Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Yunan Agorası Dünyayı Nasıl Değiştirdi?

Agoralarda yaşanan şeyler günlük pazar alışverişi aktivitelerinden çok daha fazlasıydı. Agorada yaşanan konuşmalar, tartışmalar ve içerdikleri fikirler, bilimadamlarının işlerini yapma metotlarından meclislerimizde geçen yasalara kadar bugün birçok alanda bizleri etkilemekte.

Vatikan’da bulunan Rafael’in “Atina Okulu” tablosu Yunan Agorasını ve yıllar boyunca ev sahipliği yaptığı felsefe ve bilim dehalarını temsil etmektedir.
0 3.671

Orası şehrin kalbi idi, sıradan vatandaşların çeşitli mallar alıp sattıkları,siyasi olayların tartışıldığı, aynı zamanda Aristo ve Plato gibi dahilerin fikirlerini yaydığı merkezlerdi agoralar.

Antik Yunan agoraları olmasa şu an nasıl bir yaşam sürüyor olurduk peki? Demokrasinin olmadığı, hatta bir üçgenin kenar uzunlukları formülünün bilinmediği bir Dünya. (Matematik çalışan öğrencilere selam olsun!) Yine modern zaman doktorlarının yemin olarak söyleyecek hiçbir şeyler olmayan bir dünya.

Agoralarda yaşanan şeyler günlük pazar alışverişi aktivitelerinden çok daha fazlasıydı. Agorada yaşanan konuşmalar, tartışmalar ve içerdikleri fikirler, bilimadamlarının işlerini yapma metotlarından meclislerimizde geçen yasalara kadar bugün birçok alanda bizleri etkilemekte.

Smyrna Agorası (İzmir)

Sosyal Yaşamın Kalbi

Yunan uygarlığının gelişip yayılmaya  başladığı M.Ö. 600’lü yıllarda  Antik Yunan’da hemen her şehirde bir agoraya – toplanma yeri anlamına gelir – rastlamak mümkündü. Genellikle şehir merkezinin hemen yanıbaşında konumlanan Agoralar, kamu binaları ile çevrili pazar tezgahlarının bulunduğu geniş meydanlarda tüm vatandaşların erişime açıktı.

Antik Yunan tarihinin merkezi olan Atina agorası, birkaç futbol sahası büyüklüğündeydi ve haftanın her günü yoğun bir insan trafiğine ev sahipliği yapmaktaydı. Kadınların agoraya gelmeleri çok sık rastlanılan bir durum olmasa da, Antik Yunan’ın her karakteri; siyasetçileri, filozofları, suçluları, tüccarları, aristokratları, bilim adamları agoranın sütunları arasında vakit geçirmişlerdi.

Agoraya giden Antik Yunan halkı, buraya sadece günlük etlerini alıp, yeni diktirecekleri elbiseler için çeşitli iplikler bakmaya gelmiyordu, aksine burası meslektaşların oturup iş konuştukları, yeni arkadaşlıkların kurulduğu bir yerdi. Günümüz yüksek seviye iş yemeklerine benzer şekilde, Antik Yunan’da birçok girişim agoranın sağladığı bu gündelik ortamda gerçekleşmekteydi.

Seçimlere Katılımın Merkezi

İlgili Yazılar

Demokrasi gibi bugünün dünyasında var olan birçok önemli fikir Atina agorasının sınırları içerisinde doğup mükelleşmişti.

Atina’nın sıradan vatandaşları ülkelerinde var olan herşey hakkında oylama yapabilirlerdi ve kendilerinin sahip olduğu bu demokratik yöntem ile oldukça gurur duymaktaydılar. Hiçbir vatandaş yasalar üstü bir statüye sahip değildi veya yasal süreçlerden hariç tutulma durumları olamazdı, buna bağlı olarak yasalar herkesin görmesi için agorada duyurulmaktaydı. Atinalılar mahkemelerde jüri olma görevini bir görev ve ayrıcalık olarak addetmekteydiler. Şehir mahkemeleri ve şehir senatosu, Atina yaşantısında şeffaflık ve eşitlik mefhumlarını vurgulamak adına agorada yer almaktaydı.

Konuların forumda tartışılıp oylamaya sunulduğu Atina demokratik süreci, günümüz yönetimleri ve modern sistemlerin temelini oluşturmuştur.

Agorada bilim

Bitmek Bilmeyen Beyin Fırtınalarının Yuvası

Bilim teorisi de başlangıcını zamanın en meraklı dahilerinin düzenli aralıklarla buluşup sosyalleştiği agorada gerçekleştirmişti. Sokrat, Plato ve Aristo gibi ünlü düşünürler Atina agorasında felsefi tartışmalar yapmış, öğrencilerine derslerini yine burada vermişlerdi.

Özellikle, bilime büyük katkıları ile nam salan Aristonun, ampirik metot, zooloji ve fizik gibi konulardaki teorilerini agoranın yemek tezgahlarında dostlarıyla birlikte tartışırken veya çeşmeleri etrafında oturup düşünürken geliştirmiş olması muhtemeldir.

Yine modern tıbbın ve tıbbi yeminin babası Hipokrat ile üçgenin kenarlarını hesaplamada kullanılan ve kendi adı ile anılan teoremi geliştiren Pisagor içerisinde yaşadıkları toplumlarda oldukça bilinen figürlerdi ve fikirleri kendi şehirlerindeki agoralarda tartışmışlar ve yaygınlaştırmışlardı.

Çeviri: Alperen Bayram

Kaynak Livescience

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More