Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Bosna Piramitleri: Ay’da Unutulmaz Bir Gece

Pek çok kişi Bosna Piramitlerini bilmiyor. Birkaç yıl önce, Bosna'nın başkenti Saraybosna yakınlarında sık bir orman örtüsünün altına gizlenmiş piramit benzeri bir yapının keşfiyle ilgili bir TV belgeseli izlemiştim. İlgimi çekti ve o zamandan itibaren yapılacaklar listemde en üst sırada yer aldı.

0 26.265

Ay Piramit’inin tepesinde kamp ve barbekü gecesi için bize katılmak ister misiniz?” diye sordu. “Ne? Buralarda birden fazla Piramit mi var?!” dedim, oldukça saf bir şekilde. Keskin kahverengi bakışları benimkilerle buluştu ve gülümsedi. . .

Pek çok kişi Bosna Piramitlerini bilmiyor. Birkaç yıl önce, Bosna’nın başkenti Saraybosna yakınlarında sık bir orman örtüsünün altına gizlenmiş piramit benzeri bir yapının keşfiyle ilgili bir TV belgeseli izlemiştim. İlgimi çekti ve o zamandan itibaren yapılacaklar listemde en üst sırada yer aldı. 2005’ten beri dünyanın en eski basamaklı piramitlerini gün yüzüne çıkarmak için kendi kendini finanse eden bir görevde olan baş arkeolog Dr. Semir Osmanagić’in iddiaları hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Dr. Sam aynı zamanda bu günlerde Bosna-Hersek Amerikan Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde başkanlık görevini sürdürüyor.

Kısa Ama Hoş

Sırbistan’da altı gün, Bosna’da da iki gün geçirdikten sonra kızlarımızın yolculuğu artık sona eriyordu. Bu, Saraybosna’daki son günümüzdü.  Güneş Vakfı turizm merkezinin Bosna Piramitlerinin girişine giden dolambaçlı ve yokuşlu yolundan çıkarken bir hayli hevesli oluşum arkadaşlarımın kafasını karıştırdı. Bilet gişesinde, Dr. Osmanagić’in kitaplarından bazılarını raflarda fark ettik, rehber bizi karşıladı ve gruba ‘Bosna Güneş Piramit’inin tarihi hakkında bilgi verdi.

En Eski, En Büyük ve Gizli Bosna Piramitleri

Son on yılda, Saraybosna’nın yaklaşık 35 kilometre kuzeyindeki Visoko’daki tartışmalı piramidal tepeler kümesi, binlerce turisti, spiritüalisti ve eleştirmeni eşit şekilde cezbetti. İnançlı olun ya da olmayın, Dr. Osmanagić’in teorisi sürükleyici bir teori olmakla beraber evrensel olarak kabul edilirse, insan uygarlığı hakkındaki anlayışımızda bir devrime sebep olabilir.

Büyük olasılıkla Balkanlar’ın kadim topluluklarından biri olan İliryalılar tarafından inşa edilen Bosna Güneş Piramidi, Dr. Osmanagić’in 2017’de verdiği bir röportaja göre 34.000 yıl öncesine dayanıyor. Bu piramit, eski Mısırlılar tarafından 4600 yıldan daha uzun bir süre önce inşa edilen Mısır’ın Büyük Giza Piramit’inden yaklaşık yedi kat daha eski ve üç kat daha yüksektir. Bosna tepesi ayrıca Ay Piramidini, Sevgi Piramidini, Ejderha Piramidini ve Toprak Ana Tapınağı’nı da içerir.

Beş yıl önce, bu tür antik yapılarla ilk buluşmam Sudan’da Meroe’nun Kayıp Piramitlerini ziyaret ettiğimde gerçekleşmişti. Bunlar Nubian krallarının iyi belgelenmiş mezarları olsa da Dr. Sam’in tanımladığı gibi Bosna’daki mezarlıkların mezarlık mı, portal mı yoksa süs mü olduğu net değil.

Meditatif Zihin Durumu

Giza Piramit’inden çok daha kesin, tam olarak sıfır derece kozmik Kuzey yönüne sahip devasa yapıyı görmek amacıyla başımı kaldırdığımda nefesim kesildi. Merdivenler bizi kazıyla ortaya çıkan piramidin duvarlarının ilk bölümüne götürdü. Avrupa üniversitelerinden yapılan birkaç bağımsız analiz, masif blokların bugün insan yapımı betondan beş kat daha güçlü ve suya karşı daha dayanıklı malzemeden yapıldığını doğrulamaktadır.

