Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Genç Plinius’un Mektupları Bize Antik Roma Hakkında Neler Söylüyor?

Romalı yazar, avukat ve senatör Genç Plinius, ünlü kariyeri boyunca yüzlerce mektup yazdı. Bu büyüleyici kaynakların bize imparatorluk Roma'sı hakkında neler söylediğini keşfedin.

Genç Plinius ve Annesi, Misenum MS 79, Angelica Kauffmann, 1785, Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi
0 889

Romalı yazar, avukat ve senatör Genç Plinius, ünlü kariyeri boyunca yüzlerce mektup yazdı. Bu büyüleyici kaynakların bize imparatorluk Roma’sı hakkında neler söylediğini keşfedin.

Genç Plinius’un Mektupları, MS birinci yüzyılda Roma İmparatorluğu’ndaki yaşamla ilgili en önemli antik kaynaklardan biri olmuştur. Romalı bir avukat ve senatör olan Plinius, Roma siyasi tarihindeki önemli olayların yanı sıra sosyal konulara da ışık tutmuştur. Çoğu aynı zamanda edebi kompozisyonlar olan Mektuplar, büyük ölçüde yayınlanmak üzere yazılmış, ancak birçoğu da hedeflenen alıcılarına gönderilmiştir. Sonuç olarak, bazıları İmparator Trajan’ın kendisinden olmak üzere, ilginç yazılı cevaplara da erişebiliyoruz. Plinius’nin mektuplaşma konuları,  çeşitliliği bakımından etkileyicidir. İlgi çekici iç meselelerden ve evlilik kavgalarından, büyüleyici senatörlük tartışmalarına ve Hıristiyanlığın yükselişine kadar her şeyi kapsamaktadır.

Santa Maria Maggiore Katedrali’nin cephesinden Genç Plinius’un heykeli, Como, İtalya, 1480 öncesi, Britannica’dan

Genç Plinius Kimdi?

Gaius Plinius Caecilius Secundus, (bugün Genç Plinius olarak bilinir), Kuzey İtalya’daki Comum’da zengin bir toprak sahibinin oğluydu. Babasının ölümünden sonra, genç Plinius ve annesi, güney İtalya’daki Misenum yakınlarındaki amcası Yaşlı Plinius ile birlikte yaşamaya başladı. Yaşlı Plinius, ünlü antik ansiklopedi Doğa Tarihi’nin yazarıydıNe yazık ki, MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlaması sırasında hayatını kaybeden binlerce insandan biriydi.

Genç Plinius, Roma’da seçkin bir eğitim aldı ve kısa bir süre sonra da, hukuk ve devlet yönetimi alanında başarılı bir kariyere başladı. MS 80’lerin sonunda Senato’ya girdi ve MS 100’de 39 yaşında genç yaşta konsül oldu. MS 110 civarında, Roma’nın Bithynia-Pontus eyaletinin (günümüz kuzey Türkiye’si) valiliğine atandı. MS 112 civarında eyalette öldüğü düşünülmektedir.

Genç Plinius ve Annesi, Misenum MS 79, Angelica Kauffmann, 1785, Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi

Plinius’un kariyeri, parçaları bugün hala sağlam kalan bir yazıtta kapsamlı bir şekilde belgelenmiştir. Bir Rönesans çizimi sayesinde, bu epigrafik eserin metni yeniden oluşturulmuştur. Eser,  Plinius’un yaşamı boyunca biriktirdiği muazzam zenginliği vurgularken, vasiyetinde geride bıraktığı milyonlarca sesterce’’yi (eski Roma parası) listelemektedir. Bunun yanında, bir hamam kompleksi ile bir kütüphanenin inşası ve bakımı için de para bırakmıştır.  Ayrıca serbest bırakılan adamlarının desteği için bir milyondan fazla sesterce ve şehirdeki çocukların bakımı için de yarım milyon sesterce bırakmıştır. Vasiyetname ile bırakılan bağışlar, Plinius için en önemli olan konuların göstergesidir, ki bunlar, Mektuplar’da da tekrarlanan temalardır.

Plinius ve Köleler

Romalı bir köle çocuğun mermer heykelciği, MS 1. – 2. yüzyıl, Met Müzesi

Genç Plinius’un Mektupları, antik Roma’daki kölelerin ve azat edilenlerin yaşamları hakkında mükemmel bir edebi kaynaktır. Ancak Plinius’un ayrıcalıklı ve güçlü konumda biri olarak yazdığını da unutmamak gerekir. Roma toplumunun bu tür seçkin üyelerinin görüşleri genellikle idealizme ve abartıya eğilimliydi.

