Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Proto-Çivi Yazısı: Dünya Üzerindeki En Eski Yazı Biçimi

Bilinen proto-çivi yazılı tabletlerden çoğu tekstil, tahıl ya da süt ürünleri gibi malların kişilere dağıtımını gösteren sıradan belgelerdir. Bu tabletlerin, daha sonra başkalarına dağıtılmak amacıyla yöneticilere tahsis edilen malların dökümü niteliğinde olduğuna inanılmaktadır.

0 1.173

Uruk Muhasebeciliği Mezopotamya Edebi Metinlerine Nasıl Ulaştı?

Gezegenimiz üzerinde bulunan ve proto-çivi yazısı denilen en eski yazı şekli, MÖ 3200 yıllarında Geç Uruk Dönemi’nde Mezopotamya’da icat edilmiştir. Proto-çivi yazısı, piktograflardan — belgelerde yer alan konulara dair yapılmış sade çizimlerden — ve bu düşünceleri yansıtan, çizilerek ya da bastırılarak kabarık kil tabletlere işlenen ve ardından ocakta pişirilen ya da güneş ışığında kurutulan ilk sembollerden oluşuyordu.

Proto-çivi yazısı, konuşulan dilin sözdiziminin yazılı bir ifadesi değildi. Asıl amacı, kentli Uruk Dönemi Mezopotamya’sının geliştiği ilk dönemlerde yapılan büyük miktarlardaki üretim, mal ve işgücü ticaretine dair kayıtların tutulmasıydı. Sözcük diziliminin bir önemi yoktu: “İki koyun sürüsü“, “iki sürü koyun” şeklinde olabilir ve yine de anlaşılmak üzere yeteri kadar bilgi sunabilirdi. Söz konusu hesaplama şartı ve proto-çivi yazısı düşüncesi, neredeyse kesin olarak kil tokenlerin eski dönemlerdeki kullanımından ortaya çıkmıştı.

Geçiş Dönemi Yazılı Dili

Proto-çivi yazısının en eski karakterleri kilden yapılmış token şekillerinden oluşan baskılardır: bunlar yumuşak kilin içine gömülmüş koniler, küreler, dört yüzlü şekillerden oluşur. Akademisyenler bu baskıların kil simgelerin kendilerini temsil ettiğine inanmaktadır: bu simgeler tahıl ölçüleri, yağ çömlekleri, hayvan sürüleri gibi nesnelerdir. Bir anlamda proto-çivi yazısı, kilden yapılmış tokenleri taşımanın yerine geçen teknolojik kısayollardan birisidir.

Proto-çivi yazısının ortaya çıkışından yaklaşık 500 yıl sonra, tam donanımlı çivi yazısının kullanıldığı döneme ulaştığında, kullanılan bu yazı dili fonetik kodlamayı da kapsayacak biçimde evrim geçirmişti — yani konuşmacıların çıkardıkları seslerin sembollerle ifade edilmesi. Ayrıca, daha gelişmiş bir yazı biçimi haline gelen çivi yazısı, edebiyat alanında Gılgamış Destanı ve hükümdarlar hakkında çeşitli övünç dolu öyküler içeren ilk eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştı.

Antik Çağ Metinler

Elimizde bulunan tabletlerin hepsi rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır: bunlar Mezopotamya yönetimindeki kullanımlarının dışında saklanmak üzere tasarlanmamışlardır. Kazılarda bulunan tabletlerin pek çoğu Uruk ve diğer kentlerin yeniden inşası sırasında dolgu malzemesi yapımında güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı tuğlalar ve benzeri atıklarla karıştırılarak kullanılmıştır.

Günümüze kadar korunmuş olan yaklaşık 6.000 proto-çivi yazılı metin (bazen “Antik Çağ Metinleri” ya da “Antik Çağ Tabletleri” diye de bilinir) ve 1.500 sayısal olmayan sembol ve işaretlerden oluşan toplam yaklaşık 40.000 metin bulunmaktadır. Bu işaretlerin çoğu çok nadir görülür ve yalnızca 100 kadarında bunlar 100’den fazla kez görülür.

