Hz. İsa’nın Doğumu Hakkında Yanlış Bilinen 10 Gerçek

Hz. İsa aralık ayında doğmamıştır… Doğum hikayesinin aslında ahır yoktur… Meryem ve Yusuf aslında daha önceden evlenmişti… Daha fazlasını yazı içerisinde detaylı açıklamalarıyla bulabilirsiniz.

10- İlk Noel, Aralık Ayında Olmamıştır

Hz. İsa muhtemelen 25 Aralık’ta doğmadı. Aslında İsa, aralık ayında bile doğmamış olabilir.

İncil’de çobanların çayırlarda sürülerini güttüklerinden bahsediliyor. İsrail’de aralık ayı soğuktur; çayırların verimsiz olması, sürülerin ise ağıla kapatılmış olması gerekir. Çobanlar sürülerini bahar aylarında dışarı çıkartır.

Peki Noel nasıl 25 Aralık’la ilişkilendirildi? İsa’nın doğum tarihine dair yapılan ilk yazılı tahminler İskenderiyeli Clement’ten geliyor (MS 200’lü yıllar). İskenderiyeli Clement, İsa’nın doğumunu 21 Mart, 15 Nisan, 21 Nisan veya 20 Mayıs olarak düşünen gruplardan bahsediyor. 25 Aralık’ın ilk bahsi 4. yüzyılın ortalarında bir Roma almanağında şöyle geçti: “natus Christus in Betleem Judeae” yani “İsa, Yahudiye’nin Beytüllahim kentinde doğdu.”

Bir popüler teoriye göre Noel’in kökeni aralık ayının sonlarına doğru kutlanan Roma güneş festivaline dayanır. Bu durum, Noel’i ve Hristiyanlık’ı Roma İmparatorluğu’na yaymak için yapılan kasti bir girişim olarak düşünülüyor. Bu teoride yanlış olan pek çok şey var. İlk Hristiyan yazarlardan İreneos ve Tertullianus böyle bir durumdan hiç bahsetmemiştir. Ayrıca Origenes, Romalılar’ın doğum yıldönümü kutlamalarıyla açıkça dalga geçmiştir. Pagan bayramlarının yapıldığı bir dönem olan 25 Aralık, 12.yüzyıla kadar gündeme gelmemiştir. Bu teori sosyal medyada oldukça popüler olmasına rağmen tarihçiler ve araştırmacılar, teoriyle ilgili ciddi sıkıntıları fark etmektedir.

Hristiyanlık Üzerine Tüm Araştırmalarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Peki neden 25 Aralık? Tertullianus, İsa’nın doğumunu 25 Mart olarak hesaplamıştı. Daha sonra bu gün, İsa’nın ana rahmine düştüğü gün olarak kutlanmaya başlandı. Buna ilaveten İsa’nın ölüm tarihinin 25 Mart olduğu da düşünülmekteydi. Yani aynı gün ana rahmine düşmüş ve aynı gün çarmıha gerilmişti. 25 Mart’ın 9 ay sonrası 25 Aralık olduğu için İsa’nın doğumgünü olarak düşünüldü. Bütün bu teorilere rağmen çoğu tarihçi ve araştırmacı İsa’nın aralık doğumlu olduğunu düşünmüyor.

9- Hikayede Han Yoktur

Hepimiz handa yer olmamasıyla ilgili hikayeyi duymuşuzdur. İncil’de de bu bölüm mevcut.

Ancak orijinal Grekçe’de (Yeni Ahit’in yazıldığı dil) “kataluma” kelimesi han kelimesine tam olarak eşdeğer değil. İncil’de “üst kattaki oda” veya “misafir odası” anlamında birkaç kez bahsi geçmişti. Meşhur Son Akşam Yemeği bir “kataluma”da gerçekleşmiştir. Aslında Grekçe’de han kelimesi için başka bir kelime kullanılmaktaydı.

İlk çağ evlerinde genelde alt katta aileler yaşar, üst kattaki odalarda yani misafir odalarında konaklamaya ihtiyacı olanlar kalırdı. Orta Doğu’da ihtiyacı olan birisine evinin kapısını açmamak çok büyük bir ayıptı. Eğer misafir odasında yer yoksa zaten oda çoktan dolu olduğu içindir.

Noel’in Kökenleri Hakkında Tüm Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Bu durum, bildiğimiz hikayeyi tamamen değiştiriyor. Meryem ve Yusuf  Beytüllahim’e geldiklerinde boş odası olmayan bir hana gitmediler, bunun yerine bir akrabalarının misafir odasında kalmak istediler. Ancak misafir odası diğer aile bireylerince kullanılıyordu. Öyleyse Meryem ve Yusuf nerede konakladı?

