Milyonları Öldüren Veba Salgınlarının Arkasındaki Gizem
Bu salgınların doğal olaylar mı, göktaşlarının tetiklediği olaylar mı ya da Tanrıların müdahaleleri mi olduğu henüz keşfedilememiştir. Fakat bir şeylerin doğru olmadığı ve bütün büyük salgınlarda aynı örgünün tekrar ettiği ortaya çıkmaktadır.
İnsanlık tarihine yakından bakacak olursak, toplumların uzun sürelerce rahatsız edildiğini görebiliriz. Bunların sebepleri savaşlar ya da gizemli ve açıklanamayan vebalardır. Peki, bu salgınlar rastgele mi meydana gelmiştir yoksa arkasında onları tetikleyen bir takım uğursuz sebepler mi vardır? Bakalım, bizden önce gelen yıkıcı salgınlar hakkında tarih bize ne söyleyecek?
Milattan önceki dönemlerde bir salgın meydana geldiğinde, bunun Tanrı’nın (ya da Tanrıların) işi olduğu kabul edilirdi. Tüm mitoloji ve dinlerde durum her zaman böyleydi. Bu salgınların biri de İsrailoğulları’nın Mısır’dan meşhur göçü sırasında Tanrı’nın Musa aracılığıyla Mısır İmparatorluğu’na yolladığı Mısır’ın Yedi Belası idi. İncil’e göre bu yedi bela Tanrı’nın belirli bir amacı göz önünde bulundurarak açık ve kasıtlı bir müdahalesini göstermektedir: “Takipçilerime yardım edin ve onlara Tanrı’nın gücünü gösterin.”
“Ve nehir bol miktarda kurbağa doğuracak ve bunlar yukarı çıkıp evine, yatak odasına, yatağına, hizmetkârlarının evine ve halkının üzerine, fırınlarına ve hamur teknelerine çıkacak. Ve kurbağalar hem sana, hem halkına, hem de tüm hizmetkârlarına sokulacak. Exodus: 8:3-4.”
“Ayrıca bunu çocuklarınıza ve torunlarınıza Mısırlılarla nasıl alay ettiğimi ve gösterdiğim işaretleri anlatmanız için yaptım. Böylece benim TANRI olduğumu bileceksiniz. Exodus 10:2”
Diğer bir ünlü salgın da MÖ 430 yılında Peloponez Savaşı’nın ikinci yılında tam da Atinalılar savaşı kazanmak üzereyken kritik bir zamanda meydana gelen Atina Vebası idi. Bu sebeple olayların gidişatı değişmek zorunda kaldı. Bu dönem Antik Yunan Dini’nin eski gücünün olmadığı, insanların sadakatsiz olduğu ve Tanrılar’ın Yunanları yalnız bıraktığı yozlaşma çağıydı. Delfi Kehaneti’ne göre bu hastalıklardan, kendi birliği Atina yerine karşı birlik olan Sparta’yı destekleyen Apollon’un ta kendisi sorumludur. Tarihçi Tukididis (Thucydides) yazısında Atina Vebası’na yoğun şekilde atıflarda bulunmuştur.
İlgili Yazılar
“Bu yılki, bütün insanların itiraflarına göre, diğer tüm hastalıklara göre daha bağımsız ve hasiyetliydi. Eğer birisi öncesinde hastaysa, hastalığı buna dönüşürdü; eğer değilse, aniden, herhangi bir görünür neden olmadan, sağlıkları mükemmelken, önce başlarında ağrı, kızarıklık ve gözlerde iltihaplanma gibi belirtiler göstermiş; daha sonra da boğazları ve dilleri içten kanlanmış, nefesleri kötü kokulu hale gelmiştir. (Tukididis, Peloponez Savaşı Tarihi)”
Milattan sonra meydana gelen en önemli salgınlardan biri de en güçlü imparatorlardan olan Justinian (Justinianus ya da Jüstinyen) egemenliği altındaki Bizans İmparatorluğu’nu vuran Justinianus Veba Salgını’dır. Bu salgın Justinianus’un bir zamanlar Roma İmparatorluğu olan toprakları yeniden almak için bir takım askerî harekât (katliam) planladığı sıralarda tesadüfen ortaya çıkmıştır.
