29 Kasım 1922’de Mısır bilimcileri Howard Carter ve Lord Carnarvon, Tutankhamun’un mezarını buldular. Mezarın üzerinde o kara yazı vardı: “Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır.” İki araştırmacı yine de yılmayıp mezarı açtı ve ünlü firavunun hazinelerle kaplı mezarını keşfedip, Mısır biliminin modern çağını tüm dünyaya gösterdi.
TUTANKHAMUN’UN LANETİ -BÖLÜM 2-
Lanetin söylentileri, Kral’ın mezarının kırıldığı gün Carter evine döndüğünde kuşunun kafesinde bir kobra bulunca başladı. Kobra, Mısır monarşisinin simgesiydi. Carter’ın kanaryası kobranın ağzındaydı ve hikâye, New York Times’ta Kral’ın düşmanlarını vurmak için kullandığı kobranın, lanetin ilk işareti olduğu iddialarıyla aktarıldı.
Kısa bir süre sonra, mezarı ziyaret eden herkesin başına kötü şeyler gelmeye başladı. Tutankhamun’un mezarının açılmasından altı hafta sonra, Lord Carnarvon, zehirli bir sineğin ısırığından birkaç saat sonra ölürken, çok sevdiği köpeği Susie acılar içinde İngiltere’de öldü. Tüm bu olanlar, medyanın sevdiği türden malzemelerdi. Kral’ın lanetinin yayıldığına inanıyorlardı.
Sherlock Holmes’un yaratıcısı Arthur Conan Doyle, Lord Carnarvon’un ölümünü için Tutankhamun’un büyücülerinin mezarı korumak için doğaüstü güçlerine bağlayınca, medyanın ilgisi daha da arttı. İngiliz gazeteci Artuhur Weigall, Carnarvon’un ölümünden altı hafta önce Carnarvon’un Kral’ın mezarına alay ederek girdiğini ve bir gazeteciye “Ona yaşaması için altı hafta veriyorum” dediğini bildirdi.
Lanetin işaretleri durmak bilmiyordu. Mısır Prensi Ali Kamel Fahmy Bey karısı tarafından vuruldu, Carnarvon’un üvey kardeşi kan zehirlenmesinden öldü. Güney Afrikalı Woolf Joel mezarı ziyaret ettikten birkaç ay sonra öldürüldü. Finansçı George Jay Gould ise ziyaretinden altı ay sonra öldü.
Lanetin neden olduğu düşünülen başka ölümler de var. Mesela, Tutankhamun’un mumyasının röntgenini çeken radyolog Sir Archibald Douglas-Reid gizemli bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Sudan Genel Valisi Sir Lee Stack, Kahire’ye doğru arabasıyla giderken suikaste uğradı. Carter’ın kazı grubundan A. C. Mace, arsenik zehirlenmesi sebebiyle öldü. Carter’ın kişisel sekreteri Richard Bethell, yatağında boğularak öldü. Bethell’in babası Richard Luttrell Pilkington Bethell kendini yaşadığı apartmanın yedinci katından attı. Ve son olarak, mezarı açan Howard Carter, on yıl sonra, 2 Mart 1939 tarihinde öldü.
Lanetin habercisi yalnızca bu ölümler değildi. Yaşanan diğer gizemli olaylar da Tutankhamun’un ruhunun hâlâ orada olduğunu ve mezarı koruduğunu gösteriyordu. 1925’te antropolog Henry Field, kağıtlar uçuşmasın diye Carter’ın arkadaşı Sir Bruce Ingham’a verilen ağırlığın bileğinde “Bedenimi yerinden kaldıran lanetlensin. Ateş, su ve veba peşini bırakmasın” yazılı bir bileklik olan mumyalanmış bir el olduğunu söylemişti. Ingham’ın kısa süre sonra evi yandı. Ev onarıldığındaysa evi su bastı.
Howard Carter lanet konusuna çok şüpheli yaklaşsa da 1926 yılı Mayıs ayında günlüğüne çok garip bir şey yazdığı öğrenildi: Carter, çölde otuz beş yıllık çalışma hayatı boyunca ilk kez ölüm gardiyanı Anubis’e benzeyen çakallar görmüş.
Lanete inanmayanlar, mezarı ziyaret eden ya da keşfine yardım eden diğer kişilerin sağlıklı ve çok yaşadıklarını söylüyordu. Bir araştırmaya göre,mezar ve lahit açıkken ziyarete giden 58 kişiden sadece 8’i on iki yıl içinde ölmüştü. 1939’da 64 yaşında lenfoma (ak kan uru) hastalığından ölen Howard Carter dâhil diğer herkes hayattaydı.
“Lanet” yıllarca sürdü
Lanet teorisinin ilginç bir yanıysa, talihsizliğin sadece mezarı ziyaret edenleri değil aynı zamanda yıllar geçse de mezarın bozulmasına neden olan kişileri de etkilediğiydi.
1972’de Tutankhamun’un hazineleri Britanya Müzesi’ndeki bir sergi için Londra’ya taşındı. Antika Müdürü Dr. Gamal Mehrez, yıllardır süregelen tüm bu ölümlerin ve talihsizliklerin “tamamen bir tesadüf” olduğunu söyleyerek alay etmişti. O gece, İngiltere’ye gönderilmek üzere paketlenen eserleri denetledikten sonra öldü.
Eserleri taşıyan uçağın görevlileri de lanetten payını aldı. Uçuştan sonraki yıllarda aralarında ölenler, yaralananlar, talihsizlik yaşayanlar oldu. Uçuş mühendisi Ken Parkinson, hazinelerin İngiltere’ye taşındığı uçuştan sonraki her yıl aynı tarihte kalp krizi geçirdi, 1978’de öldü. Yüzbaşı Jim Webb, bir yangından sonra başta evi olmak üzere her şeyini kaybetti. Hostes Brian Rounsfall ise Tutankhamun’un lahiti üzerinde kart oyandığını itiraf ettikten sonra iki kez kalp krizi geçirdi.
Lanet asla tam olarak kanıtlanmamış olsa da, bu kadar sık ölüm ve talihsizliğin yaşanması dikkat çekiyor. İkinci bölümde Tutankhamun’un gizli lanetine getirilebilecek olası açıklamaları inceleyeceğiz.
Tutankamon’un Altın Lahdi Hakkında Bilinmeyenler
Tutankhamun’un Zarar Gören Maskesi Tekrar Onarıldı
Firavun Tutankamon’un Mezarının Keşfi ve Çıkarılmış Hazineler
Çeviri: Buket Nur Ekim
Kaynak: ancient-origins “The Curse of Tutankhamen’s Tomb – Part 1“