Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Kayıp Olmuş Tarih Sayfalarından Birkaç Yaprak: Şimalî Afrika’da Son Hafriyat

Roma hamamlarından düzinelerle nefis heykeller çıkartılmıştır ki bunların arasında bugün Roma’da Museo delle terne müzesinde bulunan meşhur Cyrene Venüsü ile Bingazi Müzesi’ndeki, Büyük İskender’in nefis bir heykeli çok kıymetlidir.

Cyrene’de Apollo Mabedi harabeleri: Roma hamamları arkada görülmektedir.
0 2.405

İtalya hükümeti, son senelerde birkaç mühim hafriyatı idare etmektedir. Bunlardan Roma ve Lazio’daki Ostia hafriyatı, Vezüv’ün eteğindeki Herculaneum ve Pompei ile kampanyadaki Cuma ve Sicilya’daki Sebnunte, Girgenti taharriyatı hükümetin, kendi devlet hududu içerisindeki mesaisindendir. Rodos ve Limni’deki taharriyat da ayrıdır. Fakat İtalya’nın idare ettiği hafriyat arasında en mühim ve meraklıları, Şimali Afrika’daki Sabratta ve Leptismagne ile, bilhassa Cyreneka’daki Cyrene hafriyat ve tedkikatıdır. Bunlar gün geçtikçe, ilme, yeni yeni gizli hakikatler hediye etmektedir. Cyrene’deki abide ve heykeller Yunani’dir. Leptos’unkiler ve Romalılar tarafından yapılmış olup Sabratta heykelelri Roma-Hristiyan tarzındadır. Burada bulunan eserler o kadar kıymeti haizdir ki İtalya müstemlekat nazırı Luigi Federroni ile Cyreneka valisi hafriyatın büyük bir ehemmiyetle takip edilmesi için çok çalışmışlardır. Cyrene’de elde edilen bakaya, ehemmiyetini başlıca şu üç noktadan almaktadır: 1. burası eski dünyanın başlıca siyaset ve irfan merkezlerinden biri idi. 2. Bu memleketin tarihi, milattan evvel yedinci asırdan başlayarak, on üç asır devam eden muhteşem bir hayatı kucaklamıştır. 3. Cyrene, milattan sonra yedinci asırdaki Arap istilasından bu vakte kadar hiçbir harici tahribata uğramamış, bakaya ve harabeler olduğu gibi kalmıştır. Bunun için burada 1913 ve 1923 tedkik seferlerinde olduğu gibi son zamanlarda da çok sanatkarane ve tarihi hazineler bulunmuştur. Roma hamamlarından düzinelerle nefis heykeller çıkartılmıştır ki bunların arasında bugün Roma’da Museo delle terne müzesinde bulunan meşhur Cyrene Venüsü ile Bingazi Müzesi’ndeki, Büyük İskender’in nefis bir heykeli çok kıymetlidir.

Bizantine hamamlarında taşlar üzerine Cyrene tarihi ile Yunan dini hakkında ehemmiyetli malumat hakkedilmiştir. Geçen sene bulunan abide ve heykellerle üzerindeki yazılar, şehir dahilindeki muhtelif binalardan elde edilmiştir. 1925’te Mussolini mevki-i iktidara geldikten sonra tedkikat için mali yardımlar artırılmış, bir mütehassıslar grubu [374] ve topoğrafinin mesai ile hafriyat bir kat daha ehemmiyet kesbetmiştir. Bu mütehassıslar arasında Florance Darülfünunu’ndan Pernice ile Padova Darülfünunu’ndan Anti bulunuyordu. Bunlara birçok teknisyenler, mimarlar ve yerli ameleyi ilave edebiliriz. İtalya’nın programı bütün şehri açığa çıkartmaktır. Bunun için birçok seneler uğraşmak lazımdır. Bir kere eski şehrin harabeleri üzerine yeni binalar yapılmıştır. Evvela, bu binaların istimlakiyle yıkılması ve şehrin başka bir yerde tekrar bina edilmesi lazım gelmektedir.

Cyrene Venüsü’nün arkadan görünüşü, Şimali Afrika’da bulunan Cyrene Venüsü’nün yandan görünüşü, Cyrene Venüsü’nün önden görünüşü.

