Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Büyük Salgın Kara Ölüm Felaketi Dünyaya Nasıl Yayıldı?

Bu büyük ortaçağ salgını 200 milyona yakın can aldı ve tüm Avrupa nüfusunun % 30 – 60’nın ölümüne neden oldu. Salgın hastalık ve ölüm, zenginlik, inanç ve güç ayrımı yapmaz. Ölümün tırpanı herkesi biçer.

0 3.733

Ortaçağ insanlara mutsuzluk getirdi. Savaşlar, yoksulluk, hastalıklar, suçlar ve sonunda büyük yıkım getirerek geçti. Mutluluk ve refah alt sınıfa nerdeyse hiç uğramıyordu; bir de salgın bir hastalık getirerek büyük bir yıkıma yol açtı.

Sıçanlardan kaynaklanan veba, doğunun rüzgârlı bozkırlarından ve ticaret yollarından haşeratlarla birlikte süpürülerek hızla yayıldı. Veba, hıyarcıklı veba veya kara ölüm olarak bilinen bu hastalık ile Avrupa ilk olarak 1347 -1351 yılları arasında karşılaştı.

Bu büyük salgın 200 milyona yakın can aldı ve tüm Avrupa nüfusunun % 30 – 60’nın ölümüne neden oldu.

Ortaçağ toplumu, tıbbın emekleme döneminde bile olmadığı, batıl inançların yaygın olduğu bu dönemde bu uzlaşmaz hastalıkla nasıl başa çıkması çok zordu.

Kara ölümün bu acımasız hikayesini bugün anlatmak bile tüylerimizi ürpertiyor.

Yersinia pestis bakterisi ile enfekte oryantal sıçan pire. (Bakteri koyu kitle)

Kara Ölümün Asya Kökenleri

Kara ölüm adı verilen salgın insanlık tarihinin pandemik felaketlerinden biri olarak kabul edilir. Bu salgının büyük ve acımasızlığı Avrasya’da milyonlarca insanın yok olmasına neden oldu.

Salgın hastalık ve ölüm zenginlik, inanç ve güç ayrımı yapmaz. Ölümün tırpanı herkesi biçer. Avrupa’da zengin ve fakir, soylu ve dilenci dinlemeden, sınıf ayrımı yapmadı.

Kara ölüm yani veba olarak bilinen hıyarcıklı veba üç tür bulaşıcı hastalıktan biridir. Bu hastalığa Yersinia Pestis adı verilen bakteri neden olur ve özellikle pireler tarafından bulaşır.

Bu küçük enfekte olmuş böcekler çoğunlukla küçük ısırıklar yoluyla ya da halkın beslenmesinde kullanılan gıda depolarını ve benzeri yerleri kirleterek de yayarlar.

Kan dolaşımına girdikten sonra bu bakteriler lenfatik damarlardan geçer ve belirli lenf düğümlerine giderek buralarda şişmelere neden olur. Bu şişme ve iltihaplanma vebanın en karakteristik belirtisidir.

Etkilenen kişi yedi gün sonra şiddetli grip benzeri bir hastalığı yaşamaya başlar. Kasık, koltuk altı ve boyunda şişlikler oluşur. Yüksek ateşle birlikte titreme ve nöbetler başlar.  Sonunda parmaklarda, dudaklarda ve burunda kangren oluşur. Hastalık ilerledikçe kan kusma ve cildin parçalanarak ayrışması başlar. Sonuç korkunç bir ölümdür.

Avrupa’yı yok eden bu veba aslında çok daha uzak bir yerde ortaya çıktı: ASYA.

Modern bilim adamları kara vebanın Çin ve Moğolistan bölgesinden geldiğini kabul ediyorlar. Bu dönemde Moğollar Çin’e karşı savaş açtılar. Bu savaş yaygın ekonomik düşüşe ve yoksulluğa neden oldu. Bu savaşın sonunda yaygın bir kıtlık başladı.

Kara Ölümünün 1346’dan 1353’e Avrupa ve Yakın Doğu’da Yayılması.

