstün körü bir şekilde bahsedilir. Bu da ebeveynlerinin kim olduğunun gerçeğini karmaşıklaştırmaktadır. Dahası, Nefertiti’yi, Mitanni Prensesi Tadukhepa ile ilişkilendiren varsayımlar da bulunur ve bu varsayımlar bir Hint-İran kökenine işaret eder. Ancak kaynaklar Nefertiti’nin sözde ‘yabancı’ kökenlerini açıkça ortaya koyan bir kanıt olmadığını gösterirken, Tadukhepa’nın zaten Akhenaton’un babasıyla evli olduğunu gösteriyor. Kısacası, Mısır kraliçesinin kökeni her ne kadar tartışmalı da olsa, onun Eski Mısır döneminde yerli olmadığını ima etmek biraz abartı olabilir.

Akhaneton, Aten’e ikramlar sunuyor

Aton Kültü

Babaları Ay, Firavun III. Amenhotep’in veziri olduğundan Nefertiti ve kız kardeşi Mutbenret oldukça küçük yaşlarda Teb’deki kraliyet sarayına alışmışlardı. Özünde Mısır’ın gelecekteki kraliçesi, kraliyet ailesinden beklenen gösterişli yaşamla tanışmışken kendi nüfuzunu da beraberinde getiriyordu. Buna bağlı olarak Nefertiti muhtemelen, III. Amenhotep’in oğluyla ile evlenmeden önce Aten kültünün başlangıcına önayak olmuştu. Bu kült sonrasında Mısır’da neredeyse tek tanrıcı (ve muhtemelen henoteist) bir dini biçim haline gelerek ibadeti Aton merkezinde şekillendirdi. Tartışmalı dini revizyonlar daha sonra Akhaneton’un (III. Amenhotep’in oğlu ve Nefertiti’nin kocası) saltanatının 5. yılında ve sonrasında yapıldı ve MÖ 1348’de güneşin yeryüzünden görülebilen halkası olarak kişileştirilen Aten’i evrenin ‘gerçek’ yaratıcısı olarak görerek diğer tanrıların üzerinde saydı.

Akhenaton, Aten’e ördek sunuyor. Kaynak: Utah State University

Mısır Panteonuna Darbe

Yukarıda bahsedilen bölümden bekleneceği üzere Nefertiti’nin, kocasının Aten kültünü bir devlet dini olarak benimsemesinde ve bu nedenle de Amun-Ra’nın merkezde olduğu Mısır panteonunun gücünün sarsılmasında ve dört bir yandaki tapınakların kapatılmasında önemli bir rol oynadığına dair hipotezler ortaya atılmıştır. Bununla birlikte dönemin özellikle soyluları olmak üzere her Mısırlısı, kendi uygun bulduğu tanrısal varlığı destekleme eğilimindeydi ve bu kişisel tapınma biçiminin daha büyük siyasi getirisi olmadı. Siyasi getiriden bahsetmişken Nefertiti’nin etkisi kanıtlanamamışken, eski Mısır panteonunu Aten lehine düşürme konusundaki çekişmeli karar muhtemelen Akhenaton’un kendilerini Amun’a adamış rahip sınıfının gücünü ve parasını dizginlemekte kullandığı bir hamle olmuştu. Kısacası dini sistemdeki radikal bu değişim, refahın farklı sınıflardaki insanlar tarafından paylaşılmasının aksine daha merkezi ve devlet destekli bir dinle sonuçlandı.