Bir divarla kaplanmış olan asıl şehir iki kilometreden fazla bir saha işgal eder. Yalnız Apollo Mabedi, Yunanistan’daki en büyük mabedlerle zenginlik ve büyüklük cihetinden rekabet edebilir. Bundan başka şehirde bir agora ile bir nekropolis ve birçok diğer mabedler de vardır. Şehrin ikametgâh olan kısmında üç tiyatro harabesiyle bir stadyum ve bir hükümdar sarayı da bulunmuştur. Üç sene evvel bu vasi harabeler sahasından, henüz agoranın bir kısmıyla Apollo Mabedi’nin bir parçası açığa çıkarılabilmişti. Bundan sonraki senelerde bütün faaliyet bu Apollo Mabedi’nde temellük etmiştir. Çünki burası eski şehrin dini merkezini teşkil ediyordu. Bugün mabedin büyük bir kısmı açılmış olup seyirciler, eski sokaklardaki birçok şaheser bina cephelerini seyredebiliyorlar.

Cyrene’in güzel saçlı Berenice’i

Agoradan geçilip yekpare bir kayadan örülmüş olan Apollo Çeşmesi’ne inildikten sonra abidevi bir medhale tesadüf edilir. Bu medhalden girildikten sonra yıkanmak için bir çeşmeye rast gelinir. Bunun arkasında Plutonion dedikleri cehennem ilahlarına ihda edilmiş olan üç küçük mabed [375] grubu vardır. Diğer birkaç abide de geçildikten sonra asıl Apollo Mabediyle karşılaşılır. Bunun önünde bir mihrab; etrafında sayısız küçük mabedler, diğer çeşmeler, birçok abideler birbiri içerisinde hücreler ve Apollo’nun hemşiresi Artemis merasimine mahsus mihrablar vardır. Garp tarafta bir Yunan tiyatrosu göze çarpar.

Cyrene Venüsü’nün başka bir pozda görünüşü, Cyrene Venüsünün muhtelif pozlarda görünüşü

Burada keşfedilen binalar arasında en mühimi Apollo Mabed ve merkadidir ki Cyrene şehrinin bina edildiği tarihe aiddir. Mabedde, eski Yunan sanatı vardır. Divarları, tahta kirişler arasında, sade tuğlalardan yapılmıştır. Eski Truva evlerinin binası da bu şekildedir. Yetmiş ayak uzunluğundaki mihrab, Şarki Yunanistan’daki nevlerinin en büyüğüdür. Miladın dördüncü asrında burada çok nefis mermerler döşeli idi. Bu mermerlerin çok tuhaf bir hikâyesi vardır. Hristiyanlık buralara yayılarak Apollo ibadet ve merasimine nihayet verdiği zaman mihrabdaki mermer parçaları buradan kaldırılarak Bizantine hamamlarında döşeme taşı olarak kullanılmıştı. Orada tesadüfen unutulmuş olan bir mermer parçası, diğer taşların da bulunmasına yardım etmiş ve bu sene bütün diğer mermerler hamamdan bulunup çıkartılarak getirilmiş, eski yerlerine yine o vaziyette yerleştirilmiştir.

Fidias’ın şaheserinden kopya edilmiş ve Cyrene’de bulunmuş nefis bir Jüpiter başı, Jüpiter başının yandan görünüşü.
İlgili Yazılar

Son senelerdeki hafriyat yeni yeni istifadeli eserleri meydana çıkarmıştır. Mesela Yunanilerin tarihlerinin başlangıcında demiri sanat işlerinde kullandıklarını gösteren demirden bir heykelcik, miladdan evvel 6’ncı asra aid başsız ve kolsuz bir mermer heykel bakayası, miladdan evvel 5’inci asra aid bir harb galibini gösteren bronz bir baş; Germanicus’un kalbi Agrippina’nın müteellim ruhuyla bedbaht hayatını gayet güzel ifade eden nefis bir heykel gibi…

Cyrene harebelerinin bize öğrettiği hakikatler o kadar çoktur ki burada hepsini ayrı ayrı yazmak kabil değildir. Bu şehir tam on üç asır muhteşem bir sanat hayatı yaşamıştır ki harabesi [376] bütün bu müddet zarfındaki sanat tezahürlerini bugünün alimlerine nakletmiştir. Orijinal Yunan heykeltıraşîliğinin başlangıcından nihayetine kadar geçirmiş olduğu devreler, Cyrene’de elde edilen kıymetli bakaya ile pek mükemmel bir surette tedkik edilebilmiştir. Bundan başka ibdai Roma heykeltıraşî ve bilhassa Roma portreleri; Yunani asıllardan kopya edilmiş Roma heykelleri de ayrı kıymeti haizdir. Cyrene’de yeni bir sanat mektebine tesadüf edilmemiştir. Fakat sanatkarların yaptıkları kopyalar eski heykeltıraşî ismi altında bildiğimiz şeyleri zenginleştirmiş ve ikmal etmiştir. Eski heykeltıraşî tarihinin izlerini bulmak ve çizmek için Cyrene  sanatından edilen istifade her türlü tahminin fevkindedir.

