Michelangelo’nun Medici Şapeli Altındaki Sırları
Yetenekli bir sanatçı olmanın avantajları da dezavantajları da vardı. Bu sanatçılardan biri ise, eserleri ilk başlarda övülen ve sonra da sorgulanan, büyük ressam Michalengelodur.
Avrupa Rönesans dönemi 14. Yüzyıldan 17. Yüzyıla kadar yayılan bir dönemdir. Kıta Avrupası’nın tarihi için ise oldukça büyüleyici bir dönemdir. Batı medeniyeti değişime uğramış ve muhteşem sanatçılar ortaya çıkmıştı ancak Katolik Kilisesi, sanatçılar, bilim insanları, krallar, kraliçeler ve para ve güç sahipleri arasında sıklıkla münakaşalar meydana gelmekteydi.
Yetenekli bir sanatçı olmanın avantajları da dezavantajları da vardı. Bu sanatçılardan biri ise, eserleri ilk başlarda övülen ve sonra da sorgulanan, büyük ressam Michalengelodur.
1508 ve 1512 yılları arasında Michelangelo, güzel freskleriyle ünlü olan Sistine Şapeli’nin tavanını boyadı. Bu rönesans dönemi sanateseri, Michelangelo’nun en ünlü eserlerinden biridir. Bu sanat eseri üzerine çalışmalar yapan bazı araştırmacılar, Michelangelo’nun Sistine Şapeli tavanında gizli mesajlar sakladığına kanaat getirdiler.
Sağda: Daniele de Volterra tarafında yapılmış Michelangelo portresi
Ayrıca Michelangelo’nun Medici Şapeli’ndeki ünlü eserinde, kadın anatomisiyle ilişkilendirilen bir takım Pagan sembollere de yer verdiğine inanılıyor.
Medici ailesi yalnızca güçlü bir Rönesans mafya ailesi değil, Kilise’nin ve birçok sanatçının da patronuydu. Çok zengin bir aile olduklarından, Floransa’nın her yerinde söz sahibiydiler.
Onların zamanında, bilim ve büyü arasındaki çizgi oldukça inceydi. Birçok ünlü bilim insanı büyülü şeylere oldukça meraklıydı ve bu da Kiliseyi rahatsız ediyordu.
Katolik Kilisesi sürekli bir biçimde sorgulanırken, güçlü kalmada da zorlanıyordu. Medici Ailesi ünlü Galileo Galilei’nin patronu olmalarına karşın, onun tutuklanmasına engel olamadılar.
Catherine de Medici ailesinin sanata duyduğu büyük hayranlığı paylaştı. Catherine ayrıca astronomiye, astrolojiye, mimarlığa ve, bazılarının dediğine göre de, büyü irfanına da meraklıydı. Nostradamus’un da kuvvetli bir destekçisiydi. Tüm hayatı boyunca katı bir Katolik olan Nostradamus, İncil’de bahsi geçen imalar ve kehanetler üzerine çizimler yaptı. Nostradamus Kiliseyle arasını iyi tutmayı becermişti ancak Michelangelo için durum aynı değildi.
Michelangelo’nun, Kardinal Giulio de Medici, yani gelecekteki Papa 7. Clemens’in, ricası üzerine, “New Sacristy”(Yeni Kutsallık) üzerine çalıştığı İtalya’nın Floransa şehrinde bulunan Medici Şapeli, Medici ailesi için bir türbe olarak tasarlanmıştı.
1529 yılında, Michelangelo, birçok diğer Floransa yerlisi gibi, Medici ailesinin ve Papa’nın şehirdeki baskıcı nüfuzlarından şikayetçi olmaya başladı.
Michelangelo’nun sanatçı olarak bağlı olduğu Medici ailesini ve Papayı sorgulaması pek akıl kari bir iş değildi ancak, daha demokratik bir yönetim şekli ümit ediyordu.
İlgili Yazılar
Papa 4. Clement, kendisi Medici ailesinin Michelangelo’dan haz etmeyen bir üyesidir ve aynı zamanda da şehir surlarını Papa’nın liderliğindeki Medici dostu güçlere karşı kuvvetlendirilmesinde çalışıyordu.
Pope ve Medici ailesi için, çatışmayı kazanmak 10 ay sürdü ve düşmanlarını hemen cezalandırdılar. Florentine Cumhuriyet’i düştüğünde, birliklere Michelangelo’yu tutuklama ve Bargello şehir hapishanesine hapsedilmesi yönünde emirler verildi.
Çatışmaların bitimine 3 ay kala Michelangelo saklanacak bir yer bulmayı başardı ve İtalyan otoritelerine karşı ayaklandığı için hiçbir zaman cezalandırılmadı.
Michelangelo saklandığı yerden çıktı ve Medici ailesiyle arasını düzeltti.
Peki aylar boyu nerede saklanmıştı? Michelangelo’nun saklandığı yer yaklaşık 500 yıl boyunca gizemini korudu. Birçoğu sanatçının bir kilise kulesinde iltica ettiğini ya da bir arkadaşının yanında kaldığını öne sürdüler.
Ancak durum böyle değildi. İronik bir biçimde, Michelangelo onu kimsenin saklanmasını bekleyemeceği bir yerde saklanmaya karar vermişti: Medici Şapeli’ne!
1976 yılında, Medici Şapeli’nin müdürü çok küçük, gizli, duvarları 180 adet bilinmeyen çizimlerle kaplanmış, bir oda keşfetti.
Daha sonra anlaşıldı ki, Rönesansın en büyük sanatçılarından biri, kömür ve mum boya kullanarak çizim yapmaktan başka yapacak hiçbir şeyi olmadan karanlıkta oturarak üç ay geçirmiş.
Michelangelo’nun üç ayını geçirdiği oda şu an kısmen açık. Ara sıra o oda ziyarete açılıyor, ancak şunu akılda tutmakta fayda var ki, oda çok küçük olduğu için her yarım saatte on iki kişilik bir grup odaya kabul ediliyor.
Çeviri: Batıkan Demirtaş
Kaynak
ancientpages