Baiae’deki Roma Tünellerinin Gizemi
Dünyada doğaüstü şeylerle dolu olan bazı yerler vardır, insanlar çağlar boyunca bu gizemli yerlere mitolojik öyküler eklemişlerdir. Bunlardan biri antik Roma tatil beldesi Baiae'de bulunmaktadır.
Dünyada doğaüstü şeylerle dolu olan bazı yerler vardır, insanlar çağlar boyunca bu gizemli yerlere mitolojik öyküler eklemişlerdir. Bunlardan biri antik Roma tatil beldesi Baiae’de bulunmaktadır.
Baiae, İtalya’nın güney bölgesindeki Campania’da yer almaktadır. Napoli Körfezi’ndeki Baiae, Roma’nın zengin sakinleri için bir sahil beldesiydi ve müdavimlerinin hedonistik yaşam tarzıyla ünlüydü. Ancak yüzyıllar boyunca süren volkanik hareketler, antik tatil beldesinin büyük kısmının sular altında kalmasına neden olmuştur.
Günümüze ulaşan Roma kalıntıları Baiae Arkeoloji Parkı’nda gezilebilse de, Baiae’nin ihtişamını tam olarak anlamak için bir su altı turu gereklidir. Baiae, Roma’nın süper zenginleri için bir kaçış yeri olmasının ötesinde kaplıcalarıyla da onları büyülerdi.
1932 yılında, İtalyan arkeolog Amedeo Maiuri tarafından şimdiye kadar bilinmeyen bir oyuk (antrum) girişi keşfedildi. Maiuri ve ekibi tünele birkaç metre girdikten sonra keşiflerine devam etmediği için bu oyuğun gizemi, 1960’larda yeniden farkedilmesine kadar devam etti. Bu sefer antrumu keşfeden İngiliz amatör arkeolog Robert Paget’di. Paget, Amerikalı meslektaşı Keith Jones ve küçük bir gönüllü grubuyla birlikte, sonunda karmaşık bir tünel sistemi keşfedeceği on yıl süren bir kazıya başladı.
Bulgularından yola çıkarak Paget, buranın antik çağ yazarlarının tarif ettiği mitolojik “Sibyl Mağarası” olduğunu tahmin etti. Cumaeli Sibyl’in (kâhin kadın), tünelin bulunduğu alan olan Campi Flegrei’de bir mağarada yaşayan Amalthaea adında bir kadın olduğu söylenmektedir. Efsaneye göre, kehanet gücüne sahipti ve kehanetlerini mağarasının girişindeki meşe yapraklarına yazardı.
İlgili Yazılar
Roma krallarının sonuncusu olan Gururlu Tarquin (Lucius Tarquinius Superbus) hükümdarlığı sırasında, Sibyl’in krala çok yüksek bir fiyat karşılığında dokuz kehanet parşömeni teklif ettiği söylenir. Kral teklifini reddeder ve Sibyl ayrılır. Döndüğünde parşömenlerin üçünü yakmıştır ve kalan altısını krala aynı fiyata teklif eder, ancak Tarquin yine reddeder. Sibyl üçüncü kez geldiğinde yalnızca üç parşömen kalmıştır ve kral sonunda teklifini kabul eder.
Parşömenler, Tarquin’in hükümdarlığından sonra bile yüzlerce yıl boyunca Jüpiter Tapınağı’nın altında bir taş sandıkta güvenli bir şekilde saklanmıştır. Bu parşömenlere yalnızca Roma bir krizle karşı karşıya kaldığında başvurulurdu, yaklaşmakta olan felaketi önleyebileceğine inanılan ritüeller için rehber olarak kullanılırdı.
Paget’e göre, tünel sistemi Yunanlıların mitolojik yeraltı dünyasına yapılan ziyareti temsil etmek için inşa edilmişti. Örneğin, yeraltı kükürtlü su akıntısı, yeni ölülerin Hades’e girmek için geçmek zorunda kaldığı Styx Nehri’ni temsil ediyor olabilirdi. Akıntının bir ucunda iskele bulunduğu için Paget, ziyaretçileri karşıya geçirmek için bir teknenin beklediği tahmininde bulundu. Akıntının sonunda gizli bir tapınağa çıkan merdivenler vardı ve Paget’e göre burada Cumali Sibyl kılığında biri yaşıyordu.
Tüm bu gözlemler ışığında, Paget, tünel sisteminin antik Romalılar için ritüel amaçlı olduğunu öne sürmektedir. Bu çıkarım tartışmaya açıktır ve hala yanıtlanması gereken bir çok soru bulunmaktadır. Bu tünellerin kim tarafından ve ne zaman inşa edildikleri kesin olarak bilinmese de, kesin olan tek şey, daha fazla kanıt bulunana kadar tünellerin gizemini koruyacağıdır.
Çeviri: Bora İşlier
Kaynak
Ancient-Origins