Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Gana-Akra Rehberi: “Akra’da Bir Yerli Gibi Yaşamak”

Akra’yla ilgili nefret ettiğim şey… Doğa yoksunluğudur. Bir kordonu ya da temiz kumsalı ve pazar günü rahatlamak için güzel bir parkı olmayan deniz kenarındaki bir şehirdir.

Jamestown’daki balıkçılık köyü Akra’nın fakir alanlarından biridir, ancak haysiyetli sahil kültürünü öğrenmek için canlı bir alandır
0 2.263

Lonely Planet yazarı Yerli Elio Stamm üç yıl önce Akra’ya taşındı. Nem ve her şeyin aşırı büyüklüğü bu işe başlamasını güçleştirse de hemen şehir sakinlerinin günlük yaşamlarını sürdürdüğü canlı enerjiye ve yaratıcılığa kendini kaptırdı. O zamandan beri hızla değişen sanat sahnesini, dünyanın dört bir köşesinin mutfağı ve Akra nezaketi onu ele geçirmeye başlamıştı.

Akra’yla ilgili en sevdiğim şey… İnsanları. Makola Pazarı’nın sokakları ne kadar kalabalık olsa da pazarcı kadınlar müşterileriyle her zaman sohbet ederler. Taksiciler, Akra’da Manhattan’dan daha fazla var, dünyanın her yerinde olduğu gibi siyaset tartışabilirler ancak burada sağlıksız (potansiyel olarak pahalı) sesler arabalarının motorlarından çıkmaya başladıklarında bile bir atışı kaçırmazlar. Ayrıca Cafe Kwae ve Nourish Lab Smoothy’de diz üstü bilgisayarlarıyla yanımda çalışan genç ve akran yaratıcılar online bir uygulama ya da hipster çanta üretim şirketi olsun ya da olmasın geleceğe dönük hayallerini paylaşırken yardımcı olmaya her zaman heveslidirler. Herkes hareket halinde ve her yerde enerji var.

Gezi Yazılarımızın Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz

Akra mimarisi yeni ve eskinin şaşırtıcı bir karışımıdır. Cafe Kwae oldukça çağdaş One Airport Square binasının içine gömülmüş haldedir

Ziyarete gelen arkadaşlarım olduğunda… Gana’nın bağımsızlık sembollerine hızlıca göz atmaları için onları taksiyle Indepence Sguare’a (Özgürlük Meydanı) gönderir ve Akra’nın en eski banliyösünde bir Jamestown Yürüyüş Turu öneririm. Deniz feneri kulesi, kale ve çökmekte olan sömürge binaları geçen zamanı anlatırken sahil boyunca oluklu saç barakalar ve bindirme evlerin karışımı olan balıkçı köyün kendisi ise bugün burada yaşayanların yüzleştiği yoksulluk ve zorluklara üzücü bir bakış sunuyor. Ama aynı zamanda halkın gücüne, gururuna ve umuduna da hitap ediyor. Topluluk tarafından yönetilen turun kendisi gençlik programlarına geri para yatırır. Böylesine güçlü ve duygusal manzaralardan bir gün sonra derin düşünce için iyi bir duraklamaya değer – deniz kenarındaki James Town Cafe harika seçimdir.

Amsterdam Rehberi: “Amsterdam’da Bir Yerli Gibi Yaşamak”

The Black Star Monument (Aka Kara Yıldız Kapısı) Akra Özgürlük Meydanı’nda göze çarpmaktadır

Biliyorsunuz uzun zamandır Akra’dasınız ta ki… Her ‘’hayır’’a dostane bir ‘’lütfen’’ eklediğinizden beri. Akra sakinleri nazik bir insan topluluğudur. Kimse sıraya geçme konusu önemsemediğinde durum her zaman böyle görünmeyebilir ancak gerçekten yardıma ihtiyacınız olduğunda birçok insan yardımda bulunmak için burada olacaktır. Bu durum arabanızı hendekten çıkarmak ya da sadece kaybolduğunuzda yön tarif etmeleri olabilir.

