Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Sicilya’nın Yunan Koloni Kenti: Syracuse (Siraküza)

Siraküza kenti, Sicilya'nın doğu kıyısında yer alır ve aslen MÖ 734'te Korintliler tarafından kurulan bir Yunan koloni şehridir. Şehir, MÖ 5. yüzyılda Tiran Gelon'un yönetiminde bir büyüme ve refah döneminin güzel günlerini yaşadı.

0 3.025

Siraküza kenti, Sicilya’nın doğu kıyısında yer alır ve aslen MÖ 734’te Korintliler tarafından kurulan bir Yunan koloni şehridir. Şehir, MÖ 5. yüzyılda Tiran Gelon’un yönetiminde bir büyüme ve refah döneminin güzel günlerini yaşadı. MÖ 415 ve  413 Atina kuvvetleri tarafından iki yıllık bir kuşatmadan da sağlam çıktı ve MÖ 4. yüzyılda Tiran Dionysius’un yönetim döneminde Sicilya ve Güney İtalya’nın büyük bir bölümünü egemenliğinde tutarak zenginleşti.

Akdeniz haritası ve Sicilya

Koloniden Demokrasiye

Siraküza kolonisi aslında ilk olarak doğal limanları ve kaynak suyu için seçilen küçük Ortygia adasında kuruldu, ancak topluluk hızlı bir şekilde ana adaya yayıldı, her iki yerleşim de insan yapımı bir geçitle birbirine bağlıydı. Yunan Arkaik döneminde, Aristokratik zümre liderliğindeki hükümet, Helorus, Acrae, Camarina ve Casmanae gibi kendi koloni şehirlerini kurdu ve büyük bir refah dönemi yaşadı. Ayrıca şehirde bulunan Zeus, Apollo ve Athena’ya adanmış tapınak kalıntıları MÖ 6. yüzyılda yaşanan bu döneme tarihlenmekte.

Şehirde demokrasi Hippocrates liderliğindeki bir ayaklanmanın ardından kuruldu. Ancak, bu kısa sürdü, çünkü MÖ 491 Tiran Gelon iktidara gelerek o dönem için Yunanistan’ın en büyük ordusunu inşa etti ve MÖ 480’de Himera savaşında Kartacalıları yendi. Bu zafer Siraküza için altın çağ denilebilecek uzun bir barış döneminin başlamasını sağladı. Şehir ayrıca bir kültür merkezi olarak ün kazandı ve Aeschylus, Simonides ve Pindar gibi büyük edebiyatçılar Siraküza’da zaman geçirdi. Hieron, Gelon’un yayılmacı politikalarını devam ettirerek şehrin hakimiyet alanını Tyche ve Neopolis’i de içine alan kuzey bölgelerine kadar genişletti. Ayrıca Athena’ya adanmış olan tapınağı yeniden inşa etti.

Şehir Aeschylus, Simonides ve Pindar gibi büyük yazarları konuk ettiği için bir kültür merkezi olarak da haklı bir ün kazanmıştı

Hieron’un ölümünden sonra demokrasi tekrar kuruldu. Ancak demokrasinin yeniden kuruluşunun bedeli şehrin yönetimine aldığı bölgeleri kaybetmesi oldu. Atina’da olduğu gibi, burada da yönetim; konsey ve seçilmiş generaller (Stratēgoi) yönetiminde oluşturulan bir halk meclisi tarafından yürütülüyordu. Şehir demokrasisi Atina’ya karşı girişilmiş olan MÖ 427’den 424’e ve MÖ 415 ile 413 arasındaki savaşlarla test edildi. Şehir bu savaşlardan zaferle ayrıldı ve Diocles tarafından yapılan reformlarla Siraküza’nın siyasi tarihinde demokratik yapısı daha da güçlendi.

