Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Epirli Pirus’un Seferi ve Kahraman Spartalı Kadınların Destansı Zaferi

Yunanistan’ın sükutu Pirus’un başarısız komutanlığından çok Romalıların azminden kaynaklandı. Sparta kuşatması ise iki taraf için de benzer bir irade sınavı olacaktı. Sparta, ya Pirus’un üstün ve profesyonel ordusunun olacaktı ya da Spartalıların güçlü ve cesur kollarında kalacaktı.

0 7.531

“Pirus Zaferi” pek çok tarihçi tarafından bilinen bir tarihsel olaydır. Epir kralı Pirus (günümüzde Arnavutluk ve Yunanistan’ın batı sınırları içerisinde yer almakta.) Romalılara karşı sahada pek çok zafer kazanmasına rağmen maddi kayıpların büyük olduğu gerekçesiyle sahada kazandıklarını masada kaybetti. Pirus, kendi zamanının saygın bir taktikçisi, aynı zamanda yetenekli bir komutandı ve bu özellikleri nedeniyle kendinden sonra savaş meydanlarının tozunu atanlar onu hep saygıyla yad etti.

Yunanistan’ın sükutu Pirus’un başarısız komutanlığından çok Romalıların azminden kaynaklandı. Sparta kuşatması ise iki taraf için de benzer bir irade sınavı olacaktı. Sparta, ya Pirus’un üstün ve profesyonel ordusunun olacaktı ya da Spartalıların güçlü ve cesur kollarında kalacaktı.

Yunanistan’da Son Durum

MÖ. 272’de Pirus, Makedonya’yı fethetmek için İtalya’dan çekildi. Pirus birkaç savaşta yeteneklerini ortaya koyarak Kral Antigonus’u yendi ve Makedonya’nın en güçlü bölgelerini ele geçirdi. Güney’i yağmalamak ve hatta Yunanistan’ı ele geçirmek için o bölgeye yöneldi. Mühtedi bir Sparta prensi Pirus’a gelerek, Sparta ordusunun Girit adasında bulunduğunu ve şehrin mukavemetten yoksun olduğunu söyleyerek onu Sparta’yı fethe teşvik etti.

Prens Cleonymus, Pirus’un da yardımıyla Sparta tahtını ele geçirmeyi umuyordu. Fakat o, Pirus için sadece bir piyondan ibaretti. Pirus, Sparta’yı alarak tüm Mora’yı domine edebileceğini düşünüyordu. Sparta da zaten kâğıt üzerinde savunmasız bir yer olarak gözüküyordu. Şehrin ordusu Kral Aerus’un emri altında çok uzaklarda bulunuyordu. Şehir savunması içinse geride sadece 2000 asker bırakılmıştı. Hafif bir garnizon gücünde olan bu askeri birlik, kölelerin isyan etmesi ihtimaline karşı şehirde bırakılan caydırıcı bir güç olmakta öteye gitmezdi. 27000 askeri ve 24 fili ile İskender’in ordusundan bu yana en kuvvetli ve disiplinli orduya sahip olan Pirus, Sparta ovasına indi.

Yunanistan’da olduğunu bilmelerine rağmen Spartalılar, Pirus’un ordusuyla birlikte çıkagelişine şaşırmışlardı. Savaşın kaçınılmaz oluşu sebebiyle Spartalılar kadınları Girit adasına göndermek istiyorlardı. Zira kendi orduları Girit adasındaydı ve orada kuvvetli müttefikleri bulunduğu için gayet güvenli bir yerdi. Kadınlar ise bu duruma şiddetli karşı çıktılar ve arkalarına eski Kraliçe Arachidamia’yı da aldılar. Arachidamia elindeki kılıcıyla Sparta’nın savunmasında kadınların da bulunmasını istedi.

