Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Chefchaouen: Fas’ın Mavi İnci Şehri

Chefchaouen (diğer adıyla Chaouen), Fas’ın Mavi İnci şehri, şehri ışıldayan bir renk hüzmesi içinde bırakan eski, geleneksel ve maviye boyanmış binalarıyla meşhurdur.

0 2.049

Chefchaouen (diğer adıyla Chaouen), Fas’ın Mavi İnci şehri, şehri ışıldayan bir renk hüzmesi içinde bırakan eski, geleneksel ve maviye boyanmış binalarıyla meşhurdur. Rif Dağları’nın yükseklerinde bulunan Fas’ın mavi bir peri masalını andıran mevkisi ülkenin büyük şehirlerinden bir tanesi olan Tangier’e iki saatlik uzaklıktadır. Ancak dağlardaki konumundan dolayı, Fas’ın Mavi İncisi eşsiz bir tarihsel ve kültürel durak olmasının yanı sıra, aynı zamanda ziyaretçilerine tabiatıyla da alakalı eşsiz bir deneyim sunmaktadır.

Tarihsel Olarak Fas’ın Mavi İncisi En Başta Beyazdı 

Chefchaouen, 1471’ te o zamanın yerel liderlerinden bir tanesi olan Abu al-Hassan Ali ibn Moussa ibn Rashid al-Alami tarafından, Fas’ı ele geçirmeye çalışan Portekizlilere karşı savunma amacıyla kuruldu. Şehir, Faslıların kendilerini düşmanlarına karşı savunabilecekleri şekilde planlandı. Portekizliler, Reconquista’dan sonra (ki İspanyol tarihinde Hristiyanların, Hristiyan olmayanlara (çoğunlukla Müslüman) karşı başlattıkları, 8. yy.’dan başlayıp 14. yy.’a kadar devam eden “temizleme” dönemini ifade eder.) Kuzey Afrika’yı işgal etmeye başladılar.

Portekizliler kıtadaki güçlerini arttırmaya ve Fas’ın tahıl, şeker, büyükbaş hayvan, balık, deri ticareti gibi değerli kaynaklarını ele geçirmeye çalışıyorlardı. Komşu şehirlerden Ceuta ve Tangier Portekiz ordusuna yenik düştüğünde, Chefchaouen birçok açıdan Fas’ın Rif bölgesinde son kalan garnizonlardan bir tanesiydi. Dedesinin Faslı yerel liderlerden kontrolü ele alma girişimlerini devam ettiren Portekizli Alfonso V, Chefchaouen için en büyük tehdit olmuştu.

Chefchaouen’in nüfusu İspanya Granada’daki Hristiyanlar tarafından zorla dinleri değiştirilmeye çalışılan Müslüman ve Yahudi kültüre ait mültecilerin akın etmesi sebebiyle arttı. Bu olay 1490’larda meydana gelen Yahudilerin İspanya ve Portekiz’den kovulmaları olarak bilinir. Bu olay sayesinde, Chefchaouen’in nüfusu küçük bir dağ şehrinden dikkate alınması gerekilen bir duruma gelmiş oldu.

İlginç bir şekilde şehrin kurucusunun tarihçiler tarafından ilk Fas hanedanlığını kuran ve muhtemelen Muhammet peygamberin soyundan geldiğine inanılan 1. İdris’in torunlarından bir tanesinin olduğu düşünülmektedir. Chefchaouen’in oluşumu gibi hikayeler Fas’ın bağımsızlık mücadelesinde değerli hikayeler olarak kabul edilebilir.

Chefchaouen ve etrafını çevreleyen bölge -kuzeydeki dağlardan dolayı Rif olarak adlandırılır- erken 20. yy.’a kadar İspanyol ve Fransız hükümetlerinin otoritesi altında kaldı. Geçici bir şekilde 1921’ de ilan edilen ve 5 yıl sonrasında Fransızlar ve İspanyollar tarafından feshedilen Rif Cumhuriyeti’nin bir parçasıydı. 5. Muhammed tarafından liderlik edilen Halkın ve Kralın Devrimi sonucunda, Chefchaouen ve Fas 1950’li yıllarda Avrupalı güçlerden bağımsızlıklarını kazanmayı başardılar. 1957 yılına gelindiğinde 5. Muhammed bağımsız Fas’ın kralıydı.

Chefchaouen’in Kültürel Noktaları

Chefchaouen’in sonradan mavi tonları alan beyazla boyanmış evlerinin, 15. yy.’da bölgeyi evleri haline getirmiş Müslüman ve Yahudi mülteciler tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Duvarların maviye boyanmasının nedenleri çeşitli olsa da köyü maviye boyama geleneği günümüze kadar devam etmektedir. Bazılarına göre duvarları maviye boyama Yahudiler İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’den kaçarlarken ortaya çıktı; diğerlerine göre ise 15. yy. İspanyol Engizisyonu’ ndan kaçan Yahudiler tarafından 400 yıl önce yapıldığıydı. Başkalarına göre ise

“Duvarları maviye boyama geleneği… orada yaşayan köylülere gökyüzünü ve Tanrı’nın varlığını hatırlatıyordu.”