Yol, Bosna Güneş Piramit’inin bulgularını ve fotoğraflarını taşıyan tabelalarla işaretlenmiş kalın bir ağaç örtüsünün arasına döşeliydi. İlk inişte gönüllü bir rehber, bu Piramitlerin yapımının arkasında yatan tarih ve bilimi anlattı. Daha sonra bize, ziyaretçilerin meditasyon yapmak ya da sadece ormanın sessizliğinde kaybolmak için bir araya geldiği açıklıklardan birini gösterdi.

Derin nefes aldık, meditasyonumuzu yaptık ve sakinliğin tadını çıkardık. Belki de Piramidin tepesine götüren bir işaret önümüzdeki sıra sıra ağaçların arasında kayboldu. Huzurlu ve tatmin edici geçirilen bir sabahın ardından geri döndük. Günün böylesine güzel olaylarının hayatımın en unutulmaz deneyimlerine sebep olacağına tahmin edemezdim.

Ravne Tüneli: Gizem ve Gönüllüler

Tur rehberi, “Şanslıysanız, tünel alanında Dr. Osmanagić ile tanışabilirsiniz” demişti. Binlerce yıl öncesine dayanan dünyanın en kapsamlı yeraltı tünel ağının bir parçası olan 2,5 km uzunluğundaki Ravne 2 Tüneli’ne ulaşmak için 12 dakika daha harcadık. Rehberler, tünellerin aslında Güneş Piramit’ini inşa eden aynı kültür tarafından kazıldığını iddia ediyor. Bir saatlik baret turu sizi kazılan tünelin derinliklerine götürür.

Orada, Bosna’nın Büyük Piramitleri etrafındaki çalışmalarına duyulan saygı ve tartışmanın arkasındaki adamla birlikte bir grup insan oturuyordu. Bizi oldukça sıcak karşıladı. Sonraki birkaç dakika boyunca, Güneş Piramidinin tepesindeki enerji portallarında meditasyon ve deneyimlerimizi tartışırken onunla özel bir dinleyici kitlesinin keyfini çıkardık. “Bugün buradaysan, daha de önce buradaydın. Bir arada”, dedi bizimle ve onu sabırla bekleyen diğer ziyaretçi gruplarıyla sıradan fotoğraflar çektirmeden önce.

Dr. Sam’in, Bosna Piramitleri hakkındaki çalışmalarını, görüşlerini ve keşiflerinin bilim ve maneviyat arasındaki boşluğu nasıl doldurduğunu özetleyen birkaç kitap yazdığı da biliniyor.

İlgili Yazılar

Tünel turu oldukça merak uyandırıcıydı. Dünyanın dört bir yanından gelen gönüllüler, tüneli dolduran hafif malzemenin kazılmasını da kapsayan kazıya yardımcı olmak amacıyla buraya geliyor. 5 Euro’luk bir bilet, arkadaşımızı dar, pis yerlerden korktuğu konusunda rahatlatan ve bize tünele giden yolu gösteren bir rehbere sahip olmamızı sağladı. Güvenlik ekipmanlarımızı giydik, ancak içeride deneyimlemek üzere olduğum şey için bir tık hazırlıksız yakalandığımı hissettim.

 

“Tüneldeki hava sadece temiz değil, aynı zamanda bir miktar yüksek konsantrasyonda negatif iyonlara da sahip. Saraybosna ve Visoko şehir merkezinde yapılan testlerde cm3 başına yaklaşık 100 negatif iyon görülürken, tüneldekiler cm3 başına 20.000 ila 23.000 negatif iyona kadar çıkabiliyor. Rehberimizin anlattığına göre tünelde geçirilen bir saat, kandaki oksijen seviyesini tazelenmesine sebep olurken genel olarak sağlığı da önemli ölçüde etkiliyor. Hayranlıkla dinledik ve daha önce yaşadığı endişeye rağmen şaşırtıcı derecede iyi iş çıkaran klostrofobik arkadaşımızı kontrol ettik. Yol boyunca, açıkça işaretlenmiş meditasyon odalarından geçtik ve duvarlar boyunca oturmuş, tünelin enerjilerini çeken insanları izledik. Bu, ultra ses frekansları ve manyetik enerjiler üreten 8 tonluk bir megalit. Tünelin içinde bulunan üç parçadan biri” diyerek merkezdeki dev yuvarlak bir bloğa işaret etti”.

