Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Kırımlıların Kadim Payitahtında Hafriyat

Profesör Y. Borozin’in İzvesita Gazetesi’nde intişar eden bu mühim makalesini eski Türk medeniyeti tarihine alakası dolayısıyla aynen derc ediyoruz

0 494

Profesör Y. Borozin’in İzvesita Gazetesi’nde intişar eden bu mühim makalesini eski Türk medeniyeti tarihine alakası dolayısıyla aynen derc ediyoruz:

[77]     Türk-Tatar medeniyetinin ve bilhassa onun ilk mebde ve esaslarının tetebbuu çok şayan-ı dikkat olduğu gibi hal-i hazırda mesail-i ilmiyenin de başlıcalarındandır. Yedi yüz sene mukaddem Asya’nın göbeğinden çıkarak şimdiki heyet-i müttefikiyemizin sahasında görünen Tatarların, bu korkunç müstevlilerin vahşet ve ibtidailiği hakkındaki kanaat elan fenalardan çıkarılamamış bulunuyor. Yalnız Ruslaştırma gayesini istihdaf eden tedrisat kitaplarının müellifleri değil muasır Garp alimleri de bu batıl fikri oldukça zaif delillerle tekrar edip durmuşlardır. Volga boyunda ve Eski Yurd’un en son senelerin arkeoloji keşfiyatı bu efsaneyi pek aşikâr bir surette tekzip etmektedir. Eski Saray ile Yeni Saray’ın bulunduğu mevkilerde yapılan hafriyat gösteriyor ki Türk-Tatar medeniyeti hiç de ibidai bir derecede değildi (basitlik hakkında söylemeğe bittabi mahal de kalmıyor) ve bu medeniyet kendi evsaf-ı mahsusasından maada aksa-yı şarkın Çin ve Orta Asya’nın unsurlarını da benimsemişti. Altunordu’nun medeniyet ve sanayi-i nefisesi artık kati surette mevzubahis olabilir.

Altunordu devirlerinde vasi bir surette inkişaf eden Türk-Tatar medeniyetinin muhtelif tecelliyatı çok şayan-ı dikkattir ve bu hususta bize yeni bir menba olabilecek Kırım Türk-Tatar kadimiyatı esaslarının tedkiki zaruridir. Geçen sene Eski Yurd’da yapılan hafriyat pek bariz neticeler vermişti. Türk-Tatar [78] medeniyetinin hal ve mazisinin tetebbunu bütün genişliğiyle nazar-ı itibara alan Kırım halk vekilleri meclisi ve Kırım merkezi icra komitesi, cemahir-i müttefika merkezi icra komitesi nezdindeki tetebbuat-ı şarkiye cemiyet-i ilmiyesiyle birlikte Eski Kırım yani Salhat’ın – Kırım Hanlığı’nın eski payitahtı – asar-ı atikasını tedkik için ilmi bir heyet-i seferiye tertip etmişti. Pek tabiidir ki burada kelimenin tanm manasıyla mazinin asarıyla meşbu olan bu arazide, bizi alakadar eden mesailin halledilmezi lazımdı ve şimdi, bir aylık seferin netayicini kısa ve seri bir surette icmal ederken kati olarak denilebilir ki: Evet, ümitlerimiz tahakkuk etti. Salhat Altunordu medeniyetinin Kırım’daki tecelliyatını öğrenmek ve anlamak için bize yeni ve taze malzeme vermiştir.

Salhat, on üçüncü asrın nısf-ı ahirinde ve on dördüncü asırlarda büyük iktisadi ve medeni bir merkez idi. Vaktiyle burada şark memleketlerinin mahsulatını getiren yüzlerce kervanlar toplanır, muhtelif lisanların husule getirdiği gürültü duyulur, büyük ticari işler ve o zamanla borsa oyunu yapılırdı. Gerek Küçük Asya, gerek Mısır ve Türkistan, hatta uzak Hindistan, eski bir ifadeye nazaran surlarını iyi bir süvarinin ancak yarım günde dolaşabildiği bu münkeşif Türk şehriyle münasebat-ı ticariyede bulunurlardı. Salhat bu iktisadi refahla beraber, o zamanın medeniyet ve sanayi-i nefisesinin büyük bir merkezi, mahall-i içtimaı vazifesini görüyordu.

İlgili Yazılar

Mahir sanatkârların vücuda getirdiği birçok cami, medrese ve türbeler şehrin her tarafına serpilmişti. Şarkın bütün cazip renkleriyle parlayan bu güzel şehir, Agarmış’ın zemininde temayüz ediyordu. Bu eyalet şehrinin şimdiki yeknesak ve can sıkıcı sokaklarında dolaşırken bu hayaller canlanıyor. Fakat asar-ı maziye her adımda kendini gösteriyor, tetebbu davet ediyor.

