Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Atina Amerikan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Rita Roussos ile Söyleşi

Dr. Rita Roussos, Atina Amerikan Üniversitesi'nde arkeoloji ve sanat tarihi dersleri vermiş; Isthmia, Kato ve Mantinea gibi arkeolojik alanlarda çalışmış Atinalı bir arkeologdur.

0 594

Dr. Rita Roussos, Atina Amerikan Üniversitesi’nde arkeoloji ve sanat tarihi dersleri vermiş; Isthmia, Kato ve Mantinea gibi arkeolojik alanlarda çalışmış Atinalı bir arkeologdur. Röportajı yapan Kelly Macquire’e teşekkür ederiz.

Kelly: Katıldığın için çok teşekkür ederim, Rita. Seninle konuşmak bir zevk. Bize biraz neden arkeolog olduğunuzdan bahsetmek ister misin?

Rita: Yaklaşık sekiz yaşındayken ailem bizi müzelere götürmeye başladı. Atina’dan ayrıldık ve İngiltere’ye taşındık. Burada British Museum  (İngiliz Müzesi) ve Natural Science Museum’u (Doğa Bilimleri Müzesi) gezdik. Bu müzeler benim eski eserlerle hatırlayabildiğim ilk tanışmam oldu. Sonra on iki yaşımdayken, Mary Renault’nun “The King Must Die- Kral Ölmeli” gibi ve benzer seride tarihi kitapları, sonra da lisenin son sömestrinde Homeros ‘un “Odyssey” adlı eserini okudum. Tarih konusunda en güçlü bağım bu eserle oluştu.

Kısacası arkeolojiye girişim antik edebiyatla ve klasiklerle oldu. Sonra antik Yunanca ve Latince çalıştım ve sonunda arkeoloji bölümüne girdim. Bence bu sıralama çok önemli çünkü antik edebiyatın gerçekten bilinmesi gerekiyor. Ben klasik bir arkeoloğum, tarihçi değilim; bu yüzden literatüre gerçekten ihtiyacım var. Kaynaklar önemlidir. En önemli şey değiller, ama çok önemliler. Kısacası, antik Yunan edebiyatına âşık olduğum için arkeolog oldum.

Kelly: İnanılmaz. Bunu sevdim. Eski Yunanca da okuyabilmek harika olmalı.

Rita: Evet, bunu yapabildiğin zaman oldukça tatmin oluyorsun. Gerçekten çok zor. Bir şeyler başardığını hissediyorsun.

Kelly: Klasik bir arkeoloğum dedin. Bize biraz üzerinde çalıştığınız şeylerden bahseder misin? Favori arkeolojik alanların var mı? Varsa nedenlerinden bahsetmek ister misin?

Rita: Ben esas olarak Mora’da çalışıyorum. Bu yüzden Isthmia benim en sevdiğim yerlerden biri, çünkü burası benim çalıştığım arkeolojik site ve Miken uygarlığına kadar uzanan birçok farklı tarihe sahip. Oraya gittiğimde, zaten birçok kazı yapılmıştı. Bizans bölümü üzerinde çalıştım. Benim için kazılan tüm katları görmek oldukça önemliydi. Yani Isthmia, Korint’e çok yakın ve Panhellenik oyunların oynandığı yerlerden biri. Olympiyat ile birlikte Panhellenik oyunların yapıldığı yerlerden biri olduğu için önemli bir site.

ISTHMIA, KORİNTH’E ÇOK YAKINDIR & PANHELLENİK OYUNLARINIZIN OYNADIĞINIZ YERLERDEN BİRİ OLDUĞU İÇİN ÖNEMLİ BİR YERDİR.”

Isthmia bu nedenle kesin bir şekilde benim favorim. Alanım klasik arkeoloji, ama ben antik dönemde kadının rolüne odaklanıyorum. Bu yüzden antik Yunan ve Roma dünyasındaki kadınların rolü benim odak noktam. Araştırmalarımın çoğu o bölgede ve 4. yüzyıl heykelciliği üzerine.

Apollon Tapınağı, Korint

Kelly: Büyüleyici. Üzerinde çalışılacak iki harika uzmanlık alanı. Antik dünyadaki kadınlara daha çok odaklanılması gerektiğini düşünüyorum.

Rita: Başladığımda kadınların rolünü önemsemiştim. Zamanla odak noktası haline geldi. Son zamanlarda giyim, tekstil, dokuma, pelüş mobilyalar, yastıklar yani genel olarak tekstil üzerine çok fazla çalışma yapıldığını fark ettim. Kadınların rolü önemli, ama ürettikleri daha popüler hale geldi.

