Aşağı yukarı Ürdün Nehri ile Doğu Akdeniz arasında yer alan Kutsal Topraklar tarih boyunca çeşitli çatışma ve fetihlere maruz kalmıştır. Örneğin; Asurlar, Persler, Yunanlar daha sonra da Haçlılar… İsa’nın doğumundan M.S. 1. yy’a kadar ilk Roma İmparatoru Augustus döneminde Kutsal Topraklar Roma İmparatorluğu egemenliğine girmişti.
Ve işte İsa zamanı kutsal toprakları hakkında on gerçek!
1- Antik Çağ’da Kutsal Topraklar Filistin’in Bir Parçasıydı
Filistin, Münbit Hilal’de (Bereketli Hilal) Mısır, Arabistan ve Suriye arasında bulunmaktaydı. Hala da öyledir.
2- Filistin İki Ayrı Coğrafi Bölgeye Ayrıldı
Filistin’in kuzeyinde iki büyük ticaret yolunun geçtiği Celile vardı. Bu yollardan biri Şam ve Doğu Akdeniz kıyıları arasında; diğeri ise Şam ve Kudüs arasındaydı.
Daha güneyde ise Kudüs’ün etrafında konumlandırılmış Judaea (Yehuda ya da Yahudiye) bulunmaktaydı. Judaea Celile’ye göre daha dağlıktı. Ayrıca kurak arazisi zeytin ve meyvelerin yaygın bir şekilde yetiştirildiği anlamına geliyordu. Koyun ve keçi yetiştiriciliği de oldukça yaygındı.
3- Filistin M.Ö. 63’te Roma’ya Bağlı Bir Devlet Haline Gelmişti
M.Ö. 63 yılında Büyük Pompey Kudüs’ü ele geçirdi. İktidar hanedanı olan Yahudi Hasmonean Kralları hayatta kalsalar da güç için Roma’ya yaslanan “kukla hükümdarlar” oldular.
4- MÖ 4 Yılında İsa Doğduğunda Kutsal Topraklar Kral Hirodes Tarafından Yönetiliyordu
Büyük Hirodes olarak da bilinen Kral Hirodes’in en büyük başarılarından biri hükümdarlığı sırasında büyük bir inşaat programını denetlemesiydi.
Hirodes Masada’daki sığınak gibi birçok askeri harikayı inşa etmiştir. Aynı zamanda hareketli bir ticaret limanı haline gelen Caesarea Maritima adlı Roma tarzı ticaret limanı gibi birçok ekonomik alt yapı da inşa etmiştir.
İncil bilginlerinin çoğu, Yeni Ahit’te iddia edilenlere göre Hirodes’in iki yaş ve altındaki bebekleri infaz etmesi hakkındaki hikayeleri yalanlamışlardır.
5- Hirodes’in İnşaat Projelerinin En Büyüğü Kudüs’teki Tapınak Kompleksiydi
Hirodes, Kudüs’ün atan kalbi olan “Tapınak Tepesi” ni büyük ölçüde genişletmiştir. Başlangıçta dağın merkezinde 500 yıl önce inşa edilmiş olan Yahudi Tanrı tapınağı vardı. Hirodes’in emri ile tapınak önemli bir yeniden yapılanma ve genişleme geçirdi. Bu yapılanma o zamanın en büyük yapı projelerinden biriydi.
Tapınağın yeniden yapılandırılmasının yanı sıra Hirodes ayrıca “Kutsalların En Kutsalı” nı özellikle de Antonia Hisarı’nı koruyan heybetli, yeni savunmalar inşa etti.
6- Kral Hirodes’in On Karısı Bir O Kadar Oğlu ve Beş Kızı Vardı
Kral Hirodes’in tüm evlilikleri politik sebeplerden dolayı yapılmış ve mutsuz bitmiştir. Hirodes, hatta üç oğlunu kendisine karşı darbe girişiminde bulunmalarından korktuğu için idam ettirmiştir.
7- Hirodes’in Ölümünden Sonra M.Ö. 4′ te Krallığı Bölündü…
Hirodes vasiyetinde Judaea’nın (Yahudiye) üç oğlu arasında bölünmesini istemişti: haritada açık yeşil ile gösterilen alan Herod Archelaus’un, turuncu ile gösterilen alan Herod Philip II’nin ve pembe ile gösterilen alan Herod Antipas’ındı. Ayrıca krallığın bir kısmını da (gri alan) kız kardeşine verdi. Bunun yanında krallıkta on özerk şehir (krem rengi alan) bulunmaktaydı.
8- … Ve Ardından Augustus Kutsal Toprakları Ele Geçirdi
Roma İmparatoru Augustus, Herod Archelaus’un beceriksizliğini öne sürüp M.S. 4’te Archelaus’un topraklarını ele geçirerek Judaea adlı bir Roma eyaletine dönüştürmüştür. Augustus bu yeni bölgeyi bir Roma valisine bırakmıştır.
9- Augustus Judaea’da Nüfus Sayımı Yapılmasını Emretti
Nüfus sayımı Suriye valisi Publius Quirinus tarafından gerçekleştirildi. Luka İncili’nde nüfus sayımının Hirodes tarafından yapıldığı belirtildiği için bu nüfus sayımı tarihi bilim adamları tarafından tartışılmıştır. Ancak Josephus, bu nüfus sayımının Hirodes’in ölümünden on yıl sonra, Augustus’un Judaea eyaletini ele geçirmesinden sonra yapıldığını iddia etmiştir.
10- Tapınak Muhafızları Kudüs’teki “Tapınak” a Sıkı Bir Gözetim Uyguladı
Tapınak Muhafızları, muhtemelen tapınak ziyaretçilerinin arasına karışmak için sivil kıyafetler giyen üç rahip ve yirmi bir Levi’den (Yahudi olan kimse/erkek) oluşuyordu. Silahları, bunun hakkındaki deliller belirsiz olsa da büyük ihtimalle bir sopa ya da kılıçtı.
Bazıları, ilk başta İsa’yı tutuklayan daha sonra da kimse cesede dokunmasın diye İsa’nın mezarının başında bekleyenlerin Tapınak Muhafızları olduğunu söylemektedir. Bazıları, İsa’yı doğrudan yargı organı tarafından yürütülen bir duruşmaya götürülmek üzere tutuklayanların Tapınak Muhafızları üyeleri olduğuna inanmaktadır.
Çeviri: Şeyma Çelik