MS 6. yüzyılın ortaları, ölümcül bir hastalığın meydana çıktığı dönemdir. Salgının nedenleri, Avrupa ve Asya’da 25 ila 100 milyon arasındaydı. Yapılan son araştırmalar, salgının büyük ihtimalle daha sonrasında Kara Veba dâhil birçok salgına yol açan bir bakteriden kaynaklandığını göstermektedir. Ancak bu bakterinin nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir. Dönemin tarihsel kayıtları veba salgınının vurduğu zamanlarda meydana gelen bir takım garip hava olaylarından bahsetmektedir.
Tarihçilerden Gregorius Tours salgın yıllarında güneşin etrafında oluşan parlak ışıklardan ya da gökyüzünün yanıyor gibi gözüktüğü birtakım olayları belgelemiştir. Fransa’dan gelen diğer belgeler de, gece gökyüzünü gündüz gibi gösteren parlak bir ışıktan ve salgının hemen öncesinde şehrin içinden denize doğru süzülen heybetli bir “ejderhadan” bahsetmektedir. Bu olaylardan bazıları ‘yalancı güneş etkisi’ gibi olaylarla bağlantılı olsa da bazıları açıklanamamıştır. Salgının sebepleri Dünya’ya çarpan bakteri ve virüs taşıyan göktaşları olabilir mi? Ya da geçmiş tarihlerde yazıldığı gibi Tanrıların insanlığı cezalandırmak ve tarihi değiştirmek için yaptıkları bilinçli müdahaleler mi?
Daha sonra, 1347 ve 1350 yılları arasında ortaya çıkan ve 1600’lerin sonlarına kadar devam eden Kara Veba da (ya da Kara Ölüm) meydana gelen önemli salgınlardan bir başkasıdır. Yaklaşık olarak 100 milyonun üstünde insanın hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur. Kara Veba Asya’da ortaya çıkmış ve Avrupa’ya yayılmıştır. Kara Veba’nın en tuhaf özelliklerinden birisi o günlerde hava ulaşımı olmamasına rağmen imkânsız görünen yollarla ve çok hızlı bir şekilde yayılmış olmasıdır.
Veba, sanki aynı zamanlarda farklı birçok yerde, açıklanamaz bir şekilde ortaya çıkıyor gibidir. Veba hakkındaki tarihsel kayıtların birçoğu, salgın başlamadan önce ortaya çıkan kokulu bir sisten bahsetmektedir. Aynı zamanda birçok farklı yerden gökyüzünde meydana gelen parlak ışıklar bildirilmiştir. Salgının ilk patlamasından hemen önce, Avrupa’da birçok kuyruklu yıldız görülmüştür. Kara Veba da Justinianus Veba Salgını ile aynı örgüye sahiptir: salgından önce meydana gelen garip olaylar. Ve tabi ki bu salgın da Tanrı’nın gazabına atfedilmiştir.
Bu makalede bahsedilen salgınlar, meydana gelen veba salgınlarının sadece birkaçıdır. Bu salgınların doğal olaylar mı, göktaşlarının tetiklediği olaylar mı ya da Tanrıların müdahaleleri mi olduğu henüz keşfedilememiştir. Fakat bir şeylerin doğru olmadığı ve bütün büyük salgınlarda aynı örgünün tekrar ettiği ortaya çıkmıştır. Dünya üzerindeki bir kuyruklu yıldız çarpmasına dayanabilen bakterilerin bu tür hastalıklardan dünya dışı bakterilerin sorumlu olduğu teorisini daha olası hale getirdiği yakın zamanda kanıtlanmıştır.
Çeviri: Şeyma Çelik
Kaynak
Ancient-Origins