Sparta kadınlarının bu cesur isteklerine karşı gelinmedi ve kadınların savaşa yardımcı olacak alanlarda çalışmasına karar verildi. Sparta şehrinin duvarlarının olmaması herkesçe bilinen bir durumdu. Spartalılar şehirlerini gövdelerini siper ederek korurlardı. Ordularının büyük çoğunluğunun Girit’te olmasına rağmen Pirus’un fillerinin şehrin içine girmemesi için bir çare bulmak zorundaydılar. Onlar da çareyi büyük bir hendek kazmakta buldular. 275 cm genişlik ve 182 cm derinliğe sahip hendek gayet caydırıcı bir fil bariyeri oldu. Hendek şehir etrafı boyunca uzatıldı. Hendeklerin kazılamadığı yerlerde ise vagon ve diğer materyallerden bariyerler oluşturuldu.

Yapılan bu savunma çalışmalarının hepsi Pirus’un geldiği gün ve onun gecesinde tamamlandı. Öte yandan şehrin zaten savunmasız olduğu istihbaratını alan Pirus ise oldukça rahattı. Onca yol gelmiş olan askerine yorgun bir şekilde saldırı emri vermektense çadırlar kurdurtarak, gece dinlenmeye ve sabah dinç bir şekilde çarpışmaya karar verdi. Böylece Pirus saldırı emri verdiğinde Spartalılar çoktan savunmasını oluşturmuştu.

  1. Gün: Hendeğin dayanıklılık testi

Sparta erkekleri cephe önünde yerlerini aldılar; kadınlar ise onların hemen arkasında su getirmek veya yaralılara yardım etmek için hazır bekliyorlardı. Prens Acrotatus tarafından kumanda edilen Spartalılar ilk gün yapılan saldırıları savuşturmayı başardılar. Pirus’un askerleri ise hendeğin zayıf noktalarını fil desteği ile aşmak isteseler de hem filler saf dışı kaldı hem de onlar püskürtüldü.

Az bir süre sonra ön saflarda bizzat savaşan Pirus, toplam Sparta askeri sayısı kadar olan ve elit Galya ve Yunan askerlerinden oluşan 2000 kişilik bir kanat gücünü şehre giden yolu tıkayan vagonları kaldırmak için gönderdi. Pirus güçleri vagonları yoldan kaldırmak için çaba sarf ederken zor anlar yaşadı.

Bununla birlikte kanat birliğinin faaliyetini gören Sparta prensi Acrotatus tehlikeyi sezerek o bölgeye 300 asker gönderdi. Bazı Pirus askerleri geri çekilse de bazıları kaçmadı ve Spartalı askerler ile aralarında çetin bir mücadele yaşandı. Prensleri tarafından komuta edilen Spartalılar sonunda Galyalıları püskürtmeyi başardılar ve bir kanadın düşmesini engellediler.

2. Gün: Pirus’un yarma harekatı

İlgili Yazılar

İkinci gün Pirus’un savaşta hayatını kaybetmiş askerleri ile dolu hendekte yine kıran kırana bir savaş yaşandı. Spartalılar, hendeğin savunma açısından ne kadar önemli olduğunun farkındaydılar. Aynı zamanda gerilla taktiği yapmayı da çok iyi biliyorlardı. Fakat Pirus kolay bir galibiyet için neye ihtiyacı olduğunu ve o an elinde neler bulunduğunu çok iyi bilen bir komutandı. Hendeğin bazı bölümlerinin cesetle dolarak neredeyse kapanmak üzere olduğu bir nokta gördü. Pirus bu noktadan bir süvari hücumu başlattı ve şehre girmeye çalıştı.

Pirus’un bu kararı oldukça isabetliydi. Pek çok tecrübeli süvari askeri yorgun Spartalı kadın ve erkeği aşarak şehrin içine girmeyi başardı. Yine de şehir dayanıyordu. Bu noktada Spartalı kadınların Epir süvarilerine karşı verdiği mücadele takdire şayandı. Tam Pirus zafer adına bir koridor açtığını düşünürken, Spartalılar tarafından atılan bir cirit ona isabet ederek onu atından düşürdü.

Akabinde Pirus’un özel korumaları ve diğer askerleri de Spartalılar tarafından uzaklaştırıldı. Pirus ise bir şekilde kaçmayı başarabildi. Pirus askerlerine geri çekilmelerini emretti. Pirus’a göre Spartalılar oldukça yorgun ve zayıf düşmüşlerdi. Bundan dolayı Spartalılardan müzakere çağrısı geleceğini umuyordu. Fakat Sparta’nın müdafaası için takviye birlikler gelince bu umudu suya düştü.