Antik Roma’daki kölelerin yasal hakları yoktu ve Roma yasalarına göre insandan ziyade mülk olarak kabul edilirlerdi. Kölelere yapılan muamele çok çeşitliydi, ancak çoğu efendinin kölelerine karşı gereksiz zulüm göstermediğine inanılmaktadır. Gerçekten de, kötü muamele, sayıca fazla olan köleleri açısından, efendiler için tehlikeli olabilirdi.  Mektup 3.14’te Plinius, evde banyo yaparken köleleri tarafından öldürülen Larcius Macedo’nun hikayesini anlatırken zalim bir efendinin karşılaştığı tehdidi işaret etmektedir.

Latince yazıtlı, köle için bronz yaka etiketi, çeviri şöyledir: “Beni tut ki kaçmayalım ve beni Callistus’un mülkündeki efendim Viventius’a geri ver”, MS 4. yüzyıl, British Museum

Plinius, Roma standartlarına göre, kölelere karşı büyük ölçüde insani bir tutum sergilemiştir. Mektup 8.16’da, arkadaşı Plinius Paternus’a, kölelerinin ölümü durumunda yasal olarak bağlayıcı kabul ettiği vasiyetnamelerde bulunmalarına izin verdiğini söyler. Ayrıca “her zaman vermeye hazır … özgürlüklerini köleleştirir.” Kölelerin özgürlüğü neredeyse her zaman efendilerinin takdirine bağlı olarak verilirdi. Özgürlük, genellikle bir vasiyetnamede veya özel bir azat etme töreniyle verilirdi.  Köleler, azat edilmiş adamları olarak eski efendilerine yardım etmeye devam ederdi. Serbest bırakılanlar, daha sonra eski efendileri tarafından bir himaye sistemiyle, belirli yükümlülükler ve görevler karşılığında desteklenirdi.

Mektup 5.19’da Plinius, azat edilmiş adamı Zosimus’un kötüleşen sağlığından duyduğu gerçek sıkıntıyı ifade eder. Mektubun alıcısı Valerius Paulinus’a, Zosimus’un köle olarak verdiği mükemmel hizmetten bahseder. Ayrıca, bir insan olarak sahip olduğu pek çok beceri ve nitelik hakkında dokunaklı bir açıklama yapar. Mektubunun sonunda, serbest bırakılan adamına mümkün olan en iyi bakımı borçlu olduğunu hissettiğini bildirir.  Daha sonra Paulinus’un, Zosimus’u tatil evinde misafir olarak kabul edip etmeyeceğini sorarak devam eder. Bunun nedeni, “havanın sağlıklı olması ve sütün bu tür bir vakayı tedavi etmek için mükemmel olması” dır. Ne yazık ki, Paulinus’un bu olağandışı isteği kabul edip etmediğini bilmiyoruz.

Eski Tunus kasabası Dougga’dan, bir ziyafette yiyecek ve şarap sunan kölelerin mozaiği, MS 3. yüzyıl, fotoğraf: Dennis Jarvis

Plinius ve Kadınlar

Roma’nın kadına bakışı, bugün günümüze ulaşan edebi kaynaklarda neredeyse tamamen erkeklerin gözünden sunulmaktadır. Bu görüş genellikle merak uyandıran bir ikilem içerir. Bir yandan, asıl rolü yasal bir mirasçı sağlamak ve kocasına sadakat göstermek olan idealize edilmiş muhterem bir Roma kadını vardır. Ancak, kaynaklarda eşit oranda yaygın olan görüş ise, kadın ruhunun güvenilmez ve kontrol edilemez doğası olduğudur.

Mektup 7.24’te, Genç Plinius, yakın zamanda ölen 78 yaşındaki bir kadın olan Ummidia Quadratilla’nın hayatını gösteriyor. Plinius neredeyse tamamen fiziksel görünümüne odaklanır ve genellikle klişeleşmeye başvurur. Quadratilla’yı “bir kadında nadir görülen sağlam bir yapıya ve sağlam bir fiziğe” sahip olarak tanımlıyor. Ayrıca, evinde bir grup pandomim sanatçısını tutmak gibi, “eğlence ve lüks merakına dair” acayip zevklerini de eleştiriyor. Daha ziyade, “bir kadının boşta kalan saatlerini doldurması” gerçeğine aşırı düşkünlüğünden dolayı onu suçluyor.