  • İlk defa proto-çivi yazısı, Mezopotamya’nın güneyinde yer alan Uruk kentindeki kutsal Eanna Tapınağı’nda bulunan yaklaşık 400 adet baskılı kil tablet üzerinde tespit edilmiştir. Bu tabletler 20. yüzyılın başlarında C. Leonard Woolley başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları sırasında bulunmuş ve ilk kez 1935 yılında yayımlanmıştır. Bunların hepsi de Uruk Dönemi’nin sonuna [M.Ö. 3500 ila 3200] ve Cemdet Nasr Dönemi’ne [M.Ö. 3200 ila 3000] kadar uzanmaktadır.
  • Bu tabletler arasında en büyüğü Uruk’ta bulunan ve 1928-1976 yılları arasında Alman Arkeoloji Enstitüsü bünyesinde yürütülen kazı çalışmaları sırasında yaklaşık 5.000 adet proto- çivi yazılı tablet bulunmuştur.
  • Dünyanın dört bir yanındaki sayısız arkeolojik bölgeden yağmalanan el yazmalarından derlenen Schøyen Koleksiyonu, Umma, Adab ve Kiş gibi yerleşim yerlerinden çıkarılan çok sayıda proto-çivi yazılı metni bünyesinde barındırmaktadır.
  • Uruk III ile mukayese edilebilecek proto-çivi yazılı metinler Cemdet Nasr, Uqair ve Khafajah’da bulunmuştur; ayrıca 1990’lardan bu yana gerçekleştirilen yasadışı kazılarda yüzlerce ek metin bulunmuştur.

Tabletlerin İçerikleri

Bilinen proto-çivi yazılı tabletlerden çoğu tekstil, tahıl ya da süt ürünleri gibi malların kişilere dağıtımını gösteren sıradan belgelerdir. Bu tabletlerin, daha sonra başkalarına dağıtılmak amacıyla yöneticilere tahsis edilen malların dökümü niteliğinde olduğuna inanılmaktadır.

İlgili Yazılar

Bu belgelerde yaklaşık olarak 440 şahsın adına rastlanmaktadır, ancak ilginç olan şudur ki, adı geçen şahıslar krallar ya da yüksek mevkili insanlar değil, bilakis köleler ve yabancı esirlerden oluşmaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kişi listelerinin, detaylı olarak yaş ve cinsiyet kategorileri gösteren ve büyükbaş hayvanları topluca gösteren listelerden pek bir farkı yoktur, ancak kişi adlarını vermeleri, elimizdeki insanların kendilerine ait adları olduğuna ilişkin ilk kanıt niteliğindedir.

Sayılarla ilgili yaklaşık 60 sembol bulunmaktadır. Bu semboller yuvarlak bir stylusla (çivi yazısı kalemi) basılan dairesel şekillerden oluşuyordu ve muhasebeciler nelerin sayıldığına göre en az beş farklı sayma sistemi kullanıyorlardı. Bunlar arasında bizim dikkatimizi en çok çeken, günümüzde kullandığımız saatlerde (1 dakika = 60 saniye, 1 saat = 60 dakika, vs.) ve dairelerimizin 360 derecelik yarıçaplarında kullanılan altmışlık sayı sistemi (60 tabanlı) sistemdi. Sümerli muhasebeciler tüm hayvanları, insanları, hayvansal gıdaları, kurutulmuş balıkları, çanak çömlek ve aletleri ölçmek amacıyla 60 tabanlı (altmışlık sayı sistemi), tahıl ürünlerini, peynirleri ve taze balıkları saymak için ise değiştirilmiş bir 60 tabanlı (çifte altmışlık sayı) sistem kullanıyorlardı.

