Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Dönemlere Ait En İlginç 10 Protez Örneği

Protezler modern bir buluş değildir. Binlerce yıldır hekimler ve zanaatkârlar, insanların yaralanma, hastalık veya ampütasyon (iyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma) nedeniyle kaybettiği vücut parçalarının yerine yerleştirilebilecek parçalar üretmişlerdir. Bu ilginç listemizi mutlaka incelemelisiniz.

0 5.206

Protezler modern bir buluş değildir. Binlerce yıldır hekimler ve zanaatkârlar, insanların yaralanma, hastalık veya ampütasyon (iyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma) nedeniyle kaybettiği vücut parçalarının yerine yerleştirilebilecek parçalar üretmişlerdir.

Tahta veya organik maddelerden yapılmış olan antik numunelerin pek azı bozulmaksızın günümüze kadar gelmiştir. Kalanların birçoğu, zarif bir şekilde tasarlanmış makinelerdir, Bazıları protezden çok sibernetik ürünlere daha çok benzemektedir. Antik olan protez örnekler ise gizemlerle ve efsanelerle birlikte günümüze gelmiştir.

10- Kahire Ayak Parmağı

MÖ 950-710 tarihleri arasına ait olduğu düşünülen “Kahire ayak parmağı” dünyanın en eski protezidir. Arkeologlar, bu yapay ayak parmağını, Luxor yakınlarında bulunan kadın bir mumya üzerinde keşfettiler.

Bu parmak deri kaplanmış lekeli ahşaptan ve iplikten oluşmaktadır. Antik Mısırlılar ölüler için sık sık yapma vücut parçaları üretmişlerdir. Kahire parmağı gönüllüler üzerinde denenmiş ve oldukça işlevsel olduğu ortaya çıkmıştır. Mısır tarzı sandaletlerde yürümeyi önemli ölçüde kolaylaştırdığı görülmüştür.

Kahire parmağı dışında, arkeologlar Mısır mezarlarında bir çok antik protez parmak bulmuşlardır. M.Ö. 600 tarihli bulunan bir protezin bugün karton kutu yapımında kullanılan kâğıt macunu karışımından yapıldığı anlaşılmıştır. Bu maddeden yapılan protez rahatsızlık veren bükülemeyen bir yapıdadır.

9- Altın Göz

1998 yılında arkeologlar dünyanın en eski yapay gözünü ortaya çıkardılar. 5.000 yıl öncesine dayanan protez, İran-Afgan sınırındaki Sistan çölündeki Shahr-i-Sokhta nekropolünde bulundu.

2,5 santimetre (1 inch) üzerinde bir çapa sahip yarım küre şeklindeki hafif göz, bitümlü macundan yapılmıştır. Göz üzerine yapılmış karmaşık gravürler merkezi bir iris oluştururlar. Göz üzerinde altın izleri mevcuttur ve bunların parıltıları görülür.

Bu gözü takan kadın 25 ila 30 yaşlarında yaklaşık 183 santimetre boyunda ve M.Ö. 2900 yıllarındaki insanlara göre bir dev görüntüsündeydi. Kadın yanında süslü bir bronz el aynasıyla da gömülmüştür.

Başlangıçta, araştırma ekibi, suni gözün kadının ölümünden sonra mezarın içine yerleştirildiğini düşündü. Ancak, yapılan mikroskobik bir incelemede sol göz soketinde protezle uzun süreli temastan kaynaklanan bir baskı izleri ortaya çıkmıştır.

8- Gotz’un Demir Eli

Gottfried “Gotz” von Berlichingen, korkunç ününe uyan protez kola sahip olan Alman paralı askeriydi. 1504 Landshut kuşatması sırasında, sağ kolunu bir top patlamasında kaybetti. Yapay bir demir uzuv yaptırdı.

İç dişliler, demir protezin eklemli parmaklarını kontrol ediyordu. Yeni uzuv, bir kılıcı tutacak kadar güçlü ve bir tüyü tutacak kadar hassastı. 40 yıl “Gotz’un demir eli” lakabıyla Alman kırsalında terör estirdi.

