Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Türk Taş İşçiliği Tarihinden Bir Kesit: Selçukîlerde Taş Tezyinatı

Taş işçiliğinin en güzel örneklerini, Anadolu Selçuklu döneminde görmekteyiz. Özellikle Konya’da bu sanata ait eşsiz örnekler görmek mümkündür.

0 2.693

Türk sanatında dekoratif taş işçiliği geniş bir alana sahiptir. Tarih sahnesine ilk çıktığımız günden bu yana dönem dönem farklılıklar göstererek var olmayı sürdürmüştür. Taş işçiliğinin en güzel örneklerini, Anadolu Selçuklu döneminde görmekteyiz. Özellikle Konya’da bu sanata ait eşsiz örnekler görmek mümkündür. Anıtsal taç kapılarda, şehir, saray duvarlarında, cami, medrese gibi yapıların avlu, ana kapılarında, sütun başlıkları, minare şerefeleri, mihrap, minber, çeşme, sebil, şadırvanlar… Hazırlamış olduğumuz ve Nureddin İbrahim tarafından hazırlanmış olan aşağıdaki yazıda da bu taş işlemeciliği örneklerinden bahsedilmektedir.

Konya Müzesinde: Selçukîlerde Taş Tezyinatı

Selçukîler taş işçiliklerine çok ehemmiyet vermişlerdir. Bugün Konya’da tesadüf ettiğimiz arslan heykelleri, Selçukîler zamanında mimari eserlerin tezyini için kullanılmıştır. Muhtelif şekilde olan bu heykellerin arasında birçokları da Selçukî medeniyetinden evvelki devirlerde, yani Hristiyanlar tarafından vücuda getirilmiştir.

Selçukîler, arslan heykellerini, Selçukî Sultanlarının en büyüğü olan Kılınç Arslan’ın Sembolü olarak kabul etmişlerdir. Vaktile Konya kalesinde bulunan ve halen müzede teşhir edilen bir arslan heykelinin ön ayakları arasında Toğalı bir adam şekli görülür. Evvela bu arslanlar, kadim mezarların tezyini için yapılmıştır. Buna iyi bir misalde, bir arslanın ev damını andıran bir lahit kapağı üzerinde ayakta duruyor olarak tasvir edilmiş olmasıdır. Oturan arslanlar, ekseriya ön ayakları ile bir boğa başı tutmuş olarak işlenmiştir. Bu gibi arslan heykelleri Acemistan’da da hükümdar hanedanına mensup eşhasın mezarlarını tezyin etmiştir. Fakat burada bir boğa başı ile birlikte bulunmaları usul yerine geçmemiştir.

Konya müzesinde olan ve taş üzerine hakkedilmiş çifte başlı kartal. Genişliği 1,16; yüksekliği 0,92.

Bu taş ihtimalki şimdi mevcut olmayan şehrin bir kapusu üzerindeydi. Bu kabil örneklere ekseriya küçük Asya da Hitit eserleri üzerinde de tesadüf edilir. Ayni şekiller paraların üzerlerindeki tezyinata da ilk vasıta olmuştur. Suriye’de, Mezapotamya’da, Ermenistan’da ve mesela Kahire duvarlarında, Diyarbekir, Ani’de ve bilhassa kurunu vustanın 12-13. asrına ait abidelerinde çifte başlı kartallarla karşılaşıldığı gibi yine aynı devirdeki şark eserleri arasında ve Boruns mamulatı üzerinde de görülmektedir.

Konya müzesinde iki insan resmi mahkuk bir taş. Uzunluğu 0,54; genişliği 0,47.

İlgili Yazılar

Bu taş vaktile Rum kabristanlığında bulunmuş olup mezar taşı olarak kullanıldığı arkasındaki (12) yazıdan anlaşılmaktadır. Taşın üst kısmı yonca yaprağını andıran bir şekildedir. Mezkur taş Selçukîler devrinde her halde bir kale divarını süslemiştir. Bu taşın üzerinde bir kır iskemlesine oturmuş olan ve sağ elile bir şahin, sol elile de kısa boylu bir insanın çenesinden tutan sakallı bir adam görülmektedir. Kısa boylu adam ise sağ elile oturan adamın kemerini tutmaktadır. Oturan figürün kafasının üst kısmı mevcut olmayıp ayakta duranın yüzü ise tahrip edilmiştir. Bu taşın Selçuk sanatile hemen hemen hiç müşabeheti yoktur. İhtimalki kır iskemlesinde oturan adam, Selçuk hükümdarlarından birini; küçük adamda onun tebasından bir atı veya veziri temsil etmektedir. (*) Vücutlarının yekdiğeriyle cesametsizliği ufağın daha genç olduğunu ifham etmez. Bu suretle kısa boylu adamın hükümdarın tasvirine nazaran daha dun ictima vaziyette olduğu anlaşılmaktadır. Onun da sakallı olduğu görülmektedir. Bu gibi eserlerde elinde şahin tutan hükümdarlara çok tesadüf edilmektedir. Bilhassa uzun ve aşağıya doğru sarkan ve kalçalarından kemerle tutturulan kaftana müşabih kollu elbise, kolun üst kısmındaki şeritler, sağ eldeki eldiven, yuvarlak kesilmiş sakal ile kulakların arasından sarkan kahküller şayanı dikkattir.

Oturanın başı sarıklıdır. Ayakta duranın ise başında kapaklı bir kasket vardır. Şekiller muntazam çizgilerle oyulmuştur. Bilhassa profilden görülen şahin fevkalade işlenmiştir. Heykeltıraş figürlerin simalarında da aynı dereceyi elde etmek için çok çalışmıştır. Bu taşın 13ncü asra ait olduğu zannolunmaktadır.

Nureddin İbrahim

Künye: Hayat, Cilt: 1, Sayı: 140, 30 Eylül 1930, s. 11-12.

Hazırlayan: Bünyamin TAN

* Sarre. Seldschukische Klein Kunst, Leipzig, 1909. Sa. 8.

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More