Caligula’nın Yüzen Köprüsü
Roma İmparatoru Caligula MS 37-41 yılları arasındaki dört yıllık kısa hükümdarlığı sırasında yaptıklarıyla akıllarda yer edindi. Kimilerine göre Caligula, hükümdarlığı süresince birçok delilik belirtisi göstermişti.
Roma İmparatoru Caligula MS 37-41 yılları arasındaki dört yıllık kısa hükümdarlığı sırasında yaptıklarıyla akıllarda yer edindi. Kimilerine göre Caligula, hükümdarlığı süresince birçok delilik belirtisi göstermişti. Bu belirtilerinden birisi de Baiae Körfezi’ne, üzerinden zafer coşkusuyla geçebileceği yüzen bir köprü inşa edilmesi emriydi. Kimi tarihçiler böyle bir köprünün varlığına şüpheyle yaklaşıyorlar.
Caligula’nın imparator olarak gücü elinde bulundurduğu dönemde tam olarak neler yaşandığı konusunda farklı görüşler olduğundan, böyle bir köprünün gerçekten inşa edilip edilmediğini bilemiyoruz ancak Baiae Köprüsü, gücün ve deliliğin bir araya gelmesi durumunda neler yaşanabileceğine dair dilden dile dolanan bir hikâye olarak kalmayı sürdürüyor.
Caligula’nın babası Germanicus, Roma imparatoru Tiberius’un yeğeni ve evlatlık oğluydu. Germanicus MS 19’da öldü. Caligula ve annesi Agrippina, Tiberius’un siyasi menfaatler nedeniyle Germanicus’u zehirlediğine inanıyorlardı. Agrippina’nın tüm halka hitaben açıkça Tiberius’tan intikam alacağını ilan etmesi, kendisinin ve çocuklarının hapsedilmesine sebep oldu.
Caligula henüz çocuk olmasından dolayı kurtulurken annesi ve tüm kardeşleri öldü. Caligula tüm ailesinin ölümünden sorumlu olan Tiberius’un vesayetine bırakıldı. Tüm bu olayların neticesinde Caligula nihayet tüm delilikleriyle anılacak Roma İmparatorluğu tahtına oturdu. En delice eylemlerinden birisi de Baiae Körfezi’ne yüzen bir köprü inşa edilmesi emrini vermesiydi.
Baiae, Batı İmparatorluk Filosu‘nun ana limanı, Portus Julius‘un ayrılmaz bir parçasıydı ve Roma Cumhuriyeti’nin sonlarına doğru, zenginler arasında oldukça popüler bir tatil beldesi olmasının yanı sıra yolsuzluk, dedikodu ve tüm zevk ve haz eylemlerinin merkezi olması dolayısıyla da kötü bir üne sahipti.
Söylenene göre, MS 39 senesinde köprünün inşaatına başlanılmıştı. Caligula at arabasıyla zafer kazanmışçasına üzerinden geçebileceği bir köprü istiyordu. Sadece bu bile Caligula’nın bir tür zihinsel sorunu olabileceği fikrini doğruluyor olabilir zira bir imparatorun hiçbir amaca hizmet etmeksizin zamanını at arabasıyla bu köprüde geçirdiğini hayal etmek oldukça zor.
Romalı tarihçi Suetonius’a göre, köprü Baiae kasabasından komşu liman Puteoli’ye kadar dört buçuk kilometreden fazla bir uzunluğa sahipti. Bölgenin dört bir yanından getirilen pontonlar, üzerlerine kum dökülerek köprüyü inşa etmek için kullanıldı. Köprünün inşasından sonra Caligula altın bir pelerin ve Büyük İskender’in zırhını giyerek atının üzerinde köprüyü geçti. Köprü, Caligula’nın geçişi sırasında dinlenebileceği yerler içerecek şeklinde inşa edildi. Bu dinlenme noktalarında içilebilir su kaynakları da yer alıyordu.
Bazıları ise Caligula’nın bu köprüyü Romalı astrolog Thrasyllus’un kehanetine meydan okumak için yaptırmış olabileceğini düşünüyorlar. Öyle ki, Thrasyllus, Caligula’nın ”at üzerinde Baiae Körfezi’ni geçmeden asla gerçek bir imparator olamayacağı” kehanetinde bulunmuştu. Bu iddia, Caligula’nın zafer kazanmışçasına at üstünde geçebileceği yüzen bir köprü inşa ettirme sebebini biraz daha anlamlı kılıyor. Belki de bu, bir delilik belirtisinden ziyade, Thrasyllus ve diğer muhaliflerin yanıldığını kanıtlamak için yapılan bir gövde gösterisiydi. Bazıları için ise, köprünün inşası Caligula’nın askeri zaferi için yaratmak istediği bir semboldü.
Fiziksel bir kanıt olmaması nedeniyle birçok tarihçi, yüzen köprü anlatımlarının kurgusal hikayelerden ibaret olduğuna inanıyor. Caligula’nın hükümdarlığı ile ilgili elimizde çok fazla yazılı kaynak bulunmuyor. Caligula hakkında yazılar kaleme alan birçok tarihçinin gerçek bilgilerden ziyade önyargılar ile hareket ettiği düşünülüyor. Bu sebeple bu anlatıların hangilerinin gerçek hangilerinin kurgu olduğu gizemini koruyor.
Bölgedeki bazı kalıntılar 18. yüzyıl gibi yakın bir tarihe dek turistlere Caligula Köprüsü olarak tanıtılıyordu. Oysa bu kalıntıların iddia edilen köprüye ait olduğu kanıtlanmış değildi. Caligula’nın hükümdarlığı sırasında meydana gelen olaylarla ilgili bu kadar belirsizlik varken, yüzen köprünün gerçekten var olup olmadığı da bir gizem olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor. İster deliliğinin ister askeri gücünün bir işareti ya da kehanetleri alt ederek gerçek bir Roma İmparatoru olacağını herkese ispat etmek istemesinin bir sonucu olsun, günümüze kadar bu köprü anlatısı Caligula’nın gücünün bir sembolü olarak kalmaya devam etti.
Çeviri: Gürkan Çimen