Batı Afrika’nın en güzel yerleri arasında Mali, Nijer, Senegal, Gana, Kamerun ve Gabon’daki cazibe merkezleri yer alıyor. Batı Afrika, kültürel çeşitliliği ve zengin tarihiyle bilinen bir bölge. Eşsiz çamur mimarisi ve manzaralar, Nijer ve Mali’nin görüntüsünde öne çıkıyor. Gore adası ve Gana kıyılarında bulunan Elmina kalesi ise birçok turistin uğrak noktalarından biri. Batı Afrika’nın Loango ve Saloum Delta gibi ulusal parkları da insanlara keşif fırsatları ve eşsiz bir doğal yaşam deneyimi sunuyor. Kamerun Dağı’na yapacağınız bir yolculuk ile zirveye tırmanabilirsiniz.
Cenne, Mali
M.S 800 yılında kurulan Cenne (Mali), Sahraaltı Afrika’nın en eski şehirlerinden biri. Nijer Nehir deltasındaki bir adada bulunuyor ve Sahra Çölü ve Gineli ormanları arasında mallarını taşıyan tüccarlar için bir aktarma merkeziydi. Cenne, yıllar geçtikçe İslami öğretinin merkezi haline geldi ve pazar yeri hala muhteşem Ulu Cami’nin hakimiyeti altında. Ayrıca, Timbuktu’nun birkaç yüz mil aşağısında bulunuyor.
Cenne’de her Pazartesi kurulan pazar, Afrika’daki en ilginç ve hareketli pazarlardan bir tanesi, bu nedenle görülmeye değer bir alan.
Buraya kesinlikle yağmur sezonun sonunda (Ağustos/Eylül) yani Cenne’nin bir adaya dönüştüğü zamanlarda uğramalısınız.
Loango Ulusal Parkı, Gabon
“Afrika’nın son cenneti” olarak anılan Loango Ulusal Parkı, nispeten yeni bir eko-turizm merkezi. Loango, yunusları, şempanzeleri, gorilleri ve filleri bir parkta görebileceğiniz Afrika’daki tek yer. Buradayken sahilde, Savanda, bataklıkta ve ormanda vahşi yaşamın tadını bir günde çıkarabilirsiniz.
Park’ta bir ana otel ve birçok uydu kampı bulunuyor. Bu parkın çeşitli alanlarını keşfetmek için minimum 3 gün yeterli olacaktır.
Gabon’daki safari şirketleri:
- Africa’s Eden
- World Primate Safaris
Goree Adası (Ile de Goree), Senegal
Goree Adası (Ile de Goree), Senegal’in büyüyen başkenti Dakar kıyısında bulunan küçük bir ada. Burası, Dakar’ın gürültülü sokaklarına kıyasla adeta bir sessizlik cenneti. Adada hiç araba yok ve kendi başınıza yolunuzu bulabileceğiniz kadar küçük bir alana sahip.
Goree Adası eskiden köle ticaretinin ana merkezlerindendi. Adanın en çok turist çeken yeri ise, 1776’da Hollandalılar tarafından köleler için bekleme noktası olarak inşa edilmiş olan Maison des Esclaves (Kölelerin Evi). Bu ev daha sonra bir müzeye dönüştürülmüş ve pazartesi günleri hariç her gün açık. Adada, balık restoranlarındaki heyecan verici küçük iskelelerin yanı sıra daha birçok ilginç müze bulunuyor.
Bandiagara, Dogon Köyü, Mali
Mali’nin doğusunda bulunan Bandiagara bayırı, geleneksel evleri tam anlamıyla uçurumun kenarına yapılmış olan Dogon köyüne ev sahipliği yapıyor. Bazı evler bölgedeki yerliler (Tellemler) tarafından yapılmış ve o kadar yüksek ki dağcılar bile oraya ulaşamıyorlar. Bayır 125 mile kadar uzanıyor ve ziyaretçilere eşsiz köylerini, zengin Dogon kültürünü (muhteşem dansları ve sanatıyla birlikte) ve nefes kesici manzarasını keşfetme fırsatı veriyor.
Bölgeye gelen ziyaretçiler gezilerine genelde hareketli Mopti bölgesinden başlıyor fakat Bandiagara’daki eşsiz Hotel Kambary’de de kalmak mümkün. Bu bölgeyi en iyi şekilde keşfetmek için uygun ayakkabılar ve iyi bir rehber eşliğinde yürümenizi öneririz. Buranın en güzel sezonu ise Kasım-Şubat ayı sezonu.
Ganvie, Benin
Benin’de bulunan Ganvie, başkent Cotonou’ya yakın benzersiz bir göl köyü. Tüm Ganvie evleri, dükkanları ve restoranları suyun birkaç fit üzerindeki ahşap ayaklı evler üzerine yapılmış. İnsanların geçim kaynağı çoğunlukla balıkçılık. Ganvie, çok samimi bir yer olmasının yanı sıra günü birlik gezinizi harika bir hale getirecek.