Siraküza Gümüş Dekadrahmi si

Sicilya Seferi

Atina’nın MÖ 415’ten Sicilya’yı istila girişiminde bulunmasının fikir babası Atina generali Alcibiades olmuştu. Ve bu Yunan dünyasındaki en büyük çatışmalardan biri haline gelmişti. İşgal girişimi Sicilya Seferi olarak adlandırılacaktı ve Atina’nın saldırısının başlangıcı, müttefiği olan Egesta şehrinin yardım çağrısına verdikleri yanıttı. Atinalılar ve müttefikleri, 5.100 ağır piyade (Hoplite) ve 480 okçu taşıyan 134 üç kürekli kadırgadan (Trireme) oluşan büyük bir filo oluşturdu. Oluşturulan orduda süvari yoktu, muhtemelen Atinalılar bu eksiklerini Sicilya’ya vardıktan sonra yerel olarak çözmeyi planlamışlardı. Bununla birlikte, bu düşüncelerinde hayal kırıklığına uğradılar. Bir çoğu Atina’nın müttefiği olmasına rağmen yerel şehir devletlerinden bekledikleri düzeyde bir destek alamadılar. Siraküza’nın ise bu saldırıya tepkisi karışıktı; ancak Sparta ve Korint gibi müttefiklerden gelen destek kuvvetlerinin de yardımıya şehir uzun süren bir direnişe geçti.

Atinalılar ilk saldırı ile birlikte Siraküza limanında bir kıyı mevzii oluşturmayı başardılar. Ancak süvari eksikliği bu mevzi zaferinin devamında harekete devam etmelerini engelledi. Burada kazandıkları zamanı iyi değerlendiren Siraküza kuvvetleri istihkamlarını güçlendirme fırsatı buldu. Bu arada Atinalılar, büyük bir duvar inşa ederek kenti adanın geri kalanından ayırmaya çalıştı.

İşler Siraküza için pek parlak görünmüyordu, ancak tam da ihtiyaç duyulduğu anda, yetenekli komutan Gylippus liderliğinde Korinth’ten savunma amaçlı bir yardım gücü yetişti ve MÖ 414’ten 413’e kadar Atina’yı engellemek için karşı duvarlar inşa etmeye başladılar. MÖ 413’te Atinalılar limanda bir deniz savaşı kazandılar, ancak bunun bedeli karadaki üç kalelerini Gylippus’un güçlerine kaybetmeleri oldu.

İlgili Yazılar

Yılın ilerleyen günlerinde Siraküza kuvvetleri, limanın kapalı alanında manevra yapamayan daha hafif Atina gemilerine karşı bindirme taktikleri kullanarak bir deniz savaşı kazandı. Ancak, bir başka kırılma noktasında Demosthenes sonunda Atinalılar için bir destek gücü ile Atina’dan geldi ve hemen bir gece saldırısı başlattı. Bununla birlikte, yerel arazi bilgisinin değeri kendisini gösterdi  ve savunma kuvvetleri belirleyici bir zafer kazandı.

Atinalıların çatışmaya devam etme isteklerini sona erdiren Siraküza tarafından kazanılan üçüncü ve son bir deniz muharebesi oldu. Adadan acımasız bir geri çekilme sırasında binlerce Atina askeri öldürüldü veya köleleştirildi ve iki general Nicias ve Demosthenes idam edildi. Siraküza bir şekilde bağımsızlığı için en büyük riski atlattı ve Atina Peloponez savaşında Sparta’ya karşı 10 yıl daha savaşıp sonunda kaybederken, Siraküza büyük bir refah döneminin tadını çıkarmaya devam etti.

Tiranlar

Dionysius I’in başa geçmesi ile birlikte Siraküza’da uzun bir tiranlık dönemi başlamış oldu (MÖ 430 –  367). Kartaca’ya karşı dört savaş yönetiminin ilk yıllarının oldukça zorlu geçmesine neden oldu, ancak MÖ 4. yüzyılın başlarından itibaren şehir başka bir refah döneminin tadını çıkarmaya başladı. Şehrin etrafına 27 km kadar uzanan surlar inşa edildi ve Siraküza artık Sicilya’nın çoğunu ve hatta Güney İtalya’nın bazı bölgelerini kontrol edebilecek konuma gelmişti. Dionysius sadece büyük bir askeri komutan ve politikacı olarak değil, sanatçıların koruyucusu olarak da ünlüydü. Ayrıca, daha önce Yunan silahlı kuvvetleri tarafından kullanılmayan yenilikçi askeri taktiklerle – örneğin topçu, mancınık gibi kuşatma silahları ve kendi icadı olan quinquereme gemilerini kullandı. Kartacalıları Sicilya’dan çıkarma tutkusunu asla başaramadı, ancak tarih sahnesini renklendiren en büyük liderlerden biri olarak kalıcı bir ün kazandı.

