Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

İkinci Dünya Savaşı’nda Kadınların Üstlendiği Tehlikeli Görevler

Sovyetler Birliği kadınları mobilize etmiştir; savaş sırasında 800.000'den fazla kadın Kızıl Ordu'ya kaydolmuş, bu kadınların yarısından fazlası cephede görev almıştır.

0 3.070

Bazı kadınlar, gelenekselleşmiş hemşirelik ve kâtibelik rollerinin ötesinde keskin nişancı, bombardıman pilotu ve benzer başka görevlerde hizmet vermiştir.

Kadınlar İkinci Dünya Savaşı’nın iki yüzünde de hizmet vermiş, çarpışmaya öncekilerden çok daha fazla yaklaştıkları resmi askeri roller üstlenmişlerdir. Sovyetler Birliği kadınları mobilize etmiştir; savaş sırasında 800.000’den fazla kadın Kızıl Ordu’ya kaydolmuş, bu kadınların yarısından fazlası cephede görev almıştır. İngiliz kuvvetleri, erkeklerin yanı sıra çok sayıda kadını hayati önem taşıyan uçaksavar birliklere dahil etmiştir. Nazi Almanya’sı da çatışmanın ilerleyen zamanlarında, zayıflayan servetleri ulusun tam seferberliğini gerektirdiğinde, aynı yolu izlemiştir.

Çatışmadaki dört büyük güçten yalnızca Birleşik Devletler kadınları çarpışmaya göndermeyi reddetmişti. Yine de binlerce Amerikan kadını İkinci Dünya Savaşı süresince çeşitli kabiliyetleri sayesinde orduya katılarak cinsiyetlere biçilmiş geleneksel rolleri ve kadınların kabiliyet ve cesareti konusundaki uzun zamandır süregelen önyargıları tepetaklak etmiştir.

Sovyetler Birliği: Bombacılar ve Keskin Nişancılar

Sovyet kadınlar izci, uçaksavar topçu, tank şoförü ve partizan savaşçı olarak hizmet vermiştir ama oynadıkları rollerin iki en tehlikeli ve meşhur olanı pilotluk ve keskin nişancılıktır.

1941 sonbaharında istilacı Alman kuvvetlerinin Moskova’yı tehdidiyle birlikte Marina Raskova (“Rus Amelia Earhart” olarak bilinir), Joseph Stalin’i kadın pilotların üç alayına idare vermeye ikna etmiştir. Bunlardan en meşhuru 588. Gece Bombardımanı Alayı’dır. Bu alayın pilotları o kadar çok hedefi vurmuştur ki Almanlar onlardan Nachtexen yani “gece cadıları” olarak bahsetmeye başlamıştır. 588. Alay kadınları köhne kontrplak uçaklar kullanarak 30.000’den fazla göreve uçmuş, Nazilerin üzerine 23.000 tondan fazla bomba atmıştır; otuzu öldürülmüş, yirmi dördü ulusun en yüksek kahramanlık ödülü olan Sovyetler Birliği Kahramanı ödülüne layık görülmüştür.

Sovyet kadınlar izci, uçaksavar topçu, tank şoförü ve partizan savaşçı olarak hizmet vermiştir ama oynadıkları rollerin iki en tehlikeli ve meşhur olanı pilotluk ve keskin nişancılıktır.

2.500 Sovyet kadın keskin nişancı olarak eğitilmiş olsa da diğer çok sayıda kadın resmi bir eğitim almadan görevini üstlenmiştir. Piyade taburlarına atanan kadın keskin nişancılar, Alman cephe subaylarını hedef almak ve ilerledikleri an onları vurmakla görevlendirilmişlerdi. Keskin nişancı Lyudmila Pavlichenko (diğer adıyla “Bayan Ölüm”), Kızıl Ordunun 25. Tüfek Bölüğünde görev süresi daha bir yılı doldurmamışken 36 düşman keskin nişancı dahil onaylanmış 309 Alman öldürmüştür. Ayrı zamanlarda dört kez yaralandıktan sonra 1942 sonlarında çarpışmadan alınmıştır ve Sovyet hükümeti tarafından Birleşik Devletlere gönderilmiştir. Burada Eleanor Roosevelt ile birlikte ülkeyi gezmiştir. O sırada 25 yaşındaydı.