Çerçeveler onlara ayrı bir güzellik verir. Cyrene’de tabiat ve insan sanatı bir arada çalışmıştır. O nefis sanat harikalarını koruyan tabiat güzelliği, onun sanatına başka bir ihtişam vermiştir. Bu mağrur ve muhteşem harabelerin büyüklüğü sanat nümunelerinin güzelliği, ufukta Akdeniz’in koyu mai şeridiyle nihayet bulan ulvi bir manzara ile itmam edilmiştir.

Cyrene’de Apollo Mabedi’nde şeytani bir baş gösteren bir mermer parçası, Cyrene’i tahrib eden zelzelede enkaz altında kalmış insan iskeletleri.

Cyrene’e Şimali Afrika’nın Delphi ismi verilmektedir. Bu şehir, miladdan 631 sene evvel Thera Adası’ndan gelen Yunan müstemlekecileri tarafından bina edilmiştir. Tarihin birçok kıymetli şehrinde, en son hafriyatta bulunan heykeller mütehassıslar tarafından güzellik hususunda, birer şaheser sayılmaktadır. Cyrene’in “yaramaz” Venüs’ü ismi verilen heykel, kadın güzellik ve ihtişamın çok mükemmel bir ifadesidir. Mağrur ve vakur bir kadın tipini tasvir eden ve bugün Roma Müzesi’nde bulunan meşhur Cyrene Venüs’ü ile mukayese edilirse bu, yaramaz, fettan Venüs tamamıyla başka bir heyet arz eder. Ötekinin dolgunluğuna mukabil bunda sinirli ve kuvvetli, ince adaleler arif bir vücud vardır. Pek az yağ ve bütün bir sinir ve kuvvetten ibaret olan sırtı, tamamıyla bugünün zevkini tatmin edecek bir şekildedir. Yarı kapanmış gözler, tatlı bir tebessümle hafifçe kıvrılan dudaklar yüze çok başka bir ifade vermektedir. Profil görünüşte tebessüm, daha ziyade tebarüz etmektedir. Baş her ne kadar fena bir surette bozulmuşsa da, fevkalade güzel tersim edilmiştir.

Olimpia’da Fidias’ın meşhur şaheserinden kopya edilen Fidias başı kendine mahsus bir güzellik arz etmektedir. Bunun saçları ve sakalı yaldızla tezhib edilmiştir. Bu heykel 200’den fazla parçaya ayrıldığı halde parçaları güzelce bir araya getirilerek eski haline ifrağ edilmiştir. İlahın yüzünde aynı zamanda şiddet ve hüzün vardır. Ptolemy Energetes’in zevcesi olan Berenice heykeltıraş Callimachus tarafından heykeli yapılarak ebedileştirilmiştir. Berenice’in saçlarında bukleleri o kadar güzeldi ki onları Venüs’e ithaf etmişti. Bu semada bir burca münkalib olmuştu. Cyrene’de şiddetli bir zelzele olduğu enkaz altında kalmış insan ve hayvan iskeletlerinden anlaşılmıştır. Bu şehirdeki hafriyata her sene kışında nihayet verilir. Ertesi sene baharında tekrar işe başlanır. Tedkik heyetinin muvaffakiyeti her türlü tahmin çerçevesini tecavüz etmiştir. Her sene nihayetinde hafriyatın nihayet hududunu teşkil eden yerin bir adım ilerisinde kıymetli bir hazine gizli olmadığını kimse iddia edemez. Cyrene’de ümidler, başka her yerden ziyade hakikat olmaya yakındır ve her hakikat olan ümidin yerine, daha büyük ve daha kuvvetlileri kaim olur. Görüyoruz ki zamanın yıkıp gizlediği her şeyi ilim bulup açığa çıkartıyor.

Ebediyetin bitmeyen yolu üzerine, zaman, silinmeyen izlerini bıraktıkça, toprak altına gizlenmiş hakikatler, son melce olarak ilmin kucağına atılmaktan kendilerini kurtaramıyor.

Kâzım Sevinç

Makalenin Künyesi: Kazım Sevinç, Asar-ı Atika: Kaybolmuş Tarih Sayfalarından Birkaç Yaprak: Şimali Afrika’da Son Hafriyat / Hayat Mecmuası, cilt: IV, sayı: 97, Ankara, 4 Teşrinievvel 1928, sayfa: 373-376.

Latin Harflerine Aktaran: Bünyamin TAN

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More