Dionysius’u takiben yönetime gelen 2. Dionysius MÖ 356’da Dion tarafından devrilene kadar 367 MÖ dan başlayarak on yıl boyunca hüküm sürdü. Oğul Dionysius hüküm sürdüğü dönemde Platon’un öğrencisi olarak da  çalışmaya zaman bulabilmişti. Sonraki dönemde hüküm süren istikrarsızlık ve kentin servetindeki azalmaya neden oldu. Korintli Timoleon, MÖ 344’ten Agathocles’in iktidarı ele geçireceği MÖ 317’ye kadar süren bir oligarşi kurdu. Gücü eline geçiren Agathocles  MÖ 305 yılında kendini kral ilan etti ve MÖ 289’da ölümüne kadar hüküm sürdü. Hicetus, MÖ 288’den başlayarak on yıl boyunca tiran oldu ve bu sırada Kartaca ile bir savaş daha kaybetti. Halefi Pyrrhus önceki tiranlardan daha başarılıydı ancak o bile bu kent devleti Dionysius dönemindeki ihtişamlı günlerine yaklaştıramadı.

Arşimed

Helenistik Dönem ve Roma Döneminde Siraküza

Hieron II (Siraküzalı Hieronymus) yönetimi altında sadece ticari değil kültürel olarak da bir canlanma dönemi yaşandı ve büyük bir tiyatro (MÖ 238-215), büyük bir stoa (Ç.N. Stoa, Antik Yunanistan mimarisinde bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilere verilen ad. Yönetim ve ticaret merkezleri olarak kullanılmakta olup halka açık yerlerdi.) ve Zeus Eleutherius’a adanmış 200 metre uzunluğunda bir sunak gibi dikkate değer ve önemli inşa projeleri gerçekleştirildi. Bununla birlikte, Siraküza’nın tamamen bağımsız bir devlet olarak konumu sona ermişti ve Tiran Hieronymus Roma’ya karşı Kartaca’nın tarafını tuttuğunda şehrin kaderi de belli olmuştu. MÖ 213’ten 211’e kadar süren uzun bir kuşatmanın ardından Siraküza, ünlü ‘oğullarından’ Archimedes’in düşman asker ve gemilerini oldukları yerden alarak fırlatabilecek şekilde tasarladığı ‘Arşimetin Pençesi’ gibi icatları da kullanma avantajına rağmen Roma komutanı Marcus Claudius Marcellus tarafından ele geçirildi.

Roma döneminde hala önemli olan şehir, bölge başkenti olmasına rağmen aynı zamanda Roma’ya vergi ödemek zorunda olan bir civitas decumana statüsündeydi. MÖ 21’de Augustus şehire Colonia (Ç.N. İlk zamanlarda yeni fethedilen bölgelerdeki uç karakollara verilen bu isim ilerleyen dönemde Roma şehirleri arasında en prestijli ve üstün olanlar için bir ünvan halini almıştı.) ünvanını verdi. Şehir yeni bir meydan ve zafer kemeri ile güzelleştirildi ayrıca yeni bir su kemeri ve amfi tiyatro da bunlarla beraber inşa edildi. Kent, MS 3. yüzyılda da önemli bir yerleşim yeri olarak kalmaya devam etti ve etkileyici yeraltı mezarları, 7. yüzyılda önemli bir Hıristiyan merkezi olarak görev yaptı. MS 878’de şehir Araplar tarafından ele geçirildi ve Yunan ve Roma kültürünün kalesi olan bu kentin uzun tarihi hikayesi sonlandı.

Günümüzde oldukça ilgi görmektedir.

Çeviri: Özgür Yolcu

Cartwright, Mark. “Syracuse.” Ancient History Encyclopedia. Ancient History Encyclopedia, 28 Apr 2011.

Kaynak ancient.eu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More