Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Eski Babil İmparatorluğu – Hammurabi Kanunları

Hammurabi Kanunları, antik Mezopotamya'nın en ünlü ve en iyi korunmuş kanunnamesi özelliğini taşır ve çivi yazısıyla yazılmıştır.

0 2.876

Babil İmparatoru Hammurabi tarafından M.Ö. 1792-1750 yılları arasında tek bir yasama işlemi ile yayınlanan Hammurabi Kanunları, bir grup yasal listeden oluşmuştur.

Hammurabi Kanunları, antik Mezopotamya’nın en ünlü ve en iyi korunmuş kanunnamesi özelliğini taşır ve çivi yazısıyla yazılmıştır. Kanunlar, 1901 yılında, İran’ın Susa (antik Elam bölgesi) kentinde ortaya çıkarılmıştır. Jean-Jacques de Morgan tarafından bulunmuş, ancak, Elamite kralı Shutruk Nakhunte tarafından savaş ganimeti olarak alınmıştır.

Louvre Müzesi

Hammurabi Kanunları, oldukça detaylı bir şekilde kanunlaştırılmış Babil yasaları niteliğinde olup, antik Doğu uygarlıklarının ekonomik ve sosyal koşullarına dair değerli bir kaynaktır. Her ne kadar, zayıf olanı güçlü karşısında korumak için hazırlandığı ileri sürülse de geleneksel sınıf ayrımını desteklemekteydi çünkü, aynı suç için, daha alt sınıflara verilen cezalar çok daha sertti. Yazıya dökülmüş en eski Kanunname’nin kamu ve özel hukuka ait 284 maddesi vardı. Kanunname, üç bölümden oluşmaktaydı: Giriş, Dar Anlamıyla Kanunlar, Sonuç.

Hammurabi Kanunları’nın çok iyi bilinen bir kurala dayandığı söylenebilir; “göze göz, dişe diş”.

Kanunlardan bazıları:

-Eğer, bir yurttaş, bir saray hizmetlisini saklar ve elçi sorduğunda teslim etmezse, evin sahibi öldürülecektir.

-Eğer, bir adam başka bir adamın gözünü çıkarırsa, aynı şekilde cezalandırılacaktır. (göze göz)

-Eğer, bir adam bir diğerinin kemiğini kırarsa, kendisinin de kemikleri kırılacaktır.

-Eğer, bir adam kendisiyle eşit mevkide birinin dişlerini kırarsa, kendisinin de dişleri kırılacaktır. (dişe diş)

-Eğer, birisi kendisinden daha yüksek mevkide birine saldırırsa, halk tarafından, büyükbaş hayvan kamçısıyla 60 kez dövülecektir.

-Eğer, bir hekim kırık kemiği iyileştirirse, hasta ona nakit olarak beş gümüş para ödemelidir.

İlgili Yazılar

-Eğer, bir köle efendisine saldırırsa, kulağı kesilmelidir.

-Eğer, bir adam, bir başkasının kölesinin gözünü çıkarırsa veya kemiğini kırarsa, değerinin yarısını ödemelidir.

-Eğer, bir inşaatçı birisi için ev yaptığında düzgün yapmamışsa, ev çöker ve ev sahibini öldürürse, bu durumda evi yapan kişi öldürülmelidir.

-Eğer, bir inşaatçı birisine ev yapar ve bitirirse, kendisine para ödenmelidir- her birim alan için iki gümüş para.

Detay

Çok sayıda kanun maddesi ise, evlilik-aile ve miras hukukuna adanmıştır.

Hüküm sürmekte olan imparator, ataerkil aile gelenekleriyle karşılaşmaktaydı. Bir kocanın, zina yapan karısını ve onu baştan çıkaran kimseyi öldürme hakkı vardı. Kocasının cinayetine ortak olan, zina yapmış olan kadın kazığın ucuna bağlanırdı. Terbiyesiz, uygunsuz ve müsrif davranan kadınlar ise evden kovulur ve köle haline getirilirdi. Babasına vuran veya tokat atan bir erkek evlat, eli kesilerek cezalandırılırken, oğlunu dövmek saldırı ve suç sayılmazdı. Evlilik, özünde tek eşli olmasına rağmen, bir kocanın ikinci bir eş getirebildiği istisnalar vardı (eğer ilk eş evlat veremiyorsa veya hastaysa). Ancak, ilk eşin ikinci eşten aşağı derecede olması halinde, koca ilk eşini de tutmak zorundaydı.

Kanun maddelerinden bazıları:

  • Eğer, bir adam bir eş alır ancak karısı ona çocuk vermezse ve adam ikinci bir eş almaya karar vererek onu da eve getirirse, bu ikinci eş, ilk karısı ile eşdeğerde olmamalıdır.
  • Eğer, birisi kayınpederinin evine değerli şeyler getirir ve “tirhata” öderse (“tirhata”, zorunlu olmayan ve çok büyük değer taşımayan hediye olup, bu hediye damat tarafından gelinin babasına verilirdi), sonra da başka bir kadın arayışına girerek kayınpederine “senin kızını istemiyorum” derse, gelinin babası aldıklarının hepsini elinde tutabilir
  • Eğer, bir adam kayınpederinin evine değerli şeyler getirir ve “tirhata” öderse (“tirhata”, zorunlu olmayan ve çok büyük değer taşımayan hediye olup, bu hediye damat tarafından gelinin babasına verilirdi), ve gelinin babası “sana kızımı vermeyeceğim” derse, o zaman, aldıklarının iki katını geri vermek zorundadır.
  • Eğer, bir adam ona çocuk vermeyen karısından ayrılmak isterse, ona tirhata tutarını ve babasının evinden getirdiği çeyizini geri vererek gönderebilir.
  • Eğer, bir kadın kocasıyla tartışır ve “Sen iyi biri değilsin (beni aşağılıyorsun)” derse, kadının bu hükmü doğrulanmalıdır. Eğer kadın masumsa ve onun hatası yoksa, ona suç yüklenmemeli, çeyizini alıp ailesinin evine geri dönebilir. Eğer kadın masum değilse, kocasını bırakıyor, evi tahrip ediyor ve kocasını aşağılıyorsa, nehire atılmalıdır.
  • Eğer, bir adam kendi oğlunu evden atmak istiyor ve bunu yargıçtan önce yapmaya karar verdiyse, “Oğlumu evden atmak istiyorum” dediğinde, yargıç bunun nedenini araştırmalıdır. Araştırma sonucuna göre eğer oğlan, kanunen evden atılmasını gerektirmeyen nedenlerden dolayı suçluysa, babası tarafından evden atılamaz.
  • Eğer, oğlan çocuğu babasına vuruyorsa, o zaman oğlanın eli kesilmelidir. 

Arazi Hukuku

Akkatlılar döneminden beri arazilerin, tapınakların kişiye özel dağıtıldığı dikkat çekmiştir. Bu durum, Babil ülkesinde doruk noktasına ulaşmıştır. Ülkenin kuzeyi, serbest çiftçilere tarım yapmaları için verilmişti. Vergilerin düzenli ödenmesi amacıyla, kilden yapılmış bir tablet üzerinde tüm toprak varlıkları yasalara uygun şekilde kayıt altına alınmıştı.

Çeviri: Gamze Kamacı

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More