Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Pompeii ile Aynı Kaderi Paylaşan Kent: Herculaneum Gezi Rehberi

Kendinden daha ünlü olan komşusundan yalnızca 17 kilometre (10 mil) kuzeyde yer alan arkeolojik alan daha az turist çekiyor ancak, bu Roma sahil kasabasının yıllara meydan okurcasına korunmuş oluşu ve alanda bulunan kalıntıların çokluğu ziyaretçilere belki Pompeii'den fazlasını bile verebilir. 

0 1.905

Napoli koyundaki arkeolojik alanlarla alakalı yeni gezi serimizin ilk bölümünde, kendi başınıza çıkacağınız Pompeii turunuza en iyi şekilde hazırlanmanız için bazı püf noktaları ve işe yarar bilgiler paylaştık. İkinci bölümde ise Pompeii’nin “küçük kız kardeşi” kabul edilen Herkulaneum’un büyüleyici tarihini inceliyoruz. Kendinden daha ünlü olan komşusundan yalnızca 17 kilometre (10 mil) kuzeyde yer alan arkeolojik alan daha az turist çekiyor ancak, bu Roma sahil kasabasının yıllara meydan okurcasına korunmuş oluşu ve alanda bulunan kalıntıların çokluğu ziyaretçilere belki Pompeii’den fazlasını bile verebilir.

Herkulaneum’da iki katlı binalar, ahşap mobilyalar, ahşap merdiven ve balkon kalıntıları, lüks aristokrat villaları ve hatta amforaları taşıyan orijinal ahşap raflarıyla tüccar dükkanları bile bulunuyor. Herkulaneum’daki tahribat ve korunmuşluk, bu alanı sıra dışı bir mekan yapıyor. Öyle ki en az meşhur komşusu kadar ünlenmeyi hak ediyor.

Herkulaneum’un Vezüv’e karşı sahilden görünümü

Bir Roma Sahil Tesisi

Herkulaneum, Vezüv Yanardağı’nın batısında, denize yakın, surlarla çevrili küçük bir kasabadır. Adından anlaşıldığı üzere şehir, Halikarnaslı Dionysus tarafından aktarılan efsaneye (M.Ö. 60) göre 12 görevinden birinden döndüğünde şehri kuran Yunan kahraman Herkül’e (veya Herakles) adanmıştır. Erken Herkulaneum tarihi çok net değil fakat şehir planı incelendiğinde Napoli’deki Yunan koloni yerleşkeleriyle bağlantılı olabileceği düşünülüyor. Strabo’ya göre (yaklaşık M.Ö. 64 – M.S. 24) şehirde sırasıyla Oskanlar, Etrüskler, Pelasglar ve son olarak M.Ö. 4. yüzyılda Samnitler tarafından iskan kurdu. Şehir, M.Ö. 89’da Sosyal Savaş sebebiyle bir Roma beldesine dönüşene dek Samnit birliğinden bir üyeyi barındırıyordu.

İYİ BİR KAZICININ M.S. 1709’DA TİYATROYLA KARŞILAŞMASIYLA HERKULANEUM İLK BULUNAN VEZÜV KENTLERİNDEN OLDU.

O zaman Herkulaneum tam bir Roma kasabasına dönüştü. Varlıklı ve ayrıcalıklı Roma vatandaşlarının panoramik deniz manzarasına sahip sahil konutları yaptırdıkları sessiz sakin bir mekan oldu. Yaklaşık 12000 yerleşimcisiyle bir ticaret şehri olan Pompeii’nin aksine Herkulaneum nispeten daha küçük boyutlu idi. Surların çevrelediği yüzeyi 20 hektar (Pompeii’nin dörtte biri) olmakla birlikte 4000 yerleşimci mevcuttu. Ne kadar küçük olursa olsun, kent apaçık zenginliğiyle dikkat çekicidir. Kentte Pompeii’den daha zengin bir sanat yaşam ve daha özenli şahsi yapılar bulunuyordu. Herkulaneum’daki çoğu ev iki-üç katlı, avlulu, peristillidir; ince işçilikle yapılmış boyamalar ve pahalı mobilyalara sahiptir.