Sözlüksel Listeler

Yönetim faaliyetlerini yansıtmayan tek proto-çivi yazılı tabletler, sözlüksel listeler olarak bilinen yüzde 10 civarındaki tabletlerdir. Bu listelerde kâtiplerin eğitimine dönük çalışmalar olduğu tahmin edilmektedir: Bu listelerde hayvanlar, resmi unvanlar (adları değil, unvanları) ile çanak çömlek ve kap şekilleri gibi çeşitli listeler yer almaktadır.

Sözlüksel listelerin arasında en iyi bilinen Standart Meslekler Listesi, Uruk yetkililerinin ve mesleklerinin oluşturduğu hiyerarşik bir düzenlemeye sahip bir envanterdir. “Standart Meslekler Listesi”, Akadça kökenli kral sözcüğünün ilk şekliyle başlayan 140 girdiden oluşmaktadır.

M.Ö. 2500 yılına kadar Mezopotamya’nın yazılı kayıtlarında mektuplar, hukuki metinler, atasözleri ve edebi metinler bulunmamıştır.

Çivi Yazısına Dönüşüm

Proto-çivi yazısının icadından yaklaşık 100 yıl sonra en ilk şeklinden itibaren gözle görülür bir üslup değişikliğine uğramasıyla daha zarif, kapsamlı bir dil yapısına dönüştüğü bariz bir biçimde görülmektedir.

Uruk IV: En eski proto-çivi yazısı Uruk’taki Eanna Tapınağı’nın en eski tabakalarından gelmektedir ve Uruk IV dönemine, yaklaşık M.Ö. 3200’e tarihlenmektedir. Bu tabletlerin üzerinde yalnızca az sayıda grafik bulunur ve format açısından oldukça basittir. Bunların çoğu piktograflardır, yani sivri uçlu bir kalemle eğri çizgilerle çizilmiş tabiata uygun tasarımlarıdır. Bu tabletlerde yaklaşık 900 farklı grafik, dikey sütunlarda çizilmiştir ve Uruk Dönemi ekonomisinin ürünlerini, adetlerini, kişilerini ve kurumlarını içine alan bir gelirlerin ve harcamaların kaydedildiği bir muhasebe sistemini temsil etmektedir.

Uruk III: M.Ö. 3100 (Cemdet Nasr Dönemi) civarında ortaya çıkan Uruk III proto-çivi yazısı tabletler, kama şeklinde ya da üçgen şeklinde enine kesite sahip uçlu bir stylusla stylusla (çivi yazısı kalemiyle) çizilmiş daha sade ve düz çizgilerden oluşmaktadır. Bu kalemin kil üzerinde sürüklenerek değil, bastırılarak kullanılması sayesinde glifler (dik oluklar) daha düz hale gelmiştir. Üstelik üzerindeki simgeler daha soyut olup yavaş yavaş kısa kama benzeri dokunuşlarla oluşan çivi yazısına dönüşmektedir. Yaklaşık 600 farklı grafiğin kullanıldığı Uruk III yazılarında (Uruk IV’ten 300 daha az), dikey sütunlar yerine soldan sağa doğru sıralanan yazılar görülmektedir.

Diller

Çivi yazısında en yaygın iki dil Akadça ve Sümerceydi ve proto-çivi yazısının büyük olasılıkla kavramları öncelikle Sümerce (Güney Mezopotamya) ve kısa bir süre sonra da Akadça (Kuzey Mezopotamya) dillerinde anlattığı düşünülmektedir. Tabletlerin daha geniş çaplı Bronz Çağı dönemi Akdeniz dünyasına olan yayılışına dayanmaktadır, Proto-çivi yazısı ve çivi yazısının kendisi Akad, Ebla, Elam, Hitit, Urartu ve Hurri dillerinde yazılmak suretiyle uyarlanmıştır.

Çeviri: Burak Yıldız

Kaynak ThoughtCo

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More