İngiltere: ‘Ack Ack Kızları’

1941 ortalarında, İngiliz ordusu Yardımcı Bölge Servisinden (ATS) kadınları uçaksavar birliklerde kullanmaya başladığında, amacının daha fazla erkeği çarpışmaya katmak olduğunu açıkça belli etmiştir; kadınlar çarpışmalı rollerden hala uzak tutulmaktaydı. The Blitz henüz sona ermişti lakin Almanya’nın Luftwaffe’ı çatışma boyunca Londra ve tüm Britanya’yı bombalamayı sürdürdü. ATS kadınları (daha çok Ack Ack Kızları olarak bilinirler) karışık Kraliyet Topçu Alayı bataryalarında erkeklerle birlikte hizmet vermiştir. Düşman uçaklarını tespit etme veya bulma, menzil belirleyerek uçaksavar silahlarla başa çıkma ve mühimmatı kullanma konularında kabiliyet kazansalar da kadınların tetiği gerçek anlamda çekmesi yasaktı. Bir topçu yardımcısının ifadesi şöyledir: “Biz erkeklerle aynı görevleri yerine getirdik. Onlar tüm gece nöbet beklediğinde ellerinde tüfekleri vardı, biz nöbet beklediğimizde elimizde süpürge sapı vardı.”

İngiliz A.T.S. (Yardımcı Bölge Servisi) projektör bataryasında, 19 Ocak 1943

Çoğu ATS üyesi projektör birliklerine atanmıştı. Her bir silah kompleksi etrafında konumlandırılmışlardı, böylece topçuların hedef alabilmesi için gelmekte olan Alman bombacılarını aydınlatıyorlardı. Projektörlerin hayati görevleri arasında, geri dönen İngiliz bombardıman ekipleri için göğü aydınlatmak ve yaklaşan Alman gemileri dolayısıyla denizi taramak da vardı. Binbaşı General Sör Frederick Pile’ın emriyle Ekim 1942’de kurulan 93. Projektör Alayı Britanya’nın tamamı kadınlardan oluşan ilk ordu alayıydı. Bu alay, Londra’nın dışında her biri bir düzine kadın (artı, gerekirse jeneratörü çalıştıracak ve makineli tüfek ateşleyecek bir adam) tarafından işletilen 72 projektörü opere etmiştir.

Savaşın sonunda 74.000’den fazla İngiliz kadın, uçaksavar birliklerde görevliydi. Çatışmada ölen ve yaralanan 389 ATS kadını vardır. Pile’ın yazdığına göre, “Kızlar erkekler gibi yaşadı, ışıklarıyla erkekler gibi savaştılar ve ne yazık ki bazıları erkekler gibi öldü.”

Almanya: Uçaksavar Birlikler

İlgili Yazılar

Adolf Hitler başlangıçta kadınların savaş süresince evlerinde kalıp eş ve annelik vazifelerini yerine getirmesi için dayatsa da Almanya’nın destek ihtiyacındaki vahim artış 450.000’den fazla kadının yardımcı askeri kuvvetlere katılmasını gerektirmiştir.

Hanna Reitsch ve Adolf Hitler el sıkışıyor, 1941

Temmuz 1943’te Alman savaş üretimi bakanı Albert Speer, Hitler’i kadınları projektör ve uçaksavar birliklerinde Luftwaffe ile birlikte vazifeye getirme konusunda ikna etmiştir ve savaşın sonuna dek 100.000 kadar Alman kadın bu vazifeyi yürütmüştür. Onlar da ATS gibi uçaksavar silahları çalıştırma konusunda etraflıca eğitilmelerine rağmen bu silahları ateşlemeye izinleri yoktu. Hitler’in 1944 sonlarında verdiği bir emre göre Alman kadınlar silah kullanmak için eğitilmeyecekti. Nazi propagandası, yardımcı kuvvetlerdeki kadınları flintenweiber, yani “silah kadını” olmama konusunda uyarıyordu. Bu, Sovyet kadın savaşçılar için kullanılan alaylı bir terimdi. Çatışmanın umutsuz son aylarında Hitler bu ısrarından vazgeçmiştir ve deneme amaçlı bir kadın piyade taburu oluşturmuştur lakin, bu tabur yükselmeden savaş sona ermiştir.

Almaya 39 kadına cephe yakınında yürüttüğü görevden dolayı Demir Haç vermiştir ancak bu kadınların neredeyse hepsinin görevi hemşireliktir. Hemşire olmayanlardan ikisi Hitler’in test pilotları Hanna Reitsch ve Melitta Schiller-Stauffenberg idi. Bunlar, erkek pilotların işini faal görev yürütebilmeleri için hafifletmek amacıyla Nazi feribot uçuşları yapan 60 kadın pilottan ikisidir.