Herkulaneum’da İki Katlı Yapılar

Herkulaneum’un Ölümü

Herkulaneum M.S. 62 depreminde ağır hasara uğradı. Kısa süre sonra da komşusu Pompeii gibi M.S. 79’da Vezüv yanardağı patlamasının kurbanı oldu. Fakat iki kentin gömülüşü birbirinden oldukça farklıydı. O vahim gün rüzgar Pompeii yönünde eserek kül bulutunu Herkulaneum’dan uzağa taşımıştır. Böylece Herkulaneum sadece hafif bir pomza taşı tozuna maruz kalmıştır. Bu durum kentin altyapısının uğrayacağı zararı azaltmıştır. Neticede, Herkulaneum, dağ cephesini yerlebir eden ve kentteki tüm yaşamı söndüren kalın piroklastik dalgalarına yenik düştü. Dalganın sıcaklığı o kadar yoğundu ki (yaklaşık 450°C/840°F) ahşap mobilya kaplaması, gıda ve papirüs rulosu gibi organik materyaller Pompeii’de erir veya yanarken burada aniden kömürleşmiş ve şaşırtıcı ölçüde iyi muhafaza edilmiştir. Kent, 20 metrelik (takriben 50 fit) volkanik malzemenin altına gömüldü. Ki bu miktar Pompeii’deki 5 metrelik (16 fit) külden çok daha fazladır. Sonuç olarak, Herculaneum kalıntıları Pompeii’dekilerden daha iyi korunmuş ve anlatacak farklı hikayeleri olan antik bir kasabadır.

Yeniden Keşif


Papyri’nin Villasından Sarhoş Satir, Herkulaneum

İyi bir kazıcının 1709’da tiyatroya rastlamasıyla Herkulaneum ilk yeniden keşfedilen Vezüv kentlerinden oldu. Kısa süre sonra heykeller, sütunlar, yazıtlar ve bronzlar sertleşmiş küllerin içinden tüneller aracılığıyla yüzeye çıkarıldı. Napoli Kralı Bourbonlu Charles’ın himayesinde 1738’de tam ölçekli kazılar başladı ve aynı yılın 11 aralığında “Theatrum Herculanensi” yazılı bir kitabe gün yüzüne çıktı. Roma kenti Herkulaneum yeniden keşfedildi. Daha fazla tünel açılması, gömülü şehrin daha fazlasını ortaya çıkardı ve kuzeyinde, kazıcılar, antik çağların en büyük ve en güzel kişiye özel evlerinden biri olan Papyri’nin görkemli villasına rastladılar. Villada yaklaşık 1800 parşömenin yanı sıra Napoli’deki Ulusal Arkeoloji Müzesinde ziyaretçiye açık 90 bronz ve mermer heykel keşfedildi. Amatör kazılar 1875 yılına kadar aralıklı olarak yapıldı, ancak sadece değerli eserler ve antikaların toplanması amacı güdüldü. Sistematik kazı çalışmaları, 1927’de İtalya‘nın önde gelen arkeologlarından Amedeo Maiuri (1886 – 1963 CE) tarafından denetlenen ekiplerin kasabanın orijinal alanının dörtte birini ortaya çıkarmayı başarmalarıyla yeniden başladı.

2001’den bu yana, Packard Beşeri Bilimler Enstitüsü, Roma‘daki British School ve Napoli ve Pompeii Arkeolojik Mirası Müfettişliği tarafından ortaklaşa yürütülen Herculaneum’u Koruma Projesi, ağır çürüme koşullarını durdurmak ve bölgeyi kurtarmak için çalıştı. Herculaneum’un üçte ikisi keşfedilmemiş olsa da, forum kompleksi henüz kazılmamışken, alanla sürekli ilgilenilmesi yeni arkeolojik keşiflerin yanı sıra antik tiyatronun ve İki Yüzüncü Yıl Evi’nin yeniden açılmasına neden oldu. Bunun yanında, yeni teknikler yakında yüzlerce karbonize papirüs parşömenin bir kez daha okunmasını sağlayabilir.

