Herodot: “Tarihin Babası” mı “Yalanların Babası” mı?
Bazıları, The Histories adlı eseri, tarihsel yazımın başlangıcına işaret ettiği için Heredot'a "Tarihin Babası" lakabını verirken bazıları da onun “Yalanların Babası” olduğunu iddia etmektedir.
M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış eski bir Yunan yazarı olan Herodot, şu anki Türkiye topraklarında doğdu. Herodot’un yazdığı tek eser olan The Histories (Tarih) isimli eser, devrimci bir eserdi ve sonuç olarak Herodot bu şekilde tarihteki yerini almış oldu. Bazıları, The Histories adlı eseri, tarihsel yazımın başlangıcına işaret ettiği için Herodot’a “Tarihin Babası” lakabını verirken bazıları da onun “Yalanların Babası” olduğunu iddia etmektedir.
“Ben bana söyleneni anlatmakla mükellefim, onlara inanmakla değil”.
Herodot, [Kitap 7.153-2]
Herodot’un Hayatı Üzerine Birkaç Bilgi
Herodot, MÖ 484 civarında Halikarnas’ta (bugünkü Bodrum) ayrıcalıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. O zamanlarda, bu şehir güçlü Pers İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Eski bir Yunan kolonisi ve Mısır’la önemli bir ticaret merkezi olan Halikarnas, Herodot’un farklı bölgelerden gelen insanlar hakkında bilgi edinebildiği bir şehirdi.
Herodot’un en az bir kez -muhtemelen Samos adasına- sürgüne gönderildiği bilinmekte ve bazı araştırmacılar da yazarın daha sonra Lygdamis’in zulmüne karşı bir ayaklanmaya öncülük ettiğini düşünmektedir. Bunun dışında, Herodot’un hayatı hakkında birkaç detay daha var. Herodot ile ilgili bilgiyi yalnızca kendi yazılarından ve 10. yüzyıldan kalma antik Akdeniz dünyasının Bizans ansiklopedisi olan Suda gibi daha sonraki kaynaklardan edinebiliyoruz. Bu nedenle, bu antik yazar hakkında bugün çok fazla şey bilinmemektedir.
Heredot Tarih’i Yazıyor
Herodot’un ismi The Histories adlı eserinden dolayı tarihle anılmaktadır. Herodot’tan önce hiçbir yazar, araştırmacı bir gözle geçmiş hakkında yazı yazmamış ya da geçmişteki olayları bir neden sonuç ilişkisi içinde incelememiştir. Bu yüzden, Herodot’un tarihsel yazın türünü icat ettiği söylenebilir. Bunun sonucunda ise, Herodot’a, Romalı yazar ve hatip Cicero tarafından “Tarihin Babası” lakabı verilmiştir.
Aslında, Herodot’un bu eseri oldukça iyi bilinen bir eserdi ve yaşamı boyunca büyük ölçüde kabul görmüştü. Heccav ve hatip olan Lucian, bu eserin Olimpik Oyunlarda sergilenmesi teklifinde bulunmuş, trajedi yazarı Sofokles kendi eseri Antigone’de bu eserden bahsetmiş ve komedi oyun yazarı Aristofanes ise Acharnians adlı oyununda bu esere yer vermiştir. Plutarch, Strabo ve Aristotle gibi ünlü isimlerin hepsi her zaman aynı fikirde olmasalar da, Herodot’un çalışmalarının farkındalardı.
The Histories isimli eserinde, Herodot MÖ 499’dan 479’a kadar süren Yunan-Pers Savaşlarını konu almaktadır. Eserin önsözünde, bu çalışmaların özellikle Yunanlılar ve Persler arasındaki savaşın nedenleri için bir “soruşturma” niteliğinde olduğu belirtilmektedir. Daha sonrasında ise Herodot, Perslilerin Yunan şehir devletleriyle çatışmalarına kadar olan yükselişine dair bir anlatı sunmaktadır. Ayrıca bu şekilde Persler, Mısırlılar ve İskitler de dahil olmak üzere çeşitli kültürler hakkında etnografik bilgi de vermektedir. Herodot’un Mısır, Yunanistan, Sur, Babil ve İtalya’daki yaşama görgü tanıklığı etmesinden yola çıkarak, yazdığı materyalleri toplamak için bu uzak topraklara gittiği sanılmaktadır.
Herodot’a Karşı Başlatılan Suçlamalar ve Eleştiriler
Herodot birçok insan tarafından el üstünde tutulurken bazıları ise (genelde eserlerini inceleyen günümüzdeki araştırmacılar) ona karşı oldukça saygısız bir tavırdaydı. Bazıları için Herodot, eseri çoğunlukla masal ve fabl içerdiği için “Yalanların Babası” olarak görülmektedir. Bunlardan biri, İran’da yuvaları kazıldığında etrafa altın tozu saçan tilki büyüklüğünde olan karıncalar hakkındaki hikayedir. Bu hikaye, nesiller boyu bir masal olduğu gerekçesiyle reddedildi.
Ancak, 1984 yılında Fransız yazar ve kâşif Michel Peissel, Himalayalar’da kazı yaparken etrafa altın tozlar saçan tilki boyunda bir marmot (dağ sıçanı) gördüğünü bildirmişti. Bölgedeki köylülerin de bu altın tozla ilgili yaşadıkları bu olayın varlığını kanıtlamış oldu. Daha sonra Peissel, Farsça “dağ karıncası” kelimesinin “marmot (dağ sıçanı)” kelimesine çok yakın olmasından dolayı, Farsça bilmeyen ve çevirmenlere güvenen Herodot’un eseri çevrilirken bir hata yapılmış olmasının muhtemel olduğunu öne sürmüştür.
Bazıları ise Herodot’u daha kişisel sebeplerden dolayı eleştirdiler. Örneğin; Plutarch, Herodot’un Kötülüğü adlı eserinde Herodot’u eleştiri yağmuruna tutmuştur. Plutarch bu eserinde, Herodot’un esas olarak Boeotlular ve Korintliler’e kötülük yaptığını iddia etmektedir. Plutarch, Boeotia’da bir Chaeronea ülkesinde doğduğu ve bu nedenle atalarını ve gerçeği savunmak zorunda olduğunu ileri sürerek Herodot’un “Tarihin Babası” değil, eserinin geneli yalanlarla dolu olan kötü bir yazar olduğu söylemiştir.
Herodot’un anlattığı hiçbir olaya tanıklık ettiğini iddia etmediği göz önünde alınırsa, ona yalancı demek ne kadar adil olur? Belki de, Herodot’u farklı kültürlere ve tarihlere ilgi duyan bir seyahat yazarı, bir tarihçi ya da bir gazeteci olarak görmek daha iyi olurdu.
O halde Herodot, ‘Tarihin Babası’ mı ‘Yalanların Babası’ mı?
Yorumu size bırakıyoruz.
Çeviri: Özge Sertbaş