Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Heinrich Schliemann ve Truva’nın Keşfi

Yaygın olarak ileri sürülen bilgilere göre, Truva'nın gerçek yerini keşfeden kişi, maceracı ruhlu, 15 dil bilen, dünya gezgini, aynı zamanda kabiliyetli ve amatör bir arkeolog olan Heinrich Schliemann'dı.

0 2.430

Yaygın olarak ileri sürülen bilgilere göre, Truva’nın gerçek yerini keşfeden kişi, maceracı ruhlu, 15 dil bilen, dünya gezgini, aynı zamanda kabiliyetli ve amatör bir arkeolog olan Heinrich Schliemann’dı. Schliemann, anı yazılarında ve kitaplarında, sekiz yaşındayken babasının onu dizine alıp Sparta Kralı’nın karısı Helen ile Priam’ın oğlu Paris’in arasındaki yasak aşkın geçtiği İlyada efsanesini ve onların bu kaçışlarının Geç Tunç Çağı uygarlığını yok eden yıkıcı bir savaşa mal olduğunu anlattığını yazmıştır.

Peki Heinrich Schliemann Truva’nın Yerini Gerçekten Bulabildi mi?

  • Aslında Schliemann, tarihi Truva olduğu ortaya çıkan bir alanda kazı gerçekleştirdi; alanla ilgili bilgileri ise arkeolog Frank Calvert’ten aldı ancak bu konuda ona itibar etmedi.
  • Schliemann’ın hacimli notları, insanların onun gerçekten önemli bir kişi olduğunu düşünmesi için, hayatında meydana gelen olaylar hakkında muazzam yalanlar ve manipülasyonlarla doludur.
  • Pek çok yabancı dili konuşabilmesiyle birlikte geniş bir hafıza kapasitesiyle, bilimsel bilgiye olan açlığı ve saygısıyla Schliemann, hakikaten de muazzam bir insandı! Ama nedense dünyadaki rolünü ve önemini abartması gerekiyordu.

Schliemann, bu efsanenin onda Truva, Tirins ve Miken’in varlığına dair arkeolojik kanıtlar aramak için arzu ve istek duygularını uyandırdığını söyledi. O kadar istekliydi ki araştırmasını sürdürmek ve servet sahibi olmak için işe girdi. Uzun süre üzerinde düşündükten, inceledikten ve araştırdıktan sonra Truva’nın asıl yerinin, Türkiye’de yer alan Hisarlık ‘ta olduğunu buldu.

Fantastik Uydurmalar

David Traill’in 1995 biyografisi Schliemann of Troy: Treasure and Deceit’e göre ve Susan Heuck Allen’ın 1999’da yayınlanan Finding the Walls of Troy: Frank Calvert and Heinrich Schliemann adlı kitabıyla desteklenen gerçek şu ki, bunların çoğu Schliemann tarafından kendi imajı, egosu ve kamusal kişiliği uğruna üretilmiş bir tür fantastik uydurmalardı.

Schliemann, arkeolojinin gidişatını değiştiren zeki, sosyal, son derece yetenekli ve aynı zamanda tez canlı bir dolandırıcıydı. İlyada’daki yerlere ve olaylara olan ilgisi, Schliemann’da bu yerlerin gerçekliğine dair yaygın bir inanç oluşmasına yol açtı. Öyle ki bunu yaparken birçok insanı dünyanın eski yazılarının gerçek bulgularını aramaya teşvik etti. Schliemann’ın en eski ve en başarılı halk arkeologlarından biri olduğu söylenebilir.

Schliemann dünya çapında yaptığı seyahatler esnasında (45 yaşından önce Hollanda, Rusya, İngiltere, Fransa, Meksika, Amerika, Yunanistan, Mısır, İtalya, Hindistan, Singapur, Hong Kong , Çin, Japonya’ya gitti. ) antik anıtlara çeşitli geziler gerçekleştirdi, üniversitelerde karşılaştırmalı edebiyat ve dil dersleri almak ve derslere katılmak üzere bir süre gittiği yerlerde kaldı, binlerce sayfa günlük, seyahatname yazdı ve dünyanın her yerinden dostlar ve düşmanlar edindi. Böylesine bir seyahate gücünün nasıl yettiğini ticari zekasına, dolandırıcılık eğilimine yahut her ikisine de yorabilmemiz mümkün.

Schliemann ve Arkeoloji

Gerçek şu ki Schliemann, 1868’e, yani 46 yaşına kadar arkeoloji ile meşgul olmayıp Truva için ciddi arkeolojik araştırmalarda bulunmadı. Bundan önce Schliemann’ın arkeolojiyle, özellikle de Truva Savaşı tarihiyle ilgilendiğine hiç şüphe yok ancak bu, her zaman dillere ve edebiyata olan ilgisinin bir parçası olarak kalmıştı. Ancak 1868 yılının haziran ayında Schliemann, arkeolog Giuseppe Fiorelli’nin yönettiği Pompeii’deki kazıları üç gün boyunca takip etti.

Ertesi ay, o zamanlar Odysseus sarayının yeri olarak kabul edilen Aetos Dağı’na giderek orada ilk çukurunu kazdı. Bu çukurda yakılmış buluntularla birlikte 5 veya 20 küçük vazo elde etti. Buluntuların sayısındaki belirsizlik ise Schliemann’ın günlüklerinde veya günlüklerin yayınlanmış şeklindeki ayrıntılarında öylesine bir geçiştirme değil, kasıtlı yapılmış bir şaşırtmaca olduğu düşünülüyor.