Kent haritası

Pratik Bilgi

Herkulaneum’a Napoli ve Sorrento’dan gidiş kolaydır. Vezüv çevresindeki yerel tren hizmeti, Napoli ile Sorrento arasında uzanan ve tüm büyük arkeolojik parkların yakınında durağı bulunan Circumvesuviana Hattı’dır. Ercolano Scavi istasyonundan çıkın ve via IV Novembre’de site girişine yaklaşık 5 dakika doğrudan yokuş aşağı yürüyün. Araçla gidiyorsanız A3 Autostrada’dan Ercolano çıkışını kullanarak ilerleyin.

Bu yazının güncel zamanına göre Herkulaneum kazı alanına giriş bileti tek kişi için 13 euro’dur. Biletin bir günlük süresi vardır. 16 euro tutarındaki kombine bilet, arkeolojik alana girişi ve yeraltındaki Herculaneum Antik Tiyatrosuna ziyareti içeriyor. Bununla birlikte, tiyatronun rehberli turları sadece pazar günleri 10:00 (İngilizce), 11:00 (İtalyanca) ve 12:00 (İngilizce) olarak mevcuttur, bu nedenle erişimi sağlamak için biletinizi buradan çevrimiçi olarak satın almanız önerilir. Kümülatif bilet, bir hafta içinde Antik Tiyatro’ya bir giriş ve Herculaneum Arkeoloji Parkına bir giriş imkanı sağlıyor. Parkın bilet ofisinden biletinizi satın aldığınız sırada, kazı alanları için bir harita ve küçük bir cep rehberi kapıverin. Gezinizden önce, PDF rehberlerinizi de indirebilirsiniz (göz atın).

İki geçişlik biletler de mevcut, Herculaneum Vesuvius Card (resmi site) ve Campania Arte Card (resmi site). Herculaneum Vesuvius Card, ziyaretçilerin Ercolano’nun tüm kültürel ve doğal varlıklarını keşfetmelerini sağlayan 16 € fiyatla üç günlük bir geçiş kartıdır. Kart aşağıdaki yerlerin her birine bir giriş içerir: Herculaneum Arkeoloji Parkı, Herculaneum Sanal Arkeoloji Müzesi, Villa Campolieto, Vezüv Büyük Konisi.

Herkulaneum’un İskeletleri

Herkulaneum’u Ziyaret

Pompeii’nin aksine, sadece birkaç saat içinde tüm Herculaneum’ı ziyaret etmek mümkündür. Biz, alanı keşfetmeniz için en az 2-3 saat öneririz. Ayrıca Via IV Novembre’de Herculaneum ve Pompeii’nin sanal rekonstrüksiyonlarını sunan bir müze (www.museomav.com) yer alıyor. Müzede kitapçı ve sergi alanları da mevcut. Antiquarium olarak bilinen başka bir müze, arkeoloji parkına birkaç adım uzaklıkta yer alıyor. Bu müze, kazı alanından mücevher ve diğer değerli eşyaların devamlı bir sergisine (SplendOri: Herculaneum Süslerinde Lüks) ev sahipliği yapar.

Herkulaneum’u keşfetmek, daha küçük alanı ve numaralı sokaklardan oluşan bir sistem içeren düz planı nedeniyle, Pompeii’yi keşfetmekten çok daha kolaydır. Alan, üst ve alt segmentlere (superiore ve inferiore) sahip kuzey-güney (Cardo III, IV ve V) çalışan üç paralel caddeye ayrılmıştır. Bunlar doğu-batıdan geçen ve Decumano Inferiore ve Decumano Massimo olarak adlandırılan iki ana cadde ile kesişir. Ziyaretçiler için, alanın güney ucunda kavisli uzun giriş yolu, arka planda yatan Vezüv Dağı ile Roma kasabasının güzel manzaralarını sunuyor. Bu noktada doğrudan sahil evlerine ve özellikle sahipleri Herculaneum’un panoramik deniz manzarasından tam olarak yararlanmak için bahçeler, teraslar ve revaklar geliştirmiş Geyik Evine bakabilirsiniz.