Yaklaşık 500 yıl önce Wurttemberg’de doğmuş olan Gotz, Kutsal Roma İmparatoru’nun bir şövalyesiydi. Ama zamanının çoğunu tüccarları ve soyluları soyarak geçirdi. Günümüzde, Robin Hood benzeri bir figür olarak hatırlanıyor. Gotz’un protezi, Almanlar tarafından ulusal yaratıcılığın bir eseri alarak görülmekte ve övülmektedir.

7- Tırnaklı Protez Bacak

2007 yılında arkeologlar, Çin’in Turpan şehrinde 2.200 yıllık tırnaklı yapay bir bacak buldular. Protez 50 ila 65 yaşlarında bir erkeğe aitti.

Dizkapağı, uyluk ve kaval kemiği (Patella, femur ve tibia)  80 derecelik bir açıda birleştirilmiş ve normal yürümeyi olanaksız kılmıştır. Protezin üst kısmındaki aşınma, yıllarca kullanıldığını ortaya çıkardı.

Bazı araştırmacılar, diz durumunun iltihap sonucu olduğu ve adamın bir zamanlar tüberkülozdan muzdarip olduğunu düşünmektedir. Kemiğin pürüzsüz yüzeyi, iltihabın ölümünden yıllar önce durduğunu göstermektedir. Numuneye yapılan radyokarbon tarihlemesine dayanarak, uzmanlar M.Ö. 1. yüzyılda Han hanedanlığı tarafından fethedilen antik Gushi halkına ait olduğunu düşünmektedirler.

6- Tycho Brahe’nin ‘Gümüş’ Burunu

1546 doğumlu Danimarkalı astronom Tycho Brahe, teleskop kullanmadan gezegenlerin büyüklüklerini belirlemiş ve kuyruklu yıldızların atmosferin ötesinde olduğunu keşfetmişti. 1566’da Brahe, Manderup Parsberg ile bir düelloda burnunu kaybetti. Düelloyu bir matematik formülü üzerindeki tartışma nedeni ile yapmışlardı. Hayatının geri kalanında Brahe, tarihçilerin gümüşten yapıldığına inanılan bir protez burun takmıştır.

2010 yılında araştırmacılar, meşhur “gümüş” burnunun gerçekten gümüş olmadığını keşfettiler. Gerçek protezi tespit edemeseler de, burun boşluğu etrafındaki yeşilimsi renklenmelerde çinko ve bakır izleri bulunmuştur.

Araştırmacılar, protez burunun bronzdan yapılmış olması gerektiği sonucuna vardılar. Brahe,  babasından yüklü miras kaldığı ve özel günlerde altından yapılmış burun taktığı söylenmektedir.

İlgili Yazılar

5- Anglesey Ayağı

Uxbridge Lordu Sir Henry Paget, Waterloo savaşında İngiliz süvarilerine komuta ederken bacağını bir top patlamasıyla kaybetti. Bacağı diz kapağından kesilerek ölümden kurtuldu.

Kesilme işlemi antiseptik veya anestezi olmadan yapıldı. Kopan bacağı yıllarca Waterloo’da sergilendi ve turistlerin ilgisini çekti.

James Potts, patentli olan “Anglesey bacağı”’nı tasarladı. O zamanlar bir çok protez bacak yapılmaktaydı ama Anglesey (Galler’de bir ada) bacağı tam bir sanat eseriydi.

Oyulmuş meyve ağacından üretilen mafsallı bacak, diz, ayak bileği ve ayak parmaklarının esnekliğine izin veren hassas bir kanguru tendon şerit sistemi tarafından kontrol edilmiştir.

4- Geri Dönüştürülmüş Dişler

Toskana’daki San Francesco manastırını araştırırken, arkeologlar dünyada bilinen en eski diş protezini keşfettiler. 400 yaşındaki protez, altın bir bantla birbirine bağlanmış gerçek insan dişlerinden (üç merkezi kesici ve iki yanal köpek) yapılmıştır.

