Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Delfi Kâhini’nin Kehanetlerinin Gizemi

Kahin Pythia Binlerce Yıldır Antik Yunan Uygarlığına Yol Gösterirken Uyuşturucu Etkisinde Miydi?

0 4.566

Tarih ve kültür açısından zengin bir ülke olan Yunanistan’da hayran kalacağımız çok güzel ve çok önemli antik kalıntılar bulunuyor. Bunlar arasında, rahiplerin ve rahibelerin işaretler veya mesajlar yoluyla tanrıların onlara yol gösterdiğine inandığı sözde kehanetler ve tapınaklar vardır.

Eski Yunanlılar ve Romalılar, bir karar vermek zorunda kaldıklarında tanrılara danışırlardı. Bu; kura çekerek, zar atarak, rüyaları yorumlayarak veya hapşırma, yıldırım düşmesi ve uçan kuşlar gibi işaretleri analiz ederek yapılabilirdi. Son derece önemli konularla uğraşırken tanrıların sözlerini kehanetler yoluyla duymaya çalışıyorlardı.

Diğer birçok antik medeniyette olduğu gibi, rahipler ve rahibeler eski Yunanistan’da önemli bir rol oynamıştır.

İlahi bir bağ kurmak istendiğinde hem bireyler hem de şehir devletleri tarafından ziyaret edilen, kehanet olarak da hizmet eden büyük tapınaklar ve rahipler son derece önemli merkezler haline gelmişti.

En ünlü kehanetler arasında Delphi’deki Apollo ve Dodona’daki Zeus’u sayabiliriz.

Delphi Kâhini ve tapınağın rahibesi olan Pythia, transa geçerek otururdu ve kehanetleri veren tanrılar adına konuşarak yöneticilere, vatandaşlara ve filozoflara cinsel yaşamlarından devlet işlerine kadar her konuda tavsiyelerde bulunurdu.

Delphi’deki antik tapınağın, bilginleri, bilim adamlarını ve din adamı olmayanları bile etkilemesinin bir sebebi de Pythia tarafından erişilen transa geçme durumunun doğası ve gayesidir.

Delphi’deki Apollon Tapınağının Akdeniz Dünyasının merkezi olduğuna inanılıyordu.

Çok sayıda klasik yazar en kutsal dini ritüellerden biri olan Delphi’deki kehanette doğal fenomenlerin önemli bir rol oynadığını bildirmektedir. İlk antik yazarlar, tapınaktan yüzlerce yıl önce Delphi’de keçi çobanları tarafından keşfedilen ve yeraltı dünyasına açılan bir çatlak olduğuna inanıldığını söyledi. Keçi çobanları, keçilerinin bu noktada çılgın davrandıklarını ve kendileri oradayken birtakım görüntüler gördüklerini ve bir şeyler sezdiklerini gözlemlediler. Modern bilim insanları bu konuya şüpheyle yaklaştılar ve eski Yunanlıların kehanet için yaptığı açıklamaya ve tapınağın tabanından yükselen sislere inanmayı reddettiler. Bilginler de bu açıklamayı reddetti çünkü arkeologlar tapınakta derin bir yarık ve gaz salımı tespit etmediler.

İlgili Yazılar

Ancak bir grup bilim insanı, arkeolog ve bir bilim tarihçisi, söylenilen şeyleri keşfettiler. The Oracle adındaki kitabın yazarı olan bilim tarihçisi William Broad ve bilim insanı ekibi, çapraz fay hatlarının varlığını ve antik tapınağın altındaki kayalarda “etilen” adı verilen sarhoş edici bir gazın varlığını kanıtlıyor.

Ekip, tapınağın muhtemelen bir zamanlar anestezik olarak kullanılan tatlı kokulu bir gaz olan ve hafif dozlarda alındığında bir hoşnutluk ve sarhoşluk hissi veren etilenin etkisi altında olduğunu keşfetti.

Hidrokarbon gazlarının varlığı, Pythia’nın trans durumuna benzer bir narkotik duruma neden olabilir. Yani bu, Pythia’nın tanrılardan gelen mesajları ilettiğinde uyuşturucu gazın etkisi altında olduğu anlamına geliyordu.

Antik tapınağın altından yükselen sarhoş edici gazın tüm soruları cevapladığına ikna olmamış bazı araştırmacılar da var. Biraz önce bahsettiğimiz etilen teorisi, bu toksik gazlardan neden sadece o rahibenin etkilendiği sorusunu cevaplamıyor. Başka bir nokta da Delphi’deki Apollo tapınağının rahibesi olan Pythia belki de değişen bilinç durumunda soruları cevaplarken objektiflik izlenimi vermek için kendi kendini tetiklemiş olabilirdi. Pythia’nın transı sırasında, rahipler tarafından yorumlanması ve kehanetler haline getirilmesi gereken tutarsız saçmalıklardan bahsettiği defalarca belirtildi.

Bununla birlikte, Pythia’nın antik gizemini araştırmak için yıllarını veren Amerikalı bilim insanı Joseph Fontenrose (1903-1986), Pythia’nın söylediklerinin hiç de tutarsız ve saçma bilgiler olmadığını Delphic Oracle adlı kitabında yazdı. Birçok eski metni incelemiş olan Fontenrose’a göre, Pythia net bir sesle konuşuyor ve gayet anlaşılabilir cevaplar veriyordu. Fontenrose, kehanetlerin nasıl iletildiği hakkında bir yanlış anlama olduğu sonucuna vardı.

Sonuç olarak, Delphi’deki tapınağın eski gizemi hala tam olarak çözülmedi ve Pythia’nın Antik Yunan uygarlıklarına binlerce yıl boyunca rehberlik ettiği sırada uyuşturucu etkisinde olup olmadığı bilinmiyor. Antik alanda daha ileri seviyede yapılabilecek bilimsel çalışmalar bizi gerçeğe daha çok yaklaştıracaktır.

Çeviri: Selen Gizem Caba

Kaynak ancientpages

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More