Heyet-i ilmiye, fevkalade ehemmiyeti haiz pek çok asar-ı atikayı kaydetmeğe [79] ve toplamağa muvaffak olmuştur. Bu meyanda şayan-ı dikkat bir surette tezyin edilmiş ve tarihleri konulmuş çok güzel mezar taşları meydana çıkarılmıştır (altmışı mütecaviz). Bu mezar taşlarından birisi, bu zamana kadar Kırım’da bulunan asar-ı atika arasında en eskisi olarak bildiğimiz (Özbek Han) Camii’nin tarih-i inşasından daha evvelki zamana, yani m. 1903 senesine aittir. Bazıları ise doğrudan doğruya şark sanayi-i nefisesi tarihinin sahifelerine geçirilmeğe layıktır. Yine çok miktarda bulunan sikkeler, tarihlerin tespiti için kıymetli bir menba teşkil etmektedir. Bunların kısm-ı azamı 14’üncü asra (bilhassa birinci nısfına) ait olup birkaçı 12’nci asrın evahirinde basılmıştır. Bazı sikkeler de nadirattandır. Bu asar-ı atikanın toplanması, kaydedilmesi, temizlenmesi, resmedilmesi; fotoğraf alınması, tezyinat ve kitabelerin kalıplarının alınması gibi işlerden maada heyet-i ilmiye Salhat şehrinin hudutlarını, hendeklerin hututunu, kale ve surların bakayasını tedkik etmiştir. Neticede bu kadim şehrin, zamanımıza kadar keşfolunan asar-ı atikasını gösteren umumi bir planı tanzim edilmiştir. Ticrari ve medeni  merkez olmak nokta-i nazarından Eski Kırım’ın hususiyetlerini tespit maksadıyla iki yerin, kısmen hafriyata geçen esaslı arkeoloji tedkikatı yapılmıştır. Bunlardan birisi, Salhat’a doğru uzanan muhtelif ticaret kervanlarını mahall-i içtima vazifesini gören kervansaray mevkiinde yapılmıştır. Neticede bu yerin,  birçoklarının tahmin ettikleri gibi hansaray yahut darphane olmayıp kervansaray olduğu anlaşılmıştır. Heyet-i ilmiye, üzerinde, vaktiyle çatının istinat ettiği sütunların kaideleri bulunan geniş bir döşeme, kül çukuru ve eski bir su kemerinin borularını bulmuştur. Hafriyat esnasında, muhtelif surette telvin ve tezyin edilmiş birçok kap kacak parçaları, sikkeler vesair eşya meydana çıkarılmıştır. Bu suretle toplanan eşyanın adedi bini tecavüz etmektedir. Kervansaraya mülhak olup, imalat-ı mahalliyenin derece-i inkişafını gösteren kap kacak imalathanesinin bakayası çok karakteristiktir. [80] Maatteessüf kervansaray sahasının büyük bir kısmının tütünle mezru olması mesaimize ciddi bir hail teşkil etmiştir. Gelecek sene bütün bu sahayı tahliye ve tedkik etmek lazımdır.

İkinci ilmiye, Özbek Camii’ne mülhak olan büyük medresenin harabelerini tedkike matuftu. Bazı yerlerde hafriyata münkalıp olan bu tedkik pek müşemmir olmuştur. Evvela, mahirane bir surette inşa edilmiş fevkalade güzel bir binanın hutut-ı umumiyesi meydana çıkmıştır. Keşfolunan medhal, onun zarif ve muhteşem müstesna sütunları bile, yalnız başına, hafriyatın temin ettiği büyük muvaffakiyet sayılabilir. Fakat Memluk-i Mısır’ın ve Selçuki Türkiye’nin medeni tesiratını tayin etmek için kıymetli asar temin eden bu medhalden maada bu şayan-ı dikkat binanın diğer aksamı da meydana çıkarılmıştır. Binanın garp kısmında hanın mezarı üzerine inşa edilmiş olması muhtemel olan muhteşem bir türbe bulunmuştur. İtina ile tedkik edilen bu türbede, birisi altınla tezyin edilmiş çok güzel iki zarif mezar taşı bulunmuştur. Bu mezar taşlarından biri muhtelif, renkli çini ile örtülmüş olup ahşap çerçevelerle şayan-ı dikkat bir mecmua vücuda getirmektedir. Türbe açıldığı zaman, içerisinde ipekli kumaş ve deri parçaları ile bakaya-i azamı havi altı lahdin parçaları bulunmuştur. Kemikler tamamen çürümüş bir haldedir. Medhalin yakınında bulunan diğer iki mezardan biri çocuk mezarı olup içindeki kemikler daha az bozulmuştur. Şark ve garp istikametlerine doğru, 34 metre uzunluğunda açılan büyük dehliz medresenin başlıca hususiyetlerinin tespitini mümkün kılmıştır. Medrse sahasında umumi bir hafriyat yaparak Kırım kadimiyatının bu fevkalade calib-i dikkat binasını tamamen meydana çıkarmak vazifesi artık bir zaruret halindedir. Medrese harabesi bu kadim Salhat akademisinin güzelliğini gösterdiği gibi buradaki ilim ve sanayi-i nefisenin inkişafını da teyit etmektedir.

Makale Künyesi: Kırımlıların Kadim Payitahtında Hafriyat / Y. Borozin, Türk Yurdu (2-3. Seri), Ankara: Türk Ocakları Merkez Heyeti, Temmuz 1926, cilt: IV, sayı: 19, sayfa: 77-80.

Latin Harflerine Aktaran: Bünyamin TAN

Dergimizde Yayınlanan Tüm Arkeo-Nostaljı Serisi Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More