Kalbi olan hiç kimse bu kadar erken sönmüş bir ışık görmek istemez. 6 Aralık 1920’de Mario Lombardo, kızı bir yaşındaki Rosalia’ya son kez veda etti. Ancak ölümünden sonra, onlarca yıldır bilim adamlarını ve din adamlarını şaşırtan şey buydu.
Neredeyse bir yüzyıldır birçok unvanı vardı: Cam Tabuttaki Kız, Uyuyan Güzel, Dünyanın En Güzel Mumyası ve Dünyadaki En İyi Korunmuş Mumya. 13 Aralık 1918’de İtalya, Sicilya’nın Palermo şehrinde Rosalia Lombardo doğdu. Rosalia, ailesine daha yüksek bir sosyal statü veren bir İtalyan generalin kızıydı. Bununla birlikte, yüksek konumu, kızının zatürreye yakalanmasını ve ikinci doğum gününden kısa bir süre sonra 6 Aralık 1920’de vefat etmesini engelleyemedi.
Kedere kapılmıştı. General küçük kızına veda etti. Vücudunu sonsuza dek korumak için mumyacı Alfredo Salafia’nın yardımını istedi. Salafia’nın çalışmasının sonucu, şimdiye kadar yapılmış en şaşırtıcı vücut korumalarından biriydi ve büyük ölçüde tarihteki en iyi mumyalama vakası olarak kabul edildi. Tamamlandığında, Rosalia beşiğinde uyuyan bir çocuk gibi görünüyordu. O kadar mükemmel bir şekilde korunmuştu ki, bir cam tabutun içine yerleştirildi ve Sicilya’daki Capuchin Yeraltı Mezarlarına gömüldü. Ayrıca bu yer altı mezarlarına gömülen son kişiydi.
Şüpheciler, onlarca yıldır Rosalia’nın vücudunun mükemmel bir mumdan replikası olduğuna ve Alfredo Salafia’nın sahte bir “mucize” yaratmak için çocuğun vücudunu attığına inanıyorlardı. Daha sonra 2000’lerin başında, bir belgesel ekibi bu soruyu cevaplamak için röntgen cihazlarını yer altı mezarlarına indirdi. X-ışınları bir iskelet olduğunu doğruladı. 2009 yılında, National Geographic’ten bir ekip Rosalia’da MRI yapmak için yer altı mezarlarına gitti. Vücudunun dış ve iç kısmının 3D görüntüsünü üreterek, tüm organlarının mevcut ve sağlam olduğunu buldular.
Nesiller boyunca, mumyacılar hiçbir zaman ortaya çıkmayacak bir sır olan Salafia’nın formülünü aradılar. Daha sonra 2009’da İtalyan biyolojik antropolog Dario Piombino-Mascali, National Geographic Society’nin yardımıyla bu formülü keşfetti. Dario, Salafia’nın yaşayan tüm akrabalarını takip etti. 1933’te ölen Salafia, hayatının çoğunda bir mumyacı ve taksidermistti. Ancak, çalışmasıyla ilgili şaşırtıcı olan, kendi kendine öğrenmiş olmasıdır. Bu nedenle, sürekli araştırıyor ve deniyordu. Bu süreçte, mumyalama uygulamasına ilişkin geniş bir formül ve evrak koleksiyonu topladı.
İlgili Yazılar
Çalışma evrakları arasında, Rosalia’ya enjekte ettiklerinin kimyasal bileşimini yazdığı el yazısı bir anı vardı. Formül formalin, çinko tuzları, alkol, salisilik asit ve gliserin içeriyordu. Bakteri öldüren su ve formaldehitin bir kombinasyonu olan formalin, günümüzde yaygın olarak kullanılmasına rağmen, Salafia bunu ilk kullananlardan biri gibi görünmektedir. Gliserin gibi diğer kimyasallar vücudun kurumasını önlerken, salisilik asit mantarların vücutta büyümesini önleyecektir. Ancak Rosalia’nın mükemmel korunmasının ardındaki gerçek sır çinko tuzları gibi görünüyor. Çinko tuzu artık mumyalamada kullanılmaz, ancak bu durumda kullanımı Rosalia’nın cesedini taşlaştırmış olabilir. Dario, çinko tuzlarının kullanımının sertliğe neden olduğuna ve tabuttan çıkarılması durumunda Rosalia’nın kendi başına dik duracağına inanıyor.
Bu yüzden Rosalia’nın bu kadar mükemmel bir şekilde nasıl korunduğunun gizemi çözülmüş gibi görünüyor. Bununla birlikte, hala kalan bir gizem, Rosalia’nın gözlerini tekrar tekrar açıp kapadığını gösteren birkaç zaman aralıklı video ortaya çıkmıştır. Bu fenomen, göz kapaklarının mükemmel korunmuş mavi gözleri ortaya çıkarmak için açıldığını söyleyen, vücudu bizzat gören insanlar tarafından da gözlemlenmiştir. Bazıları bu fenomeni oda sıcaklığındaki değişikliklere ve hatta odanın aydınlatmasındaki değişikliklerden kaynaklanan optik bir yanılsamayla ilişkilendirse de hala Salafia’nın, Rosalia’nın vücudundan çok daha fazlasını koruduğuna inananlar var. Bir şekilde ruhunu korumayı başardığına inanıyorlar.
Çeviri: Bünyamin Tan