Met Müzesi’nden, bir kadına ait (muhtemelen tanrıça Juno), MS 2. yüzyıldan kalma bir cam (lapis lazuli’yi taklit eden) portre başı
İlgili Yazılar

Mektup 3.16’da görünen Arria ise Quadratilla’nın tam tersinedir. Burada Plinius, kocasına olan sadakatiyle ünlü olan bir kadının niteliklerini övüyor. Kocasının “asil bir intihar” girişimine karar verdiği noktada, hançeri aldı ve önce kendini bıçakladı. Daha sonra hançeri kocasına verdi ve “acıtmıyor, Paetus” dedi.

Plinius ayrıca onun bir eş olarak bencil olmama durumunu da gösterir. Hem kocası hem de oğlu hastalandığında, oğlu ne yazık ki ölür. Ancak, kocasının daha fazla endişelenmesine engel olmak için, iyileşene kadar oğlunun ölümünden ona bahsetmez. Bu arada, oğlunun cenazesini tek başına organize eder ve kaldırır. Arria, kocasını her zaman kendinden önce koyan nihai univira’nın – tek adama ait kadın – bir örneği olarak sunulur. Plinius’un Quadratilla ve Arria’ya ait karakter sunumları, Roma’nın kadınlara bakışını ve bu bakışın kendine özgü ikilemini iyi göstermektedir.

British Museum’dan: iki oturmuş kadının, muhtemelen tanrıçalar Demeter ve Persephone’nin Graeco-Roma pişmiş toprak heykeli, MÖ 100 civarında

Plinius ve İmparator Trajan

MS 110 civarında, Genç Plinius, Bithynia-Pontus eyaletinin valisi oldu. Vali olarak, Roma’daki yetkililere taşra yaşamının çeşitli yönleri hakkında rapor verme sorumluluğu vardı. Plinius, ölümünden sonra Mektuplarının 10. Kitabı olarak yayınlanan bir dizi mektupta İmparator Trajan ile doğrudan yazışmış gibi görünmektedir. İlginçtir ki, Trajan’ın Plinius’nin mektuplarının çoğuna verdiği yanıtları da görüyoruz. Bu mektuplar, MS ikinci yüzyılın başlarında valilerin ve imparatorların idari görevleri hakkında değerli bilgiler sunmaktadır.

Mektup 10.33’te Plinius, Trajan’a eyaletindeki bir şehir olan Nicomedia’da çıkan büyük bir yangın hakkında yazar. Yangının, ekipman eksikliği ve yerel halktan gelen sınırlı yardım nedeniyle hızla yayıldığını açıklar. Sonuç olarak bir itfaiye aracı ve uygun ekipman sipariş ettiğini söyler.  Ayrıca, sadece gelecekteki yangınlarla başa çıkmak için bir grup insan kurmak için izin ister. Ancak Trajan cevabında, resmi gruplara yaptırım uygulanması durumunda siyasi bir rahatsızlık olur korkusuyla Plinius’nin önerisini reddeder. Reddi, imparatorluktaki daha düşmanca eyaletlerin bazılarında sürekli ayaklanma riski olduğunun bir göstergesidir.

Ön yüzünde İmparator Trajan’ı ve arka yüzünde onu savaşa giden bir at üzerinde tasvir eden altın bir sikke, MS 112-117 civarında, British Museum

Mektup 10.96’da Plinius, Trajan’a Hıristiyan olduğundan şüphelenilen insanlarla nasıl başa çıkması gerektiğine dair sorular sorar.  Hıristiyanlık, İmparator Konstantin’in Milano Fermanı’nı kabul ettiği MS 313 yılına kadar Roma İmparatorluğu’nun onaylanmış bir dini haline gelmemiştir. Plinius’un zamanında, Hıristiyanlara hala şüphe, düşmanlık ve fazlasıyla yanlış anlaşılma ile bakılıyordu.

Plinius, sorgulandıktan sonra inançlarından vazgeçenler için cezanın ne kadar sert olması gerektiğini de Trajan’a sorar. Ayrıca sorgulamalarda ortaya çıkan Hıristiyanların uygulamaları hakkında da ayrıntılı bilgi verir. Bahsedilen uygulamalar arasında ilahilerin söylenmesi, oruç ve Tanrı’ya yeminler edilmesi yer almaktadır. Vardığı sonuç, Hıristiyanlığın “abartılı boyutlara taşınan, bozulmaya yatkın bir çeşit tarikat” olduğudur. İlginçtir ki, bu görüş, köleler ve azat edilenler gibi diğer zulüm gören gruplara karşı açık fikirli tavırlar sergileyen bir kişiye aittir. Bu nedenle mektup bize o dönemde Hıristiyanlara karşı yaygın olan önyargı hakkında bir fikir vermektedir.