Yersinia Pestis taşıyan pireler ve fareler ile ipek yolunu izleyerek bu bölgeden taşındı ve yol boyunca uluslar enfekte oldular. Önce Kırım’ a gelen veba, sıçanlar ve pireleri taşıyan ticaret gemileri ile Kırımdan yola çıktı ve sonunda Avrupa’ya ulaştı.

En önemli yayılma adımı Kırım’ın Kaffa limanından çıkan Ceneviz tüccarlarından oluşan geminin Sicilya’ya gelmesidir. Bütün gemidekiler yol boyunca vebadan etkilenmişti. Geminin limana yanaşması reddedildi. Ama çok geç kalınmıştı.  Veba bütün İtalya’ya yayıldı.

Veba nedeniyle daha sonra gelen birçok gemi limana kabul edilmedi. Gemiler yanaşmak için farklı limanlar aradı. Gemiler ile gelen sıçanlar ve pireler ile veba bütün İtalya’ya yayılmaya başladı.

Veba ispanya, Portekiz ve oradan da İngiltere’ye ulaştı. 1349 yılında tek bir gemi ile vebanın Norveç’e geldiği bilinmektedir. Hastalık İskandinavya, Almanya ve sonunda Rusya’nın kuzeybatısına ulaştı. Bir yandan da Nil üzerinden Mısır’a girdi.

İnsan Kayıpları Hızla Arttı ve Avrupa Dizlerinin Üzerine Çöktü

Veba bir orman yangını gibi yayıldı. Ortaçağ tıbbı bu büyüklükte bir olayla hiç karşılaşmamışlardı. Kraliyet ailesi ve din adamları olayı dinsel olarak yorumluyor ve hasta insanların karantinaya alınmasını istiyorlardı. Hastalığın gerçek kaynağı hep göz ardı ediliyordu.

Hastalık limandan limana yerleşim yerlerine köylere, balıkçı kasabalarına yayıldı. Avrupa’nın büyük kasabalarında nüfus nerdeyse yarı yarıya inmişti.

Ölüm hızı kontrol edilemez şekilde arttı ve ölüleri gömmek olanaksız hale geldi. Ölenler oldukları yerde kalıyordu. İtalya’nın Floransa gibi büyük şehirlerinde % 45- 75 arasında kayıplar yaşandı. Venedik ve Roma’ da ölüm sayıları inanılmaz aşamalara geldi.

Fransa’nın Provence ve Normandiya bölgelerinde nüfusun nerdeyse % 60 ‘ı öldü.

Almanya’nın Hamburg ve Bremen şehirlerinde kayıplar nüfusun % 70’ ine yaklaştı.

İngiltere’nin nüfusu, 50 yıllık süreç içinde 7 milyondan 2 milyona düştü.

İlgili Yazılar

Asya’da özellikle Çin topraklarında ölüm oranları yüksekti. Çin nüfusu 125 milyondan, 1300 yılları sonunda 65 milyona düştü.

Veba ile enfekte olmuş bir kişinin üst baldırı.

Yoksul Sınıflar En Çok Acıyı Çekenlerdi

Yaşam şartları çok kötü ve hijyenik değildi. Kasabalarda açık kanalizasyonlar çok yaygındı. Domuzlar, köpekler ve sıçanlar serbestçe dolaşıyor ve sokaklarda ölüyorlardı. Açık kanalizasyonlar içme suyunu kirletmeye başlayınca sağlık problemleri iyice arttı.

İngiltere’de sağlıksız koşulları engellemek için yasalar çıkarıldı. Bu yasalar boşuna bir çaba oldu. 14. yüzyıl Londra’sında dışkısını sokağa döken herkesin, üç kez bağırarak çevreyi uyarması gerektiğini ilan eden kanun bile çıkarıldı.

Tıp ile uğraşanlar kara veba konusunda bilgi sahibi değillerdi. İlaçlar en ilkel şekliyle kullanılıyordu. Yüksek dağlarda yaşayan izole kırsal toplulukların neredeyse hiç etkilenmemesi ilginçtir.

