Atlara Veteriner Bakımı Uygulamasının Moğolistan’da Keşfedilen En Eski Kanıtı
Moğolistan'ın ritüel gömülme alanlarında bulunan binlerce at iskeleti kalıntısının dikkatli biçimde incelenmesiyle, bir grup araştırmacı atlara uygulanan veterinerliğe ait birtakım diş ile ilgili işlemleri ortaya çıkardı.
Moğolistan’ın ritüel gömülme alanlarında bulunan binlerce at iskeleti kalıntısının dikkatli biçimde incelenmesiyle, bir grup araştırmacı atlara uygulanan veterinerliğe ait birtakım diş ile ilgili işlemleri ortaya çıkardı. 3300-3700 yıl önce gerçekleştirilmiş olan bu işlemler, bilinen en eski veteriner diş bakımı işlemleridir.
Geyik Taşı’ndaki (Deer Stone) At Kalıntıları-Khirigsuur Kültürü
Muazzam geyik oymalarıyla ve onlara eşlik eden höyüklerle (khirigsuur’lar), geyik taşları, etraflarında bulunan düzinelerce, yüzlerce hatta binlerce etkileyici at kalıntısıyla ünlüdür. Max Planck İnsanlık Tarihi Bilim Enstitüsü’nden (Max Planck Institute for the Science of Human History) William Taylor öncülüğünde, bir grup bilim insanı, Geyik Taşı-Khirigsuur Kültürü (Deer Stone) olarak bilinen antik Moğol pastoral kültüründen gelen at kalıntılarını inceledi (takriben M.Ö. 1300-700).
Önceki araştırmalar bu ilkel çobanların, Doğu Avrasya’da, gıda ürünlerine yönelik hayvancılık olarak büyük ölçüde atlara bağımlı olan ilk insanlar olduğunu ve binicilikte atları ilk kullananlar arasında olabileceklerini göstermiştir. Taylor, Moğol meslektaşları olan Moğolistan Ulusal Müzesi’nden (National Museum of Mongolia) Jamsranjav Bayarsaikhan ve Tumurbaatar Tuvshinjargal’dan edindiği bilgilerden de faydalanarak; ata binme ve atlara dayalı kırsal ekonominin, ata ilişkin veterinerlik bakımının ortaya çıkmasında temel etken olduğunu savunmaktadır. Taylor, “Veterinerlik alanının batıya ait bir bilim olduğunu düşünüyor olabiliriz, ancak Moğolistan’daki çobanlar günümüzde çok daha basit araç gereçler kullanarak nispeten karmaşık işlemleri gerçekleştirebiliyorlar. Araştırmamızın sonuçları göstermiştir ki, at anatomisinin incelenmesi ve bakım geleneği, Çin veya Akdeniz gibi yerleşik toplumlarda değil; yüzyıllar önce, geçim kaynağı atlarının sağlığına bağlı olan göçebe toplumlarda geliştirilmiştir.” şeklinde belirtmiştir.
Dişle İlgili ve Biniciliğe Ait Diğer Moğol Teknolojisi
Ek olarak, Taylor ve ekibi, at dişçiliğindeki değişimleri, bronz ve metal ağızlıkların binicilikte kullanılan dizginlere yerleştirilmesini de içeren çok büyük gelişmelerin takip ettiğini keşfetmişlerdir. M.Ö. ilk bin yılda Avrasya’ya ulaşmış olan bu ekipman, binicilere atlar üzerinde daha incelikli bir kontrol sağlamakla birlikte; atların daha farklı amaçlar için kullanılmasına da sebep olmuştur – özellikle savaşlar için. Ancak, atları kontrol etmek için metal kullanılması, bazı hayvanlarda gelişen ve “kurt dişi” (wolf tooth) olarak bilinen körelmiş bir diş ile ağrılı etkileşimleri de içeren yeni ağız problemlerini beraberinde getirmiştir. Taylor ve ekibi, çobanlar bu metal parçaları kullanmaya başladıktan sonra, aynı zamanda problem gelişen dişi çıkarmak için de bir yöntem geliştirdiklerini –günümüzde birçok diş hekiminin yöntemine benzer şekilde– keşfetmişlerdir.
Bunu yaparak, bu ilkel biniciler, davranışsal veya sağlıksal bir problemle karşılaşmadan en sıkıntılı durumlarda bile atlarını kontrol edebiliyorlardı, ki bu da antik dünyaya ait önemli çıkarımlarda bulunmamıza yardımcı olmaktadır. Max Planck İnsanlık Tarihi Bilim Enstitüsü (Max Planck Institute for the Science of Human History) Arkeoloji Bölümü Yöneticisi, Nicole Boivin, “Birçok bakımdan, M.Ö. ilk bin yılda atların ve at binicilerinin hareketleri, Avrasya’nın kültürü ve biyolojik varlığını yeniden şekillendirmiştir. Dr. Taylor’ın araştırması, İç Asya’daki çobanlar tarafından geliştirilen veterinerliğe ait dişçiliğin; insanların, fikirlerin ve organizmaların yayılmasının kilit unsuru olabileceğini göstermektedir.” şeklinde açıklama yapmıştır.
Çeviri: Seçil Akın
Yazılarınızı çok ilginç buluyorum. Merakla okudum yazınızı.
Atlar hakkında çok ilginç bilgielr veriyorsunuz. Severek takip ediyorum