Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Helenistik Dönem’de Güzellik: Diz Çöken Afrodit

Diz çöken tanrıça Afrodit'in olduğu heykeller Yunan ve Roma dünyasında yaygındı. Peki bunun nedeni ne olabilir?

0 2.436

Diz çöken tanrıça Afrodit’in olduğu heykeller Yunan ve Roma dünyasında yaygındı. Peki bunun nedeni ne olabilir?

Eğer antik dönemlerden kalma eserleri barındıran müzelerden örnek vermek gerekirse Paris’teki Louvre Müzesi, Napoli’deki Ulusal Arkeoloji Müzesi ve Rodos’taki Arkeoloji Müzesi ortak olarak hangi eseri barındırırlar? Birçok şeyin haricinde bu müzeler, en azından bir adet olmak üzere tanrıça Afrodit’i -veya Romalıların isimlendirdiği gibi Venüs’ü- diz çöker pozisyonda betimleyen mermer heykelleri barındırırlar.

Rodos’taki müzede bulunan betimleyici plakların açıkladığı gibi, Helenistik çağların başından beri (MÖ 323 ve sonrası) bu tip heykeller, varlıklı evlerin içlerini, hamamları, şahsi veya kamusal bahçeleri süslemek için kullanılırdı. Aynı zamanda müze yetkilileri bu heykellerin nihai olarak milattan önce 3. yüzyıl Yunan sanatına dayandığını eklerler ve Pliny’nin Doğal Tarih kitabında da Bythinialı (Kuzey Anadolu sahilleri boyunca bulunan bir bölge) Doidalsas’a da (veya Daedalsas) atfedilir.

Diz çöken Afrodit. Soldaki Louvre Müzesi’nde (Roma İmparatorluğu çağı), ortadaki çeşidi ise Napoli’de bulunan Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde (İsa’dan önce 2. yüzyıl), sağdaki ise Rodos’taki müzede bulunmaktadır. (Milattan önce 1. yüzyıl) Bütün bu heykellerin milattan önce 3. yüzyıl Yunan sanatından etkilenme ihtimalleri vardır.

Antik Yunan heykeltıraşları çıplak erkek vücudunu tasvir ederken herhangi bir sorun yaşamazken, konu kadın vücudunu gösteren heykeller yapmaya geldiği zaman bu durumdan kaçınırlardı.

Milattan önce 5. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise bazı deneysel çalışmalar yapıldı: örneğin Yunan Akropolis’inde bulunan Caryatid heykelleri (Bir caryatid, başındaki saçaklığı destekleyen bir sütun veya sütunun yerini alan mimari bir destek görevi gören yontulmuş bir kadın figürüdür.) için “ıslak kumaş” tekniği kullanıldı ve bu heykeller tamamen giyinikti. Ama bu heykellerin elbiselerinin vücutlarını tamamen sarması sayesinde elbise altındaki kadınsal vücut özellikleri rahat bir biçimde gösterilebiliyordu.

Milattan önce 4. yüzyıla kadar kadın figürler tamamen çıplak tasvir edilmedi: ta ki önemli bir olay olarak kabul edilen ve Praxiteles tarafından yapılan Knidos Afrodit’i heykeline kadar. Bu heykel tanrıçayı tamamen çıplak, ayakta ve sanki yıkanacakmış gibi gösteriyordu.

İlgili Yazılar
Afrodit önden görünüm

Afrodit’in/Venüs’ün diz çöktüğü heykellerin çoğu tanrıçayı ya yıkanırken ya da yıkanmak üzereyken gösterirler. Rodos’taki küçük heykel (yukarıdaki resmin sağı) tanrıçayı saçını durularken ya da kurutmaya çalışırken gösterir. Yukarıdaki öbür resimlerde de tanrıça saçını bağlamış ve kuruması için yukarıda tutmaktadır. Bütün bu heykellerde, tanrıça diz çökmektedir, bir dizi kalkmış ve öbürküsü ise zemine yakın bir şekilde aşağıdadır. Bu tür heykellerin karakteristik özelliği olduğundan tanrıçanın başı- bazen de omuzları- sağa dönüktür.

Bu tür heykellerin çoğu incelikli bir erotizm içerirler. Genellikle eller ve kollar göğüsleri gizler: mesela Louvre’daki müzede bulunan heykelde (yukarıdaki resmin solu) ve Napoli’de bulunan heykelde (merkez resim) olduğu gibi. Cinsel organlar da bacakların pozisyonundan dolayı gizlidir ama Napoli’deki heykelin sol elinin izleyiciyi nasıl gizli bir biçimde yönlendirdiği de dikkat çekicidir. Bu tür oyuncu erotizm Helenistik dönem için tipik bir yaklaşımdı: özellikle de Klasik dönemin patavatsız ve düz sanat anlayışıyla karşılaştırıldığı zaman.

Afrodit arkadan görünüm

Peki aşk tanrıçasını banyo ve su ile ilişkilendirmek nereden gelir? Hesiodos tarafından yazılan Theogony (Tanrıların Doğuşu) kitabına göre Afrodit, Kronos’un liderlik ettiği Titanların babaları Uranus’un cinsel organlarını kesip denize attıkları zaman doğdu. Deniz köpüklerinin arasından yetişkin, güzel ve genç bir kadın Çuha veya Kıbrıs’ın sahillerine ayak bastı. İlk yaptığı şey ise saçlarını kurutmaktı aynı Rodos’ta bulunan heykelin yapmış olduğu gibi.

Çeviri: Kudret Yıldırım

Kaynak Ancient World Magazine

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More