Evlerin hemen altına bakıldığında, bir zamanlar plaja açılan on iki tonozlu oda görülür. Tekne kulübesi olarak hizmet vermiş olabilirler, ancak bu odalar Herculaneum’un yüzlerce sakininin son dinlenme yeri oldu. Burada yaklaşık 300 kişinin iskeleti ve bazı değerli eşyaları bulundu. Kasabalarının korkunç yıkımından kaçmaya çalışırken, patlamanın yoğun sıcaklığı tarafından anında can verdiler.

Biraz sağda yeni kurulmuş bir yaya köprüsü sizi doğrudan kuzey-güney caddelerinden biri olan Cardo III’e getirir. Solda, triclicium (yemek odası) ve diğer yerleşim odalarına açılan revaklı bahçesi ile Argus Evi bulunmaktadır. Bu soylu evine zamanında henüz gün ışığına çıkarılmamış olan Cardo II’den giriliyordu. Cardo III’ün karşısında solda İskelet Evi bulunuyor. Bu mütevazı ev adını 1831’de bir odada insan iskeletinin bulunmasından alır. Kakma kireçtaşı dekoratif bir arka duvar ile iki dikdörtgen havzadan oluşan bir nemfomana sahip. Nemfomaninin üstünde, sadece üç orijinali bugüne yetişebilen yedi panelden oluşan dekoratif bir friz vardır.

İlgili Yazılar
Herkulaneum’da ünlü Augustales Okulu

Cardo III Superiore’nin kuzey-batı köşesinde, iç mekanları tanınmış mitolojik figürlerin yer aldığı duvar resimleriyle zengin bir şekilde dekore edilmiş Augustales Okulu yer alıyor. Bina genellikle Herculaneum’daki imparatorluk kültünün varlığıyla ilişkilendirilmiştir, ancak belediye meclisi, yerel Curia veya Senato Binası için bir buluşma yeri de olması mümkün. İç mekan, ‘dördüncü stil’ fresklerle dekore edilmiş küçük bir tapınak (sacellum) ile büyük bir odadan oluşmaktadır. Sol duvarda Juno ve Minerva‘nın yanında Herkül yer alıyor, diğer duvarda ise Herkül ve Achelous’un, tüm suların ve dünyanın nehirlerinin tanrısı Deianira‘yı kaçırdığı resmedilmiştir. Aulus Lucius Proculus ve Aulus Lucius Lulianus adlı iki kardeşin, ilahi Augustus‘a bir heykel ya da sunak adanması vesilesiyle Decuriones ve Augustales‘e bir akşam yemeği verdiklerini gösteren mermer bir kitabe bugün duvarda yer almaktadır.

Decumanos Maximus (Decumano Massimo) aceleyle ünlü Augustales Okulunun sağına ilerliyor. Kasabanın ana doğu-batı caddesi, Ad Cucumas adlı dükkanlarla kaplıydı. Satılan içeceklerin tanıtımını yapan duvar resmine bakın. Her biri ağırlık başına farklı bir fiyatla etiketlenmiş farklı renklerde dört şarap sürahisi gösteriyor.

Talihli ziyaretçiler artık 1983’den beri restorasyon ve onarım için halka kapalı olan İki Yüzüncü Yıl Evi’ni ziyaret etme fırsatı bulacaklar. 600 metrekarelik (6.400 metrekare) mülkiyet, çarpıcı mozaikleri ve mitolojik sahneler işlenmiş paha biçilmez duvar resimleriyle Herculaneum’da şimdiye kadar kazılan belki de en güzel soylu evidir. Dükkanlar arasındaki decumanus maximus‘ta yer alan bu üç katlı ev, Gaius Petronius Stephanus ve eşi Calatonia Themis’e aitti.

Ad Cucumas mağazasına doğru geri dönerken, soldaki bir sonraki cadde ziyaretçileri en çok ziyaret edilen evlerin çoğunu içeren Cardo IV’e getiriyor. Bunlardan ilki, Herculaneum’un en lüks konaklarından biri olan Kara Salon Evi. Ev, çerçevesinin ve arşitratörünün karbonize edilmiş kalıntılarını hala koruyan anıtsal bir girişe sahiptir. Ev vestibül, atriyum, tablinum ve peristilden oluşur. Bazı odaları mimari motifli siyah merkezi panellerden oluşan sofistike bir ‘dördüncü tarzda’ boyanmıştır.