Akhaneton ve Nefertiti’nin üç kızlarıyla beraber temsili, Neuses Müzesi,Berlin

Kraliyet Ailesi

Nefertiti 15 yaşındayken (yaklaşık MÖ 1355) muhtemelen babası Ay ve III. Amenhotep’in arasındaki diplomatik ilişkilerin sonucu olarak 18. hanedan firavunu Akhenaton ile evlendi. Bu birliktelikten içlerinden biri Amenhotep’in diğer eşinden (ismi bilinmez, Genç Hanım olarak anılır) doğan Tutankhamun’un eşi olan altı kız çocuğu doğmuştur. Diğer bir deyişle Nefertiti, DNA analizi böyle bir bilgi vermediğinden Tutankhamun’un annesi olmayabilir. Her halükârda kraliyet ailesi Malkata’daki baştan aşağı yenilenmiş ve Tehen Aten (Aten’in ihtişamı) olarak adlandırılan saraylarında Mısır’daki şiddetli çatışmaların tersine refah içinde yaşadı. Ve Malkata Sarayı altın süslemelerle donatılmışken, kraliyet çifti yeni inanışlarını (Aten merkezli) ilan etmek için Amarna olarak da bilinen Akhetaten (Aten’in Ufku) adıyla bir yerleşim yeri kurdu. Mısırbilimci Zahi Hawass, tarihçilerin kısa Amarna Dönemi olarak adlandırdıkları bu dönemin öncüsü olan, Nefertiti ve Akhenaton tarafından yaratılan simgesel yerleşim yerinin sosyo-dini önemini araştırdı.

Eşitlik Paktı

Sembolizmin ötesinde Amarna, Talata olarak da bilinen ve hantal devasa taş blokları yerine daha kolay kullanılan standartlaşmış taş tuğlaların benimsenmesi gibi bina tasarımlarını da gözler önüne sermekteydi. Ve ilginçtir ki bu binaların cephelerinde Nefertiti, kocasının nerdeyse iki katı büyüklüğünde resmedilmekteydi. Hatta kimi temsiller Nefertiti’yi dini görevlere katılan, diplomatik toplantıları yöneten ve hatta Mısır’ın düşmanlarını yerle bir eder gibi biçimlerde bir firavun havasında yansıtmaktaydı.

Nefertiti Kraliyet atlı arabasında,Fortunino Matania
İlgili Yazılar

Dahası, Akhenaton’un kraliyet mührünün Nefertiti’ninkiyle birleştirdiği böylece kraliyet çiftinin paylaştığı gücün eşitliğini ima ettiği biliniyordu. Bu durum pratiğe döküldüğünde ise Nefertiti’nin, özellikle Akhenaton radikal dini projelerine yoğunlaştığında, eş-naip olup görevleri yerine getirebilmesi anlamına gelmekteydi.

Tarifsiz Bir Firavun Olarak Nefertiti

Amarna döneminin sonuna doğru ve muhtemelen Firavun Akhenaton’un (Nefertiti’nin kocası) ölümünden sonra Mısır tahtı, kimliği ve hatta cinsiyeti bile Mısır bilimcileri tarafından bilinmeyen Smenkhare’ye geçti. Bu hükümdarın Nefertiti’nin ikinci kişiliği olduğu söylense de bu kronolojik anlamda hatalıdır. Kronolojik açıdan Smenkhare birkaç ay kadar kısa bir süre tahtta kaldıktan sonra yerini Neferneferuaten olarak bilinen bir başka gizemli firavuna bıraktı.

Neferneferuaten ile ilgili olarak isimde bulunan kadınsı izler nedeniyle bu kişinin Nefertiti’nin kendisi ya da kızlarından Smenkhkare’nin muhtemelen eşi olan Meritaten olduğu konusunda akademisyenler çoğunlukla hemfikirdir.

Merak uyandırıcı bir şekilde kraliyet mühründe Akhet-en-hyes (kocası adına yetkili olan) sıfatını kullanması kocasının ölümünden sonra Mısır’ı tek bir Firavun olarak yönettiği hipotezini güçlendirir. Aynı zamanda Nefertiti’nin, Neferneferuaten adıyla Mısır toplumunun çeşitli kesimlerini yatıştırmak amacıyla Aten ibadetlerinin kimi radikal biçimlerini tersine çevirmiş olması da mümkündür.

Belirsiz Son Yıllar

Akademik çevrelerce Nefertiti’nin Akhenaton hükümdarlığı döneminde erkek çocuğu doğuramadığı için kraliyet sarayında gözden düştüğü söylenir. Bu varsayımlar Nefertiti’nin Akhenaton saltanatın 12. yılındaki kaynaklarda bir anda ortadan kaybolmasından kaynaklanmakta.