Kelly: Çalıştığınız arkeolojik alanlarda bu tür kanıtları bulmak konusunda herhangi bir zorluk yaşadınız mı?

Rita: Hayır, hiç zorluk yaşamadım. Mutfak aletleri, yemek gereçleri, tencere ve benzeri şeyler bulunmuştu. Ben de bazı dokuma tezgâh ağırlıkları buldum. Hepsi ilginç, ancak bir mandal, mücevher gibi dikkat çekici değil. Kırık çömlekler bir amfora gibi büyüleyici değil. Boyalı bir kap her zaman kaba malzemeden daha ilginçtir. Çok fazla heyecan sağlamaz.

Kelly: Bize biraz turdan ve gezeceğimiz yerlerden bahsetmek ister misin?

Rita: Hazırladığımız Yunanistan turunda göreceğimiz yerler oldukça ilginç.

Atina ile başlayacağız. Atina’da Akropolis, Parthenon oldukça göz alıcıdır. Onu her gördüğünüzde daha da etkilenirsiniz. Pek çok kez ziyaret etmiş olmama rağmen, her gittiğimde burayı inanılmaz derecede olağanüstü buluyorum. Parthenon, beni çok etkiliyor.  Atina ile ilgili önemli olduğunu düşündüğüm bir diğer şey de antik pazar yeri olan Agora. Sophokles, Euripides ve Aristophanes’in oyunlarının sergilendiği antik tiyatroyu dolaşacağız. Buradan yürüyerek Akropolis’e çıkıyoruz. Tabii Akropolis Müzesi de çok ilgi çekici.

İlgili Yazılar
Rita

Thebes, inanılmaz tarih ve efsanesi var; ayrıca muazzam bir müzeye sahip antik bir şehir. Müze küçük ama tarih öncesi dönemden Bizans dönemine kadar uzanan döneme ait çok sayıda günlük obje görüyorsunuz. Burası benim sevdiğim müzelerden biri.

Hewlett Packard’dan Packard bile Thebes’i satın almak ve orayı kazmak istedi. Orayı satmadılar, çünkü bu ünlü antik kentin tamamı modern kentin altında. Kazı cepleri var, ama modern şehri yıkmak ve eski eserlere ulaşmak istediği biliyoruz.

Sonra Delphi’ye gidiyoruz ve Delphi olağanüstü bir site. Ünlü Apollon kâhininin yanı sıra kutsal alanın yerleşimi o kadar mükemmel ki durup çevreleyen doğaya bakmak istiyorsunuz.  Hiçliğin ortasında bir tepenin yamacında. Bugün bile, tıpkı antik çağda olduğu gibi, turistlere ve hacılara hizmet veren küçük bir köy. Delphi, dünyanın merkezidir. Omphalos. Zeus dünyanın merkezinin nerede olduğunu göstermek için iki kartal gönderir ve kartallar Delphi’de buluşurlar.

APOLLO’NUN YERLEŞİMİ O KADAR MÜKEMMEL Kİ, NERDE DURURSANIZ DOĞAYA BAKMAK ZORUNDA KALIRSINIZ.”

Daha sonra Delphi’den ayrılıyoruz. Bir köprüden geçiyoruz ve Olympia’ya ulaşıyoruz. Olympia, MÖ 776’da başlayan Olimpiyat Oyunları’nın yapıldığı yerdir. Olympia iki nehirle çevrilidir, bu nedenle bataklık yerler olabilir. Olympia, güzel bir müzesi ve inanılmaz heykelleri olan çok geniş bir sitedir. Stadyuma gitmek harika bir duygu. Yarışmaların orijinal başlangıç ​​çizgisi yerindedir. Spor ayakkabılarınız çıkartabilir, ayak baş pamaklarınızı başlangıç çizgisine koyabilir ve stadyumda koşabilirsiniz. Birçok kişi bunu yapmayı ister. Bu müthiş bir deneyim.