8- Hikayede Ahır Yoktur

İncil’de ilk Noel’in anlatıldığı bölümde bir ahırın bahsi geçmiyor. Bir ahır olduğu tahmin ediliyor çünkü yeni doğan İsa’nın bir yemliğe yatırıldığı yazıyor. Eğer yemlik varsa doğum, bir ahır veya hayvanların kaldığı bir mağarada gerçekleşmiş olmalı değil mi? Muhtemelen hayır.

Daha önce de bahsedildiği gibi Meryem ve Yusuf’un Beytüllahim’e geldiklerine bir akrabalarının evlerinde kalmış olma ihtimalleri çok yüksek. Misafir odası dolu olabilir ancak muhtaç bir akrabayı, özellikle de eşi hamile olan bir akrabayı geri çevirmek çok büyük bir ayıptı. Çoğu ailenin evinin içinde yavru hayvanlar için yemlikler vardı. Misafir odası dolu olduğu için Meryem ve Yusuf’a yemliğin olduğu oda verilmiş olabilir. Huysuz ve yaşlı bir hancının onları kovması ve bir ahıra sığınmalarından ziyade Meryem muhtemelen bir akraba evinde sevdikleriyle beraberken İsa’yı doğurmuştur.

7- Meryem Akrabalarının Evine Geldiği Gece Doğum Yapmamıştır

İlk Noel’in hikayesinde Meryem ve Yusuf’un doğuma çok az bir zaman kala Beytüllahim’e geldikleri ve Meryem’in o gece doğum yaptığını okuduk. Ancak gerçek böyle değil. İlk Noel’in anlatıldığı bölümde “Onlar oradayken Meryem’in doğurma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu.” yazmaktadır. Yani Meryem, orada bir süre kaldıktan sonra doğum yapmıştır.

6- Üç Müneccim İsa’nın Doğduğu Akşam Gelmemiştir

İsa için hediyeler getiren üç müneccim her doğum tasvirinde vardır. Çobanların yanında duran Meryem, Yusuf ve bebek İsa ilk Noel’in hikayesinin tamamlayıcıları… Ya da öyle mi? İncil’de müneccimler eve girdiklerinde Meryem’i çocuğuyla buldular. Bu ifadeye dikkat edelim: Öncelikle müneccimler Meryem ve İsa’yı bir ahırda değil bir evde bulmuşlar. Sonraki dikkat etmemiz gereken nokta ise Meryem’in “çocuğunu” görmeleri. Grekçe “paidion” çocuk, “brephos” bebek demektir. İncilde “paidion” kullanılmıştır.

Noel Neden 25 Aralık’ta Kutlanıyor. Bu Yazımızda Okuyabilirsiniz

5- Çobanlar Bir Yıldızı Takip Etmemiştir

Çoğu insan, çobanların koyunlarını otlatırken gökteki yıldıza bakıp meleklerin ezgisini dinleyerek İsa’yı bulmaya karar verdiklerini hayal etmiştir. Bazıları da, çobanların gökteki yıldızı takip ederek yemliğin içinde duran bebek İsa’ya ulaştıklarını düşünmektedir. Bunlar ilk Noel’le ilişkilendirilen geleneksel efsanelerdir.

Bu farklı zamanlarda gerçekleşen iki hikayenin harmanlanmasıyla (çobanlar ve müneccimler) büyük bir yanılgı oluşmuştur. Muhtemelen Beytüllahim’in tam tepesinde duran bir yıldız yoktu ve yine muhtemelen bu yıldız üç müneccimi İsa’nın doğduğu eve ulaştırmadı. Meleklerin çobanlara “Yemliğin içinde yatan kundaklı bir bebek bulacaksınız” dediği rivayet edilir. Bu ipuçlarını kullanan çobanlar İsa’ya ulaşmak için yola çıkarlar.

Peki çobanlar Beytüllahim gibi büyük bir kentte bu çocuğu nasıl bulabilirler? Cevabı oldukça basit. Tıpkı günümüzdeki gibi, ilk yüzyılda da doğum çok büyük bir olaydı. Eğer Meryem, Yusuf’un akrabalarının olduğu evde doğum yaptıysa ailecek sevinçleri ve bebeğin ağlamaları çobanlara yol göstermiştir.