Bununla birlikte Akhenaton’un diğer eşinden bir erkek varisi (Tutankhamun) zaten bulunuyordu. Dahası arkeologlar 2012 yılında Akhenaton hükümdarlığının 16. yılından kalan bir kayıtta ’Büyük Kraliyet Hanımı, İki Ülkenin Hanımı Neferneferuaten Nefertiti ’nin varlığından bahsedildiğini gördüler.

Her şekilde Nefertiti kocasının ölümünden sonra yıllarca yaşadı ve muhtemelen de Tutankhamun’un tahta çıkışından önce kadın bir firavun olarak hüküm sürdü. Ancak Nefertiti’nin itibarına ve başarılarına rağmen ölümüyle ilgili vebadan doğal hastalıklara kadar pek çok varsayımda bulunulsa da ölümü hala gizemini korumaktadır. Ölüm yılının yaklaşık olarak MÖ 1330 civarı olduğu söylenir ki bu da 40’lı yaşlarının sonuna denk gelir. Ne yazık ki arkeologlar mezarını da mumyasını da henüz tam olarak belirleyemediler.

Nefertiti Rekonstrüksiyonu

Alman arkeolog Ludwig Borcardt’ın tesadüfi keşfi eski Mısır sanatının ve güzelliğinin takdir edilmesine yol açtı. Bu keşif şu an Berline’de Neues Müzesi’nde bulunan ve MÖ 1345’ten kalma, heykeltıraş Thutmose’un başyapıtlarından olduğu düşünülen boyalı alçı kaplı kireçtaşından olan ünlü Nefertiti Büstü’dür. Pek çok karmaşık yüz özelliğiyle büst, muhtemelen 25 yaşında olan Mısır Kraliçesi Nefertiti’yi olumlu bir şekilde resmediyor.

Görünüşü açısından bakılınca Nefertiti hakkındaki bildiklerimiz, Akhenaton döneminde inşa edilen sayısız duvar ve tapınaktaki kraliyet tasvirinden geliyor. Aslında daha önce de bahsedildiği gibi, Nefertiti’nin tasvirleri o zamana kadar neredeyse daha önce eşi benzeri görülmemiş şekilde tasvir edilir ve genelde kraliçe güç ve otorite konumunda temsil edilirdi. Bu temsiller onu Aten’e ibadet eden ana figürlerden biri olarak göstermenin yanı sıra savaş arabasına binen ve düşmanlarla savaşan biri olarak da tasvir etmeye değin uzanıyordu.

Bristol Üniversitesi

Tasvirlerden bahsedildiğinde ise rekonstrüksiyon uzmanı M. A. Ludwig, kraliçenin yüz hatlarını photoshop yardımıyla yeniden oluşturmak için bir deneme yaptı. (Yukarıdaki videoda gösteriliyor) Ünlü kireçtaşı Nefertiti Büstüne dayanan Ludwig, yüz rekonstrüksiyonu hakkında bir noktayı açığa kavuşturuyor;

’Sanatçıların birçok kez Kraliçe’yi canlı göstermeye çalıştıklarını görüyorum ve en ünlü girişimlerden bazıları -kendilerince iyi olsalar da- yüz hatlarını çağdaş güzellik standartlarına göre uyarlıyorlar gibi duruyor. Aslında bu gerekli değil çünkü Nefertiti’nin orijinal büstü zaten çok güzel ve gerçekçi. Sadece boya ve sıvayı et ve kemikle değiştirerek geriye kalan bütün özellikleri aynı şekilde bıraktım. Sonuç ise kesinlikle hayret vericiydi. ‘’

İlginçtir ki 2016 yılında da Bristol Üniversitesi’nden araştırmacılar eski bir Mısır kraliçesinin görüntüsünü oluşturdular ancak bu proje Nefertiti olup olmadığı hiçbir zaman kanıtlamayan, Tutankhamun’un biyolojik annesi (Akhenaton’un eşi) Genç Hanım’a dayanıyordu.

Çeviri: İrem Oltan

Kaynak realmofhistory

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More