Ganvie’ye gitmek için, Abomey-Calavi’deki gölün kıyısına kadar taksiyle gelebilirsiniz, daha sonra sizi oradan bir kayık alabilir. Kayığın üzerindeyken insanların alışveriş yapmalarını, okula gitmelerini ve mallarını satmalarını izleyebilirsiniz.
Ganvie’de birkaç tane temel otel bulunuyor (aynı zamanda ayaklı ve bambu evler de mevcut) fakat çoğu insan buraya Cotonou’dan günübirlik geziler için geliyor.
İlgili Yazılar
Timbuktu, Mali
Mali’de bulunan Timbuktu, ortaçağ zamanlarında ticaret ve öğrenme merkeziydi. Bazı inşalar Timbuktu’nun altın çağından kalmış ve hala kış ayında Taoudenni’den gelen karavanlar için önemli bir durak noktası. Bu yolculuk kısmen eğlenceli olsa da Timbuktu’ya gitmek zor. Ancak ilginç olsa da bir çöl şehri olarak, Timbuktu’ya ulaşmanın en yaygın yolu Nijer nehrinden kayıkla gelmek.
Gidebileceğiniz en iyi sezon ise, Essakane’deki Çöl Festivali zamanı. Böylece Nijer/Ingall’deki Curee Salee festivalini de görebilirsiniz.
Kıyı Kaleler, Gana
Gana’nın Atlantik Kıyısı 17. Yüzyılda çeşitli Avrupa güçleri tarafından inşa edilmiş eski kalelerle çevrili durumda. Önceleri, kaleler altın, fildişi ve baharatlar gibi malların ihracı için depo olarak kullanılıyordu. Daha sonra köle ticaretiyle birçok kale zindanlara dönüştü. Avrupalı güçler bu kaleler üzerinde hakimiyet kurmak için kendi aralarında savaştılar ve kaleler gelecek birkaç yüzyıl boyunca birçok kez el değiştirdi.
Kesinlikle görmeniz gereken kaleler, Elmina’daki Aziz George’un Kalesi ile Cape Kıyı Kalesi ve Müzesi.
Ayrıca, bazı kaleler daha sonra temel konaklama hizmeti sunan misafirhanelere dönüştürüldü.
Saloum Delta, Senegal
Saloum Deltası, Senegal’in güneyinde bulunuyor. Ayrıca mangrov ormanları, kıyı gölleri, adalar ve nehirlerin olduğu büyük bir alanı kapsıyor. Buraya gelirken, pelikanları ve flamingoları görmek, yol boyunca harika balıkçı köylerinin tadını çıkarmak için kesinlikle nehir üzerinden kayıkla gelmelisiniz. Burada baobab ağaçları, kum plajlar ve maymunlar da dahil birçok vahşi hayvanı görebilirsiniz.
Palmarin’de kalabileceğiniz harika oteller mevcut. Baobab ağacından yapılmış evlerde uyuyabileceğiniz Lüks Royal Lodge ya da Lodge des Collines de Niassam otellerine göz atmalısınız. Aynı zamanda birçok yerel köyün işlettiği eko-otel olan Keur Bamboung’ta mangrovların içerisinde kalma deneyimi yaşayabilirsiniz.
Kamerun Dağı, Kamerun
Yerel olarak Mongo ma Ndemi (“Büyüklük Dağı”) olarak da bilinen Kamerun Dağı, 4040 metre (13.225 fit) ile Batı Afrika’nın en yüksek zirvesi. Bu dağ aktif bir yanardağı, son patlama ise 2000 yılında gerçekleşti.
Dağın üzerinde birçok patika yol bulunuyor. En eski ve büyük yol olan Guinness Yolu ise adını eskiden Guinnes Bira’nın sponsorluğunda yapılan yıllık maraton yarışından alıyor.
Bu 2-3 günlük gezide taşıyıcıların ve rehberlerin olması şart. Ayrıca bu yollarda bazı kamplar ve kulübeler de bulunuyor. Gezinizde çiftlik alanlar, yağmur ormanı, dağ ormanları ve savanlardan geçecek, son olarak da kayalık zirveye ulaşacaksınız.
Agadez, Nijer
Agadez genelde Timbuktu’ya benzetilen bir yer. İki yer de ticaret ve kültür merkezi olduğundan zengin bir tarihe sahip. Agadez, keşfedilmeyi bekleyen harika bir şehir ve aynı zamanda muhteşem Air Dağları ve Tenere çölü için bir geçit kapısı özelliği taşıyor.
Öne çıkan yerleri arasında Ulu Cami ve Palais du Sultan sayılabilir. Grand Pazar ise şehirdeki en hareketli yerlerden ve ziyaretçilere burada bulunmuş ve ticaret yapmış birçok kültürü tanıma fırsatı sunuyor. Burada, deve ve başka hayvanlar satan Tuareg göçebelerini, uzun renkli kıyafetler giyen Hausa ticcarlarını ve büyük Çin tarzı şapkalarıyla Fulani halkını görebilirsiniz. Agadez’in tarihi yerleri, geleneksel çamur evleriyle döşeli dar sokaklar ve mallarını yapıp satan esnaflar ile dolu.
Çeviri: Özge Sertbaş
Kaynak
tripsavy