Büyük İskender’in İran İmparatorluğu’nu İşgal Etmesinin Gerçek Nedeni?
İskender hazineler için mi yoksa intikam için mi doğu seferine çıktı? Yazımızda bunun cevabını arıyoruz. Keyifli okumalar.
Çoğunlukla Büyük İskender olarak bilinen Makedonyalı İskender tarihin en büyük fatihlerinden biridir. Birçok tarihçi, şair ve yazarlar onun fetihlerine hayran kalmıştır. İskender’in eylemlerinin büyüleyici imajı ona karşı asla bitmeyen bir duygusal etkiyi inşa etti. Fakat pek çok insan onun istilalarını ve sömürülerini konuşurken, M.Ö 335 yılında kutsal İran İmparatorluğunu neden istila ettiği hakkında çok az şey duymuş ve ya okumuşsunuzdur. Yunanlı tarihçi Arrian İskender’in geçmiş yanlışlarının intikamını almak amacıyla İran’ı fethetmek için yola çıktığını söyler. İskender bunu Darius’a yazdığı mektupta şöyle anlatır:
‘’Senin ataların Yunanistan’ın geri kalanına ve Makedonya’ya geldiler ve daha öncesinde onlara zarar vermememize rağmen bize kötü davrandılar. Yunanistan’ın komutanı ve lideri olarak atanan ve İranlılardan intikam almayı isteyen ben sizin başlattığınız düşmanlıkla Asya üzerinden İran’a geçtim.’’
Fakat bu gerçekten bir intikam mıydı, daha fazlası var mıydı ya da İskender’in sadece paraya mı ihtiyacı vardı?
Büyük İskender’e Babasından Kalan Miras Yazımızı Mutlaka Okumalısınz
İntikam veya Zenginlik?
İskender’in İran’ı istilasını tartışan kitapların çoğu temel sebebin intikam olduğunu, geçmişteki Yunan-İran Savaşları’nın geri ödemesi olduğuna dikkat çektiği doğrudur. Bununla birlikte, savaş başlayalı 100 yıldan fazla olmasına rağmen, İskender birden atına bindi ve ordusunu İran topraklarına sürdü. Ancak Arrian’ın başka bir hikâyesi daha var. Adamları ikinci kez ayaklandığında M.Ö 324’te Opis’te bir konuşma yaptı ve İran’ı fethetmesinin sebebinin para olduğunu söyleyerek hepimizi şaşırttı.
‘’Babamdan birkaç altın ve gümüş bardak ve 60’tan az eski para kaldı; Philip’nin 500 eski para civarında benim de 800 eski para civarında borcum vardı’’
Fakat bu hikâyenin bir arka planı vardı. İskender’in babası Philip’nin İran’da gözü vardı ve imparatorluğu istilaya hazırlanıyordu. Ancak amacına ulaşamadan suikasta uğradı. Ölümünden sonra İskender yarı profesyonel bir orduyla baş başa kaldı ve savaş gücünün çoğunu bizzat kendisi karşılamak zorundaydı. Orduya gücünü yetirebilmek ve para tasarrufu yapmak için ya ordunun bir kısmını terhis edecekti (ki bu tehlikeliydi) ya da krallığını kurtarmak için ilerlemeye devam edecekti. Nihayetinde başka bir imparatorluk ile krallığını kurtarmaya karar verdi. Özellikle, İskender’in İran’a el koyarak ve fethederek faturaları ödemesi gerekiyordu. En azından söylemesi çok riskli bir yatırımdı.
Büyük İskender’in Hayvanları Yazımızı Mutlaka Okumalısınz
20.yy başlarında yaşayan entelektüel Randolph Bourne bir zamanlar söylediği gibi: ‘’Savaş devletin sağlıklı olma durumudur’’. Aslında, İskender devletin kendisiydi ve savaş onun işiydi. Bununla beraber, intikam İskender’i açıkça harekete geçiren şey değildi.
Onun yerine, intikam hazineyi doldurmak amacıyla siyasal araçları genişletmek için görünen bir ön yüzdü. İskender yeterince şeye sahip olduğunda ve hazinesi taştığında, tüm dünya onun olana kadar bitmeyen ve yavaşlamayan savaşlara devam edebilirdi.
Dergimizde Yayımlanan Tarih Araştırmalarına Buradan Ulaşabilirsiniz
Çeviri: Gülizar Çakmak