Kladenets Kılıcı: Kendisine Layık Kahramanını Bekleyen Gizli Bir Hazine
Halk efsanelerinde, Kladenets kılıcının sahibine yenilmezlik veren büyülü güce sahip müthiş bir savaş aleti olduğu söylenir. Kladenets kılıcı “çelik kılıç", "gizli kılıç" veya "sihirli kılıç" olarak da bilinirdi ve sadece saygıdeğer bir kahraman tarafından elde edilebilirdi.
Halk bilgisine ve anlatılan hikayelere göre, kılıçlar kahramanların yoldaşıydı ve her kılıcın ruhu sahibinin ruhuna bağlıydı.
Kılıçlar MÖ ikinci milenyumdan bu yana birçok şekil ve boyutta yapılmıştır. Bu kılıçlar, Roma zamanına dayanan ve gladyatörler tarafından kullanılan kısa kılıçlardan (gladius), sıradan bir erkek boyu kadar olmasa bile yine de uzun sayılan (140 cm) ünlü İskoç kılıcına kadar uzanmıştır.
Kılıcın bir noktasını tutan bronz, çelik gibi maddelerden yapılan kılıçlar genellikle runik alfabesi veya diğer sembollerle kazınmış işaretler barındırmıştır.
Antik Yunanlardan Roma İmparatorluğu Dönemine
Şarlman gibi kahramanlar, özel olarak adlandırılmış kılıçlar taşırdı. Öyle ki bu efsanevi savaş aletleri, birçok kültürde yer alan eski insanların efsanelerinde ve masallarında da betimlenmiştir.
Kılıçlar, kahramanların düşmanlarla karşı karşıya geldiği savaşların üstesinden gelmesini, var olan herhangi bir kötü gücü yenmesini, düşmanların masum rehineleri serbest bırakmasını veya bazı şanlı başarıların gerçekleşmesini sağlamıştır.
Bazı kahramanlık şiirlerinde ve eski Rus efsanelerinde, sahibinin emriyle bütün bir ormanı ya da tüm düşman ordusunu kesebilen, kendi kendine hareket eden Kladenets kılıcı yer alır. Diğer savaş aletleri de sahiplerini iyileştirebilir veya onları yenilmez hale getirebilir ancak olağanüstü güçlere sahip benzersiz kılıçlardan biri ise tanrılar tarafından yalnızca tanrılar için yapılan Fragarach kılıcıdır. Fragarach, rüzgarları kontrol edebilen, ahşap ve metali kesebilen eşsiz ve büyülü bir kılıçtır.
Halk efsanelerinde, Kladenets kılıcının sahibine yenilmezlik veren büyülü güce sahip müthiş bir savaş aleti olduğu söylenir. Kladenets kılıcının bu inanılmaz güçleri, Paracelsus’un gizemli kılıcının sahip olduğu güçlerle karşılaştırılabilir. Hatta Paracelsus’un kılıcının günümüze kadar geldiği bildirilmiştir. Öyle ki zamanında bu kılıcın dans edebildiği ve sık sık Paracelsus’un komşularını uyandıran sinir bozucu sesler çıkardığı söylenir.
Bazı eski söylentilere göre, Paracelsus’un yatarken yanına koyduğu garip bir kılıcı vardı. Peki Paracelsus, bu kılıcı kendisini koruması için mi saklıyordu? Azoth adını alan bu kılıç, Paracelsus’un tehdit edici davranışlardan, karanlık ve kötü güçlerle temastan şüphelenmesini sağlayan bir kılıçtı.
Kimler Kladenets Kılıcına Sahip Olabilirdi?
Kladenets kılıcı “çelik kılıç“, “gizli kılıç” veya “sihirli kılıç” olarak da bilinirdi ve sadece saygıdeğer bir kahraman tarafından elde edilebilirdi. Bu kılıca sahip olmak isteyen kişi toprağa ya da bir duvarın içine, bazen ocak, kaya veya kutsal bir ağacın arkasına gizlenmiş bu değerli nesneyi bulmak zorundaydı.
Bazı durumlarda, kahramanın dağdan veya mezardan bir kladenets kılıcı çıkartması gerekirdi, çünkü eski bir inanca göre bu savaş aleti olağanüstü güçlere sahip ölülere aitti.
Kahraman; kendi kendine ocağı yakarak, duvarı geçerek veya savaş alanında başı kesilip gövdesinden ayrılmış birinin altından kılıç bularak gücünü ve yeteneğini kanıtlamalıydı.
Neden Kladenets Kılıcı Bir Hazine Olarak Görülüyordu?
Bazı araştırmacılara göre bu kelime Rusçada, olağanüstü değere sahip “hazine” anlamına gelir ve eski zamanlarda bu tür bir savaş aletleri hazine olarak kabul edilirdi.
Büyülü özelliklere sahip olduğu ya da belki de çelikten yapıldığı ve eski zamanlarda çelik kılıçlar nadir görüldüğü için büyülü özelliklerle ilişkili olduğu anlamı çıkarılırdı.
Çoğunlukla pas nedeniyle aşınan, hasarlı ama kaliteli kılıçlar kullanışsızdı. Çıkarılıp çavdardan arındırıldıktan sonra bu kılıçlar yapıldıkları yüksek kaliteli metalin gücünü kanıtlardı.
Kladenets kılıcı sadece Doğu Slav kültürünün büyüleyici efsanelerinde yer almazdı. Antik Yunan efsanesinde Atina’nın ilk krallarından biri olan Aegeus, güçlü kılıcını büyük bir kayanın altına gömmüştür. Daha sonra, çocuk bekleyen karısına, taşı yuvarlayacak ve altındaki kılıcı çıkaracak kadar güçlü bir çocuğu olursa, onu kral soyu talebinde bulunması üzere Atina’ya göndereceğini söylemiştir.
Bununla birlikte, Kladenets Kılıcı geleneksel olarak efsanevi dönemlerin efsanevi Rus kahramanlarına atfedilir.
Çeviri: Rabia Karaoğlu