Tipik kıyafetleriyle bir veba doktoru

İyileştirmek İçin Üzerine Kurbağa Koy

Bu korkunç manzara da içinde veba doktorları dikkat çekmekteydi.  Benzersiz görünümlere sahip bu doktorlar başarılı olmaktan uzaktı. Gerçekte vebaya bulaşmış birinin tedavisini yapmak, o günün koşullarında olanaksızdı. Tedavi ile uğraşanların birçoğu doktor bile değildi. Hastaları sömürmeye çalışıyorlardı.

Bu veba doktorlarının çoğu şehirlerin yetkilileri tarafında hasta tedavisi amacıyla işe alındı. Tedavi yöntemleri sülüklerin ve kurbağaların iltihaplı lenf düğümlerine yerleştirip beklemekten ibaretti.

Sülük ve kurbağaların vücudun dengelenmesini sağlayacağı düşünülüyordu. Tabii ki bu yöntemin başarılı olması beklenemezdi.

Tıbbi yöntemlerinden daha komiği kıyafetleriydi. Kendilerini korumak için değişik kıyafetler tasarladılar. O zamanlarda hastalıkların kötü hava tarafından getirildiğine inanılıyordu ve kıyafetlerin tasarlanması hava teması düşünülerek yapılmaktaydı.

Yerlere kadar uzanan kalın uzun paltolar giyiyorlardı. Uzun deri eldivenler, botlar ve geniş şapkaları vardı. Hastaları uzaktan muayene için uzun bastonlar taşıdılar.

Londra Büyük Veba sırasında ölü toplama

Kıyafetlerin en ilginç bölümü deri maskelerdi. Bu maskelerde camla korunan iki göz deliği vardı. Ön bölümünde akbaba görüntüsünü veren büyük ve uzun gaga bulunurdu. Bu gaga lavanta, gül, nane, karanfil, kafur gibi aromatik bitkilerle doldurulurdu. Bazen sirkeye batırılmış sünger konurdu.  Her iki şekilde de maske ilkel bir solunum cihazı işlevini gördü.

Kara Ölüm Hiç Bitmeyecek Gibi Görünüyordu

14. yüzyılın kara vebasının şiddeti 1350’li yıllarda önemli ölçüde azaldı; ama tamamen bitmedi. Küçük ölçeklere inse de önemini hep korudu.

Kabaca her 20 yılda bir 19 yüzyıla kadar geri dönüş yaparak insanların toplu ölümlerine neden oldu.

Londra kara ölümden yaklaşık 10 yıl sonra 1360 ve 1363 yılları arasında nüfusun % 20’sini öldüren yeni bir veba salgını yaşadı. Bir sonraki büyük acı 1665-1666 arasında yaşandı. 100 binden fazla insan bu yeni veba salgınıyla öldü. Bu salgını şehri tamamen tahrip eden ve vebadan kurtulanların acılarını arttıran 1666 Londra yangını felaketi izledi.

1596-1602 yılları arası büyük salgın limanlardan İspanya’ya geri dönerek Madrid ve Kastilya’yı tahrip etti. Salgın İspanya’da 700 bin kişinin ölümüne neden oldu. Kara ölüm İspanya’da 1646 – 1652 yılları arası, dokuz yıl boyunca 250 bin can aldı.

1679 veba salgınında ise Viyana’ da 76 bin; 1700 yılındaki salgında Fransa Marsilya’ da 100 bin kişi öldü.

Kara Ölüm Doğanın Gazabıydı

Kara ölüm Tanrının gazabı olarak kabul edildi. Gerçekte bu salgınların nedeni ortaçağın sağlıksız koşulların sonucuydu. Bu salgınlar Avrupa için temizlik ve hijyenin önemli olduğunu hatırlatan uyandırma çağrısı oldu.Hayal edilmesi bile zor olan ölüm sayısı Avrupa’nın temellerini sarstı ve bu salgınlar asla unutulmadı.

1720 yılında Büyük Veba sırasında Marsilya

Çeviri: Bülent Pekardan

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More