Sonra, inanılmaz akustiğe sahip ünlü tiyatro Epidaurus’a geçiyoruz. Orkestranın ortasında performans sergilememize izin verilmese de konukların çoğu ortada durup şiir okumayı veya şarkı söylemeyi sever. Güvenlik genellikle düdük çalarak turistleri uzaklaştırıyor. Epidaurus bir sağlık kaplıcasıydı ve bir sığınaktı. İnanç ve sağlığın birleşimi. Kaplıca, hastane, tiyatro, tüm bu unsurlar sağlığın iyileştirilmesi için bir araya gelmiştir.  Mimarisi oldukça etkileyici. Bölgede koruma ve yeniden yapılandırma çok fazla. Bu tur Epidaurus’u ziyaret etmek için iyi bir fırsat.

Epidaurus’tan sonra ziyaret edeceğimiz iki prehistorik saray olan Mycenae ve Tiryns’e geçiyoruz. Bir Miken kalesi adını duyduğunuzda, bunun yukarı yürümek anlamına geldiğini unutmamalısınız. Kaleye kadar yürümek zorundayız; bu yüzden sağlam yürüyüş ayakkabılarınız olmalı. Masif taş yapılar ve devasa duvarlar inanılmazlar.

Epidauros’ta bulunan antik Yunan tiyatrosu

Sonra, zor bir site olan Corinth ile bitiriyoruz, çünkü orada o kadar çok şey var ki, hepsi birbirine karışıyor. Korint, kazıcıların antik alanın etrafındaki araziyi satın almak ve daha derine kazmak istedikleri yerlerden bir diğeridir. Unutmamak gerekir satın almak, burada yerleşik insanları yerinden etmek demektir.

Korint’ten sonra tabii ki bir hazine olan Atina’daki Ulusal Müze’ye gideceğiz. Müzede gördüğümüz en ilginç şeylerden biri de ilk bilgisayar denen aletin bulunduğu yer. Antikythera mekanizması 42 dişli gibi bir şeyle birlikte bulundu. Gezinmek amacıyla kullanıldığı düşünülüyor. Modern mühendisler bunun nasıl görünebileceğini anlamak için yeniden üretmeye çalıştılar. Bir gemi enkazında bulunması nedeniyle farklı öneriler var.

Görülecek çok şey var ve bence ister tarih öncesi ister klasik bir arkeolog ister Romalı olun, her zevke uygun bir şeyler var. Temelde Korint’te göreceğimiz şeylerin çoğu Roma kökenlidir, ama bir de Frenk bölümü de var.  Yakın zamanda kazıldı. Frenk bölümünün kazıcısı konuşmacımız olacak. Üzerinden geçeceğimiz pek çok zaman dilimi var.

Ve yemek oldukça iyi! Bundan bahsetmedim.  Epidaurus, Miken ve Tiryns’e gideceğimiz için Nafplio kasabasında kalacağız. Naphilio, Venedik ve Türk surlarına sahip deniz kenarında şirin bir kasabadır. Yürüyüş yapmak için harika bir yerdir. Kalacağımız oteller de genellikle güzel bölgelerde ve şirin yerlerde. Kısa bir süre içinde görülecek çok şey olduğu için insanlar aşırı bilgi yüklenebileceğini düşünüyorum. Gece otelinize döndüğünüzde bir kadeh şarabınız da hazır. Şarap eşliğinde her şeyi özümsemeye başlayabilirsiniz. Biz her zaman soruları yanıtlamak ve netleştirmek için oradayız.

Kelly: Kulağa çok parlak geliyor! Bu olağanüstü sitelerin gezildiği dolu dolu bir tur olacak. Öğrenecek, görecek çok şey olacak. Harika geçecek günün sonunda dinlenme güzel bir otelde olacak.

Rita: Kesinlikle. Nafplio bölgesinde içinde bulunacağımız bölgeye Argolid deniyor ve oldukça ilginç yerel şaraplar var. Kırmızı şarap Herakles’in Kanı olarak adlandırılır.

Nemea Hamamı

Tiryns,  Nemean Aslanını öldürür. Herales’in kanı oldukça güzel olan bu yöresel kırmızı şaraba verilen isimdir artık.  Konuklar yemek ve şarabın tadına bakabilirler. Bence bu tura gelen insanlar çok fazla bilgi olduğunu görecekler. Bu bilgi yoğunluğu bazen biraz bunaltıcı gelebilir, tura katılanların rahatlayabilecekleri ve sadece içine çekebilecekleri zaman dilimleri de olacak.

Kelly: Katıldığın için çok teşekkür ederim, Rita. Harika oldu.

Rita: Siz de hoş geldiniz. Beni davet ettiğin için teşekkürler!

Çeviri: Bülent Pekardan

Kaynak World History

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More