MS 2. yüzyıldaki Roma İmparatorluğu haritası, Vox

Plinius ve Vezüv Yanardağı Patlaması

Plinius’un en büyüleyici mektuplarından biri, tarihçi Tacitus’a hitaben yazılmış 6.16 sayılı mektuptur. Mektup, Plinius’un amcasının da hayatını alan, MS 24 Ağustos 79 tarihindeki Vezüv Yanardağı’nın patlamasını anlatıyor. Plinius, günün olaylarını amcasının gözünden anlatmıştır. O zamanlar, Yaşlı Plinius, günümüz Napoli Körfezi’ndeki Misenum’da bulunan Roma filosunun komutanıydı.

Patlamanın ilk işareti, Plinius’un görünüşünü “şemsiye çamı gibi “ olarak tanımladığı Vezüv’den gelen büyük bir buluttu. Yaşlı Plinius, daha fazla araştırma yapmak üzereyken, bir arkadaşının karısından tehlike çağrısı niteliğinde bir mektup aldı. Onu sahilden kurtarmak için hemen tekneyle yola çıktı. Herkesin tersi yönde aceleyle yol alarak, kül ve ponzataşları daha kalın düşmeye başladığı sırada kadıncağıza ulaştı.

Hristiyan Şehitlerin Son Duası, Jean-Léon Gérôme, 1863-1883, Walters Sanat Müzesi

Durum o kadar tehlikeli hale geliyordu ki, tek seçenek yakınlardaki bir arkadaşın evine sığınmaktı. Görünüşe göre, Yaşlı Plinius daha sonra rahatladı ve arkadaşlarının korkularını yatıştırmak için keyifle yemek yedi. O gecenin ilerleyen saatlerinde ateş katmanları ortaya çıkmaya başladı ve komşu evler alev aldı. Plinius’nin amcası, daha iyi kaçış yolu bulmak amacıyla sahile gitmeye karar verdi. Ne yazık ki, asla geri dönmedi ve daha sonra kumda ölü bulundu. Havadaki kükürtlü dumanlardan zehirlendiğine inanılmaktadır. Plinius onu “ölümden çok uykuya benziyor” şeklinde tanımlamıştır.

Plinius’un mektubu, bu berbat doğal felaketin üzücü ve kişisel bir anlatımını sunuyor. Kıyı şeridinde yukarıdan aşağıya doğru tekrarlanmış olduğu düşünülen, başarısız bir kurtarma girişiminin dokunaklı ayrıntılarını veriyor. Anlatımı, o zamana kadar Pompeii ve Herculaneum kasabalarını gömen patlamanın çeşitli aşamalarını haritalamaya çalışan arkeologlar ve jeologlar için de yararlı olmuştur.

Vezüv Yanardağı’nın gölgesinde bir şemsiye çamı

Genç Plinius’un Mirası

Burada tartışılan mektuplar, Genç Plinius’un verimli mektuplardan oluşan ürünlerinin sadece küçük bir yüzdesini temsil etmektedir. Mektup yazmanın yanı sıra, Plinius aynı zamanda yetenekli bir konuşma metni yazarıydı. Bugüne kalan bir örnek, MS 100’de yazılmış olan Panegyricus’tur. Bu yazı, Plinius’un Senato’da konsül pozisyonuna atandığı için teşekkür etmek amacıyla yaptığı, İmparator Trajan’a adanmış bir konuşmanın yayınlanmış bir versiyonuydu. Konuşma metni, acımasız İmparator Domitian ile daha onurlu halefi Trajan arasındaki zıtlıkları anlatan söz sanatına dair Plinius’un becerisinin boyutunu göstermektedir. Panegyricus aynı zamanda özel bir edebi kaynaktır, çünkü Cicero’dakiler ile geç imparatorluk dönemi arasında hayatta kalan tek Latince konuşmadır. Plinius, gördüğümüz gibi, birçok yeteneğe sahip bir adamdı. Son derece başarılı bir avukat, senatör ve yazar olarak, imparatorluk Roma’sının toplumu, siyaseti ve tarihi hakkındaki en büyük kaynaklarımızdan biri olarak eşsiz bir yere sahiptir.

Balmumu yazı tableti, bronz ve fildişi kalemler (styluslar) ve mürekkep kutularından oluşan bir Roma mektup yazma seti, British Museum, MS 1.-4. yüzyıl civarında

Çeviri: Gamze Kamacı

Kaynak THE COLLECTOR

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More