Sürgünde bulunan veya tabiri caizse elinde kalan birkaç bölgeden birinde bulunan Makedon kral Antigonus, Spartalılara binlerce paralı asker ve bir de general gönderdi.  Bu askerler şehre vardıktan sonra bu sefer de Sparta Kralı Aerus en cesur Spartalı askerlerden 2000 tanesini Girit’ten Sparta’ya sevk etti. Gelişmeler üzerine Pirus, takviye edilmiş, morali yükselip tazelenmiş Sparta’ya tekrar hücum etmektense geriye çekilip yağma yapabileceği yerlere saldırmaya karar verdi. Pirus, anlaşmazlığa düşen ve ikiye ayrılan Argos’a yönelmeye karar verdi. Üstelik bu gruplardan biri Pirus’a kontrolü ele alması için yardım etmeye de hazırdı.

Spartalıların İntikam İstekleri

Pirus yönünü Argos’a dönmesine rağmen Spartalılar onu ellerinden kaçırdıkları için oldukça öfkeliydi. Bu sebepten Kral Aerus, Pirus’un geri çekiliş yoluna yeni gelen askerlerini ani saldırılar yapmaları için yolladı. Pirus da bu atakları önlemek için oğlu Ptolemy’i görevlendirdi. Çılgınca geçen mücadele sonunda Spartalılar Pirus’un oğlu Ptolemy’i öldürdüler.

Oğlunu kaybetmenin acısıyla deliye dönen Pirus ise Spartalı bir grup askere saldırı düzenleme kararı aldı. Bu saldırı esnasında Pirus kendisini bir anda Spartalı bir komutan olan Evalcus ile kafa kafaya bir dövüşte buldu. Mücadele esnasında Evalcus, Pirus’un elini yakalamayı başarsa da Pirus ondan mızrak marifeti ile kurtuldu. Akabinde birkaç deneyimli Spartalı askerini de saf dışı bırakan Pirus atına binerek savaş alanından geri çekilmeyi başardı. Pirus çok büyük bir kılıç ustası olmasının yanında geri çekilirken dahi savaşabileceğini herkese kanıtladı.

Pirus’un Sonu

Pirus kısa bir süre içinde Argos’a vardı. Burada kendisine müzakere teklif eden pek çok grupla karşılaştı ve bu yüzden şehri alıp almamak konusunda kararsızlığa düştü. Gün bitip gece olduğunda Pirus, Argoslu bir sempatizanın yardımıyla dar bir kapıdan şehre askerlerini sokmayı başardı. Bir grup askerini şehrin önemli noktalarını kontrol altına almaları için gönderdi. Kısa süre sonra ise Argios garnizonu askerleri ve kral Aerus ve Antigonus’un birlikleri ona saldıracaklardı.

Şehir içindeki savaş karanlık ve kaotik olsa da meşalelerin ateşi ve ay ışığı ortalığı aydınlatıyordu. Plutarch’a göre Pirus bu kaotik ortamın içinde fakir bir kadının oğlundan olma bir Argoslu ile savaşmaya başladı. Argoslu askerin annesi ise Pirus’un ne kadar kabiliyetli bir asker olduğunu bildiği için olanları yukarıdan endişe ile izliyordu. Anne daha fazla dayanamayıp bulunduğu yerde bulunan bir kiremiti Pirus’a doğru fırlattı. Kiremit Pirus’un ense kısmına gelerek onun omuriliğini kırdı.

Omuriliği kırılan Pirus atından düştü ve bir düşman askeri tarafından hemen oracıkta kafası kesildi. Antigonus her şeye rağmen Pirus için cenaze töreni düzenledi ve naaşını ülkesi Epir’e gönderdi. Liderleri savaş meydanında ölen Epir askerleri ise daha fazla mücadele etmeyerek ülkelerine döndü.

Çeviri: Mehmet Göçmen

Kaynak warhistoryonline

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More