Başka bir değerlendirme ise soluk mavi rengin sıcak Fas yazlarında evleri soğuk tuttuğuydu. Bütün bu açıklamaların içinde, sonuncusunda boyamanın nedeninin belirli bir topluluğa atfedilmediği görülebilir. Ancak başka bir iddia ise mavinin sivrisineklere ve dolaylı olarak sıtmaya karşı doğal bir önleyici olduğu yönünde. Bütün bunlar bir kenara bırakılırsa Chefchaouen, Fas’ın Mavi İncisi olarak bilinmektedir ve turist ve gezginler için önemli bir istikamettir.

Chefchaouen’nin Tarihsel Noktaları

Dağlık konumundan dolayı ulaşımının zor olmasına rağmen, çoğu kişi yıl içerisinde Chefchaouen’in maviyle örtülmüş dünyasını ziyaret ediyor. Şehir o kadar büyük değil ve 1 gün içerisinde her yeri gezilebiliyor ama şehrin yapısı ilginç bir biçimde bir labirenti andırıyor. Küçük sokakları ve her köşede aynı şekilde boyanmış evleriyle bu küçük ve fotojenik ortamda kaybolmak çok kolay. Hatta kapıların bile maviye boyanması nedeniyle kapı girişleri, evlerin ve mağazaların duvarlarıyla karıştırılabiliyor. Mağazaların kendileri eklektik olarak kabul edilebilir ve caddeler genellikle pazarların yerel sanatkârlar ve zanaatkarlarının yaptıkları eşya ve mallarla dolup taşıyor.

İlgili Yazılar

Fas’ın çoğu şehrinde olduğu gibi yerel Arap dilini öğrenmek pazarlık yaparken veya yerel zanaatkarların ürünlerini nasıl yaptıkları hakkında bilgi alırken gayet faydalı. Şehrin küçüklüğünden ve çok sayıda pazarın mevcut olmasından dolayı, Chefchaouen’de alışveriş yapmak sıkışık hissettirebilir. Bu yüzden COVID-19 sırasında ziyaret etmek çok da mantıklı olmayabilir. Ancak seyahatler açıldığında ve sosyal mesafe kuralları yavaş yavaş ortadan kalktığında, yerel esnafın zenginlikleri ve eşyaları yeniden turistler için popüler olacak.

Aynı zamanda şehrin müze ve camileri de ağırlıklı olarak Müslüman kültüre sahip olan Chefchaouen’i gezerken önemli noktalar. Şehrin Ulu Camisi’ne ziyaret şart. Plaza Uta El Hammen’de yani şehrin tarihsel semtinde bulunan cami, şehrin kültürel merkezinde bulunmaktadır. Cami şehrin kuruluşu sırasında inşa edilmiştir ve şehrin kurucusuna ithaf edilmiştir. Hem arabayla hem de yürüyerek ulaşılabilen cami, Chefchaouen’de gelişmekte olan Müslüman topluluğunun kanıtı niteliğindedir.

Cami sadece dinsel gücün merkezi değil aynı zamanda yerel liderler tarafından toplantılar ve kararnamelerin kamusal ilanlarında da kullanılmaktadır. Bu sayede camiyi ziyaret etmek tarihsel ve dinsel deneyimden daha fazlası olacaktır. Yıllar içerisinde birçok kez restore edilmesine rağmen, cami sahip olduğu uzun tarihsel varlığından hiçbir şey kaybetmiyor. Bir ikinci cami Chefchaouen’in İspanyol Camisi ise 1920’lerde inşa edildi ama hiç kullanılmadı. Bu cami ise doğu yamaçlarında bulunmakta ve şehre yukarıdan bakmaktadır.

Şehrin önemli bir yere sahip olan mekanlarından bir tanesi ise yerel etnografi müzesidir: Chefchaouen’ın Kasbah Müzesi. Ulu Cami gibi şehrin tarihsel semtinde bulunan müze, şehrin benzersiz kültürünü korumak ve sergilemek için Ahmed Errifi Paşa tarafından kuruldu. Müzede bulunan eşyalar içerisinde “Ahmed Errifi Paşa zamanında önemli kabul edilen ve Fas’ın o bölgesinde bulunan popüler sanat, heykeller, odun, deri veya taştan oyulmuş objeler, kaplar, geleneksel kıyafetler, evlilik kutuları ve antik silahlar” bulunuyor. Genel olarak müzenin asıl odağı benzersiz Fas ustalığını ve becerisini gösteren eşyalar.