Birleşik Devletler: WAC’ler ve WASP’ler

Amerikan kadını sivil olarak da çok hizmet vermiş, Birleşik Devletlerin “demokrasinin cephanesi” olmasını sağlayan fabrikaları güçlendirmiştir. On binlerce Amerikan kadını, geçmiş çatışmalarda da olduğu gibi, hemşire olarak da korkusuzca hizmet vermiştir. Bu kadınlardan madalya, takdirname ve övgüye nail olan sırf Birleşik Devletler Ordusu Hemşire Kolordusu’ndan 1.600’den fazla üye vardır. Ancak diğer birçok kadın Birleşik Devletler savaş gücüne aktif, çoğu zaman tehlikeli alanlarda hizmet vermiştir. Birleşik Devletler İkinci Dünya Savaşı’nda kadınları çarpışmaya göndermemiş olsa da ulusun kadınları orduya katmada yeni bir yol izlediği görülmüştür.

Kadınların silahlı kuvvetlere katılmasıyla terse dönen geleneksel cinsiyet rolleri üzerine Kongre’de dönen hararetli tartışmanın ardından Amerikan ordusu Mayıs 1942’de Kadın Ordusu Yardımcı Kolordu’yu (WAAC) kurarak kadınları ilk askere alan oldu. Temmuz 1943’te, Müdür Oveta Culp Hobby’nin çabalarıyla WAAC, Kadın Ordusu Birliği adıyla düzenli bir ordu statüsüne getirildi.

Jane Tedeschi, Kadın Hava Kuvvetleri Hizmet Pilotlarıyla (WASP’ler) İkinci Dünya Savaşı’nda uçurduğu uçaklardan birinin yanında. Bu grup, savaş alanına konuşlanmış erkek pilotları muhafaza için yurtiçi görevlerde havacılık hizmeti veriyordu. Jane, uçak kullanan ve canlı yangın tatbikatları için hedef uçaklar taşıyan yaklaşık 1.100 kadın pilottan biriydi.

Ordu Kurmay Başkanı George C. Marshall Avrupa’daki kadın askerlerin performansından etkilenerek WAAC’tan bir gruba İngiliz ve Alman akranları gibi uçaksavar bataryalarda ve projektör birliklerinde eğitim aldırdı.  Ancak 1943’ün ortalarında bu denemeyi sonlandırdı çünkü kadınların bu tür savaş vazifelerinde bulunması fikrine karşı halkın isyanından ve kongrenin itirazından çekinmişti. Savaş boyunca 150.000’den fazla kadın WAC’te görev almış, binlercesi Avrupa ve Pasifik’e gönderilmiştir. Hiçbiri çarpışmaya girmemiş olsa da verdikleri cesur hizmetlerden dolayı kadınların orduda oluşu fikrinin daha fazla kabullenilmesini sağladılar.

Hava Kuvvetlerinin atası sayılan ABD Ordusu Hava Kuvvetleri’nin erkek pilotların çatışma görevlerine daha fazla katılabilmesi için kadınlara ordu uçağı uçurma eğitimi vermeye başlamasıyla Amerikan kadını İkinci Dünya Savaşı’nda gökyüzüne de çıkmıştır. Kadın Hava Kuvvetleri Hizmet Pilotları (WASP) programında kadınlar, ülke çapında fabrikalar ile askeri üsler arasında B-26 ve B-29 bomba uçakları ve başka ağır uçaklar uçurmuşlar, yeni ve onarılmış uçakları test etmişler ve gerçek mühimmat kullanılarak gerçekleştirilen atış talimleri için tüfekçilere havadan ve karadan hedef tutmuşlardır.

Aralık 1944’te Kongre bu seçkin programın kapanmasını emredene kadar (25.000’den fazla kadın başvurmuş, yalnızca 1.100 tanesi hizmet verebilmiştir) 38 WASP pilotu görev hattında uçak kazaları ve diğer farklı kazalarda hayatını yitirmiştir. Nihayet 1970’lerde Başkan Jimmy Carter öncü kadın pilotları ABD askeri kıdemlileri derecesine getirinceye kadar, program kayıtları sınıflandırılmış ve programa dair tüm resmi izler yok edilmişti.

Çeviri: Berfu Betül Gençay

Kaynak History

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More