Truva’ya Üç Aday

İlgili Yazılar

Arkeoloji ve Homer sayesinde bu konuya olan merakı uyandığında, Homer’in Truva’sının yeri için üç aday vardı. O zamanın popüler seçeneği Pınarbaşı ve beraberindeki Ballıdağ idi; Hisarlık antik yazarlar ve bazı bilim adamları tarafından tercih edilen bir diğer seçenekti; Alexandria Troas ören yeri ise Homeros’un Truva’sı olamayacak kadar yeni olduğuna karar verildiğinden, olması ihtimali uzak üçüncü seçenekti.

Schliemann, 1868 yılının yazında Pınarbaşı’nda bazı kazılar gerçekleştirdi. Hisarlık da olmak üzere Türkiye’deki diğer yerlerde bulundu. Ancak yaz sonunda arkeolog Frank Calvert’e uğrayana kadar Hisarlık’tan bihaberdi.

Türkiye’deki İngiliz diplomat topluluğunun üyesi ve yarı zamanlı bir arkeolog olan Calvert, bilim insanları arasında Hisarlık’ın gerçek yer olabileceğinden emin olan azınlık kısmın içindeydi; Hisarlık’ın Homerik Turnuvası’nın yeri olduğuna inanıyordu, ancak British Museum’u kazılarını destekleme konusunda ikna etmekte zorlandı.

Calvert ve Schliemann

1865’te Calvert, Hisarlık’ta bazı kazılar gerçekleştirmesi sonucunda birtakım buluntular elde ederek buranın doğru yer olduğuna kendisini ikna etti. 1868 Ağustos’unda Calvert, Schliemann’ı akşam yemeğine, koleksiyonunu görmeye davet etti. O akşam yemeğinde, Schliemann’ın, Hisarlık’ta kazı yapmak için kendisinde olmayan paraya ve birtakım kazı izinlerini almaya gücü olduğunu fark etti. Calvert, Schliemann’a elde ettiği şeyleri anlatarak onunla yakında pişman olacağı bir ortaklığa adım attı.

Schliemann 1868 sonbaharında Paris’e döndü. Truva ve Miken konusunda uzman olmak için 6 ay geçirdi, son seyahatlerinin bir kitabını yazdı ve Calvert’e sayısız mektup yazarak, kazmak için en iyi yerin neresi olduğunu ve Hisarlık’ta kazı yapmak için ne tür ekipmana ihtiyacı olabileceğini sordu. 1870 yılında Schliemann, Frank Calvert’in kendisi için aldığı izinle ve Calvert’in ekip üyeleriyle birlikte Hisarlık’ta kazılara başladı. Ancak Schliemann yazılarında Calvert için, Schliemann’ın babasının dizine oturttuğunda aklına gelen Homer’in Truva’sının yeri hakkındaki fikirler konusunda uzlaşmaktan başka bir katkısı olduğundan söz etmemiştir.

Schliemann’ı Ortaya Çıkarmak 

Schliemann’ın olaylara ilişkin anlatışı Truva’nın yerini tek başına tanımlamasına yönelikti. Bu alan 1890 yılında gerçekleşen Schliemann’ın ölümünden sonra bile onlarca yıl bozulmadan kalmıştır. Ne gariptir ki 1972’de Schliemann’ın 150. doğum gününün kutlanması, yaşamının ve keşiflerinin eleştirel bir incelemesine yol açmıştır. Hacimli günlüklerinde doğruluğu tartışılır başka söylemler de vardır. Örneğin, roman yazarı Emil Ludwig titizlikle Schliemann’ı araştırmıştır. Ancak bu tarz araştırmalar Schliemann’ın ailesi ve bilim camiası tarafından küçümsenmiştir. Ancak 1972 toplantılarında Amerikalı klasikçi William M. Calder III, otobiyografisinde bazı tutarsızlıklar bulduğunu açıklamıştır bundan dolayı araştırma yapan diğer insanlar biraz daha derin araştırmaya başlamıştır.

Schliemann’ın günlüklerinde o kadar çok kendini yücelten yalan ve yanıltmacalar vardır ki, 21. yüzyılın başları boyunca Schliemann’ı eleştirenler ve savunanlar arasındaki tartışmaların odak noktası olmuştur. Savunan taraflardan biri ise, 2000-2003 yılları arasında Amerikan Klasik Araştırmalar Okulu’nun Gennadius Kütüphanesi’ndeki Schliemann gazeteleri için arşivci olan Stefanie AH Kennell’dir. Kennell, Schliemann’ın sadece yalancı ve dolandırıcı olmadığını, “olağanüstü yetenekleri olan ancak kusurlu bir adam” olduğunu dile getirmiştir. Savunan tarafta yer alan ve aynı zamanda klasikçi olan Donald F. Easton, yazılarını “üçte biri kendini beğenmişlik, üçte biri kibirli ve etkili yazı, üçte biri ise boyun eğmezliğin karakteristik bir karışımı” olduğunu ayrıca Schliemann’ı “kusurlu bir insan, bazen kafası karışmış, bazen yanlış anlaşılmış, bazense dürüst davranmayan ancak hatalarına rağmen geriye kalıcı bilgi ve heyecan bırakan” biri olarak tanımlamıştır.

Schliemann hakkındaki tartışmalarda bir nokta çok açıktır ki o da Schliemann’dan beş yıl önce orada bilimsel araştırmalar yapan ve belki de aptalca bir şekilde kazılarını Schliemann’a devreden, Hisarlık’ın Truva olduğunu gerçekten bilen Frank Calvert’ın çabaları ve bilgisinin, bugün Truva’nın ilk ciddi keşfi için övgüyü hak ediyor oluşudur.

Çeviri: Rabia Karaoğlu

Kaynak ThoughtCo

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More