Cardo IV Superiore’un diğer tarafında, iç avlusu ve üst kata çıkan merdiveni ile Güzel Avlu Evi yer almaktadır. Bitişikteki Neptün ve Amfitrite Evi, eve modern adını veren yazlık triklinyumunun (açık hava yemek alanı) lüks dekorasyonu ile ziyaretçinin dikkatini çeker. Odanın doğu duvarını tanrı Neptün ve deniz perisi eşi Amfitrite’i gösteren bir mozaik süslüyor. Triklinyum, cam macun mozaiği ve deniz kabuklarıyla kaplı bir nymphaeum’a da sahiptir.

Güzel Avlu Evi, Herculaneum

Cardo IV Superiore’nin alt köşesinde Samnite Evi yer alır. Samnite Evinin tarihi M.Ö. 2. yüzyıla dayanır ve kentteki en eski konutlardandır. Orijinal fresklerinin bir kısmı “ilk tarz”dadır ve çok renkli mermer taklididir. Bu konumda ziyaretçiler bakışlarını, üç tarafı sıvadan yapılmış İyon sütunlarına ve kafes çitleri ile dikkat çeken galeriye çevirmelidir.

Hemen diğer tarafta Cardo III ve Cardo IV arasındaki bloğun arasını kaplayan Ana Hamamlar bulunuyor. 1. yüzyılın başlarında ortaya çıktılar ve her biri soyunma odası (apodyterium), ılık oda (tepidarium) ve sıcak oda (caldarium) sırasına sahip ayrı (daha büyük) erkek ve (daha küçük) kadın tesislerine ayrıldılar. Hamamlar ‘dördüncü stil’ fresklerle dekore edilmiş olup, zeminleri zarif deniz mozaikleriyle döşelidir ve ince sıvalı tavanlara sahiptirler.

Cardo IV Inferiore’dan aşağı biraz ilerlendiğinde, atriyumu tablinumdan (resepsiyon odası) ayıran, fevkalade iyi korunmuş ahşap bölmesiyle ünlü Ahşap Paravan Evi yer alıyor. Bitişikteki Çardaklı Ev, beton ve molozlarla dolu dikey ve yatay ahşap panellerden oluşan ahşap çerçeveli cephesi ve balkonu ortaya çıksın diye restore edildi. Bu teknik opus craticium olarak adlandırılıyor. Çok dayanıklı olmayan ve kolay alev alan, düşük maliyetli bir tekniktir. Evde yataklar ve dolaplar da dahil olmak üzere karbonize olmasıyla mükemmel korunmuş mobilyalar mevcut idi.

Herkulaneum’da Ana Hamamlar

Cardo IV’ün aşağı ucunun orada, atriyumun tüm zeminini süsleyen zarif geometrik siyah-beyaz mozaiği ile Mozaik Atriyum Evi bulunmaktadır. Ne yazık ki ev kapalı durumda ancak atriyumu sokaktan görülüyor.

Cardo V’ten büyük bir girişten girilen geniş bir spor salonu ve atletizm meydanı olan kısmen kazılmış Palaestra, alanın doğu ucunun neredeyse tamamını kaplar. Augustan döneminde (M.Ö. 27 – M.S. 14) inşa edilen bu devasa bina kompleksi, üç tarafı yivli Korint sütunlarından oluşan bir revak ve yukarıdaki terası desteklemek için kuzey tarafında bir cryptoporticus ile çevriliydi. Bu anıtsal yapıya bakar inşa edilen çok sayıda mağaza, bir fırın (pistrinum) da dahil olmak üzere Palaestra’ya uğrayan halkın ihtiyaçlarını karşılardı. Decumano Inferiore kavşağında Cardo V Inferiore’ye doğru yokuş aşağı yürürseniz, yiyecek ve içecek satan bir termopolinin (aşçı dükkanı) kalıntılarını görürsünüz.