Dişlerin kökleri çıkartılmış kesilmiş, hizalanmış ve altın yaprak üzerine sıralanmıştır. CT taramasında dişleri iç altın bandına sabitleyen altın pimi ortaya çıkarmıştır.

Arkeologlar, eski takma dişler hakkında bilgileri mevcuttu. İlk somut keşif soylu bir ailenin 100 ceset bulunan mezarlığında bulunmuştur. Araştırmacılar protezlerin uyduğu kişiyi bulamamıştır. Protezlerde plak ve kalsiyum birikimi, bu protezlerin uzun yıllar kullanıldığını göstermektedir.

3- Antik Avusturyalı Ahşap Bacak

Eski bir Avusturya mezarlığında, arkeologlar protez bacakları olan altıncı yüzyıl savaşçısının kalıntılarını ortaya çıkardılar. Ayağın takılı olması gereken yerdeki demir halka antik protezin kanıtı olarak kabul edilmiştir. Kireçlenme ve yapısal bozukluk nedeniyle adamın bir süre koltuk değneği kullandığı anlaşılmıştır.

Uzmanların araştırmaları protezin demir bant ile takviye edilmiş tahtadan olup üzerindeki lekelerden deri ile kaplanmış olduğunu göstermektedir.

Süslü bir broş ve bir kılıçla gömülmesi nedeni ile bir şövalye olduğunun; yaşının ise 35-50 arasında olduğu düşünülmektedir. Yapılan CT taraması kalça, omuz, omurga ve sol dizinde iyileşmiş çoklu boşluklar, eklem iltihabının olduğunu ve ayrıca iyileşmiş kırık burunu olduğunu göstermiştir.

Altıncı yüzyıldan önce tarihli olmasına rağmen benzersiz ve ustalıklı bir ampultasyon  (ameliyat ile bacak kesilmesi) operasyonu yapıldığını göstermektedir.

2- Barbaros’un Gümüş Kolu

16.yüzyılın, meşhur Berberi körfezi korsanı Aruj Barbarossa ışıltılı protez kolu nedeni ile “Gümüş kol” lakabıyla bilinir. 1512’de Cezayir’deki İspanyollarla yapılan bir savaşta top atışı esnasındaki patlamada sol kolunu dirseğin üzerinden kaybetti.

Adamları Tunus’a götürdüler. Çok yetenekli Arap cerrahları başarı ile kolu kestiler ve yerine parıldayan metalden yapılmış özel bir protez taktılar.

Barbaros sonunda Cezayir sultanı oldu. Osmanlılarla ittifak kurdu ve yeni eyaletlerin valisi oldu.

1- Capua Bacağı

1910’da arkeologlar İtalya’nın Capua kentinde eski bir Roma mezarında protez bir bacak ortaya çıkardılar. Keşfedildiği zaman, için Capua bacağı dünyanın en eski yapay uzvuydu.

M.Ö. 300 yıllarına tarihlenen Roma protezi tunçtan yapılmıştır. İşlev olarak diz altına konulmuştur. Araştırmacılar, bir metal levha aracılığı belinin bacak yerinde sabitlendiğini düşünmektedirler.

Capua bacağı, 2. Dünya Savaşı sırasında hava saldırısında tahrip olana kadar Londra’da Kraliyet Cerrah Koleji’nde bulunuyordu. Bir kopyası Londra’daki Bilim Müzesi’nde sergilenmektedir.

Antik Roma’da yapay uzuvlar yaygın değildi. Birkaç numuneye rastlanmaktadır. Bilinen bir protez, General Marcus Sergius, İkinci Punik Savaşı sırasında kaybettiği kolu için demirden yapıldı. Yeni uzuv, bir kalkan tutmasına ve savaş yapmasını bile sağlanmıştır.

Çeviri: Bülent Pekardan

Kaynak Listverse

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More