4- Müneccimlerin Sayısı Belli Değildir

Bilinen hikaye şöyle: Gaspar, Melkior ve Baltazar adında üç müneccim deve üstünde seyahat ederek bir yıldızı takip ediyorlar. İşin gerçeği bu isimler, yedinci yüzyıla kadar hiçbir kaynakta yer almamıştır. Hikayede üç hediyeden bahsedilir: Altın, buhur ve mür. Üç tane hediye olduğu için her müneccimin bir hediye getirdiği düşünülerek üç kişi oldukları varsayılmıştır. Gerçekte müneccimlerin sayısı çok daha fazla olabilir. Hristiyanlık’ın ilk dönemine ait eserlerde müneccimlerin sayısına ilişkin bir tutarsızlık vardır. Aziz Peter ve Marcellinus Mezarlığı’ndaki bir resimde sadece iki tane müneccim bulunurken Domitilla Mezarlığı’ndaki bir resimde dört tane müneccim vardır. Kircher Müzesi’ndeki bir vazoda sekiz tane müneccim varken, Asya geleneğine göre 12 tane müneccim vardır. Gerçekte kaç tane müneccim olduğu bilinmemekle beraber üç tane olduğunu düşünmek için elimizde hediye sayısı teorisinden başka inandırıcı bir gerekçe yok.

Noel Geleneğinin Kökeni Pagan Şenliklerine Dayanıyor

3- Müneccimler Kral Değildir

Noel’de müneccimlerin yolculuğunu anlatan bir şarkı söylenir. Bu şarkının “Biz şarkın üç kralıyız” diye bir bölümü vardır. Peki bu müneccimler sahiden kral mıydı? Matta 2:1 ayetinde “magos” kelimesi geçer. Bu kelime Med, Fars ve Babil kökenli din adamlarını ve müneccimleri anlatmak için kullanılırdı. Bu insanlar oldukça iyi bir astronomi, astroloji ve efsunculuk eğitimi almışlardır. Bu kelime bazen “müneccim” olarak, bazen de “büyücü” olarak çevrilirdi. Eski Ahit’in Grekçe çevirisinde de aynı kelime yer almaktadır. Bu durum Noel’in hikayesine de uyuyor. Müneccimlerin doğudaki yıldızı takip ederek İsa bebeğe ulaştıklarını biliyoruz. Bu insanlar gökbilim alanında bilgi sahibi olduğu için o gece gökyüzündeki en parlak ve en belirgin yıldızın onlara bir şey anlatmak istediğini düşündüler. Yani bu hikayeden, müneccimlerin kraldan çok bir gökbilimci oldukları fikrini çıkarabiliriz.

2- İsa Doğduğunda Meryem ve Yusuf Evliydi

İsa’nın doğumuyla ilgili “skandal” şüphesiz ki Meryem’in günahsız olarak kabul edilmesidir.

Yusuf, hamilelikten haberdar olduğu zaman ilk önce Meryem’i taşlanmak üzere devlete teslim etmek yerine boşamayı düşünmüştür. İlk yüzyılda, dini bir toplumda, evlenmemiş ama hamile kalmış bir kadın düşünün…

Ancak durum bu kadar basit değil. Meryem’in hamile olduğu anlaşıldığında Meryem ve Yusuf nişanlıydı. Muhtemelen “ketuba” adı verilen bir nikah belgesi imzalamışlardı. Bu tip belgeler o dönem yasal olarak oldukça bağlayıcıydı ve sadece boşanma yoluyla feshedilebilirdi. Yusuf rüyasında bir meleği gördükten sonra karısının bir mucize yoluyla hamile kaldığını anladı ve onu yeniden karısı olarak kabul etti.

1- Noel Yıldızı Bir Gezegensel Kavuşum Olabilir

Müneccimlere yol gösteren Noel yıldızının bir sürü etkileyici yönü var. Bu yıldızın doğudan doğup, sadece belli bir zaman diliminde gözüküp battığına ve müneccimler Beytüllahim’e geldiğinde tamamen kaybolduğuna dair söylentiler var. Bu özellikler bir yıldızdan çok bir gezegeni, eski uygarlıkların tabiriyle bir “gezgin yıldız”ı anlatıyor. Bu gezegenler doğudan doğuyor, yıldızların değişmez alanından geçiyor ve gezegensel devinim yasalarına uygun hareket ediyorlar. Bu durum onların bazen gözüküp bazen gözükmemesine yol açıyor. Hatta geri devim dönemine girdikleri zaman gökyüzünden tamamen yok olabiliyorlar.

Yılbaşı Nedir? Noel Nedir? Merak Ediyorsanız Bu Yazımızı Okumalısınız

Bilgisayar simülasyonları sonucunda bu Noel yıldızının o zaman geri devim dönemine girmiş olan Jüpiter olduğu anlaşılıyor. Tarih 25 Aralık, yıl M.Ö 2. Kudüs semasından Jüpiter’e bakan müneccimler Beytüllahim’e geldiklerinde onu göremez hale geldiler çünkü Jüpiter tam o sırada geri devim dönemine girmişti. Yani 25 Aralık İsa’nın doğduğu gün yerine müneccimlerin ona ulaştığı gün olabilir.

Dergimizde Yayınlanan Tüm Antik Sırlar Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Çeviri: Eylül Özgiray