Aşağıda, sahil yakınlarında heybetli bir soylu evi yer elır. Merkezi bir avlu etrafında inşa edilmiş olan iki katlı Geyik Evi, natürmumlar ve çeşitli mimari manzaralar içeren hoş ‘dördüncü stil’ tablolar içerir. Napoli Körfezi’nin muhteşem manzarasını sunan teras bahçesinde, orijinalleri bahçede bulunan, köpeklerin saldırdığı iki mermer geyik grubunun kopyaları vardır. Arkeologlar, zengin tüccar Q. Granius Verus’un, pulunun evde ortaya çıkarılan ve volkanik kül tarafından inanılmaz bir şekilde korunmuş bir somun ekmeğin üzerinde bulunmasından bu yana evin sahibi olduğuna inanıyorlar.

Trellis Evi

Aynı caddenin diğer tarafında, Herculaneum’un yaklaşık 1.800 metrekareyle (yaklaşık 20.000 fit) en büyük evlerinden biri olan Telephus’un Yardım Evi bulunuyor. Evin atriyumu sarı panelli ‘üçüncü tarzda’ ve sütunlar arasında asılı osilla adı verilen mermer disklerin kopyalarıyla donatılmıştır.

Telephus Yardım Evi’nin hemen güneyinde yer alan Banliyö Semti, antik sahil bölgesidir. Buraya Cardo V’in güney ucundaki Marina Kapısı’ndan erişip dar bir rampa ile geçebilirsiniz. Banliyö Semtinin merkezi unsuru, Augustan döneminde kasabanın en önemli figürü olan Marcus Nonius Balbus’un Terasıdır. Buraya, cesedinin yakıldığı yere bir huni sunağı dikilmiştir. Azatlısı Marcus Nonius Volusianus tarafından ise sunağın arkasındaki mermer tabana cuirassed balbus heykeli yerleştirilmiştir. Nuceria’nın yerlisi olan Balbus, Augustus yönetimindeki Girit ve Cyrenaica eyaletlerinin valisi ve preator (sulh hakimi) idi. Hayatı boyunca kasabayı sivil anıtlar ve kamu tesisleriyle süslemiştir. Herculaneum’a karşı cömert tavrı, yazıtlarda korunmuştur ve onuruna en az on heykeli dikilmiştir.


Herkulaneum’da Bir Termopolium

Terasın doğusunda, mozaik ve mermer zeminler, sıvalı duvarlar, tavan dekorasyonu ve heykeller ile var olan en iyi korunmuş Roma hamamı komplekslerinden biri olan Banliyö Hamamları bulunmaktadır. Maalesef, yapı nadiren ziyarete açılıyor. Terasın batısında, ilki Venüs‘e adanmış, ikincisi kabartmalardan anlaşıldığı üzere üç tanrı Vulkan, Neptün, Merkür ve tanrıça Minerva’ya adanmış iki tapınak içeren Kutsal Alan bulunmaktadır.

Corso Resina boyunca uzanan arkeolojik parkın dışında yer alan Herculaneum antik tiyatrosunu ziyaret etme fırsatını da kaçırmayın. Bu esere bugün hala Bourbon çağında yapılan ve volkanik malzemenin 20 metre altına inen bir dizi tünelden erişilebiliyor. İki merdiven, duvarları yüzyıllar içinde ziyaretçiler tarafından yapılan grafitilerle kaplı bir koridora yöneliyor. Tiyatro, August döneminde taştan inşa edilmiş olup 2500 seyirci kapasitelidir. Günümüzde Napoli Arkeoloji Müzesi’nde bulunan birçok mermer, büyük bronz heykel ve binicilik heykeli ile dekore edilmiştir. Herculaneum’un yeraltı tiyatrosu her Pazar sabahı en fazla 10 kişiden oluşan üç grubun ziyaretine açılır.

Herkulaneum Banliyö Semtinden Görünüm

Herculaneum’u ziyaret etmeden önce, Herculaneum Koruma Projesi’ne başkanlık eden Prof. Andrew Wallace-Hadrill’in yönettiği başarılı BBC belgeseli The Other Pompeii: Life and Death in Herculaneum‘u izlediğinizden emin olun. Wallace-Hadrill’in 2011’de yazdığı Herculaneum: Past and Future kitabı da Herculaneum’un kent tarihi ve gelişimine yeni bir bakış sunmaktadır.

Herkulaneum’un Yeraltı Tiyatrosu Girişi

Çeviri: Berfu Gençay

Kaynak World History

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More