Ne yeni? Sanat ve kültür sahnesi birçok yeni alanla yükselişte. Ancak hala nispeten küçük bir daire, bu yüzden Goethe-Institut’ta film gösterimlerinde ya da ANO Kültür Araştırma Merkezi’nde Gana tabut kültürüyle ilgili yeni bir serginin açılışında aynı insanları sıklıkla görüyorum. Ama en sevdiğim kültür sana merkezi Fotoğrafçı Francis Kokoroko ve arkadaşlarının ara sıra Facebook’ta yayınladıkları sanat konuşmalarını ve sergileri organize ettikleri Osu’daki Forico alışveriş merkezindeki tabelasız küçük bir oda olan The Studio olmalı. Konular Ganalı film afişlerinden ünlü Hiplife müzik tarzının doğuşuna kadar değişiklik gösterir.

Kopenhag Rehberi: “Kopenhag’da Bir Yerli Gibi Yaşamak”

Sanat konuşması için The Studio içerisinde toplanan bir grup
İlgili Yazılar

Tipik bir hafta sonu karımın o hafta için çok miktarda sebze aldığı ve benim de biraz bagel aldığım organik Labone Green Market’ine gitmemizle başlar. Evde dinlenerek ya da bir yönetici gibi birken işleri yaptığımız bir öğleden sonrasında birçok iyi restorandan birinde arkadaşlarımızla akşam yemeği için buluşuyoruz. Mamma Mia ya da Pad Thai’deki pizzayı ve Zion Thai’dei noodle’ı gerçekten beğeniyorum ya da eğer canım biraz yerel tilapia (tatlı su balığı) ya da tavuk çekiyorsa Chez Clarısse Mama Africa’ya gidiyorum. Bu üç restoran da yiyecek ve gece hayatı seçeneklerinin çok olduğu Osu’dadır. Waake ya da fufu gibi geleneksel Gana yiyecekleri de bir ziyafettir.

Akra’da Labone Green Market’ta alışveriş

Dışarıda büyük bir gece geçirmek istediğimde Bir sürü seçenek olduğu için önce aklımı toplamam ayrıca biraz sabır göstermem gerekiyor. Plotseven ve Rockstone’s Office gibi kulüpler gece yarısını hayli geçene kadar pek rock müzik yapmazlar. Akşam yemeği ve gurbetçiler ile Ganalıların takıldığı Republic’teki sokakta içkiyle dans etme arasındaki zamanı birleştirmeyi seviyorum. Eğer erken bir Cuma gecesiymiş gibi hissedersem ama hala dans etmek istiyorsam (ya da arkadaşlarım tarafından böyle yapmaya ikna edilirsem) genellikle 1970’lerden müzikleriyle bir disko bar olan Clear Spice’a gideriz ya da Badu Lounge’ta canlı müzik dinleriz.

Rusya Geziniz İçin Yemek Rehberi

Akra’da Badu Lounge’ın renkli ve canlı müzik dolu yerleri

İyi bir manzara için… Batı Afrika’nın en yüksek tepesindeki SkBar25’e gidiyorum. Mavi aydınlatmalı bir barı ve konforlu koltukları olan bir restoranı ve salonu vardır. İkincisi genellikle sadece üyeler içindir, ancak web sitesinde listelenen numarayı arayarak rezervasyon yaptırma şansım oldu. Alto Tower ayrıca şehir merkezinde dolaşırken ya da büyük pazarların çok yorucu olabileceği sıcak günlerde dükkânlarla dolu bir yer olan klimalı Accra Mall’a da yakındır.

Batı Afrika’nın en uzun binası Alto Tower’ın çatısı SkyBar25’e ev sahipli yapmaktadır

Akra’yla ilgili nefret ettiğim şey… Doğa yoksunluğudur. Bir kordonu ya da temiz kumsalı ve Pazar günü rahatlamak için güzel bir parkı olmayan deniz kenarındaki bir şehirdir. Rahatlamak istersem, ya Bojo gibi yakındaki plajlardan birine gitmek için şehirden ayrılırım ya da (araba kullanacak enerjiyi bulamıyorsam), havuz kenarında dinlenmek için büyük otellerden birine giderim. Mövenpick Ambassador Hotel’i büyük havuzu ve geniş yeşil çevresiyle tercih ediyorum – merkezi iş bölgesinde küçük bir vaha var. Haziran’dan eylül ayına kadar olan soğuk sezonda Labone, Cantonments veya Airport Residential gibi birkaç sessiz banliyöde yürüyüşe çıkmak ve kahve içmeye gitmek de güzeldir.

Lonely Planet yazarı Yerli Elio Stamm Mövenpick Ambassador Hotel’de havuz kenarında uzanıyor

Afrika Kıtası Gezi Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Çeviri: Esra Demirezen

Kaynak Lonely Planet

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More