Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Demokratik Toplumun İlk Örnekleri ‘Polisler’

Tıpkı normal devletler gibi, her polis ticaret, siyasi ittifaklar ve savaş alanlarında hem diğer polislerle hem de Yunan olmayan devletlerle uluslararası ilişkilere dahil olmuştur.

0 1.362

Polis (İngilizcede çoğulu: poleis) antik Yunan dünyasına özgü bir toplum yapısına verilen addır. Bir polis, genellikle tahkim edilmiş, çevredeki toprakların kontrolündeki doğal bir akropoliste ya da limanda inşa edilmiş olan kutsal bir merkeze sahip şehir merkezinden oluşur. Bu nedenle “polis” terimi, tek başına bir şehir olarak sayılır ve Türkçeye “şehir devleti” olarak çevrilir. Bunun nedeni ise, bireysel bir polisin siyasi, adli, yasal, dini ve sosyal kurum ve uygulamaları açısından diğer polislerden bağımsız olup aslında her birinin bir devlet olarak görülmesidir. Tıpkı normal devletler gibi, her polis ticaret, siyasi ittifaklar ve savaş alanlarında hem diğer polislerle hem de Yunan olmayan devletlerle uluslararası ilişkilere dahil olmuştur. Özellikle Babilliler, Etruryalılar ve Fenikeliler olmak üzere, diğer kültürler de benzer bir sosyal ve siyasi yapıya sahipti. Bilhassa Etruryalıların polisin ortak bir birim olmasında öncü olduklarına inanılmaktadır.

Bu polis, Yunanistan’da Miken uygarlığının düşüşünü izleyen Karanlık Çağlarda ortaya çıkmış ve MÖ 8. yüzyılda önemli bir kentleşme sürecine başlamıştır. Antik Dünya’da 1000’in üzerinde polis vardı fakat en önemlileri; Atina, Sparta, Korinth, Teb, Siraküza, Aegina, Rodos, Argos ve Elis’ti. Bunların en büyüğü 8,500 km²’lik alanıyla Sparta’ydı. Bununla birlikte, Atina, Rodos ve Siraküza gibi polislerin Ege’nin dört bir yanındaki geniş alanları kontrol etmelerini sağlayan önemli deniz filoları vardı.

“Bunların hepsi birçok su kaynağına sahip engebeli alanlardı. Şehir, halka açık binalar, spor tesisleri, stoalar (Antik Yunanistan mimarisinde bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilere verilen ad), tapınaklar, tiyatrolar, resimler, heykeller ve tüm ticari amaçlar için mükemmel bir şekilde yerleştirilmiş bir agora ile donatılmıştı.

MÖ 3. yüzyılda Halkis polisinin tanımı (Anonim).

ORTAK ÖZELLİKLER

Bireysel polislerin her birinin kendine özgü bir kimliği olmasına, bireysel kurumlar ve uygulamaların geniş ölçüde farklılaşmasına ve zaman içinde gelişmesine rağmen çoğunluğa bakıldığında ortak birçok özellik bulunmaktaydı. Bir polis nüfusunun büyük çoğunluğu, çevre bölgelerdeki küçük çiftlik topluluklarına yayılmak yerine kentte yaşıyordu ve kentsel bölgenin merkezi, genellikle bir veya daha fazla tapınağı olan kutsal bir yerdi. MÖ 8.yüzyıldan itibaren bunlar daima polisin en etkileyici binaları oldu ancak bazen daha etkileyici doğal konumlardan yararlanmak için ya da bu konumların özel bir dini öneme sahip olması nedeniyle bireysel kent alanından ayrıldılar. MÖ 7. yüzyıldan itibaren şehir genellikle bir sur ile (Sparta göze çarpan bir istisnadır) güçlendirildi. Sivil ve ticari faaliyetler için agora alanı yaratıldı. MÖ 5. yüzyıldan itibaren birçok polis, kentin özel, kamusal ve dini işlevler için ayrılmış alanlarıyla şehir planlamaları yapmışlardı. (özellikle yeni kurulan kolonilerde) Birçok poliste, kamusal meclis, siyasi amaçlar veya eğlence için ayrılmış bir alan bulunmaktaydı.