Enerji Hepimizi Harekete Geçirir

Beton bloğun etrafında bir oturulacak bir yer bulduk ve bilgilerin içeri sızmasına izin verdik. Avuçlarımızı bloğa doğru uzattığımızda bunu hissettiğimi fark ettim. İlk başta parmak uçlarımda bir karıncalanma hissi ve hemen ardından enerjilerin vücudumda dönmesi hissi. Dr. Sam’in teorisi hakkındaki iddialar veya eleştiriler ne olursa olsun, enerji titreşimlerine karşı son derece hassas biri olarak, buradaki his reddedilemezdi ve bana oldukça tanıdık geliyordu. O anda hissettiklerimi inkâr etmek mümkün değildi.

Mutluluk.

Dolambaçlı yollarda yürürken hem inananlarla hem de şüphecilerle karşılaştık. Tünelin içindeki suyun alışılmadık derecede temiz olduğu söyleniyor ve bu su dışarıdaki turist dükkanında, şişelerde satılıyor. Biz de aile ve arkadaşlarımıza hediye olarak bu sulardan aldık.

Ay Piramidi’nde Bir Gece

Deneyim oldukça dinçleştiriciydi. Tünelden enerjik bir şekilde ayrıldık ve caddenin en ucundaki restorana yöneldik. Almanya’dan Hırvat bir gönüllü olan sunucu şimdi aramızda oturmuş, bize esrarengiz deneyimlerinden bahsediyordu. “Bu benim buraya yaptığım dördüncü ziyaretim ve şimdiye kadarki en uzun ziyaretim. Her seferinde bir şey beni geri çekiyor” dedi, daha az bilinen Ay Piramidi’nin tepesinde, yıldızların altında bir gece geçirmek isteyip istemediğimizi sormadan önce.

Kızlar son akşamımızı Saraybosna Eski Kenti ve çevresinde geçirmek isteseler de fırsatın kaçmasına izin veremezdim. Akşamın ilerleyen saatlerinde, yeni arkadaşlarım beni yokuşun eteğindeki bir otoparktan aldılar. Dik, ormanlık ve topraklı bir yoldan yukarı doğru gittik.

Gecenin karanlığında çimenli bir yama üzerinde arabadan inerken uzaktan kahkahaların ve konuşmaların geldiğini duyabiliyordum. Çok uzakta olmayan, meşale ışığında zar zor görebildiğim basamaklı piramitleri ortaya çıkaran keşfedilmemiş alanlar vardı.

Masanın etrafında dakikalar ve saatler geçtikçe, uluslararası gönüllüler ve ev sahipleri barbekülü atıştırmalıklar getirdi. Daha sonra, aylardır burada kalmış, Ay’da ve ayın altında pek çok güzel gece geçirmiş olanların dünyevi görüşlerine ve deneyimlerine dair gizemli hikayelerini dinledik.

Şenlik ateşinin çatırtısı sönmeye başladı. Grup dağıldı, bazıları kendilerini yakındaki hamaklarda buldu. Ve o anda beni çevreleyen gizemin içine yavaş yavaş girerken, dünyanın en tartışmalı piramitlerinin manyetizması beni bağladı.

Aşinalığımın rahatlığına doğru yola çıkmadan önce, cevaplanmamış birçok sorum olduğunu biliyordum. Merakımın beni geri getireceğini kalbimde hissedebiliyordum. Geri dönecektim. Ancak bu sefer, daha uzun süreliğine.

Vize, Uçuş ve COVID-19

Türk pasaportu sahiplerinin seyahatten önce Bosna vizesi almalarına gerek yok.

Yol sınırında antijen COVID-19 testi istendi. Arkadaşlarım ve benim test yaptırmamıza gerek yoktu, çünkü her iki aşımızı da ülkeye giriş yapmadan 14 günden daha fazla bir süre önce yapmıştık.

Saraybosna’da otelimize yakın bir klinikte yola çıkacağımız sabah PCR testimizi yaptırdık. Sonuçlar ise geri 2 ila 8 saat arasında belli oluyor; bizim sonuçlarımız ise 6 saat sonra, uçuşumuz için uygun bir zamanda geldi.

Orijinal Yazı: chasingpostcardz

Seyahat Tarihi: Temmuz 2021

Çeviri: Rabia Karaoğlu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More