Üstelik ve belki de daha da çekici olan ise bozulmamış ve orijinal durumunda olan Kasbah sarayı ve savunma yapısının müzenin bir parçası olması. Kasbah, Chefchaouen’in başlıca savunma noktası: “askeri amaç ve alanlarla dizayn edilmiş, emir ve emirin ailesinin, tebasının, askerlerinin ve mahkumlarının barınabileceği duvarla çevrili.” Kasbah yıllar boyunca şehirle birlikte büyüdü ve ziyaretçiler tarafından da girilebilen ve özenle yapılmış bir iç bahçeyi de içine aldı ve de aynı zamanda “merkezi bir havuzla, yapıyı çevreleyen kulelerle birlikte.” Binanın temelinin, kalenin orjinali olmasından dolayı, müzeye yapılan ziyaretler ziyaretçilerine tarihsel bir yolculuk sunmaktadır. Özet olarak Kasbah, Chefchaouen’in kökenini modern bir düzlemde görmek isteyenler için paha biçilemez bir fırsat.

Chefchaouen’in Doğal Noktaları

Eğer şehrin ötesine gidip doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenler varsa, Chefchaouen’in mavi sınırlarının dışında kalan doğal dünyada bu isteği karşılamaya yetecek kadar fazla şey var. Rif Dağları’nda her ne kadar iyi işaretlenmemiş olsa da dağcıları Jeb al-Kalaa’ya yani en yüksek zirveye götürecek patikalar mevcut. Bu tırmanış zahmete değer çünkü bu en yüksek nokta şehrin olağanüstü güzelliğini izleyiciye, sanki şehir kendiliğinden bir denizmişçesine görebilmesini sağlıyor. Tırmanış hemen hemen 9 saat sürüyor ve kesinlikle herkesin kaldırabileceği türden bir aktivite değil.

Daha fazla heyecan isteyen ziyaretçiler Fas’ın nesli tükenme tehdidi altında olan göknar ağaçlarının korunması amacıyla kurulmuş olan Talassentane Ulusal Park’ını ziyaret edebilirler. Muhteşem şelaleleri ve basamaklı nehirleriyle parkın manzarası müthiş. Parkın sınırları dışında kalan patikalar, yemyeşil ormanların içerisinde gizli olan Akchour Şelaleri’ne ve Tanrı’nın Köprüsü denilen yere götürüyor. Akchour küçük bir kasaba ve şelaleye de kasabanın ismi verilmiş. Kayadan oyularak taştan güzel bir kemer haline getirilmiş olan Tanrı’nın Köprüsü ise gerçekten tanrıların eseri olarak gözüküyor ve adının hakkını veriyor.

Chefchaouen’in ötesinde uzanan doğal manzaralardan bir tanesi de keşfedilebilecek mağaralar. Henüz tamamıyla haritalanmamış olmasına rağmen, Rif Dağları’ndaki aşağı yukarı bin mağara dolomit ve kireçtaşı gibi yumuşak minerallerden oluşmaktadır. Mağaralar -ki en bilineni Kef Toghobeit’tir.- oluşmuş oldukları kayaların eriyebilir olma özelliğinden dolayı derindirler ve her sene aşırı yağmur yağışından dolayı da derinleşmektedirler. Kef Toghobeit ise Fas’taki en derin, Afrika’daki üçüncü en derin mağaradır.

Son olarak ise Chefchaouen’in haşhaş tarlalarına ziyaret de seyahat planları içerisinde bulunabilir. Haşhaş Fas’ta yasal olmamasına rağmen, bu geleneksel bitki yüz yılı aşkın yerel bir geçmişe sahiptir. Çiftçiler genellikle ziyaretçilere kif’ten -esrardan THC kristallerinin çıkarılması sonucu oluşan madde- nasıl haşhaş ürettiklerini gösterirler. Sonrasında ise çiftçiler sanki yasalmış gibi bu ürünleri ziyaretçilere satarlar. Rif Dağları’nın bu bölgeleri esrar çiftlikleri için başlıca yerler olduğundan, “Fas’ın Mavi İncisi” ni ziyaret ederken bu tür çiftliklere yapılan geziler alışılmadık veya nadir değildir.

Fas’tayken Chefchaouen’a Gitmek Bir Şart

Chefchaouen’in kültürü en az tarihsel geçmişi kadar zengin ve kapsamlı. Fas’ı ziyaret eden birisi bir günlüğüne bile olsa şehrin güzel ve maviyle boyanmış sokakları arasında dolaşmalıdır. Şehir küçük olmasına rağmen hem şehrin içinde ve hem de Rif Dağları’nın ötelerinde deneyimlenebilecek bir çok mekan, insan ve alan bulunmaktadır. Dağlara yapılan bir gezi en az şehrin eşsiz sokakları arasında çıkılan bir gezinti kadar çekicidir. Sonraki gezinizi planlarken Chefchaouen’i, Fas’ın Mavi İnci şehrini ziyaret etmek için rotanızı Fas dağlarının arasından geçirebilirsiniz.

Çeviri: Kudret Yıldırım

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More