“SİYASİ SİSTEM NE OLURSA OLSUN, SİYASİ GÜÇ BİR KAÇ ARİSTOKRATİK AİLENİN ELİNDEYDİ”

Çoğu polis için ortak olan temel fikir, tüm erkek vatandaşların mülk sahipliği açısından (en azından teorik olarak) eşit siyasi haklara sahip olmasıydı. Siyasi sistem ne olursa olsun (diktatörlük, oligarşi veya demokrasi) siyasi güç, elit konseyler, hakimler ve daha yüksek askeri rütbedeki insanlar gibi polisin bütün önemli pozisyonlarını elinde tutan birkaç aristokrat ailenin egemenliğindeydi. Ayrıca bu vatandaş grupları, daha zengin ve daha fakir vatandaşları da içermekteydi. Zamanla ve özellikle de paranın kullanılmaya başlanmasından sonra, mülk sahipliğinde zengin statüde olanlar, zengin ve fakir arasındaki farkı arttırmak için yaptıkları yatırımlardan ve verdikleri borçlardan servet biriktirmeye başladı.

EŞSİZ BİR KİMLİK

İlgili Yazılar

Erkek vatandaşların yanı sıra, Yunan toplumunu oluşturan sosyal gruplar kadınları, çocukları, köleleri, özgür köleleri, emekçileri ve yabancıları da içermekteydi. Bunlar toplam polis nüfusunun %90’ını oluşturabiliyordu ve uyumlu bir topluluk olarak görülürlerse, polise bir şekilde dahil edilmeleri gerekiyordu. Bunu yapmanın bir yolu, polisi diğerlerinden ayıran sosyal bir kimlik oluşturmaktı. Bu kimlik, insanların kaynaşıp sosyalleşebileceği ortak bir alan (agora) yaratma gibi çeşitli şekillerde sağlanmıştı. Diğer bir yol ise, belli tarihlerde polisin eşsiz (genellikle efsanevi) kurucu ve koruyucu bir ilaha sahip olduğu fikrini pekiştiren ve genellikle dini bir yapıya sahip olan polise özgü festivaller ve kutlamalar yapmaktı.

Polis’in ayrı bir birim olduğunu gösteren şeyler arasında şunlar sayılabilir: sınır işaretleri, yazılı kanunlar, Polis’in tarihine özgü resimlerin kullanıldığı madeni paralar (örneğin, Atina’yı temsil eden paraların üzerinde baykuş, yani şehir koruyucunun yer alması), askerlerin çekişmeli toprak anlaşmazlıklarını çözmek için sık sık girdiği savaşlar. Yerel tanrıların, liderlerin, hayırseverlerin ve spor şampiyonlarının heykelleri halka açık yerlerde sergilenerek ortak topluluk tarihi veya “toplumsal hafıza” güçlendiriliyor ve anılıyordu. Son olarak, polis özellikle Magna Graecia ve İyonya’da olmak üzere yurt dışında koloniler kurmuş ve ‘ana’ şehir haline gelmişti. Ayrıca hem kimliğin sembolik olarak aktarılmasını (örneğin: şehir şöminesinden çıkan bir ateş) hem de insan ve iletişim becerilerinin de aktarılmasını sağlamıştı (çömlekçiler, metal işçileri gibi).

PAN-HELENİZM

Polislerin her biri eşsiz bir kültürel ve siyasi birim olsalar da, yukarıda belirtilen ortak özelliklere, dil ve daha geniş dini inançlar gibi diğer faktörlere bakıldığında polisler arasında bir ilişki olduğu görülmektedir. Örneğin; aynı görüşlerde olan polisler, sıkça karşılıklı koruma için siyasi ittifaklar yapmıştır, buna örnek olarak Delian ve Peloponnesian Ligleri gösterilebilir. Polisler arasındaki Helenik tutumlar şu iki örnekte açıkça görülmektedir: Yunan olmayan düşmanlara karşı savaşlar (örneğin: MÖ. 5. yüzyıldaki Pers Savaşları) her 4 yılda bir Olimpia ‘da düzenlenen Olimpik Oyunlar gibi pan-Helenik festivaller. Bu etkinliklere birçok polis katılmıştı. Olympia ve Delfi (Delphi) gibi tüm Yunan halkının yüzyıllar sonra da onları görebileceği şehirlerde zafer ödüllerini kaldırarak başarılarını kanıtlamışlardı.

MÖ 4.yüzyılın sonlarında Büyük İskender ve halefleri, genellikle siyasi gücü ellerinde bulunduran asiller olarak yeniden yerleştirilmiş Yunanlılar ve çiftçi halkla birlikte polis fikrini Asya’daki Makedon imparatorluğu boyunca yaymıştır. Roma döneminde polis, işleyen bir birim olarak devam etmiş, Roma şehirlerinde daha geniş bir imparatorluğa maruz kalmıştır. Dolayısıyla Polisler, bağımsız siyasi güç açısından daha az önemli hale gelmiştir ancak halka açık binalarıyla sanat ve bilim alanlarında gurur kaynağı olmaya devam etmiştir.